Kıdem tazminatına kimse el uzatmaya kalkmasın

Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şubesi tarafından kitlesel miting düzenlendi. İşçileri yakından ilgilendiren kıdem tazminatıyla ilgili olarak düzenlenen mitinge yaklaşık 2 bin işçi katılırken, TMS Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak yaptığı konuşmada, “Kıdem tazminatı hakkı, bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. Kıdem tazminatı, yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin parçasıdır. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığıdır. Geleceğimizin umudu ve güvencesidir. Kıdem tazminatı, işçi sınıfına, gelecek nesillere devredilmek üzere emanet edilen bir haktır. Kimse, ama hiç kimse bu hakka el uzatmaya kalkışmasın” dedi

Kıdem tazminatına kimse el uzatmaya kalkmasın
23 Şubat 2015 Pazartesi 22:26

 YAKLAŞIK 2 BİN İŞÇİ MEYDAN DA TOPLANDI

 

Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şubesi tarafından kıdem tazminatlarıyla ilgili olarak miting düzenlendi. Cumhuriyet Meydanında düzenlenen mitinge Türk-İş İstanbul 1.Bölge Temsilcisi Faruk Büyük Kucak, Diğer Sendika temsilcileri ile yaklaşık 2 bin işçi katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından konuşan TMS Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak, “Değerli emekçi kardeşlerim son zamanlarda kadınlarımıza karşı oluşan şiddet olaylarını Türk-İş olarak kınıyoruz. Ayrıca Üniversitelerde cereyan eden olaylarda bilhassa Ege Üniversitesindeki gruplar arasındaki çatışmada kahpece öldürülen Fırat gencimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu tür olayların bir daha tekrarlanması için başta hükümet olmak üzere tüm yetkilileri bu şiddet olaylarına karşı daha duyarlı olmaya davet ediyor. Türk-İş olarak şiddet olaylarında ölen kadınlarımıza ve Yiğit Fırat’ımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz” diye konuştu.

 

GELİR DAĞILIMI DAHA DA BOZULDU

 

Koçak konuşmasının devamında yaşadığımız olumsuzlukları haykırmak, taleplerimizi dile getirmek için bir aradayız diyerek, “Görmeyen gözleri, işitmeyen kulakları açmak, bir kez daha uyarmak için bir aradayız. Küresel sermaye tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sömürü düzenini sürdürmek istiyor, Hak ve özgürlüklerimize yeni saldırıların hazırlığı yapılıyor. Yıllardır ülkemizde uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla çalışanlar cendereye alındı. Ülkemizde bir nesil istikrar adına fedakarlığa zorlandı. Ağırlaşan yaşama ve çalışma şartları altında çaresiz bırakılmak istendi. Sendikal örgütlenmemiz ağır saldırıların hedefi oldu. Yaşanan küresel krizden çıkmak adına uygulanan politikalarla çalışanlar sömürüldü. Sermaye bundan kazançlı çıktı. Gelir dağılımı daha da bozuldu. Eşitsizlik arttı. İşsizlik yaygınlaştı. Yoksulluk ve sefalet, yardımlarla süreklilik kazandı. Bu durumdan siyasal çıkar sağlanmak istendi” açıklamasında bulundu.

 

ASGARİ ÜCRETLİ BİLE NET ÜCRETİNİ KORUYAMIYOR

 

Özelleştirme ile kamu kaynaklarının sermayeye hediye edildiğini ifade eden Murat Koçak, “Başta sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, ulaşım gibi temel kamu hizmetleri piyasa şartlarına bırakıldı. Attığımız her adım, yaptığımız her harcama paralı oldu. Hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara geldi. Çarşı-pazardaki fiyat artışları ile devletin hesapladığı enflasyon arasındaki fark giderek açıldı. Sendikalı işçiler örgütsüz işçilerin, taşeron işçilerinin, işsizlerin hedefi yapılmak isteniyor. Sendikalar ve sendikacılar baskı altında tutulmaya çalışılıyor. Toplu sözleşme ile aldığımız ücret zammı vergi artışını karşılamaz oldu. Yılın başında aldığımız net ücret birkaç ay sonra düşmeye başladı. Asgari ücretli bile net ücretini koruyamıyor” dedi.

 

ÜCRETLİNİN RIZKINDAN VERGİYLE 5 PUAN DÜŞÜRÜLDÜ

 

Asgari ücret işveren-hükümet kesimi tarafından yine sefalet ücreti olarak belirlendi diyerek konuşmasını sürdüren Koçak şöyle devam etti; “Devletin resmi kurumunun, sadece bir işçi için belirlediği, ailesinin dikkate alınmadığı asgari ücret tutarı bile dikkate alınmadı. Aradaki fark sermaye birikimi için işverene bırakıldı. Buna karşılık zenginin vergisi düşürüldü. Sermaye kesimine sağlanan teşvik ve getirilen muafiyetlerle kamu gelirleri aktarıldı, işverenlerin sosyal güvenlik primi, asgari ücretlinin rızkından kesilen vergiyle 5 puan düşürüldü. İstihdamda taşeron uygulaması ile sömürü çarkı hızlandırıldı. Esnek istihdam modelleri yaygınlaştırılmak isteniyor. Emekçiler, sermayenin aşırı kar hırsı yüzünden işyerlerinde, iş kazası denilerek iş cinayetine maruz bırakılıyor. Onlarca, yüzlerce işçi aynı anda bir iş kazasında ölüyor. İşçi katliamı yaşanıyor. İşin gereğidir deniliyor”

 

ÇALIŞANLARA KÖLE DÜZENİ ŞARTI DAYATILMAKTADIR

 

Koçak, Sosyal devlet uygulamaları ortadan kaldırılmaya ve unutturulmaya çalışıldığını sözlerine ekleyerek, “Örgütlü toplum yok edilmek isteniyor, işçilerin hak alma mücadelesinden etkin silahların başında gelen grev hakkı bakanlar kurulu kararıyla ortadan kaldırılıyor. Fiilen uygulanamaz duruma getiriliyor. Acımasız sömürü düzeniyle işgücü maliyetini daha da düşürmek, rekabeti bu yolla sürdürmek amaçlanıyor. Özetle; sorunlarımız çoktur, izlenen politikalarla ülkenin geleceğine ipotek konulmak istenmektedir. Çalışanlara “köle düzeni” şartları dayatılmaktadır. Çalışanların hak ve özgürlüğünü daha da kısıtlamak, yaşama düzeyini geriletmek, sendikaların gücünü ve etkinliğini azaltmak için sistemli bir kampanya yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.

 

ÜCRETLİ KÖLELİK DÜZENİNE MAHKUM EDİLMEK İSTENİYOR

 

Ülke ve çalışanların yeni bir yol ayrımında olduğunun altını çizen Murat Koçak, “Sermaye kesimi hükümet eliyle işçilere karşı yeni saldırı hazırlığında. Özel İstihdam Büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması için hazırlanan tasarı ilgili komisyonda kabul edildi. Meclis’te görüşülmeye başlanacak. Aynı şekilde evden çalışma, uzaktan çalışma gibi uygulamalar da yeniden düzenleniyor. Amaç sendikasız, örgütsüz, güvencesiz sömürü düzenini pekiştirmek. Şikayet edilen taşeron uygulamasını bile aratacak bir iş ilişkisi düzenleniyor. Çalışanlar bir ücretli kölelik düzenine mahkum edilmek isteniyor. Geçmişte mecliste kabul edilen ve fakat işçilerin kararlı mücadelesiyle, cumhurbaşkanı tarafından da onaylanmayan bu yapı yeniden oluşturulmak isteniyor” şeklinde konuştu.

 

KİMSE BU HAKKA EL UZATMAYA KALKMASIN

 

Kıdem tazminatının yaklaşık 80 yıllık bir uygulama olduğuna değinen Murat Koçak şunları söyledi; “Kıdem tazminatı hakkı tartışma konusu yapılmak isteniyor. 12 Eylül döneminin dokunamadığı bu hak, kuşa çevrilmek, sınırlandırılmak isteniyor. Kıdem tazminatı hakkı, bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. Kıdem tazminatı, yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin parçasıdır. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığıdır. Geleceğimizin umudu ve güvencesidir. Kıdem tazminatı, işçi sınıfına, gelecek nesillere devredilmek Üzere emanet edilen bir haktır. Kimse, ama hiç kimse bu hakka el uzatmaya kalkışmasın. Kıdem tazminatı bir yük değildir. İşveren işçiyi işe ilk aldığı andan itibaren maliyet hesabına kıdem tazminatını da eklemek durumundadır”

 

İŞÇİ KOLAYLIKLA İŞTEN ÇIKARILACAKTIR

 

Kıdem tazminatına ilişkin uygulamanın açık ve net olduğunu ifade eden Koçak, “Kıdem tazminatı ödeme sorumluluğu işverene aittir. Belirli koşullarda işten ayrılanlara, işyerinde geçen zaman ve emeklerine karşılık olarak işveren tarafından ödenmektedir. Bu sorumluluk, bireysel emeklilik şirketlerine devredilemez. Şimdi kıdem tazminatında, bireysel emekliliğe dayalı bir fon hesabı düşünülmektedir. İşçinin geleceğine göz dikilmektedir. İşçinin alın teri sermaye birikiminin kaynağı yapılmak istenmektedir. İşçi sınıfı kıdem tazminatını “ödenmesi sonraya bırakılmış ücret parçası” olarak kabul etmektedir. Bu hak daha fazla aşındırılmasın. Korunması ve geliştirilmesi, yaygınlaştırılması temel amaç olmalıdır. Ama asıl niyet, işgücü hareketliliğini yani esnekliği sağlamaktır. Böylece işçi kolaylıkla işten çıkarılacaktır. İstihdam üzerindeki mali yükler azaltılacak, rekabet ucuz emek üzerinden sürdürülecektir. Kimse yapılmak istenen düzenlemenin, özellikle özel sektörde çalışan ve sendikalı olmayan işçinin fiilen alamadığı kıdem tazminatını almasını sağlamaya yönelik olduğunu ileri sürmesin” dedi.

 

HAYKIRDIĞIMIZ KARARLILIK DALGA DALGA YAYILACAKTIR

 

Murat Koçak konuşmasının sonunda ise, “TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, 5 Şubat 2015 Perşembe günü toplanarak gündemindeki konuları ve ülkedeki gelişmeleri değerlendirmiştir. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nun kararlarından birisi de; “özellikle kıdem tazminatı ve özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması konularına da dikkat çekmek ve kazanılmış hakların korunmasında ve geliştirilmesinde kararlığımızı göstermek amacıyla kitlesel basın toplantısı yapılmasını kararlaştırmak” olmuştur. Bugün bu amaçla toplandık. Buradan haykırdığımız kararlılık dalga dalga tüm işyerlerinde yankılanacak. İşçi sınıfı ve örgütlü gücü, gündeme getirilmek istenen ve hak kayıplarına yol açacak hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyecektir. TÜRK-İŞ, kıdem tazminatına ilişkin olarak yıllardan beri süregelen görüşünü bugün de muhafaza etmekte ve genel kurulda oybirliğiyle alınan şu kararı dikkatlere sunmaktadır: ‘Kıdem tazminatı, Türkiye işçi sınıfının ve TÜRK-İŞ’in kırmızıçizgisidir. TÜRK-İŞ Genel Kurulu, bugün çalışanlar ve gelecekte çalışacak olanlar için kıdem tazminatının mevcut haliyle korunmasından yanadır. TÜRK-İŞ Genel Kurulunun, kıdem tazminatının fona devredilmesi, süresinin azaltılması gibi bu hakkın tasfiyesine ya da zayıflatılmasına yönelik her türlü girişimin karşısında, cevabı genel grev olacaktır’ “ açıklamasında bulundu.

 

Haber: Emrah ÇOĞALAN

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.