Kimsenin arka bahçesi değiliz

Çerkezköy Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, geçtiğimiz hafta basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelerek bir takım açıklamalarda bulunan Osmanlı Ocakları’na cevap niteliğinde bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada Ülkü Ocakları’nın tarihçesine değinilerek Ülkücülüğün amaçları anlatıldı

Kimsenin arka bahçesi değiliz
24 Kasım 2015 Salı 15:20

BASIN AÇIKLAMASI YAYINLADILAR

Çerkezköy Ülkü Ocakları Başkanı Tucay Aktuğ’un imzasıyla yayınlanan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“MİLLİ ÜLKÜLER DOĞRU BİÇİMDE ÖZÜMSENMELİDİR”

“Ülkü Ocakları toplumların gelecek idealini sürekli olarak yeniden inşa eden gençliktir. Gençliğin yeni ufuklara doğru ilerlemek amacıyla milli ülküler edinmesi ise toplumun geleceğini garanti altına alır. Gençliğin milli ülküleri benimsemesi için de yol göstericilerin, aydınların ve liderlerin milli düşüncelere yönelik politika ve gayeleri olmalıdır. Bu yol göstericiler gençliğin bir arada toplanması için milli ülküleri en doğru biçimde özümsemelerini sağlayacak oluşumları ve yapılanmaları kurmalıdırlar. Ancak bu sayede toplumun geleceği olan gençler milli ülküler ile donanır ve toplumu en iyi şekilde daha ileriye götürür.

“TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ YÜCELTMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR”

Türk gençliğinin milli ülküleri benimsemesini sağlayan ve Türk Milleti’ni maziden atiye götüren oluşumlar her daim var olmuştur. Türk gençliğinin milli ülküler etrafında toplanması için her devirde teşkilatlar kurulmuş ve eğitimler verilmiştir. Türk tarihinin son yüzyılında Türk Milliyetçiliği fikrinin önder isimleri tarihten bu yana gelen milli şuurun yeniden canlanması amacıyla farklı yapılanmalara ve dernekleşme faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Bu yapılanmaların önder isimleri kurulan Cumhuriyet’e fikir babalığı yaparak Cumhuriyet’in kurucu unsuru olan Türk Milliyetçiliği fikriyatını yüceltmeye çalışmışlardır.

“ATATÜRK TÜRK OCAKLARINA BÜYÜK İLGİ GÖSTERMİŞTİR”

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden itibaren Türk Milliyetçileri farklı dernekler kurarak Türk Milleti’nin milli uyanışını sağlamaya çalışmışlardır. 1908’de ilan edilen İkinci Meşrutiyet’le birlikte vatan toprakları paylaşılmaya başlanınca, Türkler de ‘Türkçü’ dernekler kurmaya başlamışlardır. Türkçülük fikrine sahip aydınlar ilk sivil toplum kuruluşu olan Türk Derneği’ni 25 Aralık 1908’de kurdular. Temeli Askeri Tıbbiye öğrencileri tarafından atılan Türk Ocakları Derneği, Yusuf Akçura, Mehmed Emin Yurdakul, Ahmed Ferit Tek, Ahmet Ağaoğlu gibi dönemin Türkçü aydınlarınca 25 Mart 1912’de resmen kurulmuştur. Milli Mücadele’nin başlamasıyla halkın örgütlendirilmesi Türk Ocakları’nda yetişen aydın ve sivil kişiler tarafından gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türk Ocaklarına büyük ilgi göstererek her gittiği yerde tek tek ziyaret etmiş ve daha sonrasında Türk Ocakları fahri reisliğine seçilmiştir.

GENÇ ÜLKÜCÜLER TEŞKİLATI

Genç Ülkücüler Teşkilatı 29 Şubat 1968’de kurulmuştur. Genç Ülkücüler teşkilatı genel olarak ortaöğretim gençliğine yönelik faaliyetlerde bulunmuştur. Genç Ülkücüler Teşkilatı’nın üyesi Bahattin Dedeşan ve Mustafa Kahraman 1969’da şehit edilmiştir.

ÜLKÜ OCAKLARI

Ülkücü Hareketin efsanevi gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocakları, ‘Ülkü Ocağı’ adıyla ilk kez Ankara Üniversitesi Hukuk, Dil, Tarih, Coğrafya ve Ziraat Fakültelerinde milliyetçi gençler tarafından fikir kulübü olarak kurulmuştur.

“BİZ KAYBEDİLMİŞ MEDENİYETİN ÇOCUKLARIYIZ”

Başbuğ Türkeş’in önderliğindeki Ülkücüler, gençliği teşkilatlandırarak Türk Milleti’nde milli heyecanı tekrar canlandırmak için ‘Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız’ sloganı ile Anadolu’da dalga dalga yayılmışlardır. Seyyid Ahmet Arvasi ve Dündar Taşer gibi ideologların girişimiyle ‘Türk – İslam Ülküsü’ ideolojisi şekillenmiştir. Dündar Taşer’in düzenlediği sohbetlere Ülkücü gençler yoğun katılım sağlayarak geceler boyu onu dinlemişlerdir. Taşer, Ülkücü gençlere hitaben ‘Biz kaybedilmiş medeniyetin çocuklarıyız. O kaybedilmiş medeniyeti yeniden kuracak olan sizlersiniz.” diyerek onlara yeni ufuklar işaret ediyordu. Dündar Taşer, 1967 yılından itibaren her yıl Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yer olan Söğüt’te düzenlenen Ertuğrul Gazi Törenleri’ne gençlik kollarının katılmasında önemli etkisi olmuştur. Söğüt’te düzenlenen bu ziyaretlerle gençliğin tarih ve milliyetçilik şuuruna kazanmasını sağlayarak Ülkücü gençliğin misyonunun önemini belirtmiştir.

TÜRK – İSLAM ÜLKÜSÜ DOĞRULTUSUNDA TEŞKİLATLANDILAR

1970’li yılların ikinci yarısında Ülkü Ocakları Deneği mensubu gençler ‘Türk – İslam Ülküsü’ doğrultusunda milliyetçi gençliği teşkilatlandırmıştır. Galip Erdem de bu dönemde gençliğin yetişmesi için ocaklardaki özel eğitimlere katılarak gençlere Ülkücülüğün temellerini ve Türk gençliğinin gelecek hedeflerini anlatmıştır. Ülkü Ocakları’nın yayınlarında yazdığı yazılar ile Ülkücü gençliğin geleceğinin yol haritası olan hedefleri ve gayeleri anlatıyordu.

12 EYLÜL’E DEĞİNDİLER

1977’den sonra Başbuğ Alparslan Türkeş’in öncülüğünde gençlerin zararlı ideolojilere karşı daha eğitimli olması amacıyla eğitimciler yetiştirilerek Anadolu’ya gönderilmiştir. O dönemde gençliğin fikir babalığını yapan Galip Erdem, Seyyid Ahmet Arvasi, Dündar Taşer, Erol Güngör gibi daha birçok aydın şahıslar Ülkücülüğü tam anlamıyla özümsemelerini sağlamışlardır. Başbuğ’un tabiri ile Tıbbiye laboratuarları ile İlahiyat Fakültelerinin koridorlarını birleştiren, yani ilim ile imanı esas alan Ülkü Ocakları bünyesinden birçok aydın kişilik çıkarmayı başarmıştır. Fakat 12 Eylül 1980’de yapılan ihtilal neticesinde Ülkücüler zindanlara kapatılarak ve 12 Eylül öncesi kızıl kurşunlarla şehit edilerek ülkeyi daha ileri ufuklara götürecek nesiller yok edilmiştir.

“YÜCE ALLAH HER ZAMAN ÜLKÜ OCAKLARI’NIN YAR VE YARDIMCISI OLSUN”

Şanlı Türk tarihinin kendine yüklediği misyonu her daim yaşatan Ülkü Ocakları 1980 öncesinde büyük bir onur mücadelesinden geçmiş ve binlerce şehit vermiştir. 12 Eylül işkencelerinde 9 yiğidini idama uğurladı ama hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmedi. Yüce Allah her zaman Ülkü Ocakları’nın yar ve yardımcısı olsun.

“BÜYÜK TÜRK ULUSU’NUN LOKOMOTİFİYİZ”

Dememiz budur ki bizler kimsenin arka bahçesi değil, bu ülkenin ve aziz Türk dünyasının savunucusu olan Milliyetçi Hareket Partisi ve büyük Türk Ulusu’nun lokomotifiyiz. Bir Ülkü Ocaklıdan Fatih olur, Alparslan olur, Başbuğ olur ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk olur. Ama asla ve asla ne kemik yalayıcı ne artıkçı ne de vatan haini olur. Yeri geldiğinde Yunus olur düşünürüz, yeri geldiğinde de Yavuz olur savaşırız.”

Haber: Uğur Kılıç

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.