AKP’nin içindeki savaş, ekonomideki çapaları tehdit ediyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, AKP’nin ekonomide şeffaflık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik adına atılmış adımlardan geri döndüğünü bunu da “Vesayetten kurtuluş” gibi takdim etmeye çalıştığın belirterek, “Lafı eğip bükmeye de gerek yok. Hodri meydan! Çıkarsınlar bir yasa. ‘Merkez Bankası’nın bağımsızlığına son verdim’ deyiversinler bakalım. 2001’den sonra atılan çapalar sayesinde bir tek ekonomiyi yangın yerine çevirememişlerdi; anlaşılan şimdi sıra ona geldi” diye konuştu.

AKP’nin içindeki savaş, ekonomideki çapaları tehdit ediyor
01 Temmuz 2014 Salı 07:06

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak  düzenlediği basın toplantısında ekonomideki ve siyasetteki son gelişmeleri değerlendirdi. AKP’nin dış politikasının, Türkiye’yi bölgedeki her meselenin ve çatışmanın tarafı haline getirdiğini ifade eden Öztrak, IŞİD’in Musul’daki Türk Konsolosluğu’nu basıp konsolosluk çalışanlarını kaçırdığını, 31 Türk şoförü de rehin tuttuğunu hatırlatarak, “Bu müessif olayın üzerinden tam 16 gün geçti. Ancak son dönemde yaşanan her rezalette ‘Bu ülkenin sabrını test etmeyin’ diyerek, çatlamadık sabır taşı bırakmayan iktidar mensupları şu ana kadar muhalefete saldırmaktan ve yaşanan rezalete yayın yasağı getirmekten başkaca bir şey yapamamıştır. Hükümetin yaptığı açıklamalara bakarsak 80 vatandaşımız rehine değil, IŞİD’in adeta misafiri” diye konuştu.
REHİNELERİ GETİRMEK İÇİN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ Mİ BEKLİYORLAR
Öztrak, Hükümetin Türk vatandaşlarını geri getirmek için neyi beklediğini anlamanın mümkün olmadığın ı belirterek, “Umarım vatandaşlarımızın rehineliğinin ne zaman sonlanacağı bizdeki cumhurbaşkanlığı seçimine endekslenmemiştir. Bu durum, seçim malzemesi haline getirilmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu. Irak’taki Türkmenlerin durumuna da değinen Öztrak, 3 yıl önce “Telafer’e dokunan Türkiye’ye dokunur” diyen Dışişleri Bakanı’nın Türk Konsolosluğunun basılmasına, Telafer’in yakılıp yıkılmasına sessiz kalmasını eleştirdi. Türkiye’nin bölgede imrenilen ülke iken, istenmeyen ülke haline geldiğini kaydeden Öztrak, yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilediğini belirtti.
 AKP’NİN İÇİNDEKİ SAVAŞ TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDİYOR
Hükümetin çevre ülkelerden kaynaklanan risklere, ekonomideki kırılganlıklara karşı bu günlerde koltuk savaşıyla meşgul olduğunu ifade eden Öztrak, Hükümetin kendi arasındaki kavgaya ekonomide üzerine titrenmesi gereken kurumları malzeme yaparak devam ettiğini söyledi. Öztrak, ekonomi yönetimindeki çekişmenin bir tarafında Recep Tayyip Erdoğan, yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Ekonomi Bakanı; diğer tarafında ise Bülent Arınç, Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in olduğunu ifade etti. Bu savaşta Merkez Bankası ve diğer bağımsız kurumların da savaş alanı haline geldiğini kaydeden Öztrak, Merkez Bankası üzerinden yapılan vesayet tartışması hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu vesayet tartışması sıradan, masum bir tartışma değildir. Bu, AKP içinde başlayan koltuk ve iktidar mücadelesinin, Türkiye’de 2001 krizinden sonra gerçekleştirilen reformlarla getirilen ve ekonominin krizlere karşı dayanıklılığını artıran kurumları, kuralları ve kazanımları tehdit eden noktaya vardığını göstermektedir. AKP içinde bir kadro, devletin ekonominin günlük işleyişine müdahalesini sınırlayan, piyasaların hatalarını azaltan, kurallı, ön görülebilir, saydam ve hesap vermeyi öngören yapıdan kurtulmak istiyor. Bunu da vesayetle mücadeleymiş gibi göstererek demokratikleşme ambalajına sarıyor.”
 ENFLASYONDAN ŞİKAYET EDER GİBİ YAPIP FAİZ BASKISI YAPIYOR
Merkez Bankası’nın bu tür tartışmalar içine çekilmesini çok tehlikeli bir yolun başlangıcı olduğunu belirten Öztrak, Erdoğan’ın TCMB’nin enflasyon hedeflerini tutturamadığı eleştirisini de hatırlatarak, “Enflasyon hedefini Başkanın hatası nedeniyle tutturulamadığı ortaya çıkarsa başkanın istifasını isteyebilirsiniz. Ancak burada hükümet için sorun olan, enflasyon hedefinin tutturulamaması değil, Merkez Bankası Başkanının bu hedefi tutturmak için kullandığı faizin seviyesidir. Hükümet enflasyondan şikayet eder gibi yapıp bankaya faiz düşürmesi için baskı uygulamaktadır” dedi.
 FAİZ TARTIŞMALARININ FATURASI DA MİLLETE ÇIKACAK
TCMB’nin Hükümetin baskısıyla faiz indirmesini piyasalarda da enflasyon hedefinin tutturulabileceği konusunda kuşku yarattığını söyleyen Öztrak, “AKP’nin Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını bir vesayet olarak kabul etmesi, enflasyon hedefine ulaşmanın olmazsa olmazı olan bankanın güvenilirliğini sıfırlamıştır. Bu kavgalar nedeniyle TCMB faizleri indirmek isteyeceği yere kadar indiremeyecek veya enflasyonu kontrol edebilmek için gerekenden çok daha fazla yükseltmek zorunda kalacaktır. Bu da, milletin sırtına üretim, yatırım ve istihdam cinsinden çok ciddi bir maliyet yükleyecektir” diye konuştu.
 SAVUNDUĞU ŞEYLER AKADEMİK UNVANINA YAKIŞMIYOR
Türkiye’de 2001 krizinden sonra ekonomide kurallılık, şeffaflık ve hesap verebilirliği artırmak amacıyla çok ciddi reformlar yapıldığını, bu reformlarda, 57. hükümetin ve kendisinin de içinde oldu o dönemdeki ekonomi bürokrasisinin ciddi katkıları bulunduğunu anlatan Öztrak, AKP’nin bu reformların nimetlerinden yararlandığını söyledi. Öztrak şöyle devam etti:
“Küresel krizin nedenlerini ve neo-liberal politikaları doğru anlayamamış AKP’li siyasilerin, ekonomide keyfiliği, kuralsızlığı artırmayı amaçlayan, hesap vermekten kaçınmayı hedefleyen girişimlerine yanlış zaviyeden teorik kılıflar aramasını da akademik unvanlarına yakıştıramıyorum. Yakıştıramadığım diğer bir husus ise daha düne kadar ‘Siyasete Harun olarak girenleri, Karunlaştıkları’ için eleştiren bu siyasilerin şimdi aynı Karunların hesap dahi vermemelerini sağlayacak koşulları savunmalarıdır.”
 YASA ÇIKARSINLAR, HODRİ MEYDAN
Kurallı ekonominin halkı kapitalizmin ve piyasanın aşırılıklarından korumak için varolduğunu belirten Öztrak, AKP döneminde ekonomide şeffaflık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik adına atılmış adımlardan geri dönüşün başladığını, hükümet içindeki bir grubun şimdi de bu geriye dönüşü hızlandırmaya ve bunu da bir “vesayetten kurtuluş” gibi takdim etmeye çalıştığın söyledi. CHP’nin kurallı piyasa ekonomisini, hukukun üstünlüğünü, şeffaflığı, hesap verebilirliği savunmaya devam edeceğini ifade eden Öztrak şunları söyledi:
“Lafı eğip bükmeye de gerek yoktur. Hodri meydan, çıkarsınlar bir yasa. ‘Merkez Bankası’nın bağımsızlığına son verdim, enflasyon hedeflemekten vazgeçtim. Faizi de ne kadar para basılacağını da artık Hükümet belirleyecek; hangi banka ne yapacak, kim banka kuracak, artık hükümet karar verecek’ deyiversinler bakalım. 2001’den sonra atılan çapalar sayesinde bir ekonomiyi tümden yangın yerine çevirememişlerdi; anlaşılan şimdi sıra ona geldi.”
 AKP’NİN BİLDİRDİĞİ İSİMLER, SEÇİM HESABINI GÖSTERİYOR
AKP’nin yolsuzluk komisyonuna ihsas-ı reyde bulunmuş isimleri önerdiğinin ifade edilmesi ve bu konudaki görüşünün sorulması üzerine, “Bizim verdiğimiz isimleri bu kadar titizlikle takip ederken neden kendi verdikleri listeye ihsas-ı reyde bulunmuş isimleri koyuyor. Bu yolsuzlukların Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce tartışılmasını istemiyorlar. Fezlekelerin milletvekillerinin eline geçmesini istemiyorlar. Çünkü fezlekelerdeki iddialar rezalet. Bunların konuşulmasının önüne geçmek için milletin yapılan yolsuzluğu öğrenmesini engellemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar” dedi.
 DEMOKRATİK HAKLAR REHİN ALINDI
Bir soru üzerine AKP’nin TBMM’ye sunduğu çözüm süreciyle ilgili tasarıyı da değerlendiren Öztrak, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eğer Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa ve seçilirse devir teslim törenine kadar Başbakanlık elinde kalacak. Bunu ‘tarihi bir karar’ olarak niteleyen Abdullah Öcalan da orada. Açık söyleyeyim, kültürel haklarla ilgili yetkiyi bile hükümete vererek bir kere o bölgedeki halkımıza çok ciddi haksızlık yapılıyor. Türk milletinin Türk halkının zekasıyla alay ediyorlar. Bu düzenlemeyle, demokratik bir takım haklar, demokratik düzenlemeler Cumhurbaşkanı olmak isteyen Başbakan ve eş başkan olmak isteyen Abdullah Öcalan tarafından rehin alınmıştır. Halkın talepleri Cumhurbaşkanlığı masasında pazarlık konusu yapılmaktadır. Tarih ve getiriliş biçimi bunu gösteriyor. İkinci gördüğüm şey, bu yasal düzenlemede hesap verme diye bir şey yoktur. Üçüncüsü de bu düzenlemeyle getirilen, süreçleri yürüten kişilere ve devlet memurlarına getirilen korumalar önümüzdeki dönemde çok ciddi sıkıntılara yol açacaktır. Genel Başkanımızın dediği gibi buradan önemli faili meçhuller yeniden çıkmaya başlar”.
 TEZVİRATLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
Öztrak, Hükümetin bir cemaate karşı eylem planları hazırladığı iddiasıyla ilgili bir soru üzerine de müphem iddialarla mağduriyet ve düşmanlık yaratmanın yanlış olduğunu insanlar neyle suçlanıyorsa bunun açıkça ortaya konması gerektiğini, aksi takdirde Türkiye’nin tezviratla yönetilen bir ülke haline geleceğini, tezviratla yönetilen bir ülkenin de demokrasi olmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.