SİYASİ BAĞIMSIZLIĞIMIZIN ADI: LOZAN

Ülkemizin "Tutsaklıktan Bağımsızlığa" geçişini sağlayan Lozan Antlaşması'nın 86. yıl dönümünde büyük önder Atatürk'ü, başta İsmet İnönü olmak üzere görüşmeleri yürüten delegasyonumuzu ve Cumhuriyetimizin tüm kurucularını saygı ve rahmetle anıyorum.

SİYASİ BAĞIMSIZLIĞIMIZIN ADI: LOZAN
30 Temmuz 2009 Perşembe 00:00

Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliğinin ve bağımsızlığının uluslar arası alanda tescil edildiği, Türk Milletinin tüm varlığını ortaya koyarak yürüttüğü kurtuluş savaşının sonucunda kabul edilen bir barış antlaşmasıdır.

Bu antlaşma bir taraftan Türkiye ile diğer yandan İngiliz İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arasında 24 Temmuz 1923 tarihinde akdedilmiştir. Antlaşmanın başlangıç bölümünde sözleşen devletlerin " 1914 yılından beri Doğu’nun huzurunu bozan savaş durumuna kesin bir son vermek için aynı istekle dolu olarak; ulusların ortaklaşa refah ve mutluluğu için gerekli olan dostluk ve ticaret ilişkilerini aralarında yeniden kurmak özlemi içinde; ve bu ilişkilerin devletlerin bağımsızlığına ve egemenliğine saygı dayanması gerektiğini düşünerek bu amaçla bir antlaşma yapmayı kararlaştırdıkları" belirtilmiştir.

Lozan, hiçbir zaman yürürlüğe girmeyen Sevr Antlaşması hükümleri ile kıyaslandığında bir zaferdir. Sevr, 1. Dünya Savaşının galibi olan devletlerin dayattığı bir antlaşma iken, Lozan, ülkesini işgal etmiş olan 1. Dünya Savaşının galibi devletlere karşı Türk Halkının tüm varlığını ortaya koyarak yapmış olduğu mücadele sonrasında kazandığı zaferin taraflarca tescil edildiği bir barış antlaşmasıdır. Sevr Antlaşması Birinci Dünya Savaşından sonra Fransa’nın Sevr Şehrinde bir yandan Osmanlı İmparatorluğu ile diğer yandan Rusya ve ABD dışında Müttefik Devletler arasında yapılmıştır. Bu antlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmemekle birlikte(ölü doğmuş bebek gibi) San Remo da varılan kararlar doğrultusunda Türk egemenliğini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.

Bu antlaşmaya göre Osmanlı Devleti Asya’da Irak, Filistin, Suriye ve Hicaz üzerindeki egemenliğinden vazgeçmiştir. Irak ve Filistin İngiliz mandası olmuş; Lübnan dahil Suriye, Fransız mandasına sokulmuştur. Anadolu Türklere bırakılmış, ancak burada Kürtlere ayrıcalık verilmesi ve Ermenistan’ın da uluslar arası garantiler altında ayrı bir cumhuriyet haline gelmesi kararlaştırılmıştır. İzmir ve çevresi Yunan İdaresi altına sokularak daimi statüsünün ileride yapılacak bir halk oylamasında tespit edilmesi kararlaştırılmıştır. Avrupa’da Batı Trakya’nın bir bölümü ile bazı Ege Adaları Yunanistan’a; bir grup Ege Adaları İtalya’ya bırakılmıştır İstanbul ve Çevresi ile Boğazlar Bölgesi tarafsız hale getirilmek ve uluslar arasılaştırılmak kaydıyla Türklere bırakılmıştır. Bunun da ötesinde Müttefikler kapitülasyon hakları ile Osmanlı Ekonomisi üzerinde gerçek bir kontrol elde etmişlerdir. Bu antlaşma İstanbul Hükümeti tarafından kabul edilmekle birlikte Ankara Hükümeti tarafından şiddetle reddedilmiş ve Kurtuluş Savaşı sonunda 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması imzalanmıştır.

Lozan Antlaşması ile Sevr de dayatılmaya çalışılan tüm olumsuzlar ortadan kaldırılmış, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı, egemenliği ve eşitliği uluslar arası alanda tescil edilmiştir. Lozan antlaşması Türk Milletinin kurtuluş savaşının sonucudur. İstiklal savaşında girişilen mücadeleyi başarısızlığa uğratmak için ülke sınırları dahilinde çeşitli yörelerde iç isyanlar meydana gelmiştir. Bu tür isyanlardan bir kısmı saltanat ve hilafet adına bir kısmı da Türk Yurdunu parçalayarak yeni siyasi oluşumları gerçekleştirmek amacıyla çıkarılmıştır. Büyük Millet Meclisinin meşruiyetine karşı çıkartılan ve ülke bütünlüğünü tehlikeye düşüren, askeri, siyasi ve sosyal yönlerden büyük zararlar meydana getiren bu isyanlar sonuç itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından bastırılmıştır. Anadolu’da meydana gelen iç isyanların yanı sıra Doğu Anadolu, Rus destekli Ermenilerin, Güney Anadolu ise İngiliz, Ermeni ve Fransızların işgaline uğramıştır. Buna karşılık Büyük Millet Meclisi, Misak-ı Milli sınırları içindeki topraklarının bir bütün olduğunu kabul etmiş ve bunu gerçekleştirmek için harekete geçmiştir.

24 Temmuz 1923 tarihinde 20.yüzyılın en önemli barış antlaşmalarından birisi olan Lozan Antlaşması imzalanarak yeni Türk Devleti tüm dünyaca tanınmış ve sınırları belirlenmiştir. Birinci Dünya Savaşının bütün mağlup devletleri o dönemde kendilerine dayatılan antlaşmalara boyun eğmek zorunda kalmışlardır. Bunun tek istisnası Türklerdir. Türk Milleti, Sevr Antlaşması gibi bir esaret belgesini kendi tarihinin şeref ve haysiyetine layık görmemiş, bağımsızlığının sona erdiğinin düşünüldüğü bir anda tüm dünyaya bir milletin şartlar ne olursa olsun bağımsızlık için neler yapabileceğini göstermiştir. Ulaştığı bu zaferi 1. Dünya savaşının galibi devletlere karşılıklı eşitlik prensibine dayanan bir antlaşmayla onaylattırmış, üzerinde oynanan oyunları bozmuştur.

Mustafa Kemal’in Lozan Antlaşmasıyla ilgili yaptığı değerlendirme bu durumu tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir: "Saygıdeğer Efendiler, Lozan Barış Antlaşması’nın içine aldığı esasları, öbür barış teklifleriyle daha çok karşılaştırmaya gerek olmadığı kanısındayım.Lozan Barış Antlaşması, Türk Ulusu’na yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastin yıkılışını anlatan bir belgedir.Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir!"

İngiliz Temsilcisi Lord Curzon’un İsmet İnönü’ ye Lozan Antlaşmasının imzalanması döneminde söylediği sözler hiçbir zaman unutulmamalıdır. Lord Curzon şöyle demektedir. " Lozan Muahedesinin müzakeresinden memnun değiliz. Hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Reddettiklerinizin hepsini cebimize atıyoruz. Harap bir memleket alıyorsunuz. Bunu kalkındırmak için mutlaka paraya ihtiyacınız var. Bu parayı almak için gelip diz çökeceksiniz. Cebime attıklarımın hepsini çıkaracağım size." Lord Curzon’un o tarihte ne demek istediği bugün daha da iyi anlaşılmaktadır.

İsmet İnönü’nün Cumhuriyetin ve Lozan Antlaşmasının ellinci yılı dolayısıyla Türk Tarih Kurumu’nca 23 Ekim 1923 tarihinde düzenlenen konferansta İstiklal Savaşı ve Lozan başlıklı konuşmasında ki Lozan’ı değerlendiren bazı ifadeleri de dikkat çekicidir. İnönü, şöyle demektedir. " Lozan Muahedesi hemen tasdik olunmadı. Biz tasdik ettik. Diğer akitlerin, imza sahiplerinin meclislerinde tasdik olunması için hem hemen bir seneye yakın sürüklediler. Niye sürüklediler? Eski Türkiye’yi bilerek kabul olunan maddeler iç karışıklılıklardan dolayı tatbik olunmayacak, yeniden karışıklıklar çıkacak, yeniden ihtiyaçlar çıkacak. Bu ihtiyaçlar karşısında bunlardan, aldıklarından pazarlık eder geri alırız. Hiç şüphem yok. Bu, kafamın içinde vardır. Bununla ellinci seneyi bulduk. İyimser bir vaziyetteyim. Mutlaka Cumhuriyeti korumaya mecburuz. İlkelerini korumaya mecburuz. "

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.