Servikal Omurgada dejeneratif hastalık nedir?

Özel Optimed Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. Erdoğan Ayan, Servikal omurgada dejeneratif hastalıklar hakkında açıklamalarda bulundu

Servikal Omurgada dejeneratif hastalık nedir?
19 Ocak 2016 Salı 17:38

ÖZEL YAPISINDAN DOLAYI DİSK YOKTUR

Ayan yaptığı konuşmada, “Servikal (boyun) omurgamız 7 adet omurga kemiği ve bu kemikler arasında disk dediğimiz çevresinde kapsülü (kılıfı), içerisinde de jel kıvamında kıkırdak dokusu olan yapılardan aynı zamanda bu yapıyı çeşitli taraflardan saran ligament dediğimiz bağlar ve kaslardan oluşur. Özellikle disk dediğimiz omurga kemikleri arasındaki yastıklar esnek yapısından dolayı hem çeşitli yönlerde hareket edebilmemize hemde özellikle travma durumunda omurların kırlma riskine karşı koruma sağlarlar. Boynumuzda sadece 1.ve 2. omurlar arasında o bölgenin özel yapısından dolayı disk yoktur. Omurgamız aynı zamanda içerisinden omuriliğimizin geçtiği bir kanalı barındırır” diye konuştu.

ENJEKSİYON YAPILARAK TEDAVİ EDİLEBİLİR

İki omurga kemiği arasındaki disk ve bunları bir arada tutan ligamentler (bağlar) bir omurga segmentidir diyerek konuşmasını sürdüren Erdoğan Ayan, “Her segmentten iki taraflı olarak kollarımıza ve gövdemizdeki bazı kaslara giden sinir kökleri çıkmaktadır. Omurgamız bütün bu yapısı ile muazzam bir hareket ünitesidir ve bu ünitede ortaya çıkan bazı değişiklikler bazı hastalıklara yol açabilmektedir. Genelde halk arasında yanlış olarak bunların hepsi boyun fıtığı olarak bilinse de bunların bir kısmı servikalspondiloz hastalığıdır. Bu iki hastalık arasında farklar vardır tedavileri de genellikle farklıdır. Öncelikle boyun fıtığı basit olarak omurga kemikleri arasındaki disk dediğimiz yastıkların hastalığıdır. Servikal disk hastalarında sıklıkla zaman içerisinde bu diskler jel kıvamındaki esnek kıkırdak yapısını kaybeder sertleşir ‘keçe’ gibi bir yapıya dönüşür biz buna dejenerasyon diyoruz. Bu seviyede sadece boyunda ağrıya sebep olabilirler. O bölgeden çıkan sinir köklerine yada omuriliğin kendisine baskı yapmadıkları için genelde radikülopati dediğimiz kol ve sırta yayılan ağrıya uyuşmaya neden olmazlar. Bunlar genellikle ilaçlarla ve fizik tedaviyle hatta bazen enjeksiyon yapılarak tedavi edilirler. Bunlarda ameliyat gerekmez” dedi.

TÜM SİNİRLERDE SIKINTI YARATABİLİR

Ayan konuşmasının devamında diskteki dejenerasyon ilerlerse kapsülünü yada kılıfını dışarıya doğru ittirerek taşmalara neden olur diyerek, “İşte bunlara genelde fıtık başlangıcı dediğimiz MR da ki görüntüsüne göre bulging, yada bir ilerisi protrüzyon diyoruz. Bu seviyede ek olarak radikülopati dediğimiz kollarda ağrı uyuşma azda olsa olabilir. Ancak bu taşmalarında tedavisi ameliyat değildir, aynı şekilde tedavi edilir. Eğer durum daha da ilerlerse diskin kapsülü (kılıfı) yırtılır ve dışarıya doğru kıkırdak doku çıkar buna ekstrüde disk denir hatta bazen bir parça tamamen kapsülden çıkar ve diskten ayrılarak omurilik kanalına yada sinir kökünün çıktığı foramen dediğimiz deliklere girer bunlara da sekestre disk diyoruz. İşte bu iki durum zaman içerisinde yavaş yavaş da olabilir ani bir zorlama sonrasında (örneğin travma) birden de olabilir. Genelde bu seviyedeki disk hastalıkları sinir köküne ve omuriliği baskı yaparak hem radikülopatidedimiz kollarda ağrı ,uyuşma hem de güç kaybı (felç) oluşturabilir. Bu kıkırdak parçası sadece o bölgeden çıkan sinir köküne baskı yapıyorsa tek bir tarafta kolda ağrı uyuşma güçsüzlük yapar, eğer omuriliğin kendisine baskı yapar ise hem her iki kolda hem de o seviyeden geçen tüm sinirlerde sıkıntı yapabilir” ifadelerini kullandı.

1,5 AYDA NORMAL İŞLERİNE DÖNERLER

Bel fıtıklarından farklı olarak boyun fıtıkları bazen sadece kolları değil bacakları ve diğer tüm bölümleri de etkiliyebileceğini sözlerine ekleyen Dr.Erdoğan Ayan, “idrar ve büyük tuvalet sorunlarına yol açabilir. Omurilik kanalını tamamen daraltan böyle fıtıklar hiç bir bulgu vermeseler bile özellikle travma anında risk oluştururlar. Bu kısımda anlatılan 3.ve 4. derece boyun fıtıklarında ise eğer güç kaybı , refleks kaybı, his kaybı varsa yada bunlar olmasa bile hastanın günlük yaşam kalitesini bozan, ilaçlarla ve fizik tedavi ile düzelmemiş, 2-3 ayı geçen ağrı şikayeti (radikülopati) var ise ameliyat tedavisi önerilmektedir. Güç kaybı bazen tamamen felç (hiç hareket ettirememe ) gibi olsa da bazen de hasta kolunu biraz kullandığında ortaya çıkan dermansızlık hissi yada sakarlık şeklinde kendini belli edebilir. Sonuç olarak boyun fıtığı sık olarak görülen, genellikle ameliyat gerektirmeyen ancak bazı durumlarda ameliyatın şart olduğu bir hastalıktır. Genellikle boyun ön kısmından mikrocerrahi teknikle girilerek ilgili segmentteki disk çıkartılır omurilik ve sinir kökleri rahatlatılır ve o diskin yerine peek kafes yada disk protezi yerleştirilir. Hastalar bir gün normal şartlarda bir gün hastaneden kalıp 1 yada 1.5 ayda normal işlerine dönerler” dedi.

HASARA YOL AÇABİLMEKTEDİR

Omurilik kanal daralması sıklıkla boyun fıtığı hastalığı ile karıştırılsa da aslında bulguları ve tedavisi bakımından çok farklı olduğunu ifade eden Ayan, şunları söyledi; “Boyun fıtığı genelde 40 yaş altında görülürken, servikalspondiloz 40 yaşın üzerinde daha çok görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Bu hastalıkta süreç daha yavaş gelişmiş olup genellikle hastalarda disk dejenerasyonu ile birlikte eklemlerin hipretrofisi (irileşmesi), ligamentlerinkalsifiye olarak hipertrofisi(kireçlenme) ve bunların hepsinin neden olduğu omuriliğin geçtiği kanalın daralmasıdır. Servikal dar kanalda hastalığın derecesine göre ellerde, ayaklarda uyuşma, güçsüzlük, omuriliğin sıkışmasına bağlı reflesk canlılığı bazı patolojik reflekslerin görülmesi, yürüme bozukluğu özellikle kollar ile ince motor hareketler denen düğme ilikleme , saç tarama gibi hareketlerin yapılamaması görülebilir. Hastalığın derecesine göre şikayetler değişik düzeyde olabilir ve yıllar içerisinde ilerleyerek devam eder. Darlık çok ilerlediğinde ani boyun hareketleri ve travma sonrasında omiriliğin içerisinde myelomalazi dediğimiz hasara yol açabilmektedir”

Haber: Emrah ÇOĞALAN

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Tayfun - 5 yıl önce
Bu ameliyatı olabilmemiz için zengin olmamız gerekiyor