Aşırı tepki vermeyin

Okulların yarıyıl tatiline girmesi ile birlikte öğrenciler karnelerini alırken, Psikolog Aynur Düzgünel de çocukların karne sebebiyle aileleriyle yaşayabilecekleri sorunlara değinerek, aileleri aşırı tepki vermeme konusunda uyardı. Düzgünel ayrıca, öğrencilerin başarılarını nasıl yükseltebilecekleri hakkında da bilgi verirken, dikkat eksikliğinin günümüzde büyük bir sorun haline geldiğini de vurguladı

Aşırı tepki vermeyin
29 Ocak 2013 Salı 08:55

Psikolog Aynur Düzgünel, 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı’nın ilk yarısının tamamlanmasının ardından öğrencilerin ve ailelerin karne sebebiyle yaşayabileceği sorunlar ve bu konuda neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verdi.
ABARTILI TEPKİ VERMEMEK GEREKİR
Çocukların bir kısmının başarılı, bir kısmının da başarısız olabileceğini ancak ailelerin her iki durumda da çok iyi notlar beklediğini ifade eden Düzgünel, bunun sonucunda anne babaların mutlu ya da mutsuz olduğunu dile getirerek, bazen de çocuğa karşı abartılı davranışlar sergilediğini söyledi. Çocuğun kaygılı olması halinde, eve gitmeye korktuğunu hatta aralarında gitmeyenlerin olduğunu vurgulayan Düzgünel, “Çocuklar bu gibi durumlarda dayak yeme, aşağılanma korkusu ile stres yaşıyorlar. Bunun için ailelerin abartılı tepkiler vermemesi gerekli” dedi.
KARNE KİŞİLİĞİ YANSITMAZ
Öğrencilerin Cuma günü aldığı karnelerin ara karne olduğunu hatırlatan Düzgünel, “Ara karne sadece çocuğun konulara ne kadar hakim olduğunu ve bildiğini, bilgisinin yeterliliğini gösterir. Kişiliği ya da motivasyonu ile ilgili bilgi vermez. Ayrıca o notu sadece çocuğun notu olarak görmemek lazım. Öğrenciler sınavlarda stres yaşayabilir. Dış etkenler çocuğun o anki performansını etkileyebilir. Çevre faktörü ve sağlık sorunları da bu açıdan çok önemli. Yani notu çocuğun kişiliğinin göstergesi olarak görmemek lazım” şeklinde konuştu.
BAŞARI GÖRECELİDİR
Ardından, ailelerin neler yapması gerektiği ile ilgili bilgi veren Aynur Düzgünel, başarının da göreceli olduğuna dikkat çekerek, “Normalde zayıf notları olan bir öğrenci 4 aldığı zaman bu onun için başarı demektir ve çocuğu motive etmek gerekir. Ama tüm okul hayatı boyunca 5 alan bir çocuk 4 aldığında kendini başarısız zanneder. Çocukları aşağılamak ve azarlamak yerine notu düzeltmek için çözüm aramak lazım. Nedenleri konuşmak lazım” dedi.
ÖĞRENME STİLLERİ ORTAYA ÇIKARILMALI
Düzgünel konuşmasının devamında, ailelerin çocuklarına sürekli olarak kendi doğrularını empoze etmeye çalıştığını de belirtirken, çocukların kendi yetenekleri, farklı zeka türleri olduğunu, yetenekleri hangi doğrultudaysa o meslek grubuna yönelmeleri gerektiğinin altını çizdi ve “Çocuklar sevmedikleri şeylere zorlanmamalı. Bu konuda rehberlik servislerinden yardım alınabilir. Öğrenme stilleri ortaya çıkarılabilir” cümlelerine yer verdi.
AİLELER ÇOK FAZLA VAKİT AYIRAMIYOR
Öte yandan, son yıllarda yaşanan en büyük sorunlardan birinin, ailelerin çocuklara vakit ayıramaması olduğunu vurgulayan Düzgünel, “Bu da çocuklarda duygusal sorunlara yol açıyor. Çocuğun motivasyonu düşüyor. Ailelerin çocuklara daha fazla vakit ayırmaları lazım. Ayrıca konuşulanlar sürekli okul ya da dersler olmamalı. O yüzden, hem aileler hem de çocuklar tatili fırsat bilsinler” ifadelerine yer verdi. Düzgünel ayrıca, çocukların tatil boyunca dengeli ve bilinçli sosyal aktivitelere yönelmesi konusunda çağrıda bulunurken, bu kapsamda spor, müzik, fotoğraf gibi alanlarla ilgilenebileceklerini kaydederek, “Çocuklar bu sayede daha sosyal olur. Aktiviteler, kişiliklerine de katkı sağlar” dedi.
HAYAT BİLGİSAYARDAN İBARET DEĞİL
Son dönemlerde, bilgisayar, oyun konsolları, cep telefonları gibi elektronik eşyaların kullanımının artmasıyla birlikte dikkat eksikliğinin çok yaygın bir sorun haline geldiğinin altını çizen Düzgünel, “Elektromanyetik dalgaların beyin dalgalarını etkilemesi sonucunda dikkat eksikliği de artıyor. Bu durum, düşünme kapasitesini, algıyı, muhakeme yeteneğini etkiliyor. Çocuklar bunları gerektiği kadar kullanmalı çünkü olumsuz etkileri çok fazla. Bağımlılık yapma riski de çok fazla. Birçok kişi bilgisayar başından uzun süre kalkmıyor. Hayat sadece bilgisayardan ibaret değil. Sorun çözme becerileri de zayıflıyor. Bunlar yerine dama, satranç gibi oyunlara yönelebilirler. Aileler çocuklarına zihinsel ve bedensel etkinlik gerektiren aktiviteler sunmalı, hatta imkanları varsa birlikte yapmalı” diye konuştu.
KİTAP OKUMAK BÜYÜK KATKI SAĞLAR
Açıklamasında, kitap okuma konusunun özellikle üzerinde duran Düzgünel, kitap okumanın iletişim gücünü ve bilgi dağarcığını geliştirmenin yanı sıra, öğrencilerin sınavlarında da büyük etki yarattığını belirterek, “Okuma becerisi sadece Türkçe ya da edebiyatı değil her dersi etkiler. Hızlı okuma ve göz alışkanlığı sınavlarda öğrencilere büyük katkı sağlar. Burada ailelere de büyük görev düşüyor. Çocuklara örnek olmaları lazım. Çünkü her anne baba çocuklara rol modeldir. Düzgünel son olarak, aileler dışında öğretmenlerin de yaklaşımlarının olumlu olması gerektiğini dile getirirken, öğrencilerin kesinlikle aşağılanmaması konusunda da uyarıda bulundu.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.