Buğdayın kilosu en az 65 kuruş olmalı
Gübre ve mazot fiyatları 2002-2011 yılları arasında %300-400’e varan bir artış gösterirken, bu süreç içinde buğdayın tonu ise 325 liradan ancak 550 liraya yükseldi. Aradaki bu fiyat artışının çiftçiyi olumsuz etkilediğini söyleyen Çerkezköy Ziraat Odası Başkanı Hasan Toprak, bir kilogram buğdayın fiyatının en az 65 kuruş olması gerektiğini söyledi.
Yaklaşan buğday hasadı öncesi açıklamamalarda bulunan Çerkezköy Ziraat Odası Başkanı Hasan Toprak, "Üreticinin zarar etmemesi için buğdayın kilogram fiyatı en az 65 kuruş olmalıdır" dedi.
Çerkezköy’de bu sene buğday ekim oranı ve buğday verimi iyi göründüğünü söyleyerek konuşmasına başlayan Toprak, "Ama şu son günlerde ani bastıran sıcak hava ve bazı günler etkili olan rüzgâr çiçek döneminde olan buğdayı olumsuz etkiledi. Buna bağlı olarakta dönüm başına 40-50 kiloluk bir rekolte kaybı yaşanacaktır" dedi.
ŞU ANKİ FİYAT MASRAFI KARŞILAMIYOR
Buğday üreticisinin zarar etmemesi için, buğdayın kilogram fiyatının en az 65 kuruş olması gerektiğini söyleyen Toprak, "Buğday şuanda piyasada az bulunuyor. Avrupa ve Amerika kıtasında iklim şartlarının olumsuz olması buğday fiyatlarında belli bir yükselişe neden oldu. Şuan buğdayın piyasa fiyatı 50-55 kuruş. Bu fiyat üreticinin masrafını karşılamakta yetersiz. Buğday kilogram fiyatı 65 kuruştan daha yüksek olmalı ki en azından üretici zarar etmesin" dedi.
GÜBRE VE MAZOT AŞIRI YÜKSELDİ
2002-2011 yıllarında gübre fiyatlarının ortalama 4 kata yakın değişim göstermesine karşılık, buğday fiyatının 1,7 kat arttığını, diğer girdi fiyatlarında da benzer artışlar yaşandığını bildiren Toprak, "Gıda gibi insanlık için önemli üretim yapan bu sektörün en önemli girdisi olan gübrede yüzde 18 KDV var. Bu oran mücevher sektöründe yüzde 0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta ÖTV ve KDV yok sayılacak düzeydedir. Buna karşın çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen ÖTV ve KDV oranı Tarım Bakanlığı'nın tarımda üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır. Bu zor şartlarda üretim yapan üreticinin buğday maliyetine yüzde 20 üretici karıda dâhil edildiğinde olması gereken buğday fiyatı 65 kuruştur" şeklinde konuştu.
GİRDİLERDEKİ ARTIŞ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Gübre fiyatları 2002 yılı ile 2011 yılı arasında ortalama 4 kata yakın değişim gösterirken buğday fiyatı 1,7 kat arttı. 2002 yılında bir tonu 164 lira olan Amonyum Sülfat 540 liraya, 238 lira olan Üre gübresi 850 liraya, 373 lira olan DAP 1430 liraya, 164 lira olan 20-20 gübre ise 1035 liraya yükseldi. Bu süreç içinde hızlı bir yükseliş gösteren Mazot fiyatı ise 2003’de 1,398 kuruş iken, 2011’de 3,630 kuruş oldu.
BUĞDAY GİDERLERDEKİ ARTIŞA AYAK UYDURAMADI
Girdilerdeki bu artışa karşın 2003 yılında bir tonu 325 lira olan buğday, 2011 yılında ise ancak 550 liraya yükselebildi. Yukarıdaki rakamlarda da görüldüğü gibi üreticinin girdilerinde 3-4 kat fiyat artışı gözlenirken sattığı üründe fiyat ikiye dahi katlanmamıştır. Yine gıda gibi insanlık için önemli bir üretim yapan bu sektörün en önemli girdisi olan gübrede KDV %18 gibi kabul edilemez orandadır. Bu oran mücevher sektöründe %0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta ÖTV ve KDV yok sayılacak düzeyde iken çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen ÖTV ve KDV oranı Tarım Bakanlığı’nın tarımda üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır.
Çerkezköy’de bu sene buğday ekim oranı ve buğday verimi iyi göründüğünü söyleyerek konuşmasına başlayan Toprak, "Ama şu son günlerde ani bastıran sıcak hava ve bazı günler etkili olan rüzgâr çiçek döneminde olan buğdayı olumsuz etkiledi. Buna bağlı olarakta dönüm başına 40-50 kiloluk bir rekolte kaybı yaşanacaktır" dedi.
ŞU ANKİ FİYAT MASRAFI KARŞILAMIYOR
Buğday üreticisinin zarar etmemesi için, buğdayın kilogram fiyatının en az 65 kuruş olması gerektiğini söyleyen Toprak, "Buğday şuanda piyasada az bulunuyor. Avrupa ve Amerika kıtasında iklim şartlarının olumsuz olması buğday fiyatlarında belli bir yükselişe neden oldu. Şuan buğdayın piyasa fiyatı 50-55 kuruş. Bu fiyat üreticinin masrafını karşılamakta yetersiz. Buğday kilogram fiyatı 65 kuruştan daha yüksek olmalı ki en azından üretici zarar etmesin" dedi.
GÜBRE VE MAZOT AŞIRI YÜKSELDİ
2002-2011 yıllarında gübre fiyatlarının ortalama 4 kata yakın değişim göstermesine karşılık, buğday fiyatının 1,7 kat arttığını, diğer girdi fiyatlarında da benzer artışlar yaşandığını bildiren Toprak, "Gıda gibi insanlık için önemli üretim yapan bu sektörün en önemli girdisi olan gübrede yüzde 18 KDV var. Bu oran mücevher sektöründe yüzde 0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta ÖTV ve KDV yok sayılacak düzeydedir. Buna karşın çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen ÖTV ve KDV oranı Tarım Bakanlığı'nın tarımda üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır. Bu zor şartlarda üretim yapan üreticinin buğday maliyetine yüzde 20 üretici karıda dâhil edildiğinde olması gereken buğday fiyatı 65 kuruştur" şeklinde konuştu.
GİRDİLERDEKİ ARTIŞ NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Gübre fiyatları 2002 yılı ile 2011 yılı arasında ortalama 4 kata yakın değişim gösterirken buğday fiyatı 1,7 kat arttı. 2002 yılında bir tonu 164 lira olan Amonyum Sülfat 540 liraya, 238 lira olan Üre gübresi 850 liraya, 373 lira olan DAP 1430 liraya, 164 lira olan 20-20 gübre ise 1035 liraya yükseldi. Bu süreç içinde hızlı bir yükseliş gösteren Mazot fiyatı ise 2003’de 1,398 kuruş iken, 2011’de 3,630 kuruş oldu.
BUĞDAY GİDERLERDEKİ ARTIŞA AYAK UYDURAMADI
Girdilerdeki bu artışa karşın 2003 yılında bir tonu 325 lira olan buğday, 2011 yılında ise ancak 550 liraya yükselebildi. Yukarıdaki rakamlarda da görüldüğü gibi üreticinin girdilerinde 3-4 kat fiyat artışı gözlenirken sattığı üründe fiyat ikiye dahi katlanmamıştır. Yine gıda gibi insanlık için önemli bir üretim yapan bu sektörün en önemli girdisi olan gübrede KDV %18 gibi kabul edilemez orandadır. Bu oran mücevher sektöründe %0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta ÖTV ve KDV yok sayılacak düzeyde iken çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen ÖTV ve KDV oranı Tarım Bakanlığı’nın tarımda üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır.
