Çocuklarda ‘2 Yaş Dönemi’ ve zorluklar

Çerkezköy Hastanesi’nde görev yapan Psikolog Meltem Keser çocukların 2 yaş döneminde nasıl bir değişim yaşadıklarına değinerek bu dönemdeki davranışları ve ailelerin yaşayabileceği sorunlar hakkında açıklamalarda bulundu.

Çocuklarda ‘2 Yaş Dönemi’ ve zorluklar
01 Temmuz 2011 Cuma 00:00

Çerkezköy Hastanesi’nde görev yapan Psikolog Meltem Keser bu kez çocukların 2 yaş döneminde nasıl bir değişim yaşadıklarına değinerek bu dönemdeki davranışları ve ailelerin yaşayabileceği sorunlar hakkında açıklamalarda bulundu. ‘İki yaş dönemi’ni atlatmanın zor olmadığına vurgu yapan Keser, her şeyden önce ebeveynlerin, bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum olduğunu bilerek sabırlı davranmaları gerektiğini kaydetti.
GELİŞİMİN EN ÖNEMLİ EVRESİ
İlk olarak çocukların 2 yaş döneminde nasıl bir değişim yaşadıklarından bahseden Keser, 2 yaş döneminin, sağlıklı çocuk gelişiminin en önemli ve bir o kadar da zor bir devresi olduğuna dikkat çekerek, “Çocukların kendi kanatlarıyla uçmaya başladıkları ve özgürlüklerini ilan ettikleri 2 yaş, hayli zor bir dönemdir. Özellikle çocuklarda ‘özerklik dönemi’ diye adlandırılan 12-36 aylar arasında önemli değişiklikler görülür” diye konuştu

2 YAŞ CİNNETİ
Keser, ardından, bu dönemin anne babalar için neden zor geçtiği hakkında açıklamalarda bulundu. Özellikle sık sık yaşanan öfke nöbetlerinin, ebeveynlere zor anlar yaşattığını vurgulayan Meltem Keser, bu dönemin ’2 yaş cinneti’ (the terrible twos) olarak tanımlandığını dile getirdi ve “2 yaşla birlikte çocuklar sadece yürümekle, konuşmakla yetinmez; sinirlenir, ağlar ve öfke nöbetlerine kapılırlar. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuğunuz, birdenbire ters ve huysuz olabilir. Ebeveynleriyle sürekli çatışma halinde olan çocuk, onların istediğinin tam tersini yapar” ifadelerini kullandı.
NEDEN ÖFKELENİRLER?
Daha sonra çocukların 2 yaş döneminde neden bu kadar öfkeli oldukları hakkında bilgi veren Keser şöyle devam etti; “Çocuğun gelişimindeki bu evrede, çocuğun anne ve babaya karşı meydan okumaya ya da asi davranışlar içinde bulunmaya çalışmadığını unutmamak gerekir. Çocuk, ihtiyaçlarını ifade edebilecek kadar konuşma becerisine sahip olmadığından, özgürlüğünü öfkelenerek ifade etmeye çalışır. Olaylar kendi istedikleri gibi olmadığı zaman vurmaya, ısırmaya ve huysuzlanmaya başlarlar.”
HAYIR KELİMESİNİN GÜCÜ
Bu dönemde çocukların sıklıkla neden‘hayır’ cevabı verdiğine değinen Keser, çocukların ‘hayır’ kelimesinin gücünü erken öğrendiklerini belirtirken, bunu, kendilerini savunmak ve özgür olduklarını kanıtlamak için sık sık ‘hayır’ kelimesini kullandıklarını söyledi. Keser, bu durumun bezdirici de olsa, çocuğun özgüvenini ve özgürlüğünü ‘hayır’ cevabı vererek test etmeye çalıştığını dile getirdi. Bazen kalabalık yerlerde çocukların öfke krizine girdiğini belirten Keser, akıllara ‘bu durumun 2 yaş cinnetinden mi olur’ sorusu geldiğini hatırlattı ve “Özellikle iki yaşındaki çocuklar; genellikle halka açık ortamlarda, örneğin bir alışveriş merkezinde (ebeveynlerin savunmasız ve ‘hayır’ diyemeyecekleri ortamlarda) öfke krizine girebilirler. Kendilerini yerden yere atabilir, çığlıklar atarak ağlayabilirler. Kendilerine ya da başkalarına zarar (ısırma ve çimdikleme gibi…) verebilirler” diye konuştu.
AİLELER NE YAPMALI
Keser, açıklamasının devamında, anne ve babaların bu durum karşısında nasıl davranması gerektiği hakkında tavsiyelerde bulundu ve ebeveynlerin kendilerini nelerin beklediğini bilmelerinin son derece önemli olduğunu söyledi. Sebepleri bilindikten ve gerekli önlemler alındıktan sonra ‘iki yaş dönemi’ni atlatmanın aslında hiç de zor olmadığını vurgulayan Meltem Keser, ebeveynlerin her şeyden önce bu olumsuz tutum ve hırçınlıkların geçici bir durum olduğunu bilerek sabırlı davranmaları gerektiğini ifade etti. “Çocuğu katı bir düzene zorlamadan, soğukkanlı bir biçimde çocukla gereksiz çekişmelere girmeden ilgisini başka alternatiflere yönlendirmelidir” diyen Keser ailelere şu tavsiyelerde bulundu; “Karar alsın ama sınırları da olsun. Düzenli uyutun, uyku saatlerini düzene sokmalı ve uyumasını sağlamalısınız. Zorlamayın, yemek istemediğinde zorlamamalı ve acıkmasını beklemelisiniz. Seçenek sunun, çocuğunuza sınırlı seçenekler sunmalısınız; ‘Oyun mu oynamak istersin, televizyon mu seyretmek istersin?’ gibi… Bu seçenekler, çocuğunuzun özgürce kararlar almasını ve gücü kendisinde hissetmesini sağlar. Sınır koyun. Çocuğunuz, sonucunda neye ulaşacağını görmek için sınırları zorlamaya çalışacaktır. Bu yüzden bazı konularda sınır koymayı bilmelisiniz. Boyun eğmeyin. Öfke nöbetlerine boyun eğmemelisiniz. Oyun oynatın. Çocuğunuza güvenle oyun oynayabileceği bir ortam sağlamalısınız ki; onu korkuya itip öfke yaratacak davranışlardan uzak tutmalısınız. Müzik dinletin. Çocuğunuzu kendisini oyalayabileceği başka alternatiflere yönlendirin; müzik dinletmek gibi… Kararlar alsın. Çocuğunuzun kendi başına kararlar almasına izin verin. Bu sayede küçük tartışmaları kazanır ve kendisine güveni artar.”
YETİŞKİN GİBİ DAVRANMAK İŞE YARAR MI?
Açıklamasında, 2 yaşındaki çocuğun karşısına geçip onunla büyük insan gibi konuşmanın işe yarayıp yaramayacağına da değinen Keser, çocukların bu yaş diliminden itibaren kendi kanatlarıyla uçmaya başladığını ve etraflarını keşfettiklerini belirterek, “Bu dönemin, çocuk gelişiminin önemli bir evresi olduğunu sakın unutmayın! Çocuklar fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak sürekli gelişirler. Emeklemeyi, yürümeyi, konuşmayı ve kendi kendilerine bir yerlere gitmeyi öğrenirler. Bu yaşlarda genellikle 30 kelimelik bir kelime hazinesine sahiptirler ve sizin onlara söylemek istediğinizi gayet iyi anlarlar! Yani rahatlıkla karşınıza alıp konuşabilirsiniz” cümlelerine yer verdi.
GEREKİRSE CEZA UYGULAYIN
Keser son olarak, çocukların tuzağına düşmemek için ailelerin ne yapmak gerektiği hakkında ise şöyle konuştu; “Çocukların öfke nöbetlerine girdiği 2 yaş dönemini atlatmada en büyük görev ebeveynlere düşüyor. Ebeveynler; çocuğu korkutmamalı ve gerekirse ceza uygulamalı. Çocuğun kişiliğini oluşturmasına izin verirken, parmakta oynatılan anne ve baba da olmamak gerekir. Yani dengeyi iyi kurup, miniklerin tuzağına düşmemekte fayda var. Ağlamayı silah olarak kullanmasın.”

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.