Nehrin temizlenmesi verilecek en büyük mücadeledir

CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, Trakya’nın kanayan yarası Ergene Nehri’ndeki kirliliğe bir kez daha dikkat çekmek için TBMM’de Trakya Halk Komitesi ile birlikte basın açıklaması düzenledi. Yüceer, 2003 yılında Ergene’nin kirliliğinin tespit edildiğini, alınması gereken tedbirlerin belirlendiğini ancak iktidarın 10 yıl boyunca Ergene gerçeğini görmezden geldiğini ve üç maymunu oynadığını söyledi. Yüceer, Trakya’nın kimsenin enerji çöplüğü olmadığını, Ergene Nehri'nin temizlenmesinin insan ve çevre sağlığının yok edilmesine karşı verilecek en büyük mücadele olduğunu vurguladı.

Nehrin temizlenmesi verilecek en büyük mücadeledir
09 Ekim 2013 Çarşamba 07:57

ÖLÜ VE ÖLDÜREN BİR NEHİR
CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, ölüm kusan Ergene Nehri’ndeki kirliliği bir kez daha Meclis’e taşıdı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Ergene’nin temizlenmesi için 14 bin imza teslim eden Trakya Halk Komitesi üyeleri ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Yüceer, Istranca Yıldız Dağları’ndan doğan, doğduğu noktada içilebilir nitelikte, tertemiz olan 285 kilometre uzunluğundaki Ergene Nehri’nin, Meriç Nehri ile birleşip, Saros Körfezi’ne döküldüğü noktada maalesef artık ölü ve öldüren bir nehir olduğunu belirtti.

DÜNYANIN EN BEREKETLİ TOPRAKLARI
CHP’li Yüceer, “Yüzde 82 gibi yüksek bir oranda birinci sınıf tarıma elverişli topraklarla Trakya, Türkiye’nin, hatta dünyanın en bereketli topraklarına sahiptir.  Havzada buğday üretimini yüzde 12’si, ayçiçeği üretiminin yüzde 61’i pirinç üretiminin yüzde 54’ü yapılmaktadır. Havza; dev bir sanayi bölgesinin ev sahibi olarak çoğunluğu Tekirdağ ilinde olmak üzere yaklaşık 2757 adet sanayi kuruluşunu barındırmaktadır. Sanayi alanlarını Çorlu, Çerkezköy, Muratlı, Lüleburgaz arasında yoğunlaşmaktadır” dedi.

4. SINIF SU
CHP’li Yüceer, Ergene’ye doğal debisinin üç katı atık su deşarj edildiğini, günlük 230 bin metreküp evsel atık su, 330 bin metreküp sanayi atık suyu yani 560 bin metreküp günde atık su Ergene Nehri’ne verildiğini ve sadece binde 3’ünün arıtıldığını kaydetti.  Yüceer, Çerkezköy girişine kadar suyun ikinci sınıf sulama suyuyken sanayi ve evsel atıklarla kirlendikten sonra dördüncü sınıf su özelliği kazandığını ifade etti. Yapılan analizlerde suda kronik hastalıklara, kansere yol açan sayısız kimyasal maddeler tespit edildiğini kaydeden Yüceer, Ergene Nehri’nden alınan su örneklerini basın mensupları ile paylaştı. Kanserli hasta sayısının oranının bölgede oldukça yükseldiğine dikkat çeken Yüceer, “Bir zamanlar Trakya`ya bolluk, bereket getiren, hayat veren Ergene Nehri; plansız ve çarpık sanayileşme ve hızla artan nüfus nedeniyle; toprakları ve insanları zehirleyecek kadar, insanları kanser edecek kadar kirletilmiştir.  Güzel Trakyamız’da çevre şartlarının insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmış olduğu artık inkar edilemeyecek kadar gerçektir” dedi.

KİRLİLİĞİN NEDENLERİ?
Yüceer, nehrin kirlilik nedenlerini de 1 milyon nüfusun yaşadığı yerleşim yerlerindeki evsel atıkların arıtılmadan nehre deşarj edilmesi; yaklaşık 2750 sanayi tesisinin endistrüyel ve evsel atıklarının arıtılmadan, kontrolsüz olarak nehre deşarj edilmesi; tarım bölgesi olması sebebiyle denetimsiz ve gelişigüzel yapılan ilaçlama ve gübreleme sonrası kirlenmiş tarımsal kaynaklı atık suların yüzeysel akışla nehre ulaşması; deri ve tekstilde olmak üzere sanayinin kullandığı yer altı sularından çekilen suyun, kirletilerek nehre deşarj edilmesi olarak sıraladı.

İKTİDAR ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
Kontrolsüz açılan kuyularla yeraltı suyu seviyesinin 30 metrelerden bugün 100 metrelere düştüğünü, yer altı sularının telafisi mümkün olmayacak şekilde kirlendiğini belirten Yüceer,  2003 yılında Meclis Araştırması ile Ergene’nin kirliliğinin tespit edildiğini, alınması gereken tedbirlerin belirlendiğini ancak iktidarın 10 yıl boyunca Ergene gerçeğini görmezden geldiğini ve üç maymunu oynadığını söyledi.

ÇAMUR ATARAK OLMAZ
Bakanların Ergene ile ilgili ağzından çıkan tek cümlenin “Ergene’yi kirletenler CHP’li belediyelerdir” olduğunu kaydeden Yüceer,  “Her şey apaçık ortadayken, plansız, arıtmasız, çarpık, kontrolsüz kentleşme ve sanayileşme, ölçümler, tespitler ortadayken; bu kadar ucuz siyaset olur mu? Bu hayati sorun “Ergene’yi kirletenler CHP’li belediyelerdir”  cümlesiyle geçiştirilebilir mi? 10 yılın sonunda geçen sene Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir açıklama yaptı: Ergene Havzası’nda 2650 tesis denetlenmiş 2’si kapatılmış, 7 milyon TL para cezası kesilmiş. Bu kadar hayati bir konuya bakış; ne sadece ceza yazarak, ne de muhalefete çamur atarak olamaz, olmamalıdır da!” dedikten sonra şunları söyledi:

PLANLARDAKİ YASAKLARA UYULMAMIŞTIR
“10 yıldır hazırlanan uygulanmaya çalışılan projelerde ‘Islah Organize Sanayi Bölgeleri’nin kurulması, sanayi atık sularının ortak arıtımının sağlanması, evsel atık sularının temizlenmesi, temiz tarım gibi hedeflerden hiç biri gerçekleştirilmemiştir. Hiç biri gerçekleştirilmediği gibi planlardaki yasaklara da uyulmamıştır. Ne 1/100.000 ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planına, ne de diğerlerine uyulmuştur.  Birinci sınıf Gayri Sıhhi Müesseslerinin ruhsatlarını kim veriyor? Bakanlık olarak ruhsatlandırdığınız bu sanayi tesislerine ÇED raporu verirken atık suyunun arıtmadan dışarıya verme yetkisini veriyor musunuz? Eğer bölgede endüstriyel atıklar arıtılmadan nehre deşarj ediliyorsa sizin sorumluluğunuz belediyelerin sorumluluğundan daha fazladır.”

BU PROJEDE ÇÖZÜM YOK
Ergene Nehri için birçok planın hazırlandığını ve  bu planların çözümden uzak olduğunu kaydeden Yüceer, “Ergene Havzası için Koruma Eylem Planı çerçevesinde, toplam 3.1 milyar TL’lik yatırım yapılacağı belirtiliyor. Yer altı sularına sayaç takılacak, su kullanımı ücretlendirilecek.  Fabrika atık suları arıtıldıktan sonra Marmara Denizi’ne pompalayacak derin deşarj sistemi de hali hazırda bir proje. Bu projede çözüm yok Yeterince arıtmadan kapalı olan Marmara’yı da bu kirliliğe ortak etmek var!  Islah OSB’ler kuruldu. Çözümler bunlar mı? Amaç sadece ceza olmamalı; sanayicinin teşvik de edilerek, kirletilen suyun arıtılabilmesi sağlanmalı” diye konuştu.

TERMİK SANTRALLERİN ÖNÜ AÇILDI
Trakya bölgesinde yer alamayacak yasaklı sanayi türleri arasında termik santraller bulunduğuna dikkat çeken Yüceer, 2010 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilen Tekirdağ Belediyesi ve İl Genel Meclisi tarafından onaylı 1/25 000 ve 1/100 000 binlik ölçekli İl Çevre Düzeni Planı’ndaki değişiklikle santral yapımının önünün açıldığını söyledi.. Yüceer, Bakanlığın, plan değişikliğine ‘enerji depolama ve üretim alanları hariç’ ibaresi ekleyerek, termik santrallerin, yapılmasına meşruiyet kazandırmak istediğini söyledi. Malkara, Şarköy ve Marmara Ereğlisi’ne termik santral yapılacağını kaydeden Yüceer, “Ergene Nehri’nin etkileri bertaraf edilmeden halk sağlığı ve doğa açısından son derece zararlı, birinci sınıf verimli tarı alanlarının üstelik deprem kuşağının üzerine santrallerin kurmak istemek Trakya’ya ve Trakyalılara yapılacak en büyük ihanettir. Tekirdağ’da nereye gitsem bu konu konuşuluyor ve yurttaşlarımız zehir saçacak bu santralleri istemediğini ifade ediyor” dedi.

DOĞA TALANI
Hükümetin, Çorlu’da halkın yaşam alanlarına 400 metre mesafede Belediye Meclisi’nin ret kararına rağmen, kimsenin istememesine rağmen kapasitenin çok üstünde tehlikeli atıkların depolanıp ayrıştırmasının yapılacağı Katı Atık Bertaraf Tesisi kurmak istediğini söyleyen Yüceer, Trakya’daki taş ocakları ile ilgili de konuştu.  Doğa talanının fotoğraflarının da sergilendiği basın toplantısında Yüceer, Trakya’ya su sağlayan havzaların bulunduğu bölgede, irili ufaklı taş ocaklarının denetimden uzak faaliyetlerinin, doğaya telafisi mümkün olmayan zararlar verdiğini ve Trakya’da doğanın katledildiğini vurguladı.

TRAKYA KİMSENİN NÜKLEER ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR
Trakya’da kimsenin üretime, sanayiye, bölgenin kalkınmasına karşı olmadığını kaydeden Yüceer, “Havamızın, suyumuzun, toprağımızın kirletilmesini istemiyoruz.  Doğanın, çevrenini canlıların katledilmesine karşıyız. Trakya kimsenin enerji çöplüğü değildir! İnsan yaşamı bu kadar ucuz değildir! Çevremiz, doğamız, ülkemiz, sahipsiz değildir! Ergene Nehri’nin temizlenmesi insan ve çevre sağlığının yok edilmesine karşı verilecek en büyük mücadeledir. Ve bu mücadeleyi hemşerilerimiz, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, çevreye duyarlı örgütler ve bölgemizin medya tensilcileri, konuyu gündeme taşıyarak, gündemde tutarak verdiler, veriyorlar, hepsine bölgem ve hemşerilerim adına çok teşekkür ediyorum” dedi.

 ERGENE BÜTÜN ÜLKENİN SORUNU
Ergene’nin sadece Trakya’nın değil bütün ülkenin sorunu olduğunu kaydeden Yüceer, Hükümetin bir an önce ucuz siyaseti bırakıp, Ergene sorununa ülke sorunu olarak bakması, bir an önce herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti. Trakya Halk Komitesi’nden katılımcılar, Ergene Nehri’nin temizlenmesi için derhal somut adımlar atılması gerektiğini vurguladılar ve Ergene Nehri’nin resimlerinin bulunduğu pankart açtılar.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
METİN ER - 11 yıl önce
hep lafta kalir.
çevre bakani bile başaramadı.
sanayiciler doğayi da,emekçiyide sömürüyor.