Umut-Sen, çalışan insan sayısı açısından yoğun bir bölge olması nedeniyle Çerkezköy’de işçilere yönelik bir bilgilendirme toplantısı düzenlerken, işçi hakları başlığı altında birçok önemli konunun anlatıldığı toplantıya katılım çok az oldu
Güvencesiz İşsiz İşçiler Sendikası (Umut-Sen) tarafından Çerkezköy’de İşçi Hakları Eğitimi düzenlendi. Adnan Kahveci Parkı Palandöken Çay Bahçesi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısına konuşmacı olarak Avukat Fatma Arda, Avukat Ceren Uysal ve Avukat Mutlu Serbest katılırken, çalışanları büyük ölçüde ilgilendiren toplantıya katılım çok az oldu.
ÖRGÜTLENME AZ ÇALIŞMA ŞARTLARI VAHŞİ
Çerkezköy ve Çorlu’nun Türkiye’nin en önemli sanayi havzalarından olduğunu vurgulayan Umut-Sen Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, bu bölgelerin işçi açısından da büyük yoğunluğa sahip olduğunu hatırlatarak, “Bu bölge aynı zamanda örgütlenmenin en az olduğu ve en vahşi çalışma şartlarına sahip bölgelerden. Türkiye’nin en etkili sanayi bölgeleri arasında yer almasına rağmen, sendikal örgütlenme çok zayıf. Çalışanlar, en temel işçilik hakları konusunda bilgiye sahip değiller. Geri kalan yerlerde ise işverenle danışıklı bir örgütlenme söz konusu. Avukatlarımız, bu toplantıda temel işçi hakları ile ilgili eğitim verecek” diye konuştu. Aksu ayrıca, bölgede yeni bir işçi konfederasyonu kurma konusunda da çalışmaları olduğunu ifade etti.
İŞÇİ LEHİNE KARAR VERME DÖNEMİ GERİDE KALDI
Toplantıda söz alan Avukat Ceren Uysal, ilk olarak İş Hukuku konusuna değinirken, İş Hukuku’nun işçinin lehine olduğu yönündeki düşüncenin sön dönemlerde gerçeği yansıtmadığını dile getirerek, “Bu dünya genelinde yaşanan değişikliklerden kaynaklanıyor. Bir dönem Türkiye’de ve dünyada bu böyle olsa da artık sistemde emekle sermaye arasında işçi lehine karar vermeyi gerektirecek denge yok” diye konuştu.
O DÖNEMDE ÖRGÜTLÜ İŞÇİ HAREKETİ FAZLAYDI
Ardından, 4857 sayılı İş Kanunu ile ilgili konuşan Uysal, “Kanun, 80 darbesi öncesi ve sonrasındaki tartışmalarla değişikliğe uğratılmak istendi. 80 öncesinde üretim ilişkileri bugünkü gibi değildi. O dönemde Türkiye’de yasaların işçi lehine olması gereken örgütlü işçi sınıfı vardı. Sendikal hareketler fazlaydı” dedi. Bu süreçten sonra iki noktanın değiştiğine dikkat çeken Uysal, “İşveren örgütlerinin ciddi baskıları oldu. Yasalar esnekleştirilsin dendi. Kıdem tazminatı kaldırılsın dendi. Ama, tüm manipülasyonlara rağmen, işçiler sokağa çıkma geleneğinden uzaklaşmadıkları için bu değişiklikler 4857 sayılı kanuna kadar yapılamadı” diye konuştu.
TABLONUN NE ŞEKİLDE DEĞİŞECEĞİ SİZE BAĞLI
Şu an kritik bir evrede olduklarını ifade eden Uysal, tablonun karanlık ya da aydınlık olacağının kendi ellerinde olduğuna dikkat çekerek, “Bu tablonun değişmesi bizim yaratacağımız şeydir. Eğer ki bu süreci bir görev sanıp bir takım tepkiler gösterirsek, ya da hiçbir şey yapmazsak bu ileride bizim değil ama çocuklarımızın torunlarımızın geleceğini etkiler” şeklinde konuştu. Toplantının devamında, işçinin işe girme süreci ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verilirken, Avukat Mutlu Serbest özellikle okumadan imzalanan sözleşmelerle ilgili konuştu.
TÜM BELGELERİN YAZILI VE İMZALI OLMASI LAZIM
İşe başladıktan sonra temelde bakılması gereken iki nokta olduğunu söyleyen Serbest, işveren tarafından verilen tüm belgelerin yazılı ve imzalı olması gerektiğini kaydetti. İşyerindeki yeni koşulların, daha önceki koşullardan daha kötüye dönüşmesi halinde bunun esaslı değişiklik kapsamına girdiğini ifade eden Serbest, “Bu durumda ne olacak? İşverenin bunu yazılı olarak 6 gün içinde sizin onayınıza sunması lazım. Onaylamadığınız zaman sizi bağlamaz. Ayrıca imzalamak zorunda değilsiniz” dedi.
HİÇBİR SÖZLEŞMEYİ OKUMADAN İMZALAMAYIN
O esnada söz alan Avukat Uysal da, ‘Hiçbir sözleşmeyi okumadan imzalamayın’ uyarısında bulunurken, çalışanların ayrıca, her belgenin fotokopisini almalarının da kendileri açısından yararlı olacağını dile getirdi. Uysal ayrıca, çalışanların, içeriği belli olmayan hiçbir şeye imza atmamasını da söyledi.
DENEME SÜRESİNDE SİGORTA YAPMAK ŞART
Toplantıda, çalışanların sık olarak karşılaştığı deneme süresi ile ilgili de bilgi verilirken, Avukat Serbest, bu sürenin 2 aydan fazla olamayacağını ve deneme süresi içinde çalışanın sigortalı olarak çalıştırılması zorunluluğunun olduğunu kaydetti. Deneme süresinin sadece iki tarafa da zorunluluklara uymadan fesih hakkı tanıdığını dile getiren Serbest, bunun dışında başka bir özelliğinin olmadığını vurguladı.
BELİRSİZ SÜRELİ SÖZLEŞME YAPILMASI GEREK
Serbest, konuşmasının devamında sözleşme tiplerine değindi. Bu bağlamda iki tip sözleşme olduğunu dile getiren Serbest, “Bunlar belirli ve belirsiz sözleşmelerdir. Yıl sınırı olmayan belirsiz sözleşmedir. Bizim tercih ettiğimiz de bu tip sözleşmelerdir. Belirli süreli sözleşmeler ise işverenlerin yaygın olarak kullandığı tip sözleşmedir. Bu sözleşmeyi, tazminat vermemek için 11 aya yayarlar. Bu ancak iş belirliyse, örneğin projelerde yapılabilir. Yani bir metal fabrikasında süreli sözleşme yapamazsınız çünkü üretim seridir. Belirli süreli sözleşmeler hak kayıplarına yol açar. Buna dikkat edin” ifadelerine yer verdi.
ÇEŞİTLİ KONULARDA BİLGİ VERİLDİ
Toplantının devamında, katılımcılara, asgari ücret üzerinden yatırılan primler, fazla mesai, izin kullanımı gibi birçok konuda bilgi verildi.
ÖRGÜTLENME AZ ÇALIŞMA ŞARTLARI VAHŞİ
Çerkezköy ve Çorlu’nun Türkiye’nin en önemli sanayi havzalarından olduğunu vurgulayan Umut-Sen Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, bu bölgelerin işçi açısından da büyük yoğunluğa sahip olduğunu hatırlatarak, “Bu bölge aynı zamanda örgütlenmenin en az olduğu ve en vahşi çalışma şartlarına sahip bölgelerden. Türkiye’nin en etkili sanayi bölgeleri arasında yer almasına rağmen, sendikal örgütlenme çok zayıf. Çalışanlar, en temel işçilik hakları konusunda bilgiye sahip değiller. Geri kalan yerlerde ise işverenle danışıklı bir örgütlenme söz konusu. Avukatlarımız, bu toplantıda temel işçi hakları ile ilgili eğitim verecek” diye konuştu. Aksu ayrıca, bölgede yeni bir işçi konfederasyonu kurma konusunda da çalışmaları olduğunu ifade etti.
İŞÇİ LEHİNE KARAR VERME DÖNEMİ GERİDE KALDI
Toplantıda söz alan Avukat Ceren Uysal, ilk olarak İş Hukuku konusuna değinirken, İş Hukuku’nun işçinin lehine olduğu yönündeki düşüncenin sön dönemlerde gerçeği yansıtmadığını dile getirerek, “Bu dünya genelinde yaşanan değişikliklerden kaynaklanıyor. Bir dönem Türkiye’de ve dünyada bu böyle olsa da artık sistemde emekle sermaye arasında işçi lehine karar vermeyi gerektirecek denge yok” diye konuştu.
O DÖNEMDE ÖRGÜTLÜ İŞÇİ HAREKETİ FAZLAYDI
Ardından, 4857 sayılı İş Kanunu ile ilgili konuşan Uysal, “Kanun, 80 darbesi öncesi ve sonrasındaki tartışmalarla değişikliğe uğratılmak istendi. 80 öncesinde üretim ilişkileri bugünkü gibi değildi. O dönemde Türkiye’de yasaların işçi lehine olması gereken örgütlü işçi sınıfı vardı. Sendikal hareketler fazlaydı” dedi. Bu süreçten sonra iki noktanın değiştiğine dikkat çeken Uysal, “İşveren örgütlerinin ciddi baskıları oldu. Yasalar esnekleştirilsin dendi. Kıdem tazminatı kaldırılsın dendi. Ama, tüm manipülasyonlara rağmen, işçiler sokağa çıkma geleneğinden uzaklaşmadıkları için bu değişiklikler 4857 sayılı kanuna kadar yapılamadı” diye konuştu.
TABLONUN NE ŞEKİLDE DEĞİŞECEĞİ SİZE BAĞLI
Şu an kritik bir evrede olduklarını ifade eden Uysal, tablonun karanlık ya da aydınlık olacağının kendi ellerinde olduğuna dikkat çekerek, “Bu tablonun değişmesi bizim yaratacağımız şeydir. Eğer ki bu süreci bir görev sanıp bir takım tepkiler gösterirsek, ya da hiçbir şey yapmazsak bu ileride bizim değil ama çocuklarımızın torunlarımızın geleceğini etkiler” şeklinde konuştu. Toplantının devamında, işçinin işe girme süreci ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verilirken, Avukat Mutlu Serbest özellikle okumadan imzalanan sözleşmelerle ilgili konuştu.
TÜM BELGELERİN YAZILI VE İMZALI OLMASI LAZIM
İşe başladıktan sonra temelde bakılması gereken iki nokta olduğunu söyleyen Serbest, işveren tarafından verilen tüm belgelerin yazılı ve imzalı olması gerektiğini kaydetti. İşyerindeki yeni koşulların, daha önceki koşullardan daha kötüye dönüşmesi halinde bunun esaslı değişiklik kapsamına girdiğini ifade eden Serbest, “Bu durumda ne olacak? İşverenin bunu yazılı olarak 6 gün içinde sizin onayınıza sunması lazım. Onaylamadığınız zaman sizi bağlamaz. Ayrıca imzalamak zorunda değilsiniz” dedi.
HİÇBİR SÖZLEŞMEYİ OKUMADAN İMZALAMAYIN
O esnada söz alan Avukat Uysal da, ‘Hiçbir sözleşmeyi okumadan imzalamayın’ uyarısında bulunurken, çalışanların ayrıca, her belgenin fotokopisini almalarının da kendileri açısından yararlı olacağını dile getirdi. Uysal ayrıca, çalışanların, içeriği belli olmayan hiçbir şeye imza atmamasını da söyledi.
DENEME SÜRESİNDE SİGORTA YAPMAK ŞART
Toplantıda, çalışanların sık olarak karşılaştığı deneme süresi ile ilgili de bilgi verilirken, Avukat Serbest, bu sürenin 2 aydan fazla olamayacağını ve deneme süresi içinde çalışanın sigortalı olarak çalıştırılması zorunluluğunun olduğunu kaydetti. Deneme süresinin sadece iki tarafa da zorunluluklara uymadan fesih hakkı tanıdığını dile getiren Serbest, bunun dışında başka bir özelliğinin olmadığını vurguladı.
BELİRSİZ SÜRELİ SÖZLEŞME YAPILMASI GEREK
Serbest, konuşmasının devamında sözleşme tiplerine değindi. Bu bağlamda iki tip sözleşme olduğunu dile getiren Serbest, “Bunlar belirli ve belirsiz sözleşmelerdir. Yıl sınırı olmayan belirsiz sözleşmedir. Bizim tercih ettiğimiz de bu tip sözleşmelerdir. Belirli süreli sözleşmeler ise işverenlerin yaygın olarak kullandığı tip sözleşmedir. Bu sözleşmeyi, tazminat vermemek için 11 aya yayarlar. Bu ancak iş belirliyse, örneğin projelerde yapılabilir. Yani bir metal fabrikasında süreli sözleşme yapamazsınız çünkü üretim seridir. Belirli süreli sözleşmeler hak kayıplarına yol açar. Buna dikkat edin” ifadelerine yer verdi.
ÇEŞİTLİ KONULARDA BİLGİ VERİLDİ
Toplantının devamında, katılımcılara, asgari ücret üzerinden yatırılan primler, fazla mesai, izin kullanımı gibi birçok konuda bilgi verildi.