Önce güçlü ekonomiye geçiş programının mirasını yediler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, 2001 krizi döneminde uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı sayesinde AKP’nin ekonomisi yüzde 6 büyüyen, enflasyonu bir yılda yüzde 40 düşen bir Türkiye devraldığını, başta program ve küresel ekonominin rüzgarıyla ekonomiyi götürdüğünü fakat daha sonra gerekli reformları yapmadığı için ülkeyi sıcak paracıların vesayetine soktuğunu belirterek, “Artık yolun sonu göründü. Geçen yılın Mayıs ayından bu yana dünyadaki en kırılgan ekonomiler ligine düştük. İşte ekonomide anlatılan eşi menendi görülmemiş! başarı hikayesinin gerçek yüzü budur” diye konuştu.

Önce güçlü ekonomiye geçiş programının mirasını yediler
01 Eylül 2014 Pazartesi 07:07

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak düzenlediği basın toplantısında haftanın önemli ekonomik ve siyasi gelişmelerini değerlendirdi.
Türkiye’nin YSK’nın Cumhurbaşkanlığı sonuçlarını açıkladığı 15 Ağustos tarihinden bu yana çok ciddi bir anayasa ihlali ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Öztrak, Anayasaya göre milletvekilliği ve başbakanlığı düşen seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın buna rağmen partisinin olağanüstü kongresine genel başkan ve başbakan sıfatıyla katıldığını söyledi. Seçilmiş Cumhurbaşkanının ülkenin yeni başbakanını atayarak ev ödevlerini eline tutuşturduğunu kaydeden Öztrak, “Bu rezalet tüm Türkiye’ye ‘yeni Türkiye’ olarak takdim ediliyor. Açık söylüyorum, böyle bir rezalet 68 yıllık çok partili yaşamımızda yaşanmamıştır” ifadelerini kullandı. Öztrak, “Bu ülkede partisinin amblemini bastonunda taşıyan Cumhurbaşkanı olmuştur, partili Cumhurbaşkanları olmuştur. Ama hiç bir Aumhurbaşkanı Anayasa’nın çizdiği sınırların üzerinden böyle geçmemiştir” diye konuştu. 
Seçilmiş Cumhurbaşkanının milletin kendisine vermediği bir yetkiyi kullanarak 15 Ağustos 2014’den, 28 Ağustos 2014’e kadar Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genel Başkan şapkasını bir arada taşıdığını belirten Öztrak, Erdoğan’ın bu tavrıyla Anayasa’yı “tağyir, tebdil ve ilga” ettiğini ifade etti.
 MEŞRUİYETİNİ REDDETMİYORUZ, ANAYASA’YA UYGUN DAVRANMASINI İSTİYORUZ
Öztrak, CHP’nin dün TBMM’de bu açık anayasa ihlali karşısında “TBMM başkanının, seçilmiş Cumhurbaşkanının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ve Anayasa Mahkemesi’nin tutumunu yemin oturumunda zabıtlara geçirmek amacıyla” protesto hakkını kullandığını ve yemin esnasında genel kuruldan çıktığını belirtti. TBMM Başkanının da CHP grup başkanvekiline söz vermeyerek tansiyonu yükselttiğine dikkat çeken Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi 12. Cumhurbaşkanını seçen halkın iradesine sonuna kadar saygı gösterilecektir. Yaptığımız cumhurbaşkanının meşruiyetini reddetmek değildir. Ancak seçilmiş cumhurbaşkanından, halkın iradesinin tecelli ettiği, seçilmiş mecliste yapılan anayasaya ve yasalara saygı göstermesini, demokratik teamüllere uymasını beklemek her bir milletvekiline emanet edilen milli iradeye sahip çıkmanın gereğidir. 12. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya sadakat gösterdiği ölçüde bizden de saygı görecektir.”
 BORÇ ALTINDAYIZ, ERDOĞAN DİNAMİTİN FİTİLİNİ ATEŞLEMEMELİ
Yeni cumhurbaşkanının vatandaşın kendisine vermediği yetkileri kullanarak önünü açacağı bir sistem ve yönetim krizinin Türkiye’ye faturasının çok büyük olacağı uyarısında bulunana Öztrak, “Vatandaşlarımızın bankalara borcu 160 milyar dolara ulaşmışken, reel sektörün döviz açık pozisyonu 170 milyar dolara, ülkenin döviz açık pozisyonu 423 milyar dolara çıkmışken hiç kimse bu dinamitin fitilini ateşlememelidir. Şimdiden uyarıyorum. Bu fay hatlarını tetikleyecek bir sistem krizi büyük acılarla sonlanacak bir depreme neden olur. Patenti CIA’ye ait, kökü dışarıda ‘yeni Türkiye’ söylemi bu kırılganlıkları gizleyemez, örtemez” dedi.
 SÜSLÜ LAFLARLA ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZSİNİZ
Öztrak, basın toplantısında AKP’nin süslü laflarla doğu ve güneydoğuda yok olan devlet otoritesinin, şehit edilen askerleri ve polis memurlarının, yakılan yıkılan Atatürk büstlerinin ve indirilen Türk bayraklarının, Musul Konsolosluğundan kaçırılan görevlilerin hala rehin tutulduğu gerçeğinin, vatandaşın yoksullukla boğuştuğu gerçeğinin üstünü örtemeyeceğini ifade etti. AKP’nin              kökü dışarıdan ithal söylemlerinin yolsuzlukların ve yozlaşmanın üstünü örtemeyeceğini söyleyen Öztrak, “Türkiye’nin önüne farklı sıfatlar koyarak bütün bunları temize çekemez, ardınızda bırakamazsınız” dedi.
ERDOĞAN’IN VERDİĞİ ÖDEVİ YAPMAKTAN VATANDAŞLA İLGİLENMEYE VAKİTLERİ YOK
Öztrak, yeni hükümetin 3 görevinin, Erdoğan’a gerekli koruma duvarını oluşturmak, arzu ettiği geniş yetkilerle donanmış başkanlık elbisesini dikmek ve PKK ile yürütülen müzakerelerin bir yol kazasına uğramamasını sağlamak olduğunu belirterek, “Öyle görünüyor ki yeni hükümetten ülkemizin can yakan sorunlarına çözüm beklemek saflık olacaktır” diye konuştu. 62. hükümetin, cumhurbaşkanının talimatlarını yerine getirmekten; borç batağına saplanmış vatandaşların nefes almasını sağlayacak, dışarıdan yaklaşan ters dalgaya karşı Türk ekonomisinin içsel dayanıklılığını artıracak, rekabet gücünü tahkim edecek ciddi reformları yapmaya ve gerekli tedbirleri almaya vakit bulamayacağını belirten Öztrak, eğitim sisteminde yaşanan sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi:
“Daha talebelerimizi doğru dürüst okula yerleştirmeyi beceremeyen ama restorasyon peşinde koşan bu kadroların eğitimde reform gibi iddialı bir meselenin altından kalkmaları, büyümenin, ekonominin ihtiyaç duyacağı insan gücünün yetişmesinin önünü açmaları imkansızdır. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için çocuklarımızı geleceğe hazırlayacak, onlara yeni beceriler kazandıracak ciddi, çağdaş bir eğitim sistemine her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu doğrudur. Bu reformu yapabilecek kadrolar ise sadece ve sadece Cumhuriyet Halk Partisindedir.”
 FAİZ TARTIŞMASI, PARTİ İÇİ İKTİDAR MÜCADELESİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
Ekonomide son açıklanan verileri de değerlendiren Öztrak, rakamların ekonominin çok ciddi bir durgunluk; vatandaşınsa güven kaybı ve ödeme güçlüğü içine düştüğünü gösterdiğini belirtti. Tüketici güven endeksindeki gerilemeye, bankalara kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısındaki artışa ve konut satışlarındaki sert düşüşe dikkat çeken Öztrak, ekonomide belirginleşen durgunluğun, artan işsizlik ve enflasyonun vatandaşların borçlarını ödeme kabiliyetini aşındırdığına dikkat çekti. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde iktidar partisinin Merkez Bankası’nın bağımsızlığı üzerinden yürüttüğü tartışmaların faizler üzerinde tansiyonu artırdığını kaydeden Öztrak, “AKP kongresinde IMF vesayetinden kurtulma hikayesi ağızlardan düşmezken Merkez Bankası bağımsızlığından ve faizleri düşürmekten kimse söz etmedi. Bu öncelikle faiz konusundaki tartışmaların parti içi iktidar mücadelesinden başka bir şey olmadığını, faiz ve borç yükü altında ezilen milletin iktidarın umurunda bile olmadığını gösterdi” dedi. Öztrak, IMF vesayetinden kurtulma öyküleri anlatan iktidarın ekonomiyi dış borç ve cari açıkla güçlenen finans piyasalarının vesayeti altına soktuğunu, AKP’nin ekonomide, finans piyasalarının onayı olmadan sadece bakan değil, söylem bile değiştiremeyeceğinin ortaya çıktığını söyledi. Hükümetin en önemli önceliği ekonomiye vermesi gerektiğini ifade eden Öztrak, “Vatandaşın borçlarını hafifletecek tedbirler alınmazsa vatandaşlarımızın bankalara kaptıracağı araba ruhsatlarının ve ev tapularının sorumlusu AKP hükümeti olacaktır” dedi.
 EKONOMİ GEMİSİ LAFLA YÜRÜMEZ
Davutoğlu’nun gelecek yıl G-20 toplantılarına Türkiye’nin ev sahipliği yapacak olması nedeniyle övünmeye şimdiden başladığını belirten Öztrak, “2001 krizi olduğunda Türkiye’de çok daha büyük uluslararası toplantılar yapılıyordu. Hatta ekonomide dama dediğimiz gün Türkiye’de IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları vardı. O dönemin yetkilileri de bu toplantılarda böbürleniyordu. Sonrasında neler yaşandığını biliyoruz. Bu nedenle lafla işleri idare edecek zaman geçti. Mutlaka icraata ve tedbir almaya ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
 BUNU ADI VEFASIZLIK
Erdoğan’ın AKP’nin olağanüstü kurultayında devraldığı ekonomik tabloya dair bazı yanlış bilgiler verdiğini belirten Öztrak, 2001 krizinden sonra Türkiye’nin güçlü ekonomiye geçiş programını hazırlayan ekibin içinde Hazine Müsteşarı olarak görev yaptığını, bu dönemde Hükümet ve Kemal Derviş’in liderliğinde Türk bürokrasisinin dünyada güven uyandıran bir programı hazırladığını ifade etti. O dönemde görev yapanların haklarının yenmemesi gerektiğini kaydeden Öztrak, mevcut hükümetin bu başarılı programın tüm siyasi rantını yemesine rağmen şimdi o dönemdeki çabaları görmezden gelip her şeyi kendi eseri gibi göstermeye çalışarak vefasızlık gösterdiğini söyledi.
Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:
 İŞTE BAŞARI HİKAYESİNİN GERÇEK YÜZÜ
“AKP iktidara krizden iki sene sonra geldi. 2002 sonunda iktidara geldiğinde kendisine yüzde 6,2 büyüyen bir ekonomi bırakıldı. Şimdi büyüme hızı yüzde 3’lere düştü. AKP iktidara geldiğinde kendilerine tek bir yılda enflasyonu yüzde 68,5’den yüzde 29,7’ye indirebilen, yani 38,8 puan birden düşüren bir program bırakıldı. Enflasyon şimdi yeniden çift hanelere koşuyor. AKP’ye iç borçlanma faizlerini tek bir yılda yüzde 96,2’den yüzde 63,8’e yani 33 puan birden indirebilmiş bir program teslim edildi. Küresel rüzgarı da arkalarına alarak kendilerine bırakılan bu programın üzerine herhangi bir taş koymadan, ülkemizin rekabet gücünü tahkim edecek 2. nesil reformları yapmadan, büyümeyi toplumla buluşturacak 3. nesil reformları gündeme almadan bu kadrolar 12 yılı tüketti. Ekonomiyi sıcak paracıların vesayeti altına soktular. Uluslararası likiditenin şişirdiği yelken ve bu programın sağladığı kredibilite ile kendilerine bir başarı hikayesi kotardılar. Ama artık yolun sonu göründü. Geçen yılın mayıs ayından bu yana dünyadaki en kırılgan ekonomiler ligine düştük. İşte ekonomide anlatılan eş menendi görülmemiş(!) başarı hikayesinin gerçek yüzü budur.”
TÜRKİYE’NİN DİNLENMESİNE İZİN VERDİ, BAŞBAKAN OLUYOR
Öztrak Almanya’nın Türkiye’yi dinlediği iddiaları ile ilgili bir soru üzerine, Almanya’nın ABD tarafından dinlendiğini öğrendiğinde müthiş bir tepki gösterdiğini hatırlatarak, “Şimdi, Almanya Türkiye’yi dinlemiş, hükümetten tepki yok. Bu durum bana şu izlenimi veriyor: Adeta Türk hükümeti, yetkilileri Alman istihbaratının şantajı altındadır ya da Alman istihbaratına yüklenmekten korkuyorlar. Bu rezalettir. Benim NATO’da müttefikim olan bir ülke Türkiye’yi dinleyecek, Türk yetkilileri buna eften püften bir tepki verecek, bu eften püften tepkiyi veren de Başbakan olacak… Bunu kabul etmek mümkün değil” diye konuştu.    
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.