Yaşlılıkta dengeli beslenme büyük önem taşıyor

1 Ekim Dünya Yaşlılar günü kapsamında Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Dr. Olcay Palak basın açıklaması yaptı. Palak yaptığı açıklamada Yaşlılıkta beslenme ve şişmanlık konusuna değinerek, “Dünya sağlık örgütü, yaşlılığı 65 yaş ve sonrası için tanımlıyor. Bu bilginin ışığında yaşlılıkta değişen metabolik ve fizyolojik değişimlerin beslenme biçimini doğrudan ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Özellikle azalan enerji harcaması, enzim aktivitesi ve hormon düzeyleri nedeniyle kilo artışı, hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalıkları, osteoporoz gibi kronik hastalıklarla sıkça karşılaşılıyor. Yaş ilerledikçe, enerji gereksinimi azalıyor. Birçok vitamin ve mineral gereksinimi ise aynı kalıyor. Bu nedenle yaşlılıkta da yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşıyor” dedi.

Yaşlılıkta dengeli beslenme büyük önem taşıyor
02 Ekim 2014 Perşembe 07:58

BESLENME ETKİN ROL OYNUYOR
Çerkezköy Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Dr.Olcay Palak, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü kapsamında ‘Yaşlılıkta Beslenme ve Şişmanlık’ hakkında açıklamalarda bulundu. Palak düzenlediği toplantıda, “Yaş ilerledikçe, enerji gereksinimi azalıyor. Birçok vitamin ve mineral gereksinimi ise aynı kalıyor. Bu nedenle yaşlılıkta da yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşıyor. İnsanlar yaşamak için beslenmek zorundadırlar, ancak beslenme konusundaki sağlıksız alışkanlıklar ve davranışlar yaşla birlikte bazı sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesinde, geciktirilmesinde ve tedavi edilmesinde beslenme etkin bir rol oynamaktadır” şeklinde konuştu.

DSÖ YAŞLILIĞI 65 YAŞ VE SONRASI İÇİN TANIMLIYOR
Yaşlılıkta nasıl beslenilmesi gerektiği yönünde konuşmasını sürdüren Palak, “Dünya sağlık örgütü, yaşlılığı 65 yaş ve sonrası için tanımlıyor. Bu bilginin ışığında yaşlılıkta değişen metabolik ve fizyolojik değişimlerin beslenme biçimini doğrudan ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Özellikle azalan enerji harcaması, enzim aktivitesi ve hormon düzeyleri nedeniyle kilo artışı, hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalıkları, osteoporoz gibi kronik hastalıklarla sıkça karşılaşılıyor. Yaş ilerledikçe, enerji gereksinimi azalıyor. Birçok vitamin ve mineral gereksinimi ise aynı kalıyor. Bu nedenle yaşlılıkta da yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşıyor. İnsanlar yaşamak için beslenmek zorundadırlar, ancak beslenme konusundaki sağlıksız alışkanlıklar ve davranışlar yaşla birlikte bazı sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır” açıklamasında bulundu.

BESLENME AÇISINDAN BAZI TEDBİRLER ALMAK GEREKLİDİR
Yaşlılığa bağlı hastalıkların önlenmesinde, geciktirilmesinde ve tedavi edilmesinde beslenme etkin bir rol oynamaktadır diyen Olcay Palak, şöyle devam etti; “Yenilen içilen her besinin vücut kimyasına olan etkileri yaşlılık döneminde sağlığı doğrudan etkiliyor. Örneğin aşırı tuz tüketimi olduğunda tansiyon normalin üzerinde çıkıyor. Aç kalındığında ise kan şekeri düştüğü için halsizlik, güçsüzlük, hastalık hali ön plana çıkıyor. Yaşlılıkta pek çok etkene bağlı olarak fonksiyonel bozukluklar ortaya çıkar. Hipertansiyon, damar sertliği, kalp yetmezliği, kemik ve eklem rahatsızlıkları, osteoporoz, diyabet, böbrek yetmezliği bunlardan bazılarıdır. Bu hastalıklara yakalanmamak veya yakalanma riskini en aza indirgemek için, beslenme açısından bazı tedbirler almak gereklidir”

3 ANA VE 3 ARA ÖĞÜNDE BESLENME SAĞLANMALI
Beslenme açısından alınması gereken tedbirler hakkında da bilgi veren Palak, “Vücut ağırlığı normal sınırlarda tutulmalıdır. Şişmanlamaktan kaçınılmalıdır. Diyette; doymuş yağ asitleri içeren katı yağları, tuzu, baharatlı ve ağır, sindirimi zor diğer gıdaları azaltmaları sağlanmalıdır. Fiziksel açıdan ağır olmayan hareketleri- kültürfizik egzersizlerini düzenli olarak yapmaları sağlanmalı, çok ağır sporları yapmaları engellenmelidir. Günlük yarım saatlik hafif tempodaki yürüyüş yaşlılar için en uygun egzersizdir. Yaşlılık döneminde beslenme ilkeleri ise; Alınan kalori sınırlandırılmalıdır. Çünkü yaşlılıkta bazal metabolizma hızı ve fiziksel aktivite azalır. Dolayısıyla enerji ihtiyacı da azalmış olur. Eğer alınan enerji iyi ayarlanmazsa şişmanlık ve buna bağlı diğer hastalıklar gelişir.

ÖĞÜN SAYISI SIKLAŞTIRILMALIDIR
Sık ve az yenmelidir. Bu özellikle sindirim sürecinin iyi işlemesi için ve kan şekerinin dalgalanmasını önleyici bir uygulamadır. Günde 3 ana öğün ve 3 ara öğünde beslenme sağlanmalı, gelişigüzel saatlerde yemek yemeleri önlenmelidir. Bir çok yaşlı birey çeşitli ilaçlar almaktadır ve yeme düzeni sağlanamazsa bu ilaçların etkisi azalmaktadır. Sıvı yiyeceklere ağırlık verilip, tuz azaltılmalıdır. Günde en az 2 litre su içilmeli, tu içeren turşu, salamura, tütsülenmiş besinlerin tüketimi en aza indirilmelidir. Osteoporoza bağlı kırık riskini azaltmak gereklidir” dedi.

YAŞLA BERABER OBEZİTE DE CİDDİ BİR ARTIŞ GÖZLENMEKTEDİR
Düzenli egzersiz yapan yaşlıların kemik erimesine yakalanma riskinin daha düşük olduğunun altını çizen Palak, “Kalsiyumdan zengin süt ürünlerini yeteri kadar tüketmeleri sağlanmalı, her gün düzenli güneşlenerek D vitamini ihtiyaçlarını gidermeleri sağlanmalıdır. Ayrıca düzenli egzersizin burada da önemi ortaya çıkar, düzenli egzersiz yapan yaşlıların kemik erimesine yakalanma riski daha düşüktür. Yaşlılıkta azalan enerji harcaması ve metabolizma hızı obezitenin oluşması için zemin hazırlar. Bu nedenle 65 yaşından sonra alınan enerji sınırlandırılmaya başlanmalıdır. Aksi takdirde ayda 1-2 kilo alımı yılda 10-15 kiloları bulur ve obezite ortaya çıkar. Beslenme alışkanlıkları gençlikte oluştuğu için, ileriki yaşlarda birey aynı alışkanlıkları sürdürmek ister. Bu nedenle ülkemizde özellikle yaşla beraber obezitede ciddi bir artış gözlenmektedir. Beslenme alışkanlıkları gençlikte oluştuğu için, ileriki yaşlarda birey aynı alışkanlıkları sürdürmek ister” ifadelerini kullandı.

HAFİF SÜTLÜ TATLILAR TERCİH EDİLMELİDİR
Olcay Palak konuşmasının devamında ise, yaşlılıkta obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarına da değinerek, “Diyabet (şeker hastalığı), kalp ve damar hastalıkları (Kalp krizi, varis, damar tıkanıklığı, hipertansiyon gibi), kemik ve eklem hastalıkları (Artrit, gonartroz, osteoporozvb), kolon, mide, meme gibi kanserler, sindirim sistemi hastalıkları, diğer sağlık sorunları. Yaşlılıkta obeziteyi önlemek için öncelikle artık daha az enerji harcadıkları göz önünde bulundurularak daha az enerji alımları sağlanmalıdır. Yaşlılıkta çiğneme, tat ve koku alma, görme gibi duyularda hassasiyet azaldığı için bireye özgü olarak yiyeceklerin kıvam, renk ve tatları ayarlanmalıdır. Her gün kendi işini görebilecekleri egzersizleri yapmaları sağlanmalı, mümkünse hafif yürüyüşler yapmaları sağlanarak hareketsizliğin önüne geçilmelidir. Aldıkları ilaçlar göz önünde bulundurularak besin ilaç etkileşimlerine dikkat edilmeli, örneğin kortizonlu ilaç alanlarda tuz hiç kullanılmamalıdır. Aşırı yağlı, kızartmalar, ağır tatlılar yerine fırında, haşlama yiyecekler ve hafif sütlü tatlılar tercih edilmelidir” dedi.

TEK TİP BESLENMENİN ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR
Kilo problemi yaşayan yaşlılara önerilerde de bulunan Palak, “Öncelikle yaşlılıkta obeziteye eşlik eden hastalıklar varsa genel bir sağlık kontrolü yapılarak medikal tedavi doktor tarafından planlanır. Alınacak ilaçlar bunların yiyeceklerle etkileşimini öğrenmek ve sağlıklı bir şekilde kilo kaybının sağlanması için diyetisyen gözetiminde olmak çok önemlidir. Sağlık kuruluşlarında bir ekip içinde yer alan diyetisyenlerden yardım alınabilir. Özetle kilo sorunu olan yaşlılar şunlara dikkat etmelidir.

Sık ve az yemek yiyin. (Günde 3 ana öğün, 3 ara öğün) Akşam ve gece yemeleri azaltılmalı, hafif öğünler tercih edilmelidir. Yemekler pişirilirken az yağ kullanılmalı, kıyma veya et kullanılıyorsa yağ kullanılmamalıdır. Kolalı, şekerli, gazlı içecek tüketimi sınırlandırılmalı, su, süt, ayran gibi sağlıklı içecekler tüketilebilir. Her gün düzenli olarak egzersiz yapılmalıdır. Yürüme, kültür fizik hareketleri, sağlık durumunun izin verdiği ölçüde hareket yapılması kilo kontrolünü kolaylaştırır. Yeterli ve dengeli beslenme sağlanmalı, tek tip beslenmenin önüne geçilmelidir” diye konuştu.

Haber: Emrah ÇOĞALAN

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.