Yaşam savunucuları İğneada Kampı’nda buluştu

Kuzey Ormanları Savunması Trakya Bölgesi’ni tehdit eden Taş ocağı, maden ocağı, HES, termik santral, nükleer santral, çimento fabrikaları, nehirlere akan zehirli atıklar, delik deşik edilen ormanlar, kuruyan yaşam kaynaklarımıza dikkat çekmek için İğneada’da Kamp düzenledi. İki gün süren kampa Saray Doğarı Koruma Derneği de katılarak, Güngörmez ve Bahçeköy Sınırlarına yapılması planlanan Kuvarsit Ocaklarına karşı mücadele çağrısını yeniledi.

Yaşam savunucuları İğneada Kampı’nda buluştu
17 Temmuz 2014 Perşembe 07:49

Kuzey Ormanları Savunması’nın Istranca Ormanları’na yönelik tehditlere dikkat çekmek amacıyla, 5-6 Temmuz’da İğneada’da düzenlediği kamp tüm engellemelere rağmen gerçekleştirildi.
RANT HIRSININ TAHRİBATI YERİNDE GÖRDÜLER
Sabah saatlerinde otobüslerle İstanbul’dan İğneada’ya hareket eden yaşam savunucuları, bir yandan boylu boyunca uzanan günebakan tarlaları ve doğanın eşsiz güzelliklerine, diğer yandan rant hırsının doğada bıraktığı tahribata şahitlik ederek öğleden sonra Demirköy’ vardı. Bölgedeki ilk durak olan Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) kampa İğneada, Saray ve Edirne’den gelen yaşam savunucularının buluşma noktası oldu.
ABE SİZ AYIRDIR, ORMAN KESMELER FALAN
Demirköy’de buluşan yaşam savunucuları İğneada’ya geçerek burada kamp alanının kaymakamlık tarafından Kuzey Ormanları Savunması’na yasaklanmasını protesto etti. İğneada halkıyla birlikte yaklaşık 300 yaşam savunucusu İğneada Meydanı’na “ne nükleer ne termik, yedirmeyiz ey Tayyip”, “termik santral istemiyoruz” ve “abe siz ayırdır, orman kesmeler falan” pankartlarıyla yürüyüş gerçekleştirdi.
YASAKLARA KARŞI BİRARAYA GELDİK
İğneada Meydanı’nda kısa bir konuşma yapan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Çiğdem Çidamlı doğayı katleden rantçılara karşı Trakya’da suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan tüm yaşam savunucularını selamladıktan sonra sözü basın açıklaması için tiyatro sanatçısı Erol Babaoğlu’na verdi. ” Sevgili İğneada halkı, kadim ormanın; 4 bin yıllık İğneada’nın; ağaçların, kuşların, balıkların, insanların çığlığı, Trakya’nın çığlığı tüm Marmara’ya, tüm ülkeye yayıldı” diyerek başlayan basın açıklamasında bu çığlığa kulak veren yaşam savunucularının “rantçı bezirganların” tüm yasaklama girişimlerine inat vazgeçmeyerek kadim Istrancalara, İğneada halkının yanına geldiği vurgulandı.
YAŞAMI HEP BİRLİKTE SAVUNALIM
Ardından yapılan basın açıklamasında, Trakya’da katledilen doğal zenginlikler ve İstanbul’daki yeşil alan kıyımları, 3. Köprü, 3. Havalimanı, yüzlerce doğa düşmanı beton projeyle yok edilmesi tehlikesiyle bütün Marmara’nın rant uğruna tarihin en büyük talanını yaşadığı belirtildi. Kuzey ormanlarının çocuklarının dertlerinin de, dermanlarının da bir olduğu belirtilen basın açıklamasını Erol Babaoğlu “Gel longozun, balıkların, kuşların ve çocukların aşkına; rantçı bezirganlara inat Trakya’yı, İstanbul’u, Sapanca’yı, Marmara’yı, hepimizin anası kuzey ormanlarını ve yaşamı hep birlikte savunalım” diyerek İğneadalıların alkışları eşliğinde sonlandırdı.
YERYÜZÜ SOFRASI KURULDU
Yapılan basın açıklamasının ardından kamp alanına doğru yola çıkan yaşam savunucuları, 14 km uzaklıkta Beğendik Köyü sahilinde yer alan kamp alanına ulaştıktan sonra çadırlarını kurdu. Kamp katılımcıları ve bölgeden desteğe gelen çeşitli insiyatiflerle beraber oluşturulan Yeryüzü Sofrası ardından yakılan kamp ateşi etrafında Trakya’nın yerlisi Demirköylü Ferdi gaydasıyla müzik etkinliği düzenledi.
BİZ BU YOLA GEZİ’DEN ÇIKTIK
Ardından gerçekleştirilen forumunda söz alan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Başar Alipaça çevre tehlikesinin sadece mega projelerle sınırlı olmadığını, İğneada’dan Ağva’ya, Yalova’ya kadar tüm Marmara’nın ve doğasının büyük bir tehdit altında olduğunu belirterek sözlerine başladı. Başar Alipaça, kampın engellenmeye çalışıldığını bu sebeple katılımın düşük olmasını beklerken yaşam savunucularının İğneada uzak demeden verdiği destekle önemli bir irade gösterdiğini söyledi. Başar Alipaça: “Bugün İstanbul’un içinde kaldığı için kuzey ormanlarından koparılmak istenen Fatih Ormanı’da aynı tehdit altında, yapılaşmaya açılarak sermayenin oyun alanına çevrilmeye çalışılıyor. Bizler buna izin vermeyeceğiz, Fatih Ormanı’nı koruyacağız. Biz bu yola Gezi’den çıktık, biz bu yola her yer Taksim her yer direniş diyerek çıktık!” ifadeleri ile sözlerini tamamladı.
MÜCADELE ORTAKLAŞMALI
Doğal Yaşamı Koruma Vakfı Başkanı Nusret Türkkan da konuşmasında İğneada’nın eşsiz ekosistemine, doğasına haksızlık edildiğini, Avrupa’nın en önemli kuş göç yollarından birine ev sahipliği yapan bölgedeki çevre inisiyatiflerinin seslerinin duyulmadığını belirterek Kuzey Ormanları Savunması ve yaşam savunucularının mücadeleyi sahiplenmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Kampın engelleme girişimlerine karşı hep birlikte verilen kararın ve tepkinin değerli olduğunu vurgulayan Nusret Türkkan mücadeleyi ortaklaştırma gayretinde olan Kuzey Ormanları Savunması’na da teşekkürlerini iletti.
Forum ardından Ahmetbey Beldesinden vatandaşlar da kampı ziyaret ederek erzak desteğinde bulundu.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.