Bu ülke toprakları kana ve gözyaşına doydu

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Çerkezköy’ü ziyaret ederek Çerkezköy Belediyesi Teknik Hizmetler Birimi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Beko, Türkiye’de yaşanan terör saldırılarını lanetleyerek, “Artık yeter! Bu ülke toprakları kana ve gözyaşına doydu.” ifadelerini kullandı

Bu ülke toprakları kana ve gözyaşına doydu
21 Aralık 2016 Çarşamba 11:13

TEKNİK HİZMETLER BİRİMİ’Nİ ZİYARET ETTİ
Çerkezköy’e gelerek Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’la görüşen ve ardından da Çerkezköy Belediyesi Teknik Hizmetler Birimi’ni ziyaret eden DİSK Genel Başkanı Kani Beko, burada bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Beko’nun yaptığı toplantıya , DİSK Genel Başkan Yardımcısı Cafer Konca, Genel İş Sendikası Trakya Şube Başkanı Salim Şen, Lastik-İş Sendikası İstanbul Şube Mali Sekreteri Necmettin Bayram, Lastik İş Sendikası Çerkezköy Temsilcilerinden Enver Bayram ile Lastik İş Sendikası İşyeri Temsilcileri katıldı.
HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Türkiye’de yaşanan terör olaylarını lanetlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: “Geçen hafta İstanbul’da gerçekleşen saldırının yaralarını saramadan Kayseri’den bombalı saldırı haberi geldi. Çarşı iznine çıkan, silahsız, savunmasız 14 askeri kaybettik ve onlarca da yaralı var. Yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başta kaybettiklerimizin yakınları olmak üzere hepimizin başı sağolsun.
SALDIRILARI LANETLEDİ
Ayrıca Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Sayın Andrey Karlov’a yönelik dün akşam gerçekleşen saldırıyı da lanetliyorum. Almanya’nın başkenti Berlin’de de 12 kişinin öldüğü yeniyıl alışverişi yapan insanlara yönelik saldırıyı kınıyorum.
KATLİAMLARIN ACISINI ÇOK YAKINDAN BİLİYORUZ
Biz 1 Mayıs 1977’de, 10 Ekim 2015’te Ankara’da bombaların, silahların, ölümlerin emekçiler ve halkımız için yarattığı korkunç sonuçları yaşamış bir örgüt olarak, bitmek bilmeyen bu insanlık dışı şiddet eylemlerini lanetliyoruz. Katliamların acısını çok yakından biliyoruz çünkü bizler bu saldırıların ardından dostlarımızı, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı toprağa verdik. Patlayan her bomba bizi biraz daha öldürüyor.  Ölen her insanımızla hep beraber ölüyoruz. Kolu kanadı kırılan her insanın acısını bedenimizde hissediyoruz.
ARTIK YETER!
Her gün terörü lanetliyoruz, her gün katliamları lanetliyoruz, her gün savaşı lanetliyoruz.  Ama bu ülkede insanlar maalesef her gün ölmeye devam ediyor. ‘Artık yeter! Bu ülke toprakları kana ve gözyaşına doydu’ diyoruz ancak ne kan duruyor ne gözyaşı. Yazık bu ülkeye, yazık bu insanlara, yazık bu güzelim topraklara. Ancak yazık diyerek geçemeyiz. Bu ülkenin yurttaşları olarak terörün, şiddetin, savaşın, intikamın esir aldığı bir ülkede yaşamaya alışmamalıyız.
TOPLUMUN GENİŞ KESİMLERİ BİR ARAYA GELMELİ
Türkiye’nin daha fazla acı çekmemesi için intikam sloganlarına, teröre, baskı ve şiddete değil, demokrasiye, barışa ve kardeşliğe; şiddetin acilen ortadan kaldırılması için toplumun geniş kesimlerinin bir araya gelmesine ihtiyacımız olduğunun görülmesini istiyoruz.
AKAN KAN DURDU MU?
Evet, katilleri lanetlemeliyiz. Öte yandan katliamları ve katilleri lanetlerken yıllardır bu ülkeyi tek başına yönetenlere de sorumluluklarını hatırlatmalıyız. Türkiye 7 Haziran 2015 seçimlerinden itibaren şiddet sarmalına girdi. Şiddetin, ölümlerin durması için çare tek parti iktidarı denildi. Tek parti iktidarı kurulmazsa kaos geleceği söylendi. 1 Kasım’da tek parti hükümeti kuruldu. Peki, akan kan durdu mu, katliamlar bitti mi, terör son buldu mu? Hayır. Aksine tırmandı. Demek ki sizin reçeteniz hastalığı tedavi etmiyor. Şimdi de ‘Başkanlık gelirse kan duracak’ deniyor. Aynı reçetede ısrar ederek sorunun çözülmediğini görmek zorundayız.
OLAĞANÜSTÜ HAL İLE TERÖR BİTTİ Mİ, ARTTI MI?
‘Teröre karşı çözüm olağanüstü hal’ diyenlere sormak zorundayız. Olağanüstü hal ile terör bitti mi, arttı mı? Gazeteciler hapiste, milletvekilleri hapiste, belediye başkanları hapiste, akademisyenler işsiz, öğretmenler işsiz ama büyük kentlerin göbeğinde yüzlerce kilo bomba yüklü araçlar patlamaya devam ediyor. Demek ki burada da teşhisiniz de reçeteniz de yanlış.
TERÖRDEN DE BASKIDAN DA OHAL’DEN DE KORKMAYALIM
Bugün bu soruları sormak bir yurttaşlık görevi olduğu kadar, ölen insanlarımıza karşı bir insanlık görevidir.  İçeride ve dışarıda savaşı/çatışmayı tercih eden politikaları, bu ülkenin kurucu ilkelerinden olan ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinin neden terk edildiğini sorgulamak zorundayız. Korkmadan sormalıyız, korkmadan konuşmalıyız. Terörden de baskıdan da OHAL’den de korkmayalım! Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, barış içinde yaşamak istiyorsak korkmadan, yılmadan omuz omuza vermeliyiz.
YURTTA BARIŞ VE DÜNYADA BARIŞ
‘İnsanlar öldürülmesin, insanlık ölmesin’ diyenler olarak bu karanlığa teslim olmamalıyız.  Bedeli ne olursa olsun ‘yurtta barış ve dünyada barış’ ilkesini savunmalıyız. Başta ülkeyi yönetenler olarak hepimiz bölünmeyi, ayrışmayı, nefreti derinleştirecek açıklama ve tutumlardan kaçınmak zorundayız. Eğer bu terör eylemleriyle amaçlanan toplumsal barışı ve kardeşliği zedelemekse bizlere düşen barışa ve kardeşliğe sahip çıkmaktır. Bu güzelim topraklarda inadına birlikte yaşamak, birlikte yaşatmak için mücadelemizi sürdürmeliyiz. Göz renklerimiz ayrı da olsa gözyaşlarımızın aynı olduğunu unutmamalıyız.
ÜLKEYİ YÖNETENLERİ DEFALARCA UYARDIK
Sözlerime son vermeden önce Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’ne yönelik saldırıya dair de bir iki şey söylemek isterim. Cihatçı örgütlerin Suriye ile ilgili sloganlarını atan bir polisin Büyükelçi’yi öldürmesi, ülkemizin ne kadar tehlikeli bir noktaya geldiğini göstermiştir. DİSK olarak yıllardır ülkemizin Ortadoğu bataklığına sokulmasına, Suriye iç savaşında taraf olmasına karşı çıkıyoruz. Biz bu konuda ülkeyi yönetenleri defalarca uyardık. ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesini bir kenara koymayın dedik. Ama maalesef dinletemedik. Dün yaşanan saldırı, Ortadoğu bataklığına sokulmamızın acı sonuçlarından biri daha oldu.
GÖRMEYEN GÖZLER GÖRSÜN, DUYMAYAN KULAKLAR DUYSUN
Öte yandan, bu ülkede yaşayanların can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli bir polisin bu saldırıyı gerçekleştirmesi de geldiğimiz noktayı göstermektedir. Devlette liyakat ilkelerinin tamamen ortadan kalkması, inanca-ideolojiye göre kadrolaşmanın esas alınması böyle korkunç sonuçlar doğurmaktadır.   
Son sözüm şudur. Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun: Terörle, şiddetle, çatışmayla, savaşla bu ülkenin hiçbir sorunun çözülemez. Canımızı yakan terör saldırılarını bir kez daha lanetliyor, kana ve gözyaşına doyan bu topraklarda acıların artık son bulmasını diliyoruz.
Haber: Uğur Kılıç
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.