Diyabette göz dibi muayenesi şart

Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nihat Boztaş, şeker hastalığının (diyabet) göze etkileri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Boztaş, diyabet teşhisi konan hastaların hemen göz dibi muayenesi olmaları gerektiğini vurguladı.

Diyabette göz dibi muayenesi şart
27 Ocak 2016 Çarşamba 16:05

DİYABET NEDİR?

Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nihat Boztaş, açıklamalarına diyabetin tanımıyla başlayarak, “Şeker hastalığı (ya da tıptaki adıyla Diabetes Mellitus), vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesine, vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir sendromdur. Toplumumuzun yaklaşık %10’u şeker hastasıdır.” ifadelerini kullandı.

DİYABETİN GÖZE ETKİLERİ

Diyabetin göze etkilerinden bahseden Dr. Boztaş, “Diyabet hemen her göz dokusunda bir takım değişikliklere yol açar. Örneğin göz kuruluğu, enfeksiyona yatkınlık, geçici kırma kusurları (miyop, hipermetrop gibi), katarakt, glokom, optik sinir nöropatisi vb. gibi. Fakat diyabet hastalarının %90'nında görme azlığının nedeni diyabetik retinopatidir. Bir başka deyişle diyabetin gözdeki en önemli ve kritik etkileri göz dibinde yani retinada ortaya çıkar.” açıklamalarında bulundu.

BAZI DİYABET HASTALARININ GÖZ DİBİ ETKİLENMEZ

Her diyabet hastasının göz dibinin etkilenmediğine dikkat çeken Dr. Boztaş, “Bu etkilenmenin derecesi diyabetin yaşı yani hastanın kaç yıldır diyabetli olduğuyla doğrudan ilişkilidir. Ayrıca kan şekerinin yüksek seyretmesi etkilenmenin daha erken ortaya çıkmasına sebep olur. Ayrıca eşlik eden hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımı diyabetin göz dibindeki yıkıcı etkilerini arttırır.

HASTALIĞI ARTTIRAN RİSK FAKTÖRLERİ

Hastalığı arttıran risk faktörlerini sıralayan Dr. Boztaş, “Diyabetin yaşı, hastanın yaşı (hasta yaşı ile ters orantı vardır), kan şekeri seviyesi, eşlik eden böbrek hastalığı, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, sigara kullanımı. Bunların varlığında hastalık daha hızlı seyredebilir.” diye konuştu.

“BULDULAR HASTA TARAFINDAN FARK EDİLEMEYEBİLİR”

Bir şeker hastasının, bu hastalıktan dolayı gözünün etkilediğini nasıl anlayabileceği hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Boztaş, “Şeker hastalığının göz dibi bulguları bazen asemptomatik olabilir. Yani hasta tarafından hissedilmeyebilir. Görme noktasına uzak bölgelerdeki değişiklikler görmeyi o an için etkilemediği için hasta tarafından fark edilmeyebilir. Bununla birlikte hasta gözünde azalma fark ettiğinde hastalık bir hayli ileri evrelere ilerlemiş olabilir.” dedi.

“ERKEN SAFHADA TESPİT EDİLİRSE BAŞARI İLE TEDAVİ ŞANSI YÜKSEKTİR”

Diyabette göz dibinde oluşabilecek değişiklikleri anlatan Dr. Boztaş, “Göz dibinde kılcal damar kanamaları ve damar dışına sızıntılar ve yeni damar oluşumu gelişebilir. Bu değişiklikler erken safhada tespit edilirse başarı ile tedavi şansı yüksektir. Kan şekeri regülasyonu sağlanarak ve gerekli göz tedavileri yapılarak iyi bir görme seviyesi uzun yıllar korunabilir. Onun için diyabet teşhisi konulduğu zaman göz dibi muayenesi de hemen yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“DİYABET SİNSİ BİR HASTALIKTIR”

Diyabet hastalarının göz kontrolü yaptırma sıklığı hakkında da bilgilendirmede bulunan Dr. Boztaş, “Diyabet sinsi bir hastalık olduğu için diyabet tanısı konar konmaz göz muayenesi yapılmalıdır. Daha sonra göz tutulumunun olup olmamasına ve etkilenmenin derecesine göre kontrol aralıkları belirlenir. Örnek vermek gerekirse gözü hiç etkilenmemiş bir hasta yılda bir kez kontrol yeterliyken ileri derecede etkilenmiş bir hastanın 3-4 ayda bir kontrolden geçirilmesi gerekebilir. Bu takiplerde amaç hastalığı tedavi gereksinimi ortaya çıkar çıkmaz teşhis edip uygun zamanda yani hastalık tedavisi çok güç bir hal almadan tedavi yapabilmektedir.” şeklinde konuştu.

HASTALIK TEŞHİSİNDEN SONRA İZLENMESİ GEREKEN YOLLAR

Hastalık teşhis edildiğinde yapılması gerekenleri anlatan Dr. Boztaş, “Diyabetik retinopati rutin bir göz muayenesinde saptanabilir. Göz dibinin direk veya indirekt fundoskopik muayenesiyle anlaşılabilir. Ancak hastalığın yaygınlığı şiddeti ve tedavi gereksinimini ortaya koymak için FFA (yani ilaçlı göz filmi)(fundus floresein anjiografisi )çekilmelidir. Ayrıca görme noktasında su toplaması (makula ödemi) varsa takip için için OCT (optik koherens tomografi)yapılmalıdır.” açıklamalarında bulundu.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Son olarak tedavide yapılacakları belirten Dr. Boztaş, “FFA sonrası tespit edilen sızdıran alanlara, iskemik bölgelere argon lazer fotokoagülasyon işlemi uygulanır. Bazı hastalarda göz içine ilaç enjeksiyonu gerekebilir.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Haber: Uğur Kılıç

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.