Sanayicilere Teknik Tekstil anlatıldı

Tekirdağ Sanayiciler Derneği (TEKSANDER) nükleer santral tedariki yapabilecek firmalara yönelik çalışmalarının ardından Tekirdağ ilinde faaliyet gösteren tekstil firmalarını ‘Teknik Tekstil’ üretimine teşvik etmek amacıyla bir araya getirdi

Sanayicilere Teknik Tekstil anlatıldı
22 Kasım 2014 Cumartesi 07:57

Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Tekstilde Dönüşüm-Teknik Tekstile geçiş’ konulu toplantıya Tekirdağ Vali Yardımcısı Mahmut Yıldırım, TEKSANDER Başkan Yardımcısı Erdim Noyan, TEKSANDER Yönetim Kurulu Üyeleri, Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Yöneticisi Ahmet Temiroğlu ve Tekirdağ’da faaliyet gösteren çok sayıda firmanın temsilcisi katıldı. TEKSANDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sarıoğlu’nun açış konuşmasıyla başlayan toplantıda NKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Göktepe ile TEKSANDER Başkan Yardımcısı, Öztek Stampa Genel Müdürü ve ortağı Eşref Akın birer sunum yaptı.

TEKSANDER’in, Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü, Trakya Kalkınma Ajansı, KOSGEB, NKÜ Teknopark A.Ş. ve NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi’nin katılımıyla düzenlediği toplantının açılış konuşmasını yapan TEKSANDER Yönetim Kurulu Başkanı Sarıoğlu, “İlimizde faaliyet gösteren Tekstil sektöründeki firmalarımızı katma değeri yüksek ‘Teknik Tekstil’ konusunda bilgilendirmek ve bu alanda üretim yapmalarını teşvik etmek amacıyla bu toplantıyı düzenledik. Bildiğiniz üzere,  ilimiz toplam Gayrı Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) yüzde 45’i sanayi sektöründen elde ediliyor. Bu oranın yüzde 70’i tekstil sektöründen elde edilmektedir. Bu toplantıyla tekstil üretiminde sektörün katma değeri yüksek üretimle kilogram başına ihracatını ve karını artırmasını hedefliyoruz” dedi.

KİLOGRAM BAŞINA İHRACATI 2.5 DOLARA ÇIKARMALIYIZ

Toplantıya gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu belirten TEKSANDER Başkanı Sarıoğlu şunları söyledi: “Bizim arayışımız geleneksel yöntemleri aşarak daha da modernize edilmiş tesislerde; yüksek teknolojili, katma değeri yüksek üretime geçerek küresel çapta sürdürülebilir rekabeti yakalamaktır. Ar-Ge çalışmalarını ve inovasyonu artıracağız, nitelikli üretime geçeceğiz ve markalı ürünlere yöneleceğiz. Bugün Türkiye 1 kilogram ihracattan ortalama 1.5 dolar gibi gerçekten çok düşük bir rakam elde ediyor. İhracatta bir nevi hamallık yapıyoruz. 1 kilogram ortalama ihracat Almanya’da 4.1 dolar, Japonya’da 3.5 dolar, Güney Kore’de 3 dolardır. Türkiye kısa sürede 1 kilogram ihracatını en azından 2.5 dolara çıkarmalıdır.

Yani yıllık 100 milyon ton ihracattan ilk planda 250 milyar dolar elde edebilmeliyiz ki; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. Yıldönümünün kutlanacağı 2023 hedefi olan 500 milyar doları yakalayabilelim. Türkiye, Güney Kore gibi bir ihracat portföyüne sahip olsa, bilinir markalı ürünler, yüksek teknolojili ürünlerle ihracat yapsa, yine yıllık ihracatımızı 100 milyon ton gerçekleştirsek, yaklaşık 300 milyar dolar elde ederiz. Bizler daha gelişmiş bir Türkiye için kafa yoruyoruz, ter akıtıyoruz, çalışıyoruz. Gelişmiş Türkiye’ye giden yolda tecrübe, bilgi birikimi, insan gücü, altyapı, lojistik ve her türlü stratejik derinliğe sahibiz. Bu ülkeye, Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bu topraklar için canını veren şehitlerimize borcumuz var. Bu nedenle Türkiye’yi gelişmiş ülkeler ligine yükseltmek boynumuzun borcudur.”

TEKSTİL ÜRÜNLERİ PEK FAZLA TANINMIYOR

Teknik tekstil ürünlerinin pek fazla tanınmadığını belirten Sarıoğlu, “Günümüzde tekstil ürünleri, bebek bezinden kefene, sabah kullandığımız diş fırçasındaki naylon elyafından, hastanelerdeki ürünlere kadar, hemen her yerde kullanılmaktadır. Teknik tekstil ürünleri ise pek fazla bilinmemesine rağmen, evden otomobile, giyimden tarıma, karayolundan hastanelere kadar günlük hayatımızın çeşitli alanlarında yoğun olarak kullanılmaktadır. Teknik tekstil ürünleri, endüstride, uzay sanayinde, askeri alanda, denizcilikte, tıpta, inşaatta, jeotekstillerde, ulaştırmada ve ileri teknoloji uygulamalarında kullanılmaktadır. Fonksiyonellik gerektiren ürünlerdir. Bu ürünler kimyasallara, hava şartlarına ve mikro organizmalara dayanımlı, yüksek mukavemet, yanmazlık, yüksek aşınma dayanımı, kamuflaj gibi güçlü performans özellikleri gösteren ürünlerdir.

CİDDİ AR-GE ÇALIŞMALARINA İHTİYAÇ VAR

Avrupa’da yatırım ve istihdam bakımından, en büyük tekstil sektörü Türkiye’de olmasına rağmen, sektörün en önemli zayıf noktası, AR-GE çalışmalarının kıyaslandığında yok denecek kadar az olmasıdır. Bu yetersizliğin ülkemizdeki teknik tekstil üretimi ve ihracatına yansıdığını da çok net görmekteyiz. 2013 yılında teknik tekstil sektör ihracatımız yaklaşık 1.8 milyar dolar gerçekleşmiştir. Teknik tekstillerde ihracat payımız ve üretimde yıllara göre artış gösterirken, ithalattaki artış oranı daha fazladır. Teknik Tekstil ürünleri ciddi AR-GE çalışmalarına ihtiyaç göstermektedir. Teknik tekstil üzerine 2017 yılına kadar yapılan öngörülerde küresel pazarın büyümeye devam edeceği bildirilmektedir. Bu aşamada gelişen teknoloji, teknik tekstil sektörünün büyümesinde en büyük desteklerden biridir. Bu büyüme teknik tekstile yönelik makine ve ürün üreticileri için de önemli bir fırsattır. TEKSANDER olarak ilimizdeki firmalarımızın fırsatı değerlendirmelerine yardımcı olabilmek amacıyla bu toplantıyı düzenledik” dedi.

NİTELİKLİ SANAYİYE GEÇİŞ SÜRECİNE KATKI VERECEĞİZ

“Tekirdağ’da hali hazırda teknik tekstil üretimi yapan ve AR-GE çalışmaları yürüten firmalarımız var. Amacımız bu firmaların sayısını arttırarak 2023 hedeflerimiz doğrultusunda nitelikli sanayiye geçiş sürecine katkı vermektir” diyen Sarıoğlu, ‘Tekstilde Dönüşüm’ toplantısıyla “Firmalarımızın klasik tekstilden yüksek teknolojili ‘Teknik Tekstil Üretimi’ne yönelmelerini teşvik ederek, üretim ve ihracat kapasitesinin geliştirilmesini, gerekli AR-GE ve inovasyon çalışmalarını hızlandırılmasını, teknik tekstil konusunda özel bilgi, beceri ve teknolojilerinin geliştirilmesini, transfer edilmesini ve yaygınlaştırılmasını, Üniversite-Sanayi işbirliğinin desteklenerek, üniversitece kurulacak özel bir ekiple istekli firmalar özelinde yapılacak çalışmalarla kapsamlı bir teknik destek çalışması yürütülmesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖZTEK STAMPA GENEL MÜDÜRÜ AKIN
ÜRÜNE ARTI DEĞER KATACAĞIZ

TEKSANDER Başkanı Sarıoğlu’nun ardında kürsüye gelen Türkiye’de teknik tekstil üretiminin öncü kuruluşlarından Öztek Stampa Genel Müdürü ve ortağı Eşref Akın bir sunum yaptı.

Aynı zamanda TEKSANDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Akın, “Tekstil deyince hepimizin bildiği gibi insanların soğuktan ve doğal etkenlerden korunmak için geliştirdiği bir meta akla gelir. Zaman içinde tekstil üretimi günün koşullarına göre gelişerek teknik tekstile sonra smart tekstile yönelmiştir. Teknik tekstili dokusuz yüzeyler olarak tanımlayabiliriz. Aslında bunun bir tarifi yok. Tekstil üretiminde piyasada normal fiyatla satılan bir takım ürünlerin üzerine nasıl katma değer katacağız? Nasıl daha fazla satacağız? Arayışımız bunlar. Burada iki tane yol var. Bir rekabetten sıyrılmak, iki ürettiğiniz ürüne artı katma değer yaratabilmek. Bunu yapmanın da iki yolu var. Ya moda marka yapacaksınız ki ürünün katma değerini yükselterek satacaksınız. Ya da herkesin yaptığından daha farklı ürün imal edip satacaksınız. Ama teknik tekstil diyince böyle bir kavram. Bu kavramın yanında bir kavram daha var. Teknik tekstil, jeotekstilden tutun da otomobil sanayinden kullanılan tekstile kadar çok geniş bir alanı kapsar. Tekstiller öyle hayatımıza girmiş ki hepinizin cep telefonunda dahi tekstil ürünü var. Teknik tekstil sektörü, pazar değeri olarak önemli boyutlara ulaşmış ve tekstil sektörünün geleneksel tekstil ve hazır giyim sektörleri içerisindeki payı yüzde 30’lara yükselmiştir” dedi.

KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER

Türkiye’de 200’den fazla firmanın teknik tekstil ve dokusuz yüzeyler ürettiğini belirten Akın şunları söyledi: “Teknik tekstiller en az konvansiyonel tekstiller kadar eskidir. Teknik tekstillerin üretiminin başlangıcı olarak gemiler için yelken bezlerinin üretilmesi kabul edilmektedir. 1939 yılında ilk sentetik lifin kullanılmasından sonra, teknik tekstillerin üretiminde ve uygulama alanlarında büyük çapta artma olmuştur. Özellikle dayanıklılığı ve performansı yüksek sentetik elyafların kullanıma elverişliliği ile teknik tekstil pazarı zenginleşmiş ve bu elyafların teknik tekstillerin üretiminde kullanılan toplam elyafların içindeki oranı yüzde 30’a ulaşmıştır. Günümüzde üretilen katma değeri yüksek teknik tekstil ürünleri, diğer birçok alanda olduğu gibi askeri ve uzay sanayisindeki Ar-Ge çalışmalarının sonucunda ortaya çıkmıştır. Avrupa ve Amerika da bu ürünlere yönelik teknolojiler belli bir süre kullanıldıktan sonra özel sektöre devredilerek kullanımı yaygınlaşmakta ve özel sektör desteklenmektedir. Türkiye’de 200’den fazla firma teknik tekstil ve dokusuz yüzeyler üretmektedir. Aralarında büyük ölçekli ve uluslararası nitelikli firmalar bulunmakla birlikte, bu üreticilerin bir kısmı da küçük ve orta ölçekli firmalardır.”

EN FAZLA İHRACAT ALMANYA’YA

Teknik tekstil üretiminin en fazla olduğu şehirlerin Denizli, İstanbul, Bursa, Gaziantep, Kocaeli ve Tekirdağ olduğunu belirten Öztek Stampa Genel Müdürü Akın, “Teknik tekstil üreten firmalar dokusuz yüzeyler, özel keçeler, filtreler, otomobil ve ambalaj sanayi için ürünler, askeri giysiler ve donanımlar, tıbbi ürünler, kurşun geçirmez veya ısıya karşı koruyucu giysiler, bakımı kolay ve ütü istemeyen kumaşlar ve giysiler, nanoteknoloji ürünü kumaşlar ve giysiler, çok fonksiyonlu kumaşlar, bakteri ve sivrisinekten koruyucu ürünler gibi çeşitli üretim alanlarına yönelmişlerdir. Türkiye’de en fazla üretilen teknik tekstil altgrupları ise otomotiv tekstilleri, temizlik, kozmetik, hijyen sektörlerinde kullanılan tekstiller ve ambalaj tekstilleridir. Türkiye’nin teknik tekstil alanında başlıca ihracat ürünleri ise big bags, kord kumaşlar, teknik kumaşlar, dokusuz yüzeyler, emniyet kemerleri ve hava yastıklarıdır. Türkiye, ürettiği teknik tekstilleri, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nde Fransa, İtalya, İngiltere’ye, Asya’da Güney Kore birinci sırada olmak üzere Çin, Rusya, Hindistan’a ihraç ediliyor. Türkiye’nin ürettiği teknik tekstil ürünlerinin en baştaki alıcısı Almanya’dır. Dünyada da en fazla teknik tekstil üreten ülke Almanya. Bu biraz garip gelebilir. Bizim konfeksiyon ve tekstil toplam ihracatımız 35 milyar dolar seviyesinde iken, Almanya’nın tekstil ihracatının tamamına yakını teknik tekstildir ve yıllık 166 milyar dolardır. Almanya’nın toplam 1 trilyon dolara yakın ihracatı var ama bunun 166 milyar doları teknik tekstildir. Teknik tekstilin yanında tekstil tabanlı kompozitler var. Aslında teknik tekstilin bir ileriki aşaması tekstil tabanlı kompozitler. Bugün Türkiye’ye giren rüzgar santrallerinin kanatlarının tamamı hatta yavaş yavaş gövdeleri dahi tabanı tekstil. Avrupa teknik tekstili yaptı kompozitlere geçerken biz bugün burada teknik tekstili konuşuyoruz. Türkiye’nin toplam teknik tekstil ürünü ihracatı 1.3 milyar dolardır” açıklamasında bulundu.

AR-GE VE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ

Önümüzdeki yıllarda teknik tekstillerin kullanım alanlarının ve insan yaşamındaki öneminin daha da artacağını belirten Akın şunları söyledi: “Günümüzde tekstil sektörünün öncelikli hedefi, katma değeri yüksek, kaliteli, özgün ve özel mamüller üretip uygun fiyatlarla pazara sürmektir. Bunun başarılabilmesi için katma değeri yüksek, yenilikçi, rekabetçi ve akıllı teknik tekstil ürünlerini geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verilmesi gerekmektedir. Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon sektörü; ülkemiz kayıtlı istihdamının yüzde 11’ini, kayıtlı GSMH’nin yaklaşık yüzde 10’unu ve ülkemiz ihracatının da yüzde 38’ini gerçekleştirmektedir. Ülke ekonomisindeki bu önemli rolüne rağmen, ne yazık ki Türkiye’de tekstil ve konfeksiyon sektörünün, toplam Ar-Ge harcamalarından aldığı pay sadece yüzde 1.5’tir. GSMH’dan Ar-Ge çalışmalarına ayrılan payın yüzde 1’den düşük olduğu düşünülürse, teknik tekstiller konusunda yapılan Ar-Ge çalışmalarının yetersizliği ortadadır. Ülke ihracatının 3’te 1’inden daha fazla ihracat yapan bir sektör Ar-Ge harcamalarından sadece yüzde 1.5 pay alıyor. O zaman Ar-Ge’ye bakışımız değişmesi lazım. Bugünkü toplantı çok önemli bu toplantılara sahip çıkıp onu devam ettirelim. Üniversite-Sanayi işbirliğine değinmek istiyorum. Buna benzer toplantılar daha önce de oldu. 10 kişiden fazla katılım olmadı. Tekirdağlı sanayicilerimiz çok duyarlı. Böyle yoğun katılımdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.”

NE YAPMALIYIZ?

Tekstilde atıl kapasitelerin biraz harcama yapılarak teknik tekstil üretimine yönlendirilmesini isteyen Eşref Akın tekstilcilere ne yapılması gerektiğini konusunda şöyle seslendi:

1-TEKSANDER, Bilim Sanayi Teknoloji İl Müdürlüğü, Trakya Kalkınma Ajansı, KOSGEB ve Namık Kemal Üniversitesi işbirliği ile hazırlanmış olan yol haritasına hepimiz destek vermeliyiz.

2- Geleneksel tekstilden teknik tekstile geçmenin en önemli parametresi Ar-Ge ve inavasyondur. Bunun içinde üniversite-sanayi işbirliği şarttır. Çünkü yeni bir teknik tekstil ürünü yaratabilmek için tekstil mühendisliği dışındaki disiplinlerden de yardım almak lâzımdır.

3-Teknik tekstil fuarlarını da takip etmek çok önemlidir. Bilhassa iki yılda bir yapılan Tech-Textile Frankfurt Fuarı’nı ziyaret etmenizi mutlaka öneririm.

4- Maalesef kendi firmamın da katıldığı Tech-Textile Frankfurt Fuarı’nda 4600 firma ürünlerini sergilemekte fakat Türkiye’ den sadece 61 firma geçen seferki fuarda ürünlerini sergilemiştir. Daha önceki yıllarda 20-30 firma katılmaktaydı. Biz Türkiye olarak bu fuara önümüzde yıllarda en az 300 firmayla katılmalıyız.
 
TEKNİK TEKSTİL ÜRETİMİNE NASIL GİRDİK?

Akın, Öztek Tekstil’in teknik tekstil üretimine girişini ise şöyle anlattı: “Yeni pazar var ama buraya nasıl gireceğim diyorsanız, kendi şirketimden bir örnek vereceğim. Öztek Tekstil 4.5 milyon metrekare kurulu kapasitesiyle Türkiye’nin denimciler ve entegreler hariç en büyük kurulu gücüne sahip. Şu anda kapasitemizin yüzde 80’ini kullanabiliyoruz. Buna rağmen 2000’li yılların başlarında bir süreç yaşadık. Biz çok akıllı değiliz, ileriyi görüp teknik tekstile girmedik. Bazı tesadüfler bizi buraya getirdi. Bunu kullanmaya devam ettik şu anda üretimimizin 3’te 1’i teknik tekstil. Savunma sanayinde dünyanın bu teknolojiye sahip, bilhassa görünmezlik, lpc ve balistik teknolojisine sahip 4-5 ülkesinden bir tanesiyiz. Üretimimizin 3’te 1’i teknik tekstil ürünü olmakla birlikte ciromuzun 2.5 katını teknik tekstilden elde ediyoruz. 2001 yılında Hollanda’da bir arkadaşım Alman ordusuna gece görüş dürbününe takılmayan 1.5 milyon metrelik eğitim elbisesi ihalesini almış. Arkadaşımın çalıştığı ve ihaleyi alan firma batıyor. İhaleyi alan firmanın bu taahhüdünü yerine getirmesi gerekiyor. Arkadaşım bana geldi. ‘Bu kumaşı siz üretirsiniz’ dedi. ‘Yok yapamayız’, dedim. Arkadaşım bizim fabrikaya geldi, birkaç gün içinde 1.5 milyon metrelik gece görüş dürbününe yakalanmayan elbise kumaşını başarıyla ürettik. Bu olaydan sonra o zaman 1. Ordu Komutanı olan Yaşar Büyükanıt Paşa beni bir jiple apar-topar İstanbul’a aldırttı. Bir Binbaşı ve bir er beni alıp Büyükanıt Paşa’nın karşısına diktiler. Büyükanıt, ‘Sen Alman ordusuna gece görüş dürbününe takılmayan elbise kumaşı veriyormuşsun, benim askerime niye vermiyorsun?’ diye sordu. ‘Sayın Paşam biz direkt vermedik’ dedim. ‘Genelkurmay Başkanı olduğum zaman ben de Türk Askeri’nde bu kumaşı göreceğim’ dedi. Gece görüş dürbününe takılmayan kumaştan elbiseleri Büyükanıt Paşa’nın, emekliliğine bir hafta kala TSK’ya teslim ettik. Yani ilk görüşmeden 7 yıl sonra. Bu işin içine tesadüfen girdiğimiz için sonra TÜBİTAK’la birlikte çalıştık. Hacettepe Üniversitesi, Ortadoğu Üniversitesi ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün teknoparklarında üç şirket kurduk. Burada Ar-Ge ve inovasyona başladık. İlk gece görünmeyen kumaş konusunda aldığımız tecrübeyi de devam ettirerek bugün İsrail’den bir firma, ABD’den bir firma ve Öztek firması görünmezlik teknolojisiyle dünyada üretim yapan 3 şirketten birisiyiz. Hem kendi ordumuza, hem komşu ordulara, hem de NATO ordularına bu ürünümüzü pazarlıyoruz. Bu iş hoşumuza gitti, karlılığı hoşumuza gitti. İlk başlarken mevcut olan makine parkuruyla üretim yaptık, sonra yeni yatırımlar yaptık. Biz hepimiz bu üretimi yapabiliriz. İspanya’da bir firma vardı. 30-40 tonluk bir boyahane idi. Zamanla teknik tekstile yöneldi. Bugün 2.4 milyar dolarlık şirket olmuş. Üretim yerlerine gittim, baktım sadece üretim kapasitesini arttırmış. Ne yaptığına baktığımızda bütün kompozit üreten firmalarına bildiğimiz 1 kilo 30’a 1 süpremi 48 euroya satan bir firma. Süpremin özelliği de kompozitciler büyük parçaları kompozit haline getirdikten sonra vakum odalarına koyuyorlar, eskiden bunları büyük hangarlara koyarlardı 3-4 ay beklerlerdi içindeki gaz tamamen uçsun diye. Bu gelişmiş örtüye kompozit malzemeyi sarıyorlar ve ondan sonra kullanıp atıyorlar. Bizim tekstil malzemesi 48 euroluk meta haline gelmiş bu firma da bu tekstil malzemesini üretmiş. Biz bunu araştırmaya başladık. Numuneler de elimde ilgilenen arkadaşlara verebiliriz.”

PROF. DR. ÖZER GÖKTEPE: DÖNÜŞÜM BİR TAKIM OYUNU

Sarıoğlu ve Akın sonra bir sunum yapan NKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Göktepe, üniversite-sanayi işbirliğinin bir takım oyunu olduğunu belirterek, “Futbolda takım oyunu neyse burada da o. Takım oyunu oynayamamanın ağır bedellerini ödüyoruz. Takım oyunu oynayabilmek için bir aradayız. Teknik tekstil konusunu masaya yatıralım, dedik. Beraber nasıl bir yol alabiliriz? Bir eylem planı, bir yol haritası çıkaralım. Bu yol haritasını sizlerle paylaşıyorum. Sizlerden gelecek önerilerle son şeklini vereceğimiz bir çalışma içindeyiz. Acaba tekstili nasıl tanımlarsınız? Kısa kesin net bir tarifi, her türlü elyaftan yüzey elde etme sanatı ve teknolojisidir. Bunu evde yaparsanız zanaat, makinede yaparsanız teknoloji olur. Biz işin teknolojiyle ilgiliyiz” dedi.
 
PARADİGMALAR DEĞİŞECEK

Eşi Prof. Dr. Fatma Göktepe ile birlikte gerçekleştirdiği yapay kas çalışmasıyla dünyanın dikkatlerini üzerinde toplayan Dekan Prof. Dr. Özer Göktepe, teknik tekstili şöyle tarif etti: “Burada bir yüzey var, ister keser-biçer elbise yaparsanız, ister keser-biçer paraşüt yaparsınız. Nerede kullandığınıza bağlı. Tekstil, Nano’dan makro boyutlara kadar uzanan geniş bir yelpazede, hafif, esnek, sağlam ileri malzeme üretim tekniklerinden en önemlisidir. Tekstille ilgili paradigmamızı değiştirmemiz lazım. Tekstil malzeme üreten bir yöntem. Teknik tekstil çok farklı bir fonksiyon icra ediyor. Teknik tekstil, estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade, sahip oldukları teknik ve performans özellikleri için imal edilen tekstil malzemeleri ve ürünleridir. Bu tarif merkezi İngiltere’de olan Tekstil Enstitüsü’nün tarifidir. Burada kullanım alanı önemli. Bizim normal kullanım alanımız dışındaki her türlü kullanım teknik tekstil alanına giriyor. Teknik tekstil 12 gruba ayrılıyor. Bu uluslararası bir sınıflandırmadır. Bu gruplar şunlardır: Tarım teknik tekstilleri, bina inşaat sektörü tekstilleri, giyim teknik tekstilleri, jeotekstiller, ev teknik tekstilleri, endüstriyel tekstiller, hijyen ve tıbbı tekstiller, taşımacılık tekstilleri, ambalaj tekstilleri, koruyucu tekstiller, spor ve boş zaman tekstilleri, ekolojik ve çevre teknik tekstilleri. Bu grupların pazardaki payı, dünyadaki dağılımı nasıl? Yüzde 14 payla ambalaj tekstili ilk sırada yer alıyor. Torbalardan patates çuvalına kadar bunu kapsıyor. Taşıt tekstili yüzde 14’lük pay alıyor. Sanayi tekstilleri ve ev tekstilleri yüzde 13 payla sıralanıyor. Sonra tıbbi tekstiller geliyor. İnşaatlarda kullanılanınlar da yüzde 10 gibi pay alıyor.”

NEDEN TEKNİK TEKSTİL?

Prof. Dr. Göktepe, Tekirdağlı sanayicilere teknik tekstilin önemini şöyle anlattı: Yüksek katma değer, daha yüksek kâr marjları, moda ve sezondan bağımsız rutin üretim, büyük partiler halinde rahat çalışma, ekonomik krizlerden daha az etkilenme, yüksek pazar istikrarı.
Tekstil kolay iş değil. Malzemeniz değişken. Müşteriye beğendirmek zor bir iş. Ayrıca sezona yetiştirmek gerekiyor. Avrupalılar daha çok çalıştıkları için değil daha konforlu olduğu için bu sektörlere yöneliyorlar. Diğer işleri başka ülkelere pay ediyorlar. Krizlerde ilk tasarrufumuz giyim kuşamdadır elimizdeki bir yıl daha kullanalım deriz. Ama teknik tekstilde bu söz konusu değil. Çünkü mecburuz sanayide kullanmaya.
 
TEKNİK TEKSTİL ÜRÜNLERİ HANGİ ALANLARDA KULLANILIYOR

Teknik tekstil ürünlerinin neredeyse her alanda kullanıldığını belirten Göktepe, “Çok daha büyük ebatlarda kullanabiliyorsunuz. Büyük statların çatılarında veya büyük yakıt tankeri olarak kullanabiliyorsunuz. Araçların klimalarında veya evdeki süpürgelerde yine bu tekstil kullanılıyor. Dünyada yılda 1 milyar civarında lastik üretiliyor her lastikte bisikletken uçağa kadar içinde bez var. Kurşun geçirmez yelekler teknik tekstille yapılıyor. Araçların zırhları da bunlarla yapılıyor. Skorski helikopter çevikliğiyle bilinir bunu içinde kullanılan tekstilden alıyor. Bisikletin kendisi, lastiği, golf sopaları, raketlerler, kayaklar hepsi kompozitler, yarış aracından emniyet kemeri ve kaska kadar her şey tekstil. Formula 1 araçlarının tüm gövdeleri tekstildir. Otomobil 300 kilometre hızla çarpar, pilotu içinden elini koluna sallayarak çıkar. Otomobillerin geleceği nerde? Elektrikli otomobilde. Bunlardaki ana problem nedir? Batarya var ciddi ağırlık yapıyor. Ağırlığı hafifletmeniz lazım ki menzili uzatabilesiniz. Bütün elektrikli otomobillerde gövde aynen yarış otomobillerinde olduğu gibi karbon lifinden yani tekstilden yapılacak. Dokuma üzerine kompozit. BMV bir karbon firmasının yüzde 15’ini satın almış, şimdiden geleceği görüyor. Avrupa’dan geçerken görmüşsünüzdür üzüm bağlarının üzerine kaplıyorlar, dolu ve güneş ışığına karşı koruyorlar. Elektronik devre bordları da yine tekstildir. Cep telefonun içi, kablolarda bunlar kullanılıyor.”

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ NEDİR?

Teknik tekstilin küresel pazar büyüklüğünün 1995’te 80 milyar dolarken 2013’te 133 milyar dolara çıktığını belirten Prof. Dr. Göktepe, “Tüketim olarak 15 milyon tondan, 25 milyon tona çıkmış. 2011 verileri teknik tekstil üretimi 25 milyon ton, toplam 133 milyar dolarlık ihracat, AB’nin pazardaki payı yüzde 20. Kompozitin kilo başına değer 12 dolar. Normal tekstilde kilosu 5 dolarken kompozit yaparsanız karınız kilo başına iki kat daha fazla artış gösteriyor. Katma değer anlamında önemli değer. Dünyada ciddi bir durgunluk olmasına rağmen bu pazar yüzde 6-7’ler seviyesinde büyüyen bir pazar. 2010 Dünya Ticaret Örgütü verileri:
Dünya konfeksiyon ihracatı 351 milyar dolar. (Çin, AB27, Hong Kong, Bangladeş, Türkiye) Dünya tekstil ihracatı 251 milyar dolar. Hep deniyor ki AB’de kriz var. Bunlar şehir efsaneleridir. İşte rakamlar her şeyi gösteriyor.  2013 verilerine göre dünya tekstil ihracatında Türkiye'nin payı yaklaşık yüzde 3.5, hazır giyimde yüzde 5, ev ve mekân tekstillerinde yüzde 4.5 ve teknik tekstillerde yüzde 1.5'tir.
Türkiye dünyanın 8. büyük tekstil ihracatçısıdır. Dünyada 5’inci sırada yer aldığımız başka sektörü ben bilmiyorum. Türkiye’nin teknik tekstille ilgili ihracatı ise 2000’li yıllarda 400 milyon dolarlar seviyesindeyken, 2011’de 1.5 milyar dolar seviyelerine çıkıyor. Bunlar iyi rakamlar. 2013 verilerine göre teknik tekstil ihracatımız 1.7 milyar dolar” dedi.
 
AB PAZARINDA TEKNİK TEKSTİLLERİN PAYI

Prof. Dr. Göktepe, Avrupa Birliği pazarını ise şöyle anlattı: EURATEX’e göre teknik tekstiller, AB tekstil cirosunun yüzde 30’unu (yaklaşık 30 milyar euro) teşkil etmektedir. Bizde teknik tekstilin toplam ihracat içindeki payı yüzde 20. Gelişmiş ülkelerde teknik tekstilin de oranı paralel gidiyor. Bu oran Almanya (yüzde 50), Avusturya (yüzde 45) ve Fransa (yüzde 40) gibi ülkeler için daha yüksektir. Hazır giyim, kord bezi ve yol ve binalarda kullanılan jeo-tekstil benzeri teknik tekstil ürünleri dahil edildiğinde pazar büyüklüğü 50 milyar euro’ya ulaşmaktadır.
 
TEKSTİLDE DÖNÜŞÜM YOL HARİTASI

NKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Göktepe, geleneksel tekstil üretiminden kar marjı ve katma değeri yüksek ürünler imal eden teknik tekstile geçişin yol haritasını şöyle çizdi:

1.      İstekli firmaların tespiti. Bu işte mutlaka talep olması lazım. Sürecin başlayabilmesi için ciddi talep gerekiyor.

2.      Firma makine parkı ve üretim yeteneklerine uygun teknik tekstil ürünlerinin belirlenmesi. Hedef ürünlerin belirlenmesi gerekiyor.

3.      Firma sahibi ve ilgili birim (satış, pazarlama, fabrika müdürleri vb.) yöneticileriyle potansiyel ürünler arasından hedef teknik tekstil mamulünün kararlaştırılması.

4.      Buraya kadar işin yarısı. Bundan sonrası prototip geliştirme için firmaya uygun proje hazırlanması. Burası da koordineli şekilde yapılabilir. (KOSGEB, TÜBİTAK TEYDEB, Santez, Kalkınma Ajansı vb.) bu kurumlar da kaynaklarımızdır.

5.      Prototip geliştirilmesi. Ürüne göre 18 aylık, 24 aylık sürelerde prototip üreteceğiz. Teknik tekstilin zor tarafı akıllı olması. İşin içine bilgi koymanız gerekiyor, bütün bilimsel verileri kullanmamız gerekiyor. Fizik, matematik hepsini kullanmanız gerekiyor. Prototipi test etmeniz gerekiyor. Mesela paraşütün açılmaması halinde iade edin diyemezsiniz. Ama giyside bunu diyebilirsiniz. Dolayısıyla teknik tekstilde standartlar çok yüksek. Onun sağlanması prototipin yapılması çok önemli. Yani standartlar sağlanırsa ondan sonra seri üretime geçilir.

6.      Seri üretim ekip olarak gerçekleştirilecek bir aşama.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.