Kemik hastalığında nelere dikkat edilmeli?

Kemik hastalığı (osteoporoz) hakkında açıklamalarda bulunan Özel İrmet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Önder Küçükyazıcı, “Genellikle 45 yaştan sonra başlar ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar. 50–60 yaş arası bayanlara yüzde 40–55, 60–70 yaş arasında yüzde 75, 70 yaş üzerinde ise yüzde 85–90 olarak bildirilmektedir. Osteoporozu toplum sağlığı sorunu haline getiren yönü kırıkla olan bağlantısıdır. Beyaz ırkta 50 yaşında kadınların yüzde 40, erkeklerin yüzde 13'ünün kalan yaşamlarında kırık geçireceği öngörülmektedir” dedi.

Kemik hastalığında nelere dikkat edilmeli?
13 Ağustos 2014 Çarşamba 07:46

KIRIKLAR GENELLİKLE OMURGA, KALÇA VE EL BİLEĞİ ŞEKLİNDEDİR
Özel İrmet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Önder Küçükyazıcı Kemik Hastalığı (Osteoporoz) hakkında açıklamalarda bulundu. Osteoporoz’un en yaygın metabolik kemik hastalığı olduğunu ifade eden Küçükyazıcı, “Beklenen yaşam süresinin uzaması ile önemli bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir. Osteoporozda kemik kırılganlığı artar. Düşük travma sonucu kırık oluşabilir. Genellikle 45 yaştan sonra başlar ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar. 50–60 yaş arası bayanlara yüzde 40–55, 60–70 yaş arasında yüzde 75, 70 yaş üzerinde ise yüzde 85–90 olarak bildirilmektedir. Osteoporozu toplum sağlığı sorunu haline getiren yönü kırıkla olan bağlantısıdır. Beyaz ırkta 50 yaşında kadınların yüzde 40, erkeklerin yüzde 13'ünün kalan yaşamlarında kırık geçireceği öngörülmektedir. Osteoporotik kırıklar genellikle omurga, kalça ve el bileği şeklindedir” diye konuştu.
DÜZENLİ EGZERSİZ KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞUNU ARTIRIR
Osteoporoz için risk faktörleri hakkında da konuşan Önder Küçükyazıcı, “Osteoporoza neden olan çok sayıda risk faktörü bilinmektedir. Bu risk faktörlerinin bir kısmı değiştirilemez (yaş, ırk, genetik yapı gibi), bir kısmı ise değiştirilebilir (beslenme, sedanter yaşam, sigara gibi) faktörlerdir. Yeterli kalsiyum alımının büyüme ve gelişme döneminde sağlıklı kemik gelişimi açısından önemli olduğu kadar, ileri yaşlarda da kemik kütlesi korunması açısından da büyük öneme sahiptir. Yetersiz miktarda alınan çeşitli vitamin ve mineraller (magnezyum, çinko, bakır, fluorid, vitamin C,K, A gibi) veya aşırı miktarda tüketilen protein, sodyum, kafein, alkol, sigara gibi maddeler osteoporoz yönünden önemli risk faktörleri oluşturabilmektedir. Düzenli egzersizde kemik mineral yoğunluğunu arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
TANI YÖNTEMLERİ
Küçükyazıcı, Osteoporozda tanı yöntemleri ve nasıl korunulması hakkında da bilgi vererek, “Osteoporoz tanısı kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile konur, kısa süren ağrısız bir ölçümdür. Kemik mineral yoğunluğuna göre kişi üç kategoriden birine sokulur: Normal, düşük kemik kütlesi (osteopeni) ve osteoporoz. Kemik mineral yoğunluğu ne kadar düşükse kırık riskinin o kadar yüksek olduğu kabul edilir. Osteoporozdan korunma çocukluk çağında başlar ve yaşam boyu devam eder. Korunma, yeterli bir kalsiyum alımı, düzenli egzersiz ve kadınlarda yeterli östrojen erkeklerde ise yeterli testosteron düzeylerinin sağlanmasını kapsar. Çocukluk, adolesan dönem ve genç erişkinlik dönemlerinde güçlü kemikler oluşturulması ileri yaşlarda osteoporoz gelişiminden korunmak için önemlidir. Düzenli fiziksel aktivite, örneğin yürüyüş, aerobik veya merdiven inme-çıkma, kemik kuvvetini arttırmada önemlidir” dedi.
FİZİKSEL OLARAK AKTİF KALMA KEMİK KUVVETİ İÇİN ÖNEMLİDİR
Kadınlarda kemik kaybının genellikle kırklı yaşlarda başladığını sözlerine ekleyen Önder Küçükyazıcı, şunları söyledi; “Kronik hastalığı olan, kemik kaybını arttırıcı ilaç kullanan veya diğer risk faktörlerine sahip kişilerde daha erken yaşlarda başlayabilir. Kemik kaybı menopoz sonrası ilk birkaç yılda en hızlıdır. Erkeklerde ise kemik kaybı ellili yaşlarda başlar. Yaşlı kadın ve erkekler için yeterli kalsiyum (1200mg/gün) ve D vitamini (400–800 IU/gün) alımı büyük önem taşır. Ayrıca fiziksel olarak aktif kalma, kasların kuvvetli kalması, eklemlerin esnekliği ve kemik kuvveti açısından önemlidir”
D VİTAMİNİ YAPIMI YAŞLA BİRLİKTE AZALIR
Önder Küçükyazıcı konuşmasının devamında ise, dengeli bir diyette süt ürünlerinin yanında yeşil yapraklı sebzelerinde bulunması gerektiğini ifade ederek, “Günlük önerilen 1 bardak süt, 1 bardak yoğurt, en az bir kibrit kutusu kadar peynir ve bir tabak yeşil yapraklı sebzedir. Bazı yiyecekler kalsiyum ile etkileşerek vücuttan emilimini azaltabilirler. Yüksek miktarda oksalat (ıspanak, pancar gibi) ve fitat (bakla, bazı fasulye ve tahıllar) içeren besinler aynı anda alındığında kalsiyum emilimini bozarlar. D vitamini normal gün ışığına maruz kalma sonucu deride sentezlenir. Günde 15 dakika güneş ışığına maruz kalma vücudun yeterli D vitamini oluşturma ve depolaması için yeterlidir. Deri tarafından D vitamini yapımı yaşla birlikte azalır” şeklinde konuştu.
RİSK ALTINDA OLANLAR
Kemik erimesi açısından kimlerin risk altında olduğunun altını çizen Küçükyazıcı, “Hareketsiz iş ortamında çalışanlar, İkiden fazla doğum yapanlar, Menopoza girenler, 55 yaş üzerinde olan erkekler, Tatilde ve günlük yaşamında güneşten uzak kalanlar, Şeker hastası olanlar, Böbrek sorunu olanlar, Guatr hastası olanlar, Hormon problemi olanlar, Ailesinde osteoporoz olanlar, Dengesiz beslenenler, Çok sigara ve alkol kullananlar, Kafeinli içecekleri çok tüketenler, Bazı ilaçları sürekli kullananlar, Açık renk tenli kişiler ve düzenli egzersiz yapmayanlar” dedi.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.