KEDİNİN KUYRUĞU VE TÜRBAN

Kedinin kuyruğu ile bu konunun ne alakası var diyeceksiniz. Böyle önemli bir konuyla dalga mı geçiyorsun diye hayıflananlar da olabilir! Koskoca başbakan ile “anne muhalefet” liderinin medya aracılığıyla “erkek erkeğe” polemikler içerisinde çözmeye çalıştığı bu “pek” mühim -öncelikle bayanları ilgilendiren -türban konusuyla tabi ki dalga geçilmez.Allah taş yapar!

KEDİNİN KUYRUĞU VE TÜRBAN

Eğer türban yasası kabul edilirse, Türkiye Malezya olur mu,Mısır’a benzer mi, yoksa Cezayir’in yanından mı geçer? Günde 120 bebeğin öldüğü Türkiye, Irak hariç, komşuları arasında en yüksek anne-bebek ölüm oranına sahip ülke.Türkiye, modern doğum kontrol yöntemlerinde de İran, Mısır ve Cezayir'in gerisinde.Onlara benzemek, onlar gibi olmak bir yana onları geçmişiz bile. Süperiz.Süper benzin, süper star derken, süper geçiş hakkımızı da çok iyi kullanmışız helal olsun bize…Kedinin kuyruğunu unuttuğumu ve araya kaynatmaya çalıştığımı düşünmenizi istemem. Maazallah kedi kuyruğu bu, şakaya gelmez…

Ne zaman yapıldığı, hangi dönemden kaldığını anlamak için –hiç abartmıyorum- bir düzine arkeolojik kazının yapılması gereken demiryolları ve hangi savaşın artığı olduğunu anlamak için yine bir o kadar düzine tarih kitabı incelemesi gerektiren “gıcır-gıcır” vagonlar ile sınırlı toplu taşıma kültürümüzdeki gidişatı(ileriye değil), kabak tadını kıskandıracak bu örtünme tartışmaları ile hiç ilgisi yok!!!Alıştığımız, daha doğrusu alıştırıldığımız sorunların, eksiklerimizin üzerine gitmeyelim.Birbirimizi yiyelim….Aferin bize!

Başı açık-kapalı insanlar(bayanlar), bu ülkede uzay diye bir yer var orada yaşıyorlar. Bu arkadaşları, bu ülkenin başka hiçbir sorunu ilgilendirmiyor ya da önemli değil.

Bu ülkede hepimizin can güvenliği sorunu var.Bir bomba patlayacak diye İstanbul’a, büyük şehirlere, kalabalık caddelere gitmeye korkuyoruz. Çöp kovalarını görünce yolumuzu değiştirir olduk. Karnımız doydu, hayattan endişemiz yok, başımı örtmeli miyim örtmemeli miyim, örtersem çeneden bu şekilde mi bağlayacağım, çoraplarımı ayakkabımı giydikten sonra giyebilir miyim hakim amca?Oldu mu yavrum oldu mu?Gönderdiğim suni gündemler kafanıza da uydu mu?

Türban sorununun daha ortaya çıkmadığı, her türlü bilimsel araştırmanın yapıldığı ve tamamlandığı bir gün iki profesör “yahu yapacak bir iş kalmadı ne yapacağız, ne konuşacağız diye bir ırmağın kenarında kara kara düşünürken önlerinden bir kedi geçmiş. Proflardan bir tanesi atlamış kedinin üzerine ve yakalamış hayvanı.Yakaladığı gibi ırmağa fırlatmış.Yüzme bilmeyen zavallı hayvan suyun üzerinde kıvrak bir, iki sekme hareketi ile(isterse sekmesin yoksa boğulacak) karşı kıyıya ulaşmış.

Kediyi suya fırlatan Prof. yanındakine dönerek:

“Söyle bakalım, kedinin kuyruğu suya değdi mi, değmedi mi?

Diğeri “değmedi” yanıtını vermiş.

Biri “değdi”

Diğeri “değmedi” diye uzun süre tartışmışlar…

Değdi, değmedi, değdi ama tam ıslanmadı.

Ben türban tartışmalarını bu iki profesörün tartışmasına benzetiyorum.

Bu tartışmalar böyle devam ederse bu ülkenin kuyruğunun da suya değeceği günler çok uzak değildir…

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.