CUMHURİYET REJİMİNİN ERDEMLERİ


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

28 Ekim 2014, 16:05

 “Bugün, Büyük Komutan, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizin Türk ulusuna en kıymetli armağanları, birliğimizin, dirliğimizin, gelecekle ilgili tüm ümitlerimizin gerekçesi ve göz bebeğimiz olan Cumhuriyetimizin Bayramını 91. kez kutlamanın gururu ve coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz.
Cumhuriyet rejiminin en önemli erdemi; birbirlerine “ümmet bağları” ile bağlı olan bireyleri “ulusal bilinç” ile birleştirerek “vatandaş” olma olgunluğuna yükseltmektir. Böylece aklın ve bilimin ışığı altında, özgürce düşünüp sorgulayabilen, sorumluluk bilinci ile kararlarını bağımsız olarak verebilen çağdaş bireylerden oluşan toplum yaratılmıştır.
Cumhuriyet, katı kurallar getiren durağan bir rejim değildir. Büyük Atatürk Cumhuriyet'i kurarken, O'nun çağdaş gelişmeleri olanaklı kılacak dinamik bir yapıda olmasına özen göstermiştir.  
Anayasamızda "Türkiye Cumhuriyeti'nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu" hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.  Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün, Atatürk ilke ve inkılâplarının korunup kollanmasında hepimize görevler düşmektedir. Cumhuriyetimizin değiştirilemez nitelikteki temel özellikleri, başta laiklik ilkesi olmak üzere bizlere yol göstermeyi sürdürecektir.  
Atatürk,   Cumhuriyet   yönetimini,  “ulusal  karakterimize  en  uygun  düşen  bir    yönetim biçimi” olarak görmektedir.  "Türk Ulusu'nun doğa ve törelerine en uygun olan    yönetim, Cumhuriyet yönetimidir." demektedir. "Bütün   dünya  bilsin  ki,  benim   için  bir   taraflılık  vardır:   Cumhuriyet  taraftarlığı,  fikirsel  ve  sosyal  ve  inkılâp taraftarlığı...  Bu noktada yeni Türkiye Cumhuriyet  ile  demokrasiyi  ayrı  düşünmeyen  Atatürk,  1930'lar  Avrupa’sında   neredeyse  yaygın  olarak  görülen  baskıcı  rejimlerin  hepsini  de  eleştirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, çağdaşlaşmanın bir gereği olarak, artık yönetim dini esaslara göre değil, akıl ve bilimin ışığında yapılması esasına dayalıdır. Akıl ve bilim ise “laiklik” demektir. Diğer taraftan laiklikle, herkesin dini inançlarını serbestçe yapmaları güvence altına alınmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk Ulusu’nun sömürgeci ve işgalci güçlere karşı başlattığı Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan sonra, ülkede çeşitli alanlarda yapılan birçok inkılap, yalnızca Türk Ulusu’na değil, bağımsızlık mücadelesi veren tüm Afrika ve Uzakdoğu uluslarına örnek bir savaş ve özgürlük yolunda ilham kaynağı teşkil etmiştir.

Cumhuriyet rejimi, öncelikle, devlet yaşantımıza, siyasi yaşantımıza egemenliğin bir kişiye, bir gruba, bir sınıfa değil, doğrudan ulusa ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır. Bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet güvencesi altına alışı, milli birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici ve pekiştirici olmuş, milli sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir yönetim haline gelmiştir.

Cumhuriyet rejimi aynı zamanda insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve özgürlüklerine gösterdiği saygı nedeniyledir ki çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur. Türkiye'nin çağ atlaması, ulusumuzun Atatürk'ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, laik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir.

Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Bu bakımdan, bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Şüphesiz ki Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde kendilerine bırakılan emaneti sürekli koruyacaklar, Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti'ni O’nun çizdiği yolda sonsuza dek yaşatacaklardır.
Nice 91 yıl coşkusunu huzur ve mutlulukla yaşamak dileğiyle tüm Çerkezköy halkının Cumhuriyet Bayramını en içten duygularımla bir kez daha kutluyorum.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.