Miyomlar, düşük ve kısırlık nedeni olabilir

Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İlke Topdağı Aydın, ‘Miyom’ hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Aydın, “Kimi zaman belirti vermediği için fark edilmeyen miyomlar, düşük ve kısırlık nedeni olabilir.” uyarısında bulundu

Miyomlar, düşük ve kısırlık nedeni olabilir
28 Nisan 2016 Perşembe 17:24

 MİYOM NEDİR?

Rahim miyomlarının, rahim dokusundan kaynaklanan, çapları genellikle 1 - 15cm arasında değişebilen iyi huylu tümörler olduğunu belirten Dr. Aydın, “Miyomlar, kadın genital organlarının en sık rastlanan tümörleridir. 35 yaşın üzerindeki her üç kadından birinde, muayene ya da ultrasonla saptanabilecek büyüklükte miyomlar mevcuttur. Kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen, miyomların büyümesine yol açar. Bu nedenle miyomlar genellikle üreme çağında ve hamilelikte yaklaşık 2-3 kat büyürler, menopozda ise eğer hasta hormon ilacı kullanmıyorsa genellikle küçülürler. Doğum yapmamış bayanlarda, kilolu bayanlarda ve ailesinde miyom olanlarda daha sık görülmektedir.” açıklamalarında bulundu.

MİYOMUN BELİRTİLERİ

Miyomların çok çeşitli şikayetlere yol açabileceğine değinen Dr. Aydın, “Bunlar arasında en sık görülen ve kadınları en çok rahatsız eden belirti adet kanamalarına olan olumsuz etkidir. Miyomlar adet kanamalarının miktarını arttırabilirler ve bu nedenden dolaylı olarak kansızlığa neden olabilirler. Adet kanamalarının süresini arttırabilir ve adet kanaması dışında ay içinde başka kanamalara yol açabilirler. Miyomlar ayrıca adet sırasında ve adetle ilişkisiz olarak karın alt bölgesinde ve kasıklarda ağrı yapabilirler. Sırt ve bacak ağrısı, cinsel ilişki ile ağrı oluşması, sık idrara çıkma (miyomların idrar torbasına bası yapması sonucu), kabızlık ve gaz (miyomların kalın bağırsağa bası yapması sonucu) gibi belirtileri de olabilmektedir.” ifadelerini kullandı.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Miyomun tanı yönteminin kolay olduğunu dile getiren Dr. Aydın, “Miyoma özel belirtilerle doktora başvuran bir kadında yapılan jinekolojik değerlendirme (muayene ve ultrasonografi) tanı koyulabilmesi için yeterlidir.” dedi.

TEDAVİ EDİLMEZSE NE GİBİ SONUÇLARAYOL AÇAR?

Miyomun, tedavi edilmediği takdirde ortaya çıkaracağı sorunlara değinen Dr. Aydın, “Aşırı ve düzensiz kanama görülür. Çok büyüyen ve karın boşluğuna doğru genişleyen miyomlar idrar kesesi ve kalın barsak gibi çevre dokulara baskı yapabilirler, bu nedenle idrar ve dışkı yapmada zorluğa neden olabilirler. Rahmin iç yüzeyine doğru büyüyen miyomlar ilaçla tedavi edilemeyen kanama düşüklerin ve kısırlığın bir nedeni olabilirler.” bilgilerini aktardı.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Miyom hastalarında tedavinin amacının, hastanın ağrı ve kanama gibi şikayetlerini azaltmak ya da ortadan kaldırmak olduğunu söyleyen Dr. Aydın, “Bu nedenle, belirgin şikayetleri olmayan hastalarda herhangi bir tedavi gerekmez. Şikayeti olan hastalar için dört tedavi seçeneği vardır.” şeklinde konuştu.

HORMON TEDAVİSİ

Hormon tedavisi hakkında bilgiler veren Dr. Aydın, “Bu tedavide, hastaya östrojen düzeyini düşüren ilaçlar verilir. Böylece, miyomlarda küçülme ve miyomu besleyen damarlarda incelme görülebilir, buna bağlı olarak hasta şikayetleri azalabilir. Ancak bu iyileşme kalıcı değildir. Hormon tedavisi kesilirse, miyomlar hızla büyürler ve damarları da hızla eski haline döner. Ayrıca bu ilaçlar uzun süre kullanılırsa, hastada osteoporoz (kemik erimesi) ve şiddetli menopoz belirtileri görülebilir. Bu nedenle, hormon ilaçları miyomların kalıcı tedavisi için kullanılamaz. Ancak diğer tedavi seçeneklerini reddeden hastalarda kısa süreli iyileşme sağlamak ve miyomektomi ameliyatından önce miyomların ameliyatta daha az kanamasını sağlamak amacıyla kullanılabilir.” açıklamalarını yaptı.

MİYOMEKTOMİ

Bir diğer tedavi yöntemi olan miyomektomi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Dr. Aydın, “Genel anestezi altında rahimdeki miyomların ameliyatla teker teker dışarı alınmasına işlemidir. Bu şekilde, rahim alınmadan miyomların tedavisi sağlanabilir ve özellikle genç kadınlarda doğurganlık potansiyeli korunabilir. Miyomektomi, genellikle karından açık cerrahi şeklinde yapılır, ancak laparoskopik ya da histeroskopik olarak da uygulanabilir. MR tetkikinde rahim içinde tek miyom saptanmışsa, miyomektomi genellikle ideal tedavi yöntemidir. Ancak miyom sayısı arttıkça ameliyat güçleşir ve sonuçları daha az yüz güldürücü olur. Çok sayıda miyomu olan hastalarda, ameliyatla tüm miyomları temizlemek güçtür, ayrıca hangi miyomun hasta şikayetlerine yol açtığını saptamak da zorlaşır. Bu nedenle bu tür hastalarda, ameliyat başarıyla yapılsa bile hastaların yaklaşık %20-25 inde hasta şikayetleri tekrarlar ve ikinci bir ameliyat (genellikle histerektomi) gerekebilir.” dedi.

HİSTEREKTOMİ

Histerektomi yönteminde ise genel anestezi altında rahmin tümünün ameliyatla dışarı alındığını belirten Dr. Aydın, “Hasta eğer 45 yaşın üzerindeyse, genellikle yumurtalıkların da alınması tercih edilmektedir. Genellikle, çok sayıda miyomu olan, menapoza girmiş ya da artık hiçbir şekilde hamilelik istemeyen hastalarda uygulanır. Radikal bir tedavi yöntemidir, rahim alındığı için tüm miyomlar tedavi edilmiş olur, ayrıca rahim ve yumurtalık kanseri riski ortadan kalkar. Yumurtalıklardan salgılanan hormonlar hastaya ameliyattan sonra ilaç olarak verilir (hormon replasman tedavisi). Histerektomi ameliyatı, günümüzde rahim miyomları için en çok uygulanan tedavi yöntemidir.” şeklinde konuştu.

EMBOLİZASYON

Son olarak embolizasyon yöntemini açıklayan Dr. Aydın, “Lokal anestezi altında, kasıktan ince bir kateterle rahmi besleyen atardamarlara girilir ve bu damarları tıkayıcı tanecikler verilir. Damarları tıkanan miyomlar beslenemezler ve doku ölümü sonucu gittikçe küçülürler, böylece ağrı ve kanama gibi şikayetler kaybolur ya da belirgin olarak azalır. Normal rahim dokusu ise, karın bölgesindeki diğer damarlardan da beslenmeye devam ettiğinden embolizasyon işleminden etkilenmez.” bilgilerini verdi.

Haber: Uğur Kılıç

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.