DİYABETİN GÜNÜ'NDE DİYABET
Özel Çerkezköy Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Ömer Yapıcı, diyabet hastalığının tedavi edilmediği takdirde göz, kalp, böbrek ve sinir sisteminde zarar verebileceğini söyledi. İşte 'Dünya Diyabet Günü' nedeniyle Dr. Ömer Yapıcı'dan diyabet hastalığıyla ilgili önemli bilgiler...

Diyabet Günü nediyle bu hastalık hakkında bilgiler veren Özel Çerkezköy Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Ömer Yapıcı, diyabet hastalığının tedavi edilmediği takdirde göz, kalp, böbrek ve sinir sistemine zarar verebileceğini söyledi.
DİYABET NEDİR
İlk olarak hastalık hakkında bilgi veren Dr. Ömer Yapıcı, "Diyabet (Şeker hastalığı) , vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi durumun da gelişen ve kanda şekerin yükselmesi ile giden ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir. Erişkinlerde görülen diyabet (Tip 2 diyabet) genellikle genetik geçişle (Ailesel) oluşur. Türkiyede yakın zamanda yapılan istatistiklerde sıklığı yedi kişiden 1 e kadar çıkan oldukça sık görülen pek çok organı olumsuz bir şeklde etkileyebilen metabolik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği taktirde göz, kalp, böbrek ve sinir sisteminde ciddi zararlar oluşturabilir" diye konuştu. Ancak uygun beslenme tedavisi, ilaç tedavisi, düzenli egzersiz, diyabet eğitimi ve düzenli doktar takibi ile organ hasarı oluşmadan sağlıklı, uzun bir yaşam sürdürülmesinin de mümkün olduğunu belirten Dr. Yapıcı, şöyle devam etti: "Diyabet bulguları aşırı su içme, ağız kuruması, aşırı ve sık idrara çıkma, iştah artmasına rağmen kilo kaybetme, halsizlik, görme bulanıklığı, yaraların geç iyileşmesi, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmadır. Bazen bu bulgulardan birkaçı olabileceği gibi eğer kan şekeri çok yüksek değilse bulguların hiçbirisi de olmayabilir. Bu bulgulardan biri veya birkaçı var ise vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna giderek danışmak gereklidir. Herkeste her yaşta diyabet gelişebilir. Özellikle ailesinde diyabet olanlarda, şişman kişilerde 4 kilogramdan daha aır bebek doğuran kadınlarda ve stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme sıklığı daha yüksektir."
DİYABET TANISI NASIL KONULUR
Özel Çerkezköy Hastanesi Dr. Ömer Yapıcı, "Diyabet tanısı sabah aç karınla damardan alınan venöz kanda açlık kan şekerinin iki sefer 125'in üstünde saptanması ile konulur" diye diyabetin tanısını açıkladıktan sonra zararlarını anlatmayı şöyle sürdürdü: "Diyabet hastalarının beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi konusunda gerekli özeni göstermemeleri halinde uzun vadede karşılaşacakları diğer tıbbi sorunları şu şekilde sıralayabiliriz: Kalp krizi, İnme, Körlük, Böbrek yetmezliği, Damar bozuklukları. Kan şekeri düzeyleri normal sınırlara yakın şekilde kontrol altında tutulduğunda bu komplikasyonların büyük oranda önlemek mümkündür. Tip II diyabetiklerde (erişkin diyabetiklerde) kan şekeri yüksekliğine ek olarak beraberinde genellikle kan yağlarında (kolesterollerde) artış ve yüksek tansiyon da görülmektedir ve bu hastalıklarında ayrıca sıkı bir şekilde takibi ve tedavisi gerekmektedir. Tüm bu hastalıkların ayrı ayrı tedavilerinin uygun şekilde düzenlenmesi ile pek çok oluşabilecek organ hasarını büyük ölçüde engelleyebilmekteyiz."
DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabetin önemi ve zararlarına dikkat çeken Yapıcı, daha sonra tedavisi hakkında bilgi verdi. Yapıcı şunları söyledi: "Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi önemlidir. Diyabetli kişiye takip ve tedaviye ilişkin gerekli bilgiler verilmelidir. Edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği önemlidir. Diyabetin tedavisinde diyabet hapları kullanılır. Diyabet hapları ile kan şekeri yeterli düşürelemiyorsa insülin kullanımına geçilir. Beslenmenin düzenlenmesi önemlidir. Günlük egzersiz de tedaviye önemli derecede katkıda bulunur. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersiz, kan şekeri düzeyini düşürmeye yardımcı olur. Diyabet tanısı konulmuş kişiler en az altı ayda bir dahiliye doktoru tarafından kontrol edilmelidir. Yılda bir defa göz hastalıkları uzmanına kontrollerini yaptırmalı, diyabet konusunda uzman bir diyetisyen ve egzersiz fizyolojistinin programlarını dikkatli bir şekilde uygulamalıdır. Diyabetli kişiler aynı zamanda günlük kan şekeri düzeylerindeki değişiklikleri izleyebilmek için evde kan şekeri ölçüm cihazlarını kullanmasını öğrenmelidirler. Bu uygulama dengeli beslenme, egzersiz ve ilaç uygulamalarının ne ölçüde istenen sonucun elde edildiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır."
İNSÜLİN TEDAVİSİ
Diyabet tedavisinde kullanılan haplarla yeterince şekeri düşmeyen hastalarda kan şekerini kabul edilebilir seviyelere düşürmek için insülin iğneleri ile tedaviye geçilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Dr. Yapıcı, "İnsülin enjeksiyonu, halk arasında bilinen aksine, sigara ve alkol gibi bağımlılık, alışkanlık yapmaz ve kansere yol açmaz. İnsülinin hayat kurtaran bir ilaç olduğunu ve aslında kendimize enjeksiyon yapmakla daha sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli olanı yaptığımızı hatırlatmamız bu fikre alışmamızı kolaylaştırabilir. Özetle diyabet sık karşılaşılan erken teşhis edilmediği ve tedavi edilmediği takdirde vücutta pek çok organı etkileyebilen ve geri dönülmez hasarlara yol açan düzenli doktor takibi gerektiren bir hastalıktır. Düzenli tedavi ve takip ile sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün olduğu için şüphe halinde bir sağlıklı kuruluşuna başvurmanız ve kan şekerinize baktırmanız önerilir" diye konuştu.
DİYABET NEDİR
İlk olarak hastalık hakkında bilgi veren Dr. Ömer Yapıcı, "Diyabet (Şeker hastalığı) , vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi durumun da gelişen ve kanda şekerin yükselmesi ile giden ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir. Erişkinlerde görülen diyabet (Tip 2 diyabet) genellikle genetik geçişle (Ailesel) oluşur. Türkiyede yakın zamanda yapılan istatistiklerde sıklığı yedi kişiden 1 e kadar çıkan oldukça sık görülen pek çok organı olumsuz bir şeklde etkileyebilen metabolik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği taktirde göz, kalp, böbrek ve sinir sisteminde ciddi zararlar oluşturabilir" diye konuştu. Ancak uygun beslenme tedavisi, ilaç tedavisi, düzenli egzersiz, diyabet eğitimi ve düzenli doktar takibi ile organ hasarı oluşmadan sağlıklı, uzun bir yaşam sürdürülmesinin de mümkün olduğunu belirten Dr. Yapıcı, şöyle devam etti: "Diyabet bulguları aşırı su içme, ağız kuruması, aşırı ve sık idrara çıkma, iştah artmasına rağmen kilo kaybetme, halsizlik, görme bulanıklığı, yaraların geç iyileşmesi, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmadır. Bazen bu bulgulardan birkaçı olabileceği gibi eğer kan şekeri çok yüksek değilse bulguların hiçbirisi de olmayabilir. Bu bulgulardan biri veya birkaçı var ise vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna giderek danışmak gereklidir. Herkeste her yaşta diyabet gelişebilir. Özellikle ailesinde diyabet olanlarda, şişman kişilerde 4 kilogramdan daha aır bebek doğuran kadınlarda ve stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme sıklığı daha yüksektir."
DİYABET TANISI NASIL KONULUR
Özel Çerkezköy Hastanesi Dr. Ömer Yapıcı, "Diyabet tanısı sabah aç karınla damardan alınan venöz kanda açlık kan şekerinin iki sefer 125'in üstünde saptanması ile konulur" diye diyabetin tanısını açıkladıktan sonra zararlarını anlatmayı şöyle sürdürdü: "Diyabet hastalarının beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi konusunda gerekli özeni göstermemeleri halinde uzun vadede karşılaşacakları diğer tıbbi sorunları şu şekilde sıralayabiliriz: Kalp krizi, İnme, Körlük, Böbrek yetmezliği, Damar bozuklukları. Kan şekeri düzeyleri normal sınırlara yakın şekilde kontrol altında tutulduğunda bu komplikasyonların büyük oranda önlemek mümkündür. Tip II diyabetiklerde (erişkin diyabetiklerde) kan şekeri yüksekliğine ek olarak beraberinde genellikle kan yağlarında (kolesterollerde) artış ve yüksek tansiyon da görülmektedir ve bu hastalıklarında ayrıca sıkı bir şekilde takibi ve tedavisi gerekmektedir. Tüm bu hastalıkların ayrı ayrı tedavilerinin uygun şekilde düzenlenmesi ile pek çok oluşabilecek organ hasarını büyük ölçüde engelleyebilmekteyiz."
DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabetin önemi ve zararlarına dikkat çeken Yapıcı, daha sonra tedavisi hakkında bilgi verdi. Yapıcı şunları söyledi: "Diyabet tedavisinde öncelikle diyabetlinin eğitimi önemlidir. Diyabetli kişiye takip ve tedaviye ilişkin gerekli bilgiler verilmelidir. Edinilen bilgilerin günlük yaşama uygulanması ve sürekliliği önemlidir. Diyabetin tedavisinde diyabet hapları kullanılır. Diyabet hapları ile kan şekeri yeterli düşürelemiyorsa insülin kullanımına geçilir. Beslenmenin düzenlenmesi önemlidir. Günlük egzersiz de tedaviye önemli derecede katkıda bulunur. Düzenli ve bilinçli yapılan egzersiz, kan şekeri düzeyini düşürmeye yardımcı olur. Diyabet tanısı konulmuş kişiler en az altı ayda bir dahiliye doktoru tarafından kontrol edilmelidir. Yılda bir defa göz hastalıkları uzmanına kontrollerini yaptırmalı, diyabet konusunda uzman bir diyetisyen ve egzersiz fizyolojistinin programlarını dikkatli bir şekilde uygulamalıdır. Diyabetli kişiler aynı zamanda günlük kan şekeri düzeylerindeki değişiklikleri izleyebilmek için evde kan şekeri ölçüm cihazlarını kullanmasını öğrenmelidirler. Bu uygulama dengeli beslenme, egzersiz ve ilaç uygulamalarının ne ölçüde istenen sonucun elde edildiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır."
İNSÜLİN TEDAVİSİ
Diyabet tedavisinde kullanılan haplarla yeterince şekeri düşmeyen hastalarda kan şekerini kabul edilebilir seviyelere düşürmek için insülin iğneleri ile tedaviye geçilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Dr. Yapıcı, "İnsülin enjeksiyonu, halk arasında bilinen aksine, sigara ve alkol gibi bağımlılık, alışkanlık yapmaz ve kansere yol açmaz. İnsülinin hayat kurtaran bir ilaç olduğunu ve aslında kendimize enjeksiyon yapmakla daha sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli olanı yaptığımızı hatırlatmamız bu fikre alışmamızı kolaylaştırabilir. Özetle diyabet sık karşılaşılan erken teşhis edilmediği ve tedavi edilmediği takdirde vücutta pek çok organı etkileyebilen ve geri dönülmez hasarlara yol açan düzenli doktor takibi gerektiren bir hastalıktır. Düzenli tedavi ve takip ile sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün olduğu için şüphe halinde bir sağlıklı kuruluşuna başvurmanız ve kan şekerinize baktırmanız önerilir" diye konuştu.