RES’lere karşı mücadele başlıyor!

Saray Doğayı Koruma Derneği Bülent Ecevit Parkı’nda yaptığı basın açıklaması ile Istranca Ormanları’na yapılması planlanan Rüzgar Enerji Santralleri’ne karşı mücadelenin başladığını duyurdu. Dernek adına basın açıklamasını okuyan Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Çoban, Proje kapsamında alınan ‘ÇED raporu gerekli değildir’ kararının skandal olduğunu ifade ederek, “Zaman kaybetmeden bu karara hukuki olarak itiraz ederek, RES projesi için derhal yürütmeyi durdurma kararı talep edeceğiz” dedi. “Ormanlarımızın içine kurulmak istenen kuvarsit ocaklarına nasıl karşıysak, yine ormanımızın içine kurulmak istenen RES'lere de aynı oranda karşıyız” diyen Çoban, “Bilimsel olarak getireceği sonuçlar ortadayken; sırf birileri daha fazla para kazanacak diye, ormanlarımızın talan edilmesine asla razı olmayacağımızı tüm kamuoyunun bilmesini isteriz” ifadelerini kullandı.

RES’lere karşı mücadele başlıyor!
20 Ekim 2014 Pazartesi 08:17

Saray Doğayı Koruma Derneği düzenlediği basın açıklaması RES’lere karşı her alanda mücadele edeceğini duyurdu.

YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI’NA RES YAPILIYOR
Dernek adına basın açıklaması Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Çoban okurken,  RES sürecine dair ayrıntılı bilginin paylaşıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Değerli Saraylılar; Güngörmez ile Bahçeköy arasında, kuzey ormanlarının kalbinde ağaçlar katledilerek yapımına başlanmış ‘Kıyıköy rüzgâr enerji santrali projesi’ hakkında halkımızı bilgilendirmek ve bu projenin bölgemizde sebep olacağı sorunları kamuoyu ile paylaşmak amacıyla buradayız. Derneğimiz bu projeden ancak ağaç kesimlerinin başlamasıyla haberdar olmuş olup derhal konuyu araştırmaya başlamıştır. Araştırmalarımız sonucunda ise gördüğümüz durum üzücüdür. Istrancaların göbeğinde üstelik ruhsat sahasının bir kısmı “yaban hayatı geliştirme sahası” içerisinde yer alan, toplam 39.825 m2’lik bir alana yayılacak 15 adet RES yapımını içeren böylesi büyük bir proje için Çevre ve Şehircilik müdürlüğü 27.02.2014 tarihinde ‘ÇED raporu gerekli değildir’ kararı vermiştir. Her şeyden önce şunu belirtmek zorundayız: Bu kararın bilimsellikle doğaseverlikle ve hukukla bir ilgisi yoktur.

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARI SKANDALDIR
-Bu projenin ruhsat sahası ve etkileyeceği alan içerisinde Karaca, kızıl tilki, yaban domuzu, su kurbağası gibi nesli koruma altında olan birçok hayvan ve endemik birçok bitki türü yaşıyorken
-Bu proje Türkiye ve Afrika arasında uzanan Ana Kuş Göç Yolları üzerinde yer alıyor ve bu projenin içerisinde göçmen kuşlar için dinlenme merkezi olan birçok sulak alan bulunuyorken
-Bu projenin Güngörmez köyüne uzaklığı 2300m Bahçeköy’ e uzaklığı 4300M ve Laladere piknik alanına uzaklığı 1700 metre iken ‘ÇED raporu gerekli değildir’ demek tam anlamıyla bir skandaldır.

ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARINA İTİRAZ EDECEĞİZ
Bu skandal kararla RES’ler; doğal yaşamın nasıl etkileneceği bilimsel olarak araştırılmadan, halkın bu konu hakkındaki görüşü sorulmadan, tamamen keyfi bir şekilde yapılmaya başlanmış ve ormanlarımız sorgusuz sualsiz katledilmiştir. Bu anlamda Saray Doğayı Koruma Derneği olarak bizler öncelikle bu “ÇED raporu gerekli değildir” kararına hukuki olarak itiraz edeceğimizi ve bu proje için derhal yürütmeyi durdurma kararı talep edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Bu projenin yangından mal kaçırır gibi denetimsizce yapılmasına itirazımız var. Her geçen gün ihtiyacını daha fazla duyduğumuz, doğal yaşam alanlarımızın kar ve rant uğruna bilinçsizce tahrip edilmesine itirazımız var! Bu anlamda RES’lerin Türkiye ve dünyada yarattığı olumsuz sonuçları ve bölgemizde sebep olacağı olumsuzlukları halkımızla paylaşmayı bir görev addediyoruz.

KAR AMAÇLI KURULAN RESLER DOĞAYA VE İNSANA ZARAR VERİYOR
Değerli Saraylılar; Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki bizler sürdürülebilir enerji kaynaklarına karşı değiliz. Aksine bu enerji sistemlerinin gelişmesinin ve yaygınlaşmasının insanlığın ve dünyamızın yararına olduğu inancındayız. Ancak bu durum RES’lerin doğaya verdiği zararları görmezden gelmemiz anlamına gelmiyor. Her enerji sisteminde olduğu gibi RES’lerin de doğaya birtakım zararları var. Özellikle yanlış uygulamaların ve özelleştirme politikalarının doğal sonucu olarak da sadece kar amaçlı kurulan RES’ler doğaya ve insan sağlığına karşı ciddi birer düşman haline dönüşüyor.

RES’LERİN ZARARLARI
RES’lerin verdiği zararları şöyle özetlememiz mümkün;
-RES’ler 100 metreye yakın dev pervaneleriyle her şeyden önce ciddi bir gürültü kaynağıdırlar. Pervanelerin dönmesiyle çevreye elektromanyetik dalgalar yayılır ve bu dalgaların da insan ve hayvan sağlığı üzerinde ciddi psikolojik etkileri mevcuttur. Dolayısıyla RES’ler kuruldukları bölgelerde şehir merkezlerinden ve doğal yaşam alanlarından, insan ve hayvan yaşamını etkilemeyecek kadar uzağa kurulmak zorundadırlar. Ancak İzmir’in Karaburun ilçesinde yapılmış RES’lere baktığımızda bu durumun göz ardı edildiğini, RES’ler’in kent merkezinin çok yakınına kurulduğunu ve tribünlerin çalışırken yaydığı gürültünün halkın psikolojisini ve sağlığını ciddi şekilde bozmuş olduğunu görüyoruz. Halk kendi evinde yaşayamaz duruma gelmiş durumdadır ve bu duruma ciddi bir şekilde isyan etmektedir. Bu tarz bir sorunun bölgemizde de yaşanması olasıdır. Özellikle bölgede yaşayan hayvanlar bu durumdan ciddi bir şekilde etkilenecektir.

GÖÇ YOLU ÜZERİNDEKİ KUŞLAR KATLEDİLECEK
Istrancalar Afrika ve Avrupa arasında uzanan ‘Ana Kuş Göç Yolları’ üzerindedir. Bu denli önemli bir kuş göç yolunun parçası olan bu bölge, bu tarz projeler için kesinlikle uygun bir yer değildir. Bilimsel verilerle saptanmış 100’lerce kuş türü ilkbahar ve sonbahar aylarında bu güzergahı kullanmakta ve bunların 52’den fazlası nesli koruma altındaki türler listesinde yer almaktadır. Göç yoları üzerine kurulan RES’ler, bu kuşların pervanelerine ve gövdelerine çarpmasıyla binlerce kuşun ölümüne sebep oluyor. Bu sebeple Avrupa’da ve Amerika’da RES’lerin ciddi kuş katliamlarına sebep olduğu anlaşılmış, bunların kuş göç yolların üzerine yapılması yasaklanmış ve bu kuş ölümlerinin yeniden yaşanmaması için ciddi yasal düzenlemelere gidilmiştir. Bölgemizde planlanan noktaya dikilecek RES’lerin ise bu göç yolu üzerindeki kuşları katletmesi kaçınılmazdır.

KÖYLÜNÜN GEÇİM KAYNAKLARI ZARAR GÖRECEK
RES'ler dev çaplı pervaneleriyle bölgedeki aerodinamik yapıyı değiştirmekte, rüzgar yollarını etkilemekte ve kuruldukları alanlarda iklim değişikliklerine sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu pervaneler; hiçbirimizin öngöremeyeceği büyüklükte doğal felaketleri de beraberinde getirebilmektedir. Bu pervanelerin dönüşleri ile çevreye yayılan elektromanyetik dalgalar kısa vadede arıcılık; uzun vadede mandacılık ve mantarcılıkla geçinen köylümüzün geçim kaynaklarına da zarar verecektir.

ORMANLAR DÜŞÜK MALİYETLİ ÜRETİM ALANLARI OLARAK GÖRÜLÜYOR
RES'ler ve yapımları için açılan yollar binlerce ağacın kesilmesine sebep olmaktadır. Ağaçların yaşamımıza ve doğaya katkısının ne olduğu ve kesildiklerinde yaşanacak problemler hepimizin malumudur. Bizim için yaşam alanı ve doğanın bize sunduğu bulunmaz bir nimet olan ormanlarımız; maalesef büyük sermaye sahipleri tarafından düşük maliyetli üretim alanları olarak değerlendirilmektedir. ‘Daha fazla kar’ için, ülkemiz ve bizler açısından hayati önemdeki bu ormanlara yapılan saldırılar her gün artmaktadır. Yaşamakta olduğumuz acı tecrübeler, ülkemizde denetim mekanizmalarının maalesef işlevsizleştiğini göstermektedir. Bu anlamda, projelerin denetiminin sağlıklı bir şekilde yapılacağına kesinlikle inanmıyor ve bu denetimlere güven duymuyoruz.

ORMANLARIN KATLEDİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ
Saray Doğayı Koruma Derneği olarak açıkça belirtmek isteriz ki; bizler ormanlarımızın içine kurulmak istenen kuvarsit ocaklarına nasıl karşıysak, yine ormanımızın içine kurulmak istenen RES'lere de aynı oranda karşıyız. Bilimsel olarak getireceği sonuçlar ortadayken; sırf birileri daha fazla para kazanacak diye, ormanlarımızın talan edilmesine asla razı olmayacağımızı tüm kamuoyunun bilmesini isteriz. Enerji ihtiyacının; ülkemiz açısından artık mevcut son ormanların göbeğinde ağaç katliamı yapılarak karşılanması kabul edilemez. Daha uygun bunca yer varken, maliyetleri düşürmek için ormanlarımızın seçilmesinin açıklanabilir bir tarafı yoktur. “Doğaya zararı yok” diyerek pazarlanan bir enerji sistemini, ormanlık alanın göbeğine yapmak ve binlerce ağacı katletmek bu çelişkinin en çarpıcı bir örneğidir. Herkesin bilmesini isteriz ki, mücadele ağımız bu ve bunun gibi doğa talanıyla, daha fazla para kazanmak için yapılan tüm saldırıları kapsamaktadır.

HER TÜRLÜ MÜCADELE AĞINI HALKIMIZLA BERABER ÖRECEĞİZ
Derneğimiz; çevresel etki değerlendirmesi raporu dahi istenmemiş bu projenin; denetlenmesi ve çevreye vereceği zararların minimalize edilmesi adına bu işin takipçisi olacaktır. Ayrıca her ne sebeple olursa olsun Istrancalara zarar verecek bu ve bunun benzeri her türlü projeye karşı da gerek toplumsal gerekse de hukuksal her türlü mücadele ağını da halkımızla beraber öreceğimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Bu anlamda da bizleri yalnız bırakmayan dost derneklerimiz Dayko Vakfı’na ve Büyükçekmece Çevreyi Koruma ve Güzelleştirme Derneği’ne teşekkürlerimizi sunuyoruz. Önce Doğa, Önce İnsan.. Istrancalar Hayatımızdır, Sahip Çıkıyoruz!”

KARABULUTLAR TEŞEKKÜR ETTİ
Basın açıklamasına Dayko Vakfı, Büyükçekmece Çevreyi Koruma ve Güzelleştirme Derneği ve Saray Kent Konseyi de destek verirken, Saray Doğayı Koruma Derneği Başkanı Mustafa Kurtul Karabulutlar dost dernek ve kuruluşlara mücadelelerine verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.