ÇOCUKLARDA ENÜREZİS NOKTURNA

Özel Çerkezköy Hastanesi Psikoloğu Meltem Keser, 4-5 yaşından sonra gece altını ıslatan çocukların enürezis nokturna olduğunu söyledi. Keser, "İdrarın istemeden kaçırılması, yatağın ve elbiselerin ıslanması çocuğun mesanesini kontrol etmeyi öğrendiği 4-5 yaşlarından sonra oluyorsa tıp dilinde enürezisten söz edilir" dedi

ÇOCUKLARDA ENÜREZİS NOKTURNA
29 Mayıs 2012 Salı 08:19

Özel Çerkezköy Hastanesi Psikoloğu Meltem Keser, uykuda altını ıslatan çocukların durumunu değerlendirdi. Enürezis nokturna adı verilen bu duruma karşı ailelere önemli tavsiyelerde bulunan Keser, ilginç notlar verdi.
ENÜRESİZ NOKTURNA DURUMU
4-5 yaşından sonra gece altını ıslatan çocukların yani enüresiz nokturna durumu hakkında bilgi veren Psikolog Keser, "Çocuğunun gece altını ıslatmasından kim bilir kaç aile muzdariptir. Bu durum ailelere sıkıntı verdiği gibi çocuğun da kendisine duyduğu güveni etkiler. Zamanında müdahale edilmezse altını ıslatma davranışı hem çocuk hem de aile için ciddi bir kaygı nedeni olabilir ve bu kaygı durumu sorunun çözülmesini daha da güçleştirir. İdrarın istemeden kaçırılması, yatağın ve elbiselerin ıslanması çocuğun mesanesini kontrol etmeyi öğrendiği 4-5 yaşlarından sonra oluyorsa tıp dilinde enürezisten söz edilir. Bir çocukta enürezis olduğunu düşünmek için onun şeker hastalığı, nöbet durumları veya idrar yolu iltihabı gibi rahatsızlıkları olmamalıdır. 5-6 yaş arası çocuklar için ayda iki kez ve daha büyük çocuklar için ayda bir kez altına kaçırma enürezis olarak kabul edilir" dedi.
BAZEN GÜNDÜZDE YAŞANIR
Enüresiz nokturnanın ikincil durumuna da değinen Keser, "Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında gündüz de altını ıslatma sorunu bulunabilir. Eğer gece alt ıslatma sorunu çocuğun doğumundan itibaren sürekli var ise birincil, çocuk gece-gündüz tuvalet alışkanlığını kazandıktan ve temizlendikten sonra sorun ortaya çıkarsa o zaman ikincil enürezisden söz edilir. İkincil enürezis daha çok çocuğun yaşadığı stres, gerginlik ya da psikolojik travmalarla, okula başlama, kardeş doğumu gibi psikososyal kriz dönemlerine bağlanmaktadır" diye konuştu.
ÇOCUKLAR NEDEN ALTINI ISLATIR
Hastalığın özelliklerini anlatan Keser, neden kaynaklanabileceğini de sıraladı. Keser şöyle dedi: "Enürezis sıklığı ergenlik dönemine doğru azalır ancak 18 yaş civarı ergenlerin %l-2'si bu durumdan yakınmaktadır. Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır. Araştırmalar gösteriyor ki zor şartlar altında ve sıkıntı verici hayat olaylarıyla büyüyen çocuklarda enürezis daha sık görülmektedir. Kalabalık ve kötü evlerde yaşayan ve ailelerinde ciddi sorunlar bulunan çocuklar altlarını daha fazla ıslatabilmektedir. Evlilikle ilgili anlaşmazlıklar, anne veya babanın alkol bağımlılığı olması, aileden birinin evden ayrılmak zorunda kalması, aileden birinin hastaneye kaldırılması gibi durumlar çocuklar için ciddi sıkıntılar doğurur."
GENETİK ÖZELLİĞİ VAR
Altını ıslatan çocuklarla ilgili olarak ilginç bir noktaya değinen Keser, "Kendileri küçükken altını ıslatma sorunu yaşamış ebeveynlerin çocukları da bu durumdan daha sık etkilenirler.Enürezisi olan çocukların idrar yolları gerek işlev gerekse şekil bakımından normaldir. Ancak bu çocuklarda altını ıslatmayan çocuklara nazaran daha fazla idrar yolu iltihabına rastlanır. Bir kısmında ise uyku çok derindir ve özellikle gecenin ilk bölümünde uyandırılmaları oldukça güçtür. Gece altını ıslatan çocukların yaklaşık %70'inin birinci derece akrabalarında aynı sorunu olan bireylere rastlanmaktadır. Bu çocukların önemli bir kısmında uykunun derin olduğu gözlenmiştir. Bu görüşe göre derin uykuda olan çocuğun idrar torbası gevşektir ya da idrar torbasından gelen uyarıların çocuğun uyanmasını sağlaması mümkün olmamaktadır" açıklamasını yaptı.
SIKINTI VERİCİ OLAYLAR ETKİLİYOR
Keser sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir görüşe göre enürezisli çocuklar çok sık idrara çıkmakta ve bu durum onların mesanelerinin daha çok sıvı alacak şekilde genişlemesini engellemektedir. Bazı araştırmacılar da enürezisin yanlış tuvalet eğitiminden kaynaklandığı fikrindedirler. Tuvalet eğitimine çok erken başlanır ve eğitim sırasında cezalandırıcı bir tutum takınılır, çocuğa karşı sert davranılırsa bu durum ortaya çıkabilir denmektedir. Öte yandan çok pasif ve yetersiz bir eğitimin de benzer bir duruma yol açabileceği üzerinde durulmuştur. Sıkıntı verici hayat olayları enürezisin ortaya çıkmasını kolaylaştırırlar: ailenin dağılması, aileden birinin hastaneye yatması, ekonomik sorunların çocuğa yansıtılması gibi."
Enürezisin idrarı tutma becerisinde bir gelişme geriliğini yansıttığı yolunda veriler bulunduğunu söyleyen Keser, "Büyüme ile gece işemelerinin ortadan (sıklıkla) kalkması, bu çocuklarda mesane hacminin azalması ve çok sık idrara çıkma bu durumu düşündürmektedir" dedi.
TUVALET EĞİTİMİ
Tuvalet eğitimi ile ilgili sorunlar üç ana başlık altında özetleyen Keser, bunları şöyle sıraladı:
1. Çok erken eğitim, yani çocuk gelişim bakımından bu eğitimi almaya hazır değilken verilen eğitim
2. Çocuğun uygun bir biçimde idrar yapmasını yeterince teşvik etmemek
3.Öğrenmenin ilk dönemlerinde idrar kaçırdığında çocuğu cezalandırmak. En yaygın yanlış anne ve babanın eğitime çok erken başlamasıdır. Daha bir yaşındayken çocuğa bu eğitimi vermek isteyen çok aile vardır. Halbuki bu eğitim biraz daha geç yaşta verilse çocuk çok daha iyi kavrayabilecektir. Bu söylediklerimizden geç katmanın iyi olduğu sonucu çıkarılmamalıdır; anne ve baba çocuklarının durumuna göre zamanlamayı yapmalıdır. Tuvalet eğitimine genellikle 18 ay civarında başlanmasının öneriliyor.
ZAMAN İÇERİSİNDE DÜZELMEYEBİLİR
 Gece altını ıslatan çocuğu olan ailelerin bir kısmı sorunun çocuk okula başladığında, sünnet olduğunda ya da askere gittiğinde düzeleceği gibi yanlış düşünceler içine girdiğini söyleyen Keser, şunları kaydetti:" Yaşın ilerlemesi ve ergenlik dönemiyle birlikte hastalığın kendiliğinden düzeldiği durumlar sıktır. Ancak çocuğun ne zaman düzeleceğini önceden kestirmek mümkün değildir. Diğer taraftan her gün yatağından ıslak kalkan çocuğun yaşadığı zorlukları anlamamız gerekir. Gece altıma kaçırırım düşüncesiyle evi dışında bir yerde kalamayan, arkadaş, akraba ziyaretlerine katılamayan, grup faaliyetleri ve kamplardan uzak kalan çocuğun sıkıntısını, üzüntüsünü, kendine güvensizliğini ve utancını ortadan kaldırabilmek için tedavi şarttır. Zaman içinde düzelir bahanesiyle olaya kayıtsız kalmak çocukta gelişecek ikincil ruhsal sorunlara davetiye çıkarmaktır."
TEDAVİ NASIL YAPILIR
Uykuda altını ıslatmaya yönelik tedavi yöntemlerini de anlatan Keser, şunları söyledi: " Tedaviyi genellikle iki yöntemle yapılır: İlaçla ya da davranış tedavileriyle.  Tedavide başarı sağlayan  yöntem davranışçı yöntemdir. Çocuğa gündüz bol bol su içirilir ve idrarını tutması istenir. Bu alıştırma sayesinde çocuk idrarını kontrol etmeyi öğrenir. Ancak tek başına bu yeterli değildir, Çocuğun gece idrara kaldırılması ve altını ıslatmadığında ödüllendirilmesi yararlı olur. Çocuk altını ıslatırsa onun bu davranışını pekiştirmemek için, bunun hoşlanılmaya bir şey olduğu, ifade edilmeli ve sözgelimi basit bir ödev verilmelidir."

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Salata - 3 yıl önce
Bu hastalığı olan çocukların annesinin kızmaması gerekir değil mi?