Uyku hastalığı nedir?

Özel Optimed Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uz. Dr. Nurdoğan Yavuz, uyku hastalıkları hakkında yaptığı açıklamada, “bugün uykuyla ilgili 80'den fazla hastalık tanımlanmış durumdadır. Bu hastalıkların bazıları uykusuzluğa, bazıları aşırı uyku haline yol açıyor. Diğer bir kısmı uykuda arzu edilmeyen solunum bozukluğu (horlama, uyku apnesi) dolaşım bozukluğu, motor aktivitelere (uyurgezerlik, rüya sırasında hareketler, gece terörü, diş gıcırdatma, REM uykusu davranış bozukluğu, uykuda konuşma, kâbuslar vb.) neden oluyor ve ‘parasomniler’ başlığı altında inceleniyor” dedi

Uyku hastalığı nedir?
16 Kasım 2015 Pazartesi 08:34

UZMANA BAŞVURULMASI GEREKİR

Uyku hastalığı hakkında bilgi veren Özel Optimed Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uz. Dr. Nurdoğan Yavuz, “Parasomniler uyku sırasında ani olarak ortaya çıkan beklenmedik olaylardır. Merkez sinir sisteminin olgunlaşmasındaki bir aksamayı düşündürdüğü söylenmişse de psikolojik etkenler de parasomni oluşumunda önemli rol oynar. Çocuklarda erişkinlerden daha sık görülür. Ailesel özellik gösterebilirler. Pavor noktürna ya da gece terörü, gecenin genellikle birinci yarısında nonREM döneminde görülür. Çocuklarda yaygındır. Çocuk yaş grubunda her yaşta görülebilirse de yaş arttıkça sıklığı azalır. Aniden bağırma ya da ağlamayla başlayan bir nöbet şeklindedir. Genellikle birkaç dakika sürer. Çarpıntı sık nefes alıp vermeler olabilir. Bu sıradaki uyandırılma ve rahatlatma çabaları boşunadır. Nöbet bittiğinde çocuk susar ve tekrar uyumaya devam eder. Uyandığında olup bitenleri hatırlayamaz. Tedavisi için bir uzmana başvurulması gerekir” diye konuştu.

KESİN TANI UYKU ÇALIŞMASIYLA OLUR

REM uykusu davranış bozukluğu hakkında da konuşan Yavuz, “Uykunun REM döneminde kalp, solunum ve göz kasları dışındaki tüm kaslarda atoni (kas gerginliğinin ortadan kalkması) olur. REM uyku sırasında rüyalar görürüz. Bu sırada rüya içeriğine bağlı olarak düşme, atlama, koşma ve buna benzer hareketler olsa da bu atoni nedeniyle rüya içeriğine bedenimiz eşlik etmemiş olur. Bu sayede yataktan düşmekten ya da şiddet ve tehlikeli durumlardan korunmuş oluruz. REM uykusu davranış bozukluğunda ise olması gereken atoni olmaz ve hasta rüya içeriğine bağlı olarak şiddet davranışı gösterebilir. Örneğin rüyasında birisiyle boğuşurken yatakta eşini boğmaya kalkabilir. REM uykusu davranış bozukluğu bazen tek başına olabilir. Bazen de Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı ya da başka türlü nörolojik hastalıklarda ortaya çıkabilir. Kesin tanı uyku çalışmasıyla konur. Tedavinin bir uzman tarafından yürütülmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

TEDAVİ BİR UZMAN TARAFINDAN YÜRÜTÜLMELİDİR

Nurdoğan Yavuz konuşmasının devamında ise, “Uyurgezerlik ve uykuda konuşma çocuklarda oldukça yaygındır. Ancak her yaşta görülebilir. Erişkinlerde genellikle psikiyatrik bozuklukla ya da organik-nörolojik bir hastalıkla birlikte olabilir. Erkeklerde daha yaygındır. Uyurgezerlik sırasında kişinin gözleri açıktır ancak bilinçli bir görme yoktur. Yataktan kalkıp oturmak ve bu sırada konuşmak şeklinde olabileceği gibi odadan çıkmak, dolaşmak hatta mutfakta yemek yemek gibi davranışlar olabilir. Tüm bunlar sırasında kişi aslında derin uykudadır. Bu sırada hastalar kendilerine ya da çevredekilere karşı şiddet davranışı gösterebilirler. Tedavisi bir uzman tarafından yürütülmelidir” dedi.

DİŞ GICIRDATMA SIK GÖRÜLÜR

Diş gıcırdatmanın sık görüldüğünün sözlerine ekleyen Yavuz şöyle devam etti; “Her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Psikososyal etkenlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Gündüz bunaltısının gece uykuda görülmesi şeklinde yorumlanabilir. Dişlerde ve çene ekleminde sorun oluşmasına neden olabilir. Sık ve şiddetli olduğu durumlarda bir uzmandan yardım alınmalıdır. İnsanlar yaşamları boyunca kâbus görebilirler. Ancak sık tekrarlayan kâbuslar dikkate alınmalıdır. Kâbus bozukluğu genellikle bir psikolojik sorun ya da psikiyatrik bozuklukla birliktedir. Depresyonda, diğer duygu durum bozukluklarında, anksiyete bozukluklarında, psikolojik travmalar sonrası ve disosiyatif bozukluklarda tekrarlayan kâbuslar görülebilir. Tek başına olduğunda tedavisi ayrıdır. Bir uzmanla görüşülmesi gerekir”

İYİ UYUDUKLARINI ZANNEDERLER

Uyku-apne sendromu belirtilerinden de bahseden Dr.Nurdoğan Yavuz, “Gündüz uyuklama, Şiddetli horlama, Uyku sırasında solunum duraklamasının başkaları tarafından gözlenmesi, Solunum güçlüğü ile uyanma, Ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı ile uyanma, Sabah baş ağrıları. Nedenleri ise, Uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesi sonucunda oluşur. Bu kaslar yumuşak damağa, küçük dile, yutağa ve dile aittir. Bu kaslar gevşediğinde nefes alma sırasında hava yolu daralır ve bir süre için solunum durur. Bunun sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, beyin bu azalmayı algılar ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışır. Uyku derinliğinin azalmasını takiben bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma ile bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır. Bu durum bütün gece saatte 20-30 kere tekrarlayabilir. Bu derecede uyku apnesi olduğunda derin uykuya geçmek hiç mümkün olmaz, kişi bütün uykusunu solunum çabası içinde geçirir ve gündüz uyuma ihtiyacı duyar. Uyku apnesi olan kişiler genellikle uykularının bölündüğünün farkında değildir ve iyi uyuduklarını zannederler” açıklamasında bulundu.

HUZURSUZ BACAK SENDROMU

Yavuz konuşmasının devamında Huzursuz Bacak sendromu hakkında da konuşarak şunları söyledi; “Toplumda sık olmakla birlikte gerçek sıklığının daha da fazla olduğuna inanılmaktadır. Hastaların hekime başvururken bu hastalıktan haberdar olmaları ve hekimlerin de bu rahatsızlığın yaygınlığın farkında olmaları önemlidir. Huzursuz bacak sendromu olan kişiler genellikle yatağa girip hareketsiz kaldıklarında bacaklarında fark ettikleri ancak tam olarak da tarif edemedikleri rahatsız edici hislerden yakınırlar. Bu hisler kişiler tarafından “baldırlarım ağrıyor”, “bacaklarıma derinden bir şeyler batıyor”, “yanıyor”, “uyuşuyor”, “bacaklarımla böcekler yürüyor”, “küçük bıçaklar saplanıyor” gibi çok farklı şekillerde tarif edilir. Bu hislerin ortak özelliği istirahat halinde ortaya çıkıp, hareket ile kaybolmalarıdır. Bu nedenle bu hisler sadece yatarken değil gün içinde özellikle uzun süre hareketsiz kalındığında da (televizyon, sinema seyrederken, seyahat sırasında) ortaya çıkar ve kişi bacaklarını hareket ettirme ihtiyacı duyar”

KİŞİLİK DEĞİŞİKLİKLERİ GİBİ BELİRTİLER GÖRÜLÜR

Huzursuz bacak sendromunun kalıtsal geçişi olan bir durum olduğunu ifade eden Nurdoğan Yavuz, “%95 oranında sebebi belirsiz olarak ortaya çıkar, %5 oranında da demir eksikliği, şeker hastalığı, üremi, vitamin B12 eksikliği, kalsiyum veya magnesium eksikliği, bel fıtığı, bacak varisleri nedeni ile de ortaya çıkabilmektedir. Bacaklardaki bu hisler nedeni ile gece uyumak için yatağa girildiğinde bu rahatsız edici hislerden dolayı uykuya dalmanın zorlaşmasıdır. Gece içinde uyanıldığında da benzer hisler nedeni ile tekrar uykuya dalmak zorlaşır. Uzun dönemde ise süreğen uykusuzluğa ve buna bağlı yorgunluk, dikkat ve konsantrasyonda azalma ve kişilik değişikliklerine neden olabilir. Gece uyku sırasında ortaya çıkan bacaklar veya kollarda tekrarlayıcı, istemsiz hareketler olarak tanımlanır. Bu hareketler nedeni ile kişi derin uykudan yüzeysel uykuya geçer ya da tamamen uyanabilir. Bu hareketler ve uykudan uyanıldığı kişi tarafından genellikle fark edilmez. Gece uykusu kalitesiz ve bölünmüş olarak uyunduğu için uzun dönemde uykusuzluk, yorgunluk, sinirlilik, halsizlik, gündüz artmış uykululuk, kişilik değişiklikleri gibi belirtiler görülür” diye konuştu.

UYKU PARALİZİSİ’DİR

Narkolepsinin, başlıca belirtilerinin gündüz artmış uykululuk ve karşı konulamayan uyku atakları olduğunun altını çizen Yavuz, “Yeterli bir gece uykusundan sonra bile bu belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerden başka yaşanan herhangi bir duygu (gülme, kızma veya korku gibi) sonrasında ortaya çıkabilen ani kas güçsüzlüğü atakları (katapleksi) olabilir ve bu nedenle kişi eğer ayaktaysa yere düşebilir. Eşlik edebilen başka bir belirti de “uyku paralizisi”dir. Uykuya dalma ya da uyanma sırasında oluşan geçici konuşamama veya vücudunu hareket ettirememe durumudur. Bazı kişiler uykuya dalarken ya da uyanırken canlı ve genellikle korkutucu rüya benzeri durumlardan (hipnogojik / hipnopompik halüsinasyonlar) yakınırlar. Narkolepsinin belirtileri genellikle ergenlik ve erken erişkin dönemde başlar. Uyku hastalıklarının tanısının konabilmesi için, hastaların uyku laboratuarında en az bir gece yatırılarak, uyku sırasında birçok parametrenin incelenmesi gerekiyor. Hasta gece boyunca video ile izlenip görüntüsü kaydediliyor. Ayrıca hastanın ne zaman uyanık, ne zaman uykuda olduğunun, uykunun hangi dönemlerinde bulunduğunun ve bunların gece içindeki oranlarının belirlenmesi için elektroansefalografi yapılıyor” dedi.

İKİNCİ BİR GECE DAHA YATABİLİYORLAR

Dr.Nurdoğan Yavuz konuşmasının devamında ise, “Göz hareketleri, çene ve bacaklardan kas aktivitesi kayıtları; solunum olaylarının belirlenebilmesi için de ağız- burun solunumu, göğüs ve karnın solunum eforu, kan parsiyel oksijen basıncı, kalp atımı gibi birçok parametre, baş ve vücuda yerleştirilen elektrot, kemer ve diğer elektrotlarla kaydediliyor. Şüphelenilen hastalığın tipine göre bu parametrelere başkaları da eklenebiliyor. Bazı hastalar, tanı konduktan sonra tedavi için ikinci bir gece daha yatabiliyorlar. Örneğin uyku-apne sendromu olan hastalar, ikinci gece tedavide kullanılan ve burundan verdiği pozitif basınçlı hava ile solunum yollarını açık tutan nasal CPAP aletinin titrasyonu ile uyuyorlar” dedi.

YÜZ YÜZE GÖRÜŞMENİZ EN İYİSİDİR

Uyku Laboratuarında Nasıl Uyduğu hakkında da bilgi veren Yavuz, “Uyku laboratuarımızda, yatak odası, hastanın ev ortamını aratmayacak görünüşte, banyosu ve tuvaleti içinde olarak hazırlanmıştır. Teknik aletler ve uyku teknisyeni ayrı bir odada bulunur. Siz rahatlıkla sağa, sola dönebilir, tuvalete kalkabilirsiniz. Uyku teknisyeni sizi devamlı izlemektedir.Gece boyunca uyku sırasındaki beyin dalgaları ve vücut fonksiyonları yandaki odada teknisyen tarafından kaydedilip ölçülecektir. Doktorunuz, testten sonra bütün gece kaydedilen ölçümleri inceleyip değerlendirecektir. Eğer uyku bozukluğu bulunursa, gereken tedavi uygulanacaktır. Test sonuçlarını ve planlanan tedaviye tam anlamanız için doktorunuzla yüz yüze görüşmeniz en iyisidir” açıklamasında bulundu.

Haber: Emrah ÇOĞALAN

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.