Sayın: Madde bağımlılığıyla mücadelede aile çok önemli!

Kapaklı Belediyesi Psikoloğu Ceren Sayın, günümüzde gittikçe yaygınlaşan ve kullanımının daha küçük yaşlara düştüğü madde bağımlılığı konusunda aileleri uyardı. Sayın, madde bağımlılığı ile mücadeledeki en önemli etkenin aile olduğunu vurguladı.

Sayın: Madde bağımlılığıyla mücadelede aile çok önemli!
08 Aralık 2017 Cuma 13:27

MADDE BAĞIMLILIĞINDA BİRÇOK MADDE VAR
Kapaklı Belediyesi Psikoloğu Ceren Sayın, bağımlılığın ne olduğunu ve nasıl mücadele edileceğini anlattı. Sayın, “Bağımlılıkla, madde bağımlılığı aynı şeyler. Sadece bağımlılıkta her şeye bağımlı olabiliyorsunuz, madde bağımlılığında bir maddeye bağımlı oluyorsunuz. Bağımlılık kendinin isteği dışında o maddeye muhtaç olmak, istemek, arzulamak, kendine engel olamamak. Madde bağımlılığında birçok madde var. Şuan burada da çok sık duyumunuz ve en yaygın olanı bonzai ismi verilen madde. Yaygın olmasıyla birlikte o kadar çok türedi ki bir sürü çeşidi var. Baktığınız da ‘Bu bonzai mi?’ sorusunu soruyorsunuz, çeşitlerinden dolayı bilinemiyor. Tabi bunun devamında birçok madde çeşidi var. Bunların yanında alkol ve sigara bağımlılığı da var. Tabi buna ne zaman madde bağımlısı ya da alkol bağımlısı diyoruz? Günlük ihtiyaçlarını karşılayamadığında, bağımlısı olduğu madde olmadan bir şey yapamadığında bağımlılık oluşuyor.” dedi.
BAĞIMLILIĞI ANLAMAMIZ İÇİN BAZI İPUÇLARI VAR
Madde bağımlılığının ergenlik çağındaki özelikle lisede okuyan gençler de kullanım çok daha fazla olduğuna dikkat çeken Sayın, “Madde bağımlılığını anlamamız için bazı ipuçları var. Madde kullanan bir çocukta, psikolojik davranışlarda bozukluk, tutumlarındaki farklılık, içe kapanıklılık, kendi odasına kapanma, geceleri dışarı çıkmaya başlama, aşırı özgüven oluşumu, ani hareketlilik söz konusu olması, yalan söylemek, ani fevri davranışlar ve kızgınlıklar, arkadaş çevresi değişimi, sık sık gözlerde oluşan kızarıklıklar, birden zayıflamak ve uyku düzeninde bozuklukların yaşanması gibi problemler gözlenmektedir. Tabi yetişkin madde kullanıcıları bu durumu ergenler kadar ele vermeyebilir. Daha bilinçli ve nasıl ne zaman nerede içmeleri gerektiği planlayabildikleri için belli etmeme durumları olabilir. Tabi aynı problemlerle kendilerini belli ederler.” ifadelerini kullandı.
MADDE BAĞIMLISI OLDUĞUNU KABUL ETMİYORLAR
Sayın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Madde bağımlısı olduğunu kabul etmeyenler insanlar var. Zaten yaşadıkları sorunlar onlar için büyük değil ama etrafta öyle gözleniyor. Onlar sorunlarını alkol ve madde kullanarak görmezden geliyor. Bu yüzden ben o sorunları alkol ve maddeyle geçirebildiğim için demek ki geçiyor ve bunlar benim için sorun değil diyorlar. Sorunları sorun olarak görmediği için ve tatmin olduğu için tedavi olmak istemiyor. Çünkü içtiği madde ve alkol ona zevk veriyor, kendi iyi ve özgüvenli hissediyor. Tabii ki yeni başlayan biri ile on yıldır kullanan biri bir değildir. Mesela ilk zamanlarda iki aydır kullanıyor artık bağımlısı olmuş, ihtiyaç hissediyordur ama bırakması daha kolaydır. Çünkü henüz bünyesine ve beynine o kadarda zarar vermemiştir. Fakat çok ilerlediğinde uzun yıllar kullanıldığında, o artık bütün vücudunu beynini ele geçirmiştir. Bu sebepler uzun süre kullananların bırakması kısa süre kullananlardan biraz daha zordur ancak bırakmak isteyene hepsi kolaydır.
KURTULMANIN YOLU KENDİSİDİR
Kurtulma istediğini arttırma yolları kendisidir. Aslında farkındalık denilen kavram burada devreye giriyor. Kişi gerçekten ben bunun zararlı olduğunu biliyorum, bu bana artık zarar veriyor. Vücuduma, bedenime, belki arkadaşlıklarıma zarar veriyor dediği an, bu farkındalığın farkına vardığı an tabii ki de kurtulmak istiyor. Elbette sonrasında kurtulabiliyor. Ama kurtulmanın gerçekleşebilmesi için belki de hayatta bir şeyleri yaşaması ve görmesi lazım. Hani bu maddeden dolayı başıma bunlar geldi, o zaman bu bana zarar veriyor diyebilmeli. Bırakmak istiyorum ama bırakamıyorum cümlesini çok fazla duyarız. Bırakmak isteyen zaten bir şekilde yollarını araştırır. Nasıl bırakabilirim sorusunu kendisine sorar. Belki doktora gider, belki psikoloğa gider, belki yardım kuruluşlarına gider. Önce ben bunu nasıl bırakabilirimi öğrenir. Sonrasında zaten yardım aldığı yer tedavi planını hazırlar. İlaç başlayabilirler aynı zamanda psikologla birlikte çalışabilirler. Neler yapılabilir? Çevre mi değiştirilmeli? Nasıl düzenli hayat sokulabilir? gibi soruların çözümünü bulurlar. Zaten bir kullanıcı bırakmayı istiyorsa o değişime girecektir. O yüzden bu kesinlikle bir bahane cümlesi. Bağımlılık tedavisi genel olarak AMETEM de yapılır. Burada en yakın olarak Çorlu’da var. Bir madde bağımlısıysa ya da alkol bağımlısıysa AMETEM’e gittiklerinde ne kullandığına göre, ne kadar süredir kullandıklarına göre, bağımlılığına göre bir plan gerçekleştiriliyor. Gerekli ise yatarak tedavi oluyor, gerekli değil ise dışarıdan tedavi oluyor, ilaç takviyesi de ekleyebiliyorlar. Tedavi süreleri durumuna göre değişir. Aynı zamanda bu hastanede tedavi oldum çıktım değil, dışarıdan verilen tedavi belki senelerce de devam edebilir. Hayatındaki o destek devam etmesi gerekiyor. Bu da tedavi planının bir parçasıdır.”
‘HAYIR’ DEMEK ÖĞRETİLMELİ
Madde bağımlılığındaki en önemli aktörün aileler olduğunun ve ailelerinde çocuklarının bağımlı olmaması için yapması gerekenlerin olduğunu vurgulayan Sayın, “Yetişkin bir bireye söz geçirmek kolay değildir. Ancak çocuklar için birçok şey yapılabilir. Ergenlik dönemindeki çocuklar için arkadaşları en öncelikli olanlarıdır. Özgüvenleri yükseltmek istiyorlar, farklı arkadaş gruplarına dahil olmak istiyorlar ve bu durum için de her şey yapabiliyorlar. Aileler özellikle çocuklarının arkadaşlarını takip etmeli. Çocuk dışarı çıktığında ‘Neredesin sen? Kiminlesin?’ yerine ‘Bu akşam arkadaşların bize gelsin. Sizler için bir şeyler hazırladım birlikte yiyelim.’ gibi yumuşak tavırlarla sorgulamadan arkadaşlarını tanıyabilirler. Çünkü bu dönemde arkadaşlar çok önemli. Aileler çocuklarına ‘Hayır’ demeyi öğretmeli. Çocukların eksiği olan bu kelime. Aileye hayır diyemiyor, arkadaşlara asla hayır diyemiyor. Zaten arkadaşlarına hayır dediğinde ona bir çeşit dışlamada bulunacaklar. Ana kuzususun, süt çocuğusun gibi sıfatlarla yakıştırmalar yapacaklar. Çocukta doğal olarak bu durumda hayır diyemiyor. O gruba dahil olmak istiyor. Çocukta hayır diyemediği için ‘Dene bir kereden bir şey olmaz’ sözüyle de kullanmaya başlıyor. Çocuk daha aileden hayır diyebilmeli ki bir şey istemediğinde bunu aile içinde de ‘Hayır ben istemiyorum.’ olarak ifade edebilmeli. Yemek istemediğinde ‘Hayır yemek istemiyorum.’ demeli. Tabi belki arada bunu kabullenmek aile için zor olabilir. Ama hayırsa hayır senin bu evde söz hakkın var hissiyatı benimsetilirse, senin söz hakkın evde kabul ediliyor ki dışarıda da kabul edilecek algısı oluşur. Böylelikle kullanıma teşvik eden şeylere hayır diyebilir. Çocuğa sınırlar öğretilmeli. Aile rehberlik edinmeli, arkadaşıymış gibi yaklaşmalı. Bu şekilde davranıldığında çocuğun dışarıdaki arayışı sonlanacaktır.” ifadelerine yer verdi.
EVDE BULAMADIKLARI MUTLULUĞU DIŞARIDA ARIYORLAR
Sayın: “Aileler bağımlı olduklarını öğrendikten sonra ‘Sen ne içiyorsun, niye içiyorsun?’ gibi çok sert sözler kullananlar, şiddet uygulayanlar oluyor bazen. Tabii ki de çok yanlış. Çocuk bu sefer daha da inat edecek ve içecek. Kendimizden biliyoruz, biri bize sert tavırlarla yapma etme derse yapmak isteriz. Aynı şekilde çocuklarda da böyledir. Daha ılımlı ‘Neden içiyorsun? Bunu içerken ne hissediyorsun? Bırakman için ne yapabiliriz?’ gibi yaklaşımlarla yaklaşılmalı. Burada önemli olan sen yap değil biz ailen olarak birlikte ne yapabiliriz. Bunu yerine hayatında ne koyabilir konuşulmalı. ‘Bağımlıyım kurtulmak istemiyorum’ diyen kişiye kimse yardım edemez. ‘Ben bırakmak istiyorum’ dediği an çıkış noktaları zaten kendisi bulacaktır. Belki de o çevresinden kurtularak ilk adımı atmış bile olacaktır. Mutlaka bağımlıların çoğunun bildiğini düşünüyorum. Bilmeyenler de vardır belki ama o nereden öğrenmek istese mutlaka yönlendirmeler oluyor. Madde kullanım riski daha çok anne babası boşanmış çocuklar da, baskıcı ve katı tutumları olan ailelerde bir tık daha fazla oluyor. Erginlik dönemini ailede duygusal olarak sağlıklı geçirememiş çocuklar bu sefer mutluluğu dışarı da arıyor. Mutluluğu dışarı da arayınca mutluluğu başka bir yerlerde buluyor. Çocuk evde mutlu olmadığı için arkadaşlarıyla vakit geçirmek istiyor. Arkadaşlarını da doğru seçemediğinde madde bağımlılığına davetiye çıkarmış oluyor.”
AİLE ÇOK ÖNEMLİ
Sayın açıklamasına şöyle devam etti: “Baştan teşvik etmek için bir karşılık istemeden maddeyi veriyorlar. Bağımlı olmasını sağlıyorlar. Sonra biliyorlar ki kendisi almak için gelecek. Para bulamasa da bir vesile ile bulacak. Maddeyi kullanmaya başladıktan sonra para bulamamasıyla birlikte yalan söylemeye başlıyorlar. Okuldan istendiğini söyleyerek ya da farklı ihtiyaçlarını dile getirerek para istiyor. Bir süre sonra bu hırsızlığa dönüşebiliyor. Evde bulunan bir yerden habersiz para alabiliyorlar. Çünkü maddenin yoksunluğunu çekiyor onu almak zorunda hissediyor bedeni maddeye muhtaç oluyor. Aile bu konuda gerçekten çok önemli. Ailede sağlıklı mutlu ilişkiler kurulduysa kişi zaten dışarı bir arayışa girmez. Eksiklik aile içinde tamamlanıyor. Çocukların madde bağımlılığından uzak kalması için aileler çocuklarını sosyal aktivitelere yönlendirmeli. Çocuk neyi yapmaktan hoşlanıyorsa ona önem verilmeli. Mesela futbola ilgisi vardır. O zaman o futbola ilgili çoğaltılmalı ki çocuk demeli ben bu alanda kendim bir şeyler başarabiliyorum. Arkadaşlarım benim futbola olan ilgim ve başarılarımla benimle gurur duyabilirler. Çocukları ilgi alanlarına yönlendirmeli, çocuklara destek olunmalı ve kendileri için yararlı olan alanlarda başarılı olmaları için yardımcı olmalıyız ve bu bağımlılık konusundan uzak tutum tek bağımlılıklarının ailesi olması gerektiğini unutmamalıyız.”
 
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.