Türk Plastik Cerrahisi Dünya’da önemli bir yere sahip

Özel Optimed Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A.Nurhan Özbaba, yaptığı açıklamada Türk Plastik Cerrahisinin gerek bilimsel, gerekse cerrahi yetenek olarak dünyada çok iyi bir yere sahip olduğunu belirterek, “Dünyada yapılan tüm plastik ve estetik cerrahi operasyonlar ülkemizde aynı kalitede yapılabilmekte , birçok yabancı uyruklu hasta ülkemize gelerek ameliyat olmaktadır” dedi.

Türk Plastik Cerrahisi Dünya’da önemli bir yere sahip
06 Ağustos 2014 Çarşamba 07:17

 
PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ NEDİR VE NE YAPAR
Özel Optimed Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. A.Nurhan Özbaba, plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi nedir ve ne yapar konusu hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Özbaba yaptığı açıklamada, “Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi (Yeniden Yapım ve Onarım Cerrahisi) Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, doğumsal veya sonradan edinilmiş anomalilerin, şekil ve fonksiyon bozukluklarının giderilmesine ve vücut imajının düzeltilmesine çalışan bir cerrahi daldır. Plastik, Yunanca plasticostan gelen bir sözcüktür ve şekillendirmek, bir kalıba uydurmak anlamlarına gelir. Rekonstrüktif ise Latin kökenli bir sözcüktür ve yeniden yapmak anlamına gelir” açıklamasında bulundu.
VÜCUDUN ŞEKLİNİ BOZAN OLAYLAR DOĞUMSAL KAYNAKLI OLABİLİR
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin tüm vücut yüzeyinde oluşan her türlü cerrahi problemle ilgilendiğinin altını çizen Nurhan Özbaba, “Vücudun şekil ve fonksiyonlarını bozan olaylar doğumsal, travmatik veya edinsel kaynaklı olabilir. Örneğin, doğumsal olarak oluşan yarık damak-dudak, yapışık parmak (Sindaktili), vasküler kitleler (Hemanjiomlar gibi); travmatik olarak oluşan yanıklar, trafik kazalarına bağlı yüz yaralanmaları, çeşitli kesiler ve organ kopmaları; edinsel olarak oluşan çeşitli deri ve yumuşak doku tümörleri, kronik yaralar bu cerrahi disiplin alanı içindedir. Kemik (Özellikle yüz-kafa ve el kemikleri) ve kıkırdak çatıdaki (Kulak ve burun kıkırdakları gibi) kayıplar, şekil bozuklukları, patolojik olaylar (tümör, kist, enfeksiyon vb)  yine plastik cerrahi uğraşı alanı içindedir. Bunun için klasik cerrahi yöntemler yanında mikro cerrahi, lazer sistemleri, endoskopi ile çeşitli kimyasal ajan ve ilaçlardan yararlanabilir” dedi.
HANGİ DOKU KAYBOLDUYSA ONA BENZER DOKULARLA ONARIM YAPILMALI
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ile tüm vücut yüzeyinde deri derialtı ve kemikler etkileyen her türlü defektin (boşluğun) onarılmasına çalışıldığını sözlerine ekleyen Özbaba şunları söyledi; “Bunu yaparken temel kural hangi dokular kaybolduysa ona benzer dokularla onarım yapmaktır.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin ilgi alanları, Yüz şekil bozuklukları– asimetriler, doğumsal kitleler, nadir yüz yarıkları, yarık dudak-damak, kraniofasiyal-maksillofasiyal anomaliler (Çene, yüz ve kafa kemikleri şekil bozuklukları, düzensizlikleri, eksiklikleri), ortognatik cerrahi (Çene kapanma bozuklukları), kulak kepçesi yokluğu, kepçe kulak ve diğer şekil bozukluklar, burun defektleri, tümörleri, kopmaları, tükrük bezi problemleri, doğumsal tümör, nevüs (Ben), kitleler, damar malformasyonları, hemanjiomlar, yüzün kemik ve yumuşak doku travmaları, maksillofasiyal cerrahi (Trafik kazası, tümör ve diğer nedenlerle olan kemik defektleri-kırıkları-şekil ve fonksiyon bozuklukları, çene cerrahisi), baş-boyun tümörleri ve bunların defektlerinin onarımları, meme yokluğu, asimetrisi veya fazla meme dokusu, kanser sonrası meme rekonstrüksiyonu, jinekomasti (Erkekte büyük meme), genital organların doğumsal anomalileri (Epispadias, hipospadias, vaginal agenezi vb), genital organların onarımları, kopan organların replantasyonu, göğüs ve karın duvarı defektleri, el cerrahisi (Travmalar, kopmalar, tümörler, parmak transferleri, parmak onarımları-uzatılması vb), El ve ayaktaki eksiklikler ve şekil bozuklukları, periferik sinir problemleri (travmalar, nöropatiler, defektler, kitleler), deri ve yumuşak doku tümörleri, akut yanık ve yanık sonrası oluşmuş deformiteler, kasılmalar, büzüşmeler, elektrik ve kimyasal maddelerin yumuşak dokularda yaptığı hasarlar, Çeşitli enfeksiyon, radyasyon ve diğer etkilerle deri ve derialtında oluşan yaralar ve kronik yaralar. (Bası yaraları, venöz yaralar, diyabetik ayak yaraları gibi)”
EN ÖNEMLİ KURAL BASİT VE EN AZ ZARAR VERECEK YÖNTEM SEÇİLMELİDİR
Nurhan Özbaba konuşmasının devamında plastik cerrahide onarım için kural önce en basit ve en az zarar verecek yöntemin seçilmesi olduğuna dikkat çekerek, “Bir yaranın öncelikle primer onarılması (Sütüre etmek gibi) düşünülür, eğer bir doku kaybı varsa greft (deri yaması) uygulaması gündeme gelir. Bu yöntemin de uygun olmadığı durumlarda (Derin ve kompleks doku kayıpları, açık kemik ve tendon yaralanmaları gibi) flepler kullanılmaldır. Flepler doku defektinin durumuna ve yerine göre lokal basit fleplerden (Örneğin deri flepleri) kompozit fleplere (Birden fazla dokuyu içeren) doğru bir akış şeması içinde düşünülerek planlanır. Plastik cerrahide temel kural kaybolan dokulara en yakın dokuların kullanılarak onarım yapılmasıdır” diye konuştu.
YÜZ KEMİK KAYIPLARINDA DİĞER VÜCUT BÖLGELERİNDEN KEMİK ALINIR
Gerek plastik cerrahide ve gerekse estetik cerrahide öncelikle otolog dokular (kişinin kendinden alınan) kullanılmasının uygun olduğunu belirten Özbaba, “Fakat otolog dokular için donör alanlar veya hasta uygun değilse diğer kaynaklara başvurulabilir (Homogreftler, heterogreftler ve alloplastik materyaller). Örneğin geniş yanıklarda öncelikle hastanın sağlam bölgelerinden alınan deri greftleri (Deri yamaları) tercih edilir. Bu alanlar yetersizse diğer insanlardan, kadavralardan alınan deriler (Homogreft) ve hatta hayvanlardan elde edilen deriler (Heterogreft) kullanılabilir. Otogreftler dışındakiler insanda geçici biyolojik örtü olarak kullanılırlar, yarada tutmaları söz konusu değildir. Başka bir örnek kemik kayıpları için verilebilir. Yüz kemik kayıplarında öncelikle diğer vücut bölgelerinden kemik alınıp defekt olan bölgeye uygulanır. Ancak bu kaynak yetersiz veya kullanılamıyorsa alloplastik materyaller (Poröz polietilen, hidroksiapatit, titanyum vb) kullanılabilir” ifadelerini kullandı.
ESTETİK CERRAHİ UZUN BİR EĞİTİM VE DENEYİM GEREKTİRİR
Estetik cerrahinin (Kozmetik Cerrahi) plastik cerrahi içinde bir yan dal olduğunu ifade eden Nurhan Özbaba, şöyle devam etti; “Estetik (veya kozmetik) cerrahi vücut imajının daha güzel ve mükemmele ulaştırılmasını sağlamak için yapılan operasyon ve girişimlerle uğraşır. Burada tıbbi bir problemden çok estetik problemler vardır. Medyada, plastik cerrahinin estetik yönüne ait haberler daha fazla yer almakta ve belki de bu nedenle halk plastik cerrahları sadece estetik cerrahi yapan kişiler olarak algılamaktadırlar. Oysa plastik cerrahlar kliniklerde daha büyük oranda onarım cerrahisi (Rekonstrüktif cerrahi) ile uğraşmaktadırlar. Tüm plastik cerrahlar uzmanlık eğitimleri sırasında aynı zamanda estetik cerrahi eğitimi görürler ve bu operasyonları yapmakta tek yetkili cerrahlardır. Estetik cerrahi uzun bir eğitim ve deneyim gerektirir. Bu tür operasyonlar hem cerrahi hem de artistik yetenek gerektirir. Estetik cerrahide her zaman estetik değil, bazen de tıbbi problemler çözülür. Örneğin aşırı şişman bir gövdenin veya dev boyutlarda büyümüş memelerin (Gigantomasti) cerrahi olarak düzeltilmesi hem tıbbi hem de estetik problemleri birlikte çözmektedir. Bir organın estetik düzeltilmesi yanında fonksiyonu da son derece önemlidir. Örneğin: estetik burun cerrahisinde (Rinoplasti) şekil ve nefes alma problemleri birlikte düzeltilmelidir.”
CERRAH SEÇERKEN MUTLAKA PLASTİK VE ESTETİK CERRAHLARA BAŞVURULMALI
Sıklıkla yapılan estetik operasyonlar hakkında da bilgi veren Özbaba, “Ülkemizde meme estetik cerrahisi (Büyütme-küçültme-dikleştirme), burun estetik cerrahisi (Rinoplasti), vücut kontur cerrahisi (liposakşın, lipektomi, abdominoplasti), yüz germe-yenileme, göz kapağı cerrahisi (Blefaroplasti), kulak kepçesi düzeltilmesi (Kepçe kulak) sıklıkla yapılan estetik operasyonlar arasındadır. Estetik cerrahi operasyonları için uzman plastik cerrahlara başvurmak gerekir. Diğer alanlardaki doktorların estetik cerrahi yapmaya çalışmaları tıbbi, etik ve adli birçok problem yaratmaktadır ve ehil olmayan ellerdeki hastalar düzeltilmesi çok güç komplikasyonlarla karşılaşmaktadır. Bu yüzden hastaların yukarıdaki problemlerle ilgili olarak cerrah seçerken mutlaka plastik ve estetik cerrahlara başvurmaları kendi yararlarına olacaktır” açıklamasında bulundu.
ESTETİK CERRAHİ UĞRAŞI ALANLARI
Estetik Cerrahi Uğraşı alanları hakkında da bilgi veren Op.Dr. Nurhan Özbaba, “Estetik ve fonksiyonel burun düzeltilmesi (Rinoplasti, septorinoplasti), yüz yenileştirme (Yüz germe- göz kapağı ve ağız çevresi revizyonları, kırışıklıkların tedavisi), endoskopik yüz-alın germe, kaş kaldırılması, göz kapağı estetiği (Blefaroplasti), kepçe kulak ve kulak kepçesindeki diğer estetik problemlerin düzeltilmesi, çene büyütme ve küçültme operasyonları (Mentoplasti), deride skar (yara izi) ve düzensizliklerin giderilmesi, saç ekimleri, lazer uygulamaları (Yüz soyma, lekelerin ve damar malformasyonlarının giderilmesi, estetik meme operasyonları; büyütme, küçültme ve dikleştirme, aşırı deri-derialtı yağ dokusunun azaltılmasına yönelik operasyonlar (liposuction- lipektomi), karın germe (Abdominoplasti), bacak kontur düzeltme (Yağ alınması, enjeksiyonları veya bacak implantları ile), implantlarla (Yumuşak dokuya uygulanan protezler) kontur düzeltmeleri (Kalça ve uyluk implantları, erkekte pektoral (göğüs) implantlar- bacak implantları gibi), cilt bakımları ve girişimleri” dedi.
YÜZ GENÇLEŞTİRME DE ÖNCE YÜZ GERME YAPILIR
Estetik cerrahide amaca ulaşmak için operatif ve operatif olmayan yöntemlere birlikte veya ayrı ayrı başvurulabileceğini ifade eden Özbaba, “Örneğin yüz gençleştirmede önce yüz germe (ritidektomi=face lift) yapılır daha sonra ince çizgiler ve lekeler için kimyasal soyma (peeling) ve dolgu maddesi enjeksiyonu yapılabilir. Operasyon gerektiren estetik problemlerin (sarkmış bir deri, bölgesel yağ toplanmaları, hipertrofik bir meme gibi) ancak operatif yöntemlerle giderilebileceği unutulmamalıdır.
Operasyon yerine hastalara henüz bilimselliği kanıtlanmamış ve genellikle plastik cerrahlar dışındaki kişilerce uygulanan bazı yöntemler (Mezoterapi, karboksiterapi vb) belirgin bir yarar sağlamamaktadır. Estetik cerrahide yukarıda listelenen major operasyonlar dışında, lekeler, ince kırışıklar, akne veya eski yara izleri için cilt soyma yöntemleri (lazerle, kimyasal veya mekanik peeling); çukurluk ve kontur bozuklukları için yağ enjeksiyonları (lipofilling); deprese skarlar ve kırışıklıklar için dolgu maddeleri (Kollajen, hyaluronik asit gibi); alın ve göz kenarı çizgileri için botoks uygulamaları, dudak kalınlaştırma için yağ ve çeşitli dolgu maddeleri enjeksiyonu gibi yardımcı yöntemler uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.
TÜRK PLASTİK CERRAHİSİ DÜNYANA ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP
Türk Plastik Cerrahisi’nin gerek bilimsel, gerekse cerrahi yetenek olarak dünyada çok iyi bir yere sahip olduğunun altını çizen Özbaba, “Dünyada yapılan tüm plastik ve estetik cerrahi operasyonlar ülkemizde aynı kalitede yapılabilmekte , birçok yabancı uyruklu hasta ülkemize gelerek ameliyat olmaktadır. Plastik Cerrahi içinde özelleşmiş yan dallar ise, Estetik (Kozmetik) Cerrahi; Hastanın daha estetik ve orantılı bir vücuda kavuşması için yapılan operasyonlardır. İlgili vücut kısmı (burun, meme, karın) anatomik ve estetik ölçülere dayanarak daha mükemmel ve çevre konturlarla uyumlu hale getirilir. Bu cerrahide yağ enjeksiyonlarından ve çeşitli implantlardan yararlanılabilir.
Maksillofasiyal Cerrahi: Yüz kemiklerinin her türlü cerrahisi ile ilgilenir. Yüz kemik kırıkları, tümörleri, ortognatik düzeltmeler (çenelerin ileri veya geriye alınması), doğumsal yüz yarıkları düzeltilmesi bu alan içindedir.
Kraniofasiyal Cerrahi: Kafatası kemiklerindeki anormallikleri ve şekil bozukluklarını düzeltir. Doğumdan sonra fark edilen kafatası şekil bozuklukları (kule kafa, çekiç kafa, basık kafa) beyin gelişimini de olumsuz etkileyeceği için kraniofasiyal cerrahi sayesinde düzeltilir. Kafatası kemiklerinde sonradan oluşan defektler, şekli bozuklukları çeşitli otolog doku (başka bir yerden alınan kemik ve kıkırdak) veya alloplastik materyallerle onarılabilir. Mikrocerrahi: Özel mikrocerrahi aletleriyle operasyon mikroskobu altında yapılan bir cerrahidir. Kopan el, ayak ve diğer dokuların yerine dikilmesi (Replantasyon) bu cerrahi teknikle yapılabilir. Küçük çaplı damar ve sinirlerin dikilmesi sayesinde kopan organa işlevi yeniden kazandırıldığı gibi, bir defekte başka bir bölgeden dokuların transferi de olasıdır (Serbest flepler). Günümüzde 0,5 mm çapına kadar ince damar ve sinirler dikilebilmektedir. El Cerrahisi: Eldeki travmatik (Kesikler, ezilmeler, kopmalar) defektlerin, şekil ve fonksiyon bozukluklarının düzeltilmesi, doğumsal bozuklukların (Parmak anomaliler, yapışık ve fazla parmaklar, yarık el, deforme el vb) düzeltilmesi, tendonların ve sinirlerin onarımı, el tümörleri, el yanıkları tedavisi el cerrahisi sayesinde yapılabilmektedir. Endoskopik cerrahi: Endoskop yardımıyla yüz ve alın gerilmesi, meme protezi yerleştirme, sinir ve damar cerrahileri olası hale gelmiştir” dedi

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.