Çerkezköy Müftüsü Yusuf Tuna Kutlu Doğum haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada Çerkezköy halkını yapılacak etkinliklere davet etti
BİRBİRLERİNİN ELİYLE YOK EDİLMEKTEDİR
İlçe Müftüsü Yusuf Tuna düzenlediği basın toplantısında tüm Çerkezköylüleri birlik olmaya çağırdı. Tuna, “İslam dini ve İslam ümmeti bugün, tarihinin en zor süreçlerinden birini yaşamaktadır. Ümmetin ocağına ateşler düşmüş, fitne ve tefrika ateşi İslam coğrafyasını her taraftan kuşatmıştır. Öyle ki Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Yemen'de, Nijerya'da ve İslam coğrafyasının diğer köşelerinde çatışmalar, Allahüekber nidalarıyla intihar saldırıları, masum kız çocuklarını kaçırmalar, camileri bombalamalar, tarihî mekânları tahrip etmeler, şiddet, vahşet ve dehşet durmaksızın devam etmektedir. Müslümanların kanı dökülmekte, masum canlar heder olmakta, İslam kültür ve medeniyeti talan edilmekte, Müslümanların izzet ve onuru tarihte hiç olmadığı kadar bizzat birbirlerinin eliyle yok edilmektedir” diye konuştu.
FİTNE VE TEFRİKA ATEŞİNİ KÖRÜKLEMEKTEDİR
Milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden, barkından ve hayatından olmakta; yaşanan kaos ortamı bütün dünyada İslam ve Müslüman algısını tahrip etmektedir diyerek konuşmasını sürdüren Yusuf Tuna, “Ne yazık ki Müslümanların başı hüzünle öne eğilmekte, İslam dininin temsilcileri korku, dışlanma ve şiddet tehdidi altında hayat mücadelesi vermektedir. Diğer taraftan dünyanın batı yakasında İslamofobiyi tırmandırmak isteyen endüstri, İslam dünyasındaki çatışmaları ve yaşanan kargaşa ortamını gerekçe gösterip Müslümanlar aleyhine acımasızca bir propaganda sürdürmektedir. Bu müşerref dini, korku dini olarak lanse etmekte, Müslümanlar arasındaki fitne ve tefrika ateşini körüklemektedir” ifadelerini kullandı.
ÖLÜMCÜL KİMLİKLERİN ÜRÜNÜDÜR
Tuna konuşmasının devamında ise şunları söyledi; “Tüm bu hadiseleri, yaşanan acıları, tefrika ve adavetin sebeplerini sadece dış mihraklarda, İslam muhaliflerinde, şer güçlerde, emperyalistlerde, siyonistlerde aramak en kolay yoldur. Zira sorunların bir de iç dokuyu, imani ve ahlaki dinamikleri, yani Müslümanları ilgilendiren boyutları vardır. Şu husus iyi bilinmelidir ki İslam topraklarını kan gölüne çeviren çatışmaların dinin aslından ya da mezhep farklılıklarından kaynaklandığı söylenemez. Bu vahşetin köklerini asr-ı saadette, Hz. Peygamberin (s.a.s.) hadislerinde, Hz. Osman'ın katliyle başlayan fitne döneminin akabinde yaşanan mezhep ihtilaflarında aramak da beyhudedir. Zira bütün bunlar, modern zamanların işgal ve sömürgelerinden sonra istibdatların gölgesinde, yoksulluk, cehalet ve esaret altında yetişen yaralı bilinçlerin; kin, öfke, ihtiras ve intikam yüklü ölümcül kimliklerin ürünüdür”
GAYRET SARF ETMELERİ BİR ZORUNLULUKTUR
Müftü Tuna, İslam dininin anlaşılmasındaki farklı fikir ve kanaatleri temsil eden, zamanla oluşmuş beşerî mektepler olduğunu ifade ederek, “Hepsinin amacı Allah'a varan istikameti belirlemektir. Her biri ana yola varan tali yol mesabesindedir. Mezhebi dinle aynileştirmek ya da mezhep mensubiyetini, İslam aidiyetinin üstünde görmek; mezhebe dayalı ayrıştırma, ötekileştirme ve çatışmalar, taassup ve cehaletin bir yansımasıdır. Mezheplerin dinin önüne geçtiği hâllerde en çok zarar gören bizzat dinin kendisi olmuştur. Bugün Müslümanların her zamankinden daha çok tevhit ve vahdete ihtiyacı vardır. Zira Yüce Rabbimiz Müslümanları Enbiya suresi 92. ayette tek bir ümmet olarak ifade etmiş olmasına rağmen ne yazık ki Müslümanlar, tefrika hastalığına kapıldığı için Rum suresi 32. ayetin muhtevasına girmeye başlamışlardır. Bu sebeple bugün Müslümanların tevhit inancına dayalı vahdeti gerçekleştirme yolunda gayret sarf etmeleri bir zorunluluktur” dedi.
BÜTÜN PEYGAMBERLERİN GÖNDERİLİŞ GAYESİDİR
Tevhit, İslam'ın en temel ilkesi, Kur'an ve sünnetin ruhu, bütün peygamberlerin gönderiliş gayesidir diyerek konuşmasını sürdüren Müftü Yusuf Tuna, “İslam'ın tevhit dini oluşu, onu diğer din ve inançlardan ayıran en bariz vasfıdır. Tevhit ilkesinden üç temel esas ortaya çıkar: Selam, eman ve vahdet yani barış, güven ve birlik. İslam-selam ilişkisi, iman-eman ilişkisi ve tevhit-vahdet ilişkisi doğru kurulamadan bir toplumun İslam toplumu olması mümkün değildir” açıklamasında bulundu.
ETKİNLİKLER HAKKINDA DA BİLGİ VERDİ
Yapılacak etkinlikler hakkında da bilgi veren Yusuf Tuna, “İlk etkinliğimiz 14 Nisan’da Amfi Tiyatro da saat 14:00’da yapılacak. Hava durumunun kötü olması halinde program Osmanlı Camii’nde yapılacak. İkinci programımız ise İstasyon Mahallesi’nde ki Spor Salonunda Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof.Dr Ali Erbaş’ın katılımı ile yapılacak. 18 Nisan da yapılacak ikinci etkinliğimiz saat 20:30’da başlayacaktır” dedi.
Haber: Emrah ÇOĞALAN