Basın ne kadar güçlüyse, demokrasi de o kadar güçlüdür
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
MUHALİF GAZETE VE GAZETECİLERE YÖNELİK BASKI GÜNDEN GÜNE ARTMAKTADIR
“Demokratik ve özgür bir ülkenin vazgeçilmez aktörü gazetecilerdir.
Bir ülkenin basını ne kadar özgür ve güçlüyse, demokrasisi de o kadar güçlüdür.
Gazeteciler, doğruluk ve tarafsızlık ilkelerinden taviz vermeden baskı, tehdit ve sansüre maruz kalmadan, toplumun aydınlanması görevini yerine getirir.
Toplumun gözü, kulağı ve vicdanı konumunda olan basın, demokrasinin, özgürlüklerin güçlenmesinde ve gelişmesinde en etkili araçlardan biridir.
Ancak medyanın baskı ve sansürü en ağır olarak yaşadığı bir dönemden geçen Türkiye’de böyle bir tablodan söz etmek mümkün değildir.
Demokrasinin temel kurumlarından biri olan basın özgürlüğü ihlal edilmekte, iktidar halkı tek sesli bir toplumun bireyleri olmaya mahkûm etmektedir.
Doğru haber alma özgürlüğü engellenmekte, ifade özgürlüğünü savunan muhalif gazete ve gazetecilere yönelik baskı günden güne artmaktadır.
Hukuk devleti ilkelerinin askıya alındığı, keyfi kararların geçerli olduğu OHAL ile yönetilen Türkiye, 199 ülke arasında 163'üncü olarak basının 'özgür olmadığı' ülkeler kategorisinde yer almaktadır.
Basın özgürlüğünde Avrupa ülkeleri arasında ise 42. ve son sırada yer alan ülkemizde, iktidara yönelik eleştiriler suç olarak görülmekte, gazeteciler mesleklerini yaptıkları için tutuklanmaktadır.
Tüm bu baskı ortamına rağmen gerek yerel, gerek ulusal, yazılı ve görsel basındaki basın emekçileri, kamuoyuna doğru haber ulaştırmak için kar, kış, yağmur, çamur demeden gece gündüz emek harcamaktadır.
Bu karanlık dönemin bir an önce son bulacağına yönelik inancımla kalemini halkı için, topluma doğru bilgilerle aydınlatmak için kullanan çalışan, çalışamayan gazetecilerimizin ve basın emekçilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Sadece gazetecilik yaptıkları için demir parmaklıklar arkasına gönderilen basın emekçilerinin bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını diliyorum.”
“Demokratik ve özgür bir ülkenin vazgeçilmez aktörü gazetecilerdir.
Bir ülkenin basını ne kadar özgür ve güçlüyse, demokrasisi de o kadar güçlüdür.
Gazeteciler, doğruluk ve tarafsızlık ilkelerinden taviz vermeden baskı, tehdit ve sansüre maruz kalmadan, toplumun aydınlanması görevini yerine getirir.
Toplumun gözü, kulağı ve vicdanı konumunda olan basın, demokrasinin, özgürlüklerin güçlenmesinde ve gelişmesinde en etkili araçlardan biridir.
Ancak medyanın baskı ve sansürü en ağır olarak yaşadığı bir dönemden geçen Türkiye’de böyle bir tablodan söz etmek mümkün değildir.
Demokrasinin temel kurumlarından biri olan basın özgürlüğü ihlal edilmekte, iktidar halkı tek sesli bir toplumun bireyleri olmaya mahkûm etmektedir.
Doğru haber alma özgürlüğü engellenmekte, ifade özgürlüğünü savunan muhalif gazete ve gazetecilere yönelik baskı günden güne artmaktadır.
Hukuk devleti ilkelerinin askıya alındığı, keyfi kararların geçerli olduğu OHAL ile yönetilen Türkiye, 199 ülke arasında 163'üncü olarak basının 'özgür olmadığı' ülkeler kategorisinde yer almaktadır.
Basın özgürlüğünde Avrupa ülkeleri arasında ise 42. ve son sırada yer alan ülkemizde, iktidara yönelik eleştiriler suç olarak görülmekte, gazeteciler mesleklerini yaptıkları için tutuklanmaktadır.
Tüm bu baskı ortamına rağmen gerek yerel, gerek ulusal, yazılı ve görsel basındaki basın emekçileri, kamuoyuna doğru haber ulaştırmak için kar, kış, yağmur, çamur demeden gece gündüz emek harcamaktadır.
Bu karanlık dönemin bir an önce son bulacağına yönelik inancımla kalemini halkı için, topluma doğru bilgilerle aydınlatmak için kullanan çalışan, çalışamayan gazetecilerimizin ve basın emekçilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum.
Sadece gazetecilik yaptıkları için demir parmaklıklar arkasına gönderilen basın emekçilerinin bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını diliyorum.”
