Yüceer: İktidarın cadı avının kurbanı haline getirildiler
CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer Silivri Ceza ve Tevkif Evi’nde tutuklu bulunan İsveç vatandaşı Ali Gharavi, Alman Vatandaşı Peter Steudtner, Murat Aksoy ve Atila Taş ile görüştü. Yaptığı görüşmelere ilişkin bir açıklama yapan Yüceer, tutuklulukların cezalandırmaya dönüştüğünü, ellerinde delil olmayan savcıların fabrikasyon suçlamalar yaptıklarını belirtti.
AĞIRIMA GİDİYOR
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer Büyükada’da toplantı yaptıkları için tutuklandıklarını belirttiği insan hakları savunucuları Ali Gharavi ve Peter Steudtner ile yaptığı görüşmelerde her iki tutuklunun da dil sıkıntısı yaşadığını, beraber kalmalarına izin verilmediğini, Ali Gharavi’nin “Ben sıradan biriyim, insan hakları savunucusuyum. Şimdi Türkiye’de bir hapisahanede uyuşturucu satıcısı muamelesi görüyorum. Ağırıma gidiyor” dediğini aktardı.
BÜYÜKADA TUTUKLULARI İLETİŞİMSİZLİĞE DE MAHKÛM
İsveç vatandaşı Ali Gharavi ve Alman Vatandaşı Peter Steudtner’in Büyükada’da beraber tutuklandıkları insanları daha önceden tanımadıklarını, birçok ülkede verdikleri stresle başa çıkma eğitimi vermek için Türkiye’ye geldiklerini ve başlarına bunların geldiğini ifade ettiklerini belirten Yüceer, neyle suçlandıkları bile belirsiz olan tutukluların FETÖ’den tutuklanan insanlarla bir arada tutulduğunu, beraber tutuldukları kişilerle ortak bir lisana sahip olmadıkları için iletişimsizliğe de mahkûm olduklarını ifade etti.
NEDEN HAPİSTE OLDUĞUMUZU ANLAMIYORUZ
Peter Steudtner’in 2 haftada bir ailesi ile telefonda görüşebildiğini, anne babası yaşlı olduklarından Türkiye’de ziyaretlerine gelemediklerini söylediğini aktardı. Steudtner’in “Dezavantajlı insanlara nasıl yardımcı olabiliriz diye çalışmalar yapıyorduk. Neden burada olduğumuzu anlamıyorum. Dosyada gizlilik kararı var, avukatlarımız bile dosyaları göremiyor” dediğini belirten Yüceer, “İnsan haklarını savunmaktan başka hiçbir suçları olmayan insanlara böyle bir kabus yaşatılması zulümdür” dedi.
GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUZ
Özellikle Ali Gharavi’nin var olan hastalığı nedeniyle zorlandığını, doktorla görüşürken bile çevirmen yardımı alamadığını, eşinin ‘Tutuklanırım’ korkusuyla Türkiye’ye gelemediğini, belirten Yüceer, her iki insan hakları savunucusunun da telefon görüşmelerinin artırılması talebi olduğunu belirtti. Bu tutuklamalar nedeniyle Türkiye’nin çok ciddi bir itibar kaybına uğradığını ifade eden Yüceer, Büyükada tutuklularının “Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. O zaman suçsuzluğumuz anlaşılacaktır” dediklerini belirtti.
TUTUKLU DEĞİL TUTSAĞIM
İsveç vatandaşı Ali Gharavi ve Alman Vatandaşı Peter Steudtner’in ardından Atila Taş ile görüşen Yüceer, Taş’ın “FETÖ’cü değilim, muhalif kimliğim nedeniyle hapisteyim. Tutuklu değilim tutsağım” dediğini aktardı. Saçma sapan suçlamalarla Atila Taş’ın hapiste olduğunu belirten Yüceer, Hükümeti eleştiren herkesin hedefe konulduğunu, eleştirinin yok edilmek istendiğini ve Atila Taş’ın başkalarına gözdağı vermek için kurban seçildiğini ifade etti.
SUÇSUZLUĞUMDAN DOLAYI O KADAR GÜÇLÜYÜM Kİ, İÇERDE KALDIĞIM HER GÜN BEN BÜYÜYORUM
Atila Taş’ın ardından 400 günü aşkındır tutuklu bulunan Murat Aksoy ile görüşen Yüceer, Aksoy’un “2011 seçimlerinde AKP’ye oy verdim. Ancak sonrasında gazetedeki yazılarımda Hükümetin Suriye Politikasını ve otoriterleşme eğilimini eleştirdiğim için, önce işimden sonra özgürlüğümden oldum” dediğini aktardı.
Aksoy’un her gün köşe yazısı yazar gibi gündemi yazdığını, hapishane günlüğü oluşturduğunu, kitap yazdığını ifade eden Yüceer, Murat Aksoy’un “Ben suçlu değilim, suçsuzluğumdan dolayı o kadar güçlüyüm ki, içerde kaldığım her gün ben büyüyorum.” dediğini belirtti.
CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer görüşmeler sonrasında yaptığı açıklamada gerekçe bile gösterilmeden hapiste tutulan bu insanların vebalinin iktidarın boynunda asılı olduğunu, görüştüğü tutuklular gibi binlerce insanın iktidarın cadı avının kurbanı haline getirildiğini söyledi.
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer Büyükada’da toplantı yaptıkları için tutuklandıklarını belirttiği insan hakları savunucuları Ali Gharavi ve Peter Steudtner ile yaptığı görüşmelerde her iki tutuklunun da dil sıkıntısı yaşadığını, beraber kalmalarına izin verilmediğini, Ali Gharavi’nin “Ben sıradan biriyim, insan hakları savunucusuyum. Şimdi Türkiye’de bir hapisahanede uyuşturucu satıcısı muamelesi görüyorum. Ağırıma gidiyor” dediğini aktardı.
BÜYÜKADA TUTUKLULARI İLETİŞİMSİZLİĞE DE MAHKÛM
İsveç vatandaşı Ali Gharavi ve Alman Vatandaşı Peter Steudtner’in Büyükada’da beraber tutuklandıkları insanları daha önceden tanımadıklarını, birçok ülkede verdikleri stresle başa çıkma eğitimi vermek için Türkiye’ye geldiklerini ve başlarına bunların geldiğini ifade ettiklerini belirten Yüceer, neyle suçlandıkları bile belirsiz olan tutukluların FETÖ’den tutuklanan insanlarla bir arada tutulduğunu, beraber tutuldukları kişilerle ortak bir lisana sahip olmadıkları için iletişimsizliğe de mahkûm olduklarını ifade etti.
NEDEN HAPİSTE OLDUĞUMUZU ANLAMIYORUZ
Peter Steudtner’in 2 haftada bir ailesi ile telefonda görüşebildiğini, anne babası yaşlı olduklarından Türkiye’de ziyaretlerine gelemediklerini söylediğini aktardı. Steudtner’in “Dezavantajlı insanlara nasıl yardımcı olabiliriz diye çalışmalar yapıyorduk. Neden burada olduğumuzu anlamıyorum. Dosyada gizlilik kararı var, avukatlarımız bile dosyaları göremiyor” dediğini belirten Yüceer, “İnsan haklarını savunmaktan başka hiçbir suçları olmayan insanlara böyle bir kabus yaşatılması zulümdür” dedi.
GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUZ
Özellikle Ali Gharavi’nin var olan hastalığı nedeniyle zorlandığını, doktorla görüşürken bile çevirmen yardımı alamadığını, eşinin ‘Tutuklanırım’ korkusuyla Türkiye’ye gelemediğini, belirten Yüceer, her iki insan hakları savunucusunun da telefon görüşmelerinin artırılması talebi olduğunu belirtti. Bu tutuklamalar nedeniyle Türkiye’nin çok ciddi bir itibar kaybına uğradığını ifade eden Yüceer, Büyükada tutuklularının “Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. O zaman suçsuzluğumuz anlaşılacaktır” dediklerini belirtti.
TUTUKLU DEĞİL TUTSAĞIM
İsveç vatandaşı Ali Gharavi ve Alman Vatandaşı Peter Steudtner’in ardından Atila Taş ile görüşen Yüceer, Taş’ın “FETÖ’cü değilim, muhalif kimliğim nedeniyle hapisteyim. Tutuklu değilim tutsağım” dediğini aktardı. Saçma sapan suçlamalarla Atila Taş’ın hapiste olduğunu belirten Yüceer, Hükümeti eleştiren herkesin hedefe konulduğunu, eleştirinin yok edilmek istendiğini ve Atila Taş’ın başkalarına gözdağı vermek için kurban seçildiğini ifade etti.
SUÇSUZLUĞUMDAN DOLAYI O KADAR GÜÇLÜYÜM Kİ, İÇERDE KALDIĞIM HER GÜN BEN BÜYÜYORUM
Atila Taş’ın ardından 400 günü aşkındır tutuklu bulunan Murat Aksoy ile görüşen Yüceer, Aksoy’un “2011 seçimlerinde AKP’ye oy verdim. Ancak sonrasında gazetedeki yazılarımda Hükümetin Suriye Politikasını ve otoriterleşme eğilimini eleştirdiğim için, önce işimden sonra özgürlüğümden oldum” dediğini aktardı.
Aksoy’un her gün köşe yazısı yazar gibi gündemi yazdığını, hapishane günlüğü oluşturduğunu, kitap yazdığını ifade eden Yüceer, Murat Aksoy’un “Ben suçlu değilim, suçsuzluğumdan dolayı o kadar güçlüyüm ki, içerde kaldığım her gün ben büyüyorum.” dediğini belirtti.
CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer görüşmeler sonrasında yaptığı açıklamada gerekçe bile gösterilmeden hapiste tutulan bu insanların vebalinin iktidarın boynunda asılı olduğunu, görüştüğü tutuklular gibi binlerce insanın iktidarın cadı avının kurbanı haline getirildiğini söyledi.
