Diyabet hastalığı nedir?

Özel Optimed Hastanesi Dahiliye Uzmanı Uz. Dr. İrfan Aydın, yaptığı bilgilendirmede Diyabet hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu

Diyabet hastalığı nedir?
30 Mayıs 2016 Pazartesi 15:30

METABOLİZMA HASTALIĞIDIR
Özel Optimed Hastanesi Dahiliye Uzmanı Uz. Dr. İrfan Aydın, Diyabet hakkında yaptığı açıklamada, “insülin hormonunun yokluğu, eksikliği ya da etkisizliği sonucu ortaya çıkan yaşam boyu süren kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir metabolizma hastalığıdır. Normal koşullarda besinlerden sağlanan glukoz ( şeker ) pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve enerji gereksinimini karşılamak üzere kullanır. İnsülin yokluğu ya da insülin etkisinin yetersizliği sonucunda kandaki şeker hücre içine giremez, kanda şeker yükselir (hiperglisemi). Kan şekerinin yükselmesi ile birlikte sık idrara çıkma, ağız kuruması, çok su içme, halsizlik, çabuk yorulma, kilo kaybı gibi bulgular görülür” diye konuştu.
TOPLUMU YAKINDAN İLGİLENDİREN BİR HASTALIKTIR
Dr.Aydın konuşmasının devamında ise, “Diyabet, ülkemizde 10 milyonun üzerinde insanı doğrudan ilgilendiren, her yaşta ortaya çıkabilen, yaşam boyu süren ve iyi tedavi edilmediği zaman toplumsal olarak çok önemli sorunlara yol açan, buna karşın iyi tedavi edildiğinde, sağlıklı ve uzun bir yaşamın sürdürülebildiği bir hastalıktır. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla yayılan önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde her üç hastadan biri diyabetli olduğundan habersiz yaşamaktadır. Yaklaşık beş milyon kişi ise, diyabet gelişme riski normale göre yüksek olan, halk arasındaki tabiriyle gizli şeker hastasıdır. Sonuç olarak, diyabet, ülkemizde yirmi yaş üstü grupta toplumun yaklaşık %15’ini yakından ilgilendiren bir hastalıktır” dedi.
TABLOSU DAHA İLERLER
Tip 1 ve 2 diyabetin ne olduğu ve belirtileri hakkında konuşan İrfan Aydın, “Tip 1 diyabet, genellikle çocuk ve ergenlerde ortaya çıkan diyabet tipidir. Diyabetli vakaların %5 – 10 ‘unu oluşturur. Tip 1 diyabetlilerde insülin üretmediği için insülin, enjeksiyon veya pompa yolu ile vücuda verilir. İnsülin tedavisi, vücutta var olan bir eksikliğin yerine koyulmasını sağlar. Tip 2 diyabet oluşumunda iki önemli mekanizma yol oynar. Birincisi pankreastan salgılanan insülin hücre üzerindeki etkisini göstermemesi, ikincisi ise pankreasın insülin üretiminde azalması. Tip 2 diyabette insülinin hücre içine girememesi insülin direnci olarak isimlendirilir. İnsülin hücre üzerindeki etkisini gösterememesi sonucunda, hücrenin enerji kaynağı olan glukoz (şeker) hücre içine giremez. Kanda birikir ve kan şekeri yükselir. Bir süre sonra pankreastan insülin salgısı azalmaya başlar ve diyabet tablosu daha ilerler” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK KURUMUNA BAŞVURULMALIDIR
Tip 2 diyabet, Tip 1 diyabete kıyasla daha sık görüldüğünü sözlerine ekleyen Aydın, “diyabetli kişilerin %90’ı Tip 2 diyabetlidir. Tip 2 diyabet esas olarak yetişkinlerde görülmekteyse de son yirmi yıldan bu yana çocukluk ve ergenlik çağında da önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı Tip 1 diyabete kıyasla daha yavaştır ve yüzden erken tanısı daha yavaştır. Tip 2 diyabet bulguları henüz başlamadan 10 – 15 yıl süre öncesinden gizli şeker olarak adlandırılan (glukozintoleransı) dönemi vardır. Bu dönemde açlık şekerleri normal olmasına rağmen tokluk şekerleri yükselir. Sık acıkma, açlığa tahammülsüzlük, tatlı krizleri, yemekten sonra yorgunluk, halsizlik gizli diyabetin en sık görülen bulgularıdır. Bu dönemde tanı tokluk kan şekeri ve glukoz yükleme testi (OGTT) ile konur. Bu süreçte diyabete bağlı organ hasarları görülebilir. Bu nedenle diyabet riski taşıyan kişiler, tanı için mutlaka bir sağlık kurumuna başvurmalıdır” dedi.
ERKEN YAŞTA TETKİK YAPTIRILMALIDIR
Kan şekeri ölçümünün tanı koymak için en kolay yol olduğunu ifade eden Dr.İrfan Aydın, “Normalde açlık kan şekeri 100 mg/dl’nin altındadır. Eğer açlık kan şekeri 100 – 125 mg/dl arasında ise bozulmuş açlık glukozu vardır. Bu durumda glukoz yükleme testi (OGTT) yapılması gerekir. Eğer açlık kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksekse birey diyabetlidir. Şeker yükleme testi için 8 saat açlıktan sonra, 75 gr glukoz suda eritilir ve içilir. Kan şekerleri 2 saat izlenir. Normal kan şekeri ikinci saatte 140 – 199 mg/dl arasında ise prediyabet (gizli şeker) vardır, bu değerler kişinin diyabete aday olduğunu gösterir. İkinci saat kan şekeri 200 mg/dl’nin üstünde ise diyabet tanısı konur. 45 yaş ve üzerindeki herkes, özellikle fazla kilosu olan kişiler kan şekeri değerleri normal çıksa dahi, mutlaka 3 yılda bir şeker yükleme testi ile veya tokluk kan şekeri ile incelenmelidir. 45 yaş altındaki kişiler aşağıdaki ek risk faktörlerinden en an birine sahipse diyabet açısından daha erken yaşta tetkik yaptırmalıdır” açıklamasında bulundu.
ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR
Risk Faktörleri hakkında konuşan Dr.Aydın şöyle devam etti; “Fazla kilolu olma, Birinci dereceden akrabalarda diyabet öyküsünün olması, Kan yağlarında yükseklik, Kan basıncı yüksekliği 4 kg ve üzerinde çocuk doğumu yapmış olma veya hamilelik (gestasyonel) diyabeti varlığı, Vasküler hastalık hikayesi olanlar, İnsülin direnci ile ilgili bir klinik tablo olması (polikistikover gibi), Daha önce gizli şeker tanısının olması. Eğer bir kişide kan şekeri değeri normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse (şeker yükleme testi sonucunda ikinci saat kan şekeri 140/199 mg/dl arasında ise) prediyabet (gizli şeker) vardır, bu değerler kişinin diyabete aday olduğunu gösterir. Gizli şekerli bireylerde kardiyovasküler hastalık riski kan şekeri normal olan bireylere kıyasla 1.5 kat, diyabetli bireylerde ise 2- 4 kat daha fazladır. Diyabete aday kişiler beslenme alışkanlıklarını değiştirerek ve fiziksel aktivite düzeylerini arttırarak yaşamın ilerleyen yıllarında diyabetin gelişmesini önleyebilirler. Diyabet gelişmesi önlenebilir bir hastalıktır”
GELİŞİMİ DURDURULABİLİR
İrfan Aydın, Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri ayarını sağlamak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir diyerek, “Bu ayarın sağlanması komplikasyonların gelişimini önlemek veya gelişmiş komplikasyonların seyrini yavaşlatmak için son derece önemlidir.  İyi bir diyabet kontrolü, kan şekeri seviyesini mümkün olduğunca normale en yakın düzeylerde tutmak anlamına gelir. Diyabet tedavisi aşağıda belirtilen dört ana bileşenden oluşur.
Tıbbi Beslenme Tedavisi: Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir. Üç ana öğün, üç ara öğüne bölünmüş, kan şekerini ani yükseltecek hızlı emilen karbonhidratlı gıdalar sınırlandırılmış, ideal kiloya dönmeyi hedefleyen bir beslenme programı ile diyabetin gelişimi durdurulabilir” dedi.
Haber: Emrah ÇOĞALAN 

 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.