Bedenler yok olur ama fikirler asla
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Gençlik Kolları düzenlediği programla 18 yıl önce hain bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’yu andı. Düzenlenen programda Mumcu’nun fikirlerinin asla ölmediğine vurgu yapılırken yapılan konuşmalar ve söylenen şarkılar zaman zaman duygusal anlar yaşanmasına sebep oldu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Gençlik Kolları düzenlediği programla 24 Ocak 1993 tarihinde cumhuriyet karşıtları tarafından düzenlenen hain bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’yu andı. Düzenlenen programda Mumcu’nun fikirlerinin asla ölmediğine vurgu yapılırken yapılan konuşmalar ve söylenen şarkılar zaman zaman duygusal anlar yaşanmasına sebep oldu. Programda Mumcu’nun söylemleri ve konuşmalarının yer aldığı slayt gösterileri, müzik dinletisi de gerçekleştirilirken Vurulduk ey halkım unutma bizi’ dizelerinin yer aldığı ‘Sesleniş’ şiiri de büyük alkış aldı.
KATILIM YOĞUN OLDU
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Gençlik Kolları tarafından Belediye Nikah Salonu’nda düzenlenen anma programına İl Genel Meclisi Başkan Vekili M. Zeki Gürcün, İl Genel Meclis Üyesi, CHP Tekirdağ Milletvekili Aday Adayları Erdinç Turan, Hasan Demir, Dr. İsmail Doğaroğlu, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayfer Dönmez, Belediye Meclis Üyesi Bülent Uğraş, CHP İlçe Yönetimi Üyesi Seçim Hukuk İşleri ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Egemen Gürcün, CHP İlçe Teşkilatı Eğitim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tahsin Çipli, Pir Sultan Abdal Dernek Başkanı Mehmet Ali Bingöltekin, CHP Gençlik Kolları, Kadın Kolları üyeleri ve daha birçok konuk katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program Avukat Egemen Gürcün’ün konuşmasıyla devam etti.
BEDENLER YOK OLABİLİR AMA FİKİRLER ASLA
Gürcün konuşmasının başında, ülkenin aydınlanma yolunda şehit verdiği ve çok önemli bir isim olan Uğur Mumcu’yu anmak için toplandıklarını söylerken, aydınlık bedenlerin yok olabileceğine ancak fikirleri yok etmenin imkansız olduğuna dikkat çekti.
Mumcu’nun yazılarını ulusun tam bağımsızlığı, demokrasinin halk sınıfının tamamına eşit olarak uygulandığı, laik sosyal hukuk devletinin ciddiye alındığı bir ülke için yazdığını dile getiren Gürcün, Mumcu’nun bugün ortaya çıkan manzaraları çok önceden ifade ettiğini, milleti uyardığını hatta bu uğurda canını feda ettiğini belirtti.
İÇİMİZ KAN AĞLAYARAK İZLEDİK
Konuşmasının devamında Mumcu’nun okul ve çalışma yılları, araştırmaları, yazıları hakkında konuklara kısa notlar ileten Gürcün ardından 5271 sayılı ceza mahkemesi kanununun 102. maddesine değinerek, "Bu maddeyle tutuklu olanların serbest bırakılışını ve özellikle aydınları hunharca öldüren canilerin halaylarla serbest bırakılışlarını hepimiz evlerimizde içimiz kan ağlayarak izledik. İktidar olup da muktedir olamayanların, adaleti yerinde ve zamanında getirilmemesi için sistematik şekilde davranan, kendi kusurlarını gizlemek amacıyla devleti devlet yapan tüm kurumlara savaş açan, onları itibarsızlaştırmak isteyen, Genel Başkanımızın da dediği gibi seçim meydanlarında hizbullah ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen hükümetin, gelinen bu noktada serbest bırakmalardan Yargıtay’ı suçlu göstermesi kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.
KATİLLER ARAMIZDA GEZİYOR
Bu durumun toplum vicdanı ile açıklanacak bir tarafı olmadığını da savunan Gürcün konuşmasına, "Uğur Mumcu’dan bayrağı devralanlar, Balbaylar, Özkanlar ve niceleri bugün Silivri zindanlarında, F tipi koğuşlarda, yalnızlaştırılmaya itilirken, Mumcu’nun katilleri ve onun devamları aramızda dolaşmakta, kollanmakta, belki de yine haince planlar hazırlamaktadır. Bunun koşullarını hazırlayanın 8 yıldır ülkeyi yöneten iktidar olduğunu hiçbirimizin unutmaması gerekmektedir" şeklinde devam etti. Gürcün, Uğur Mumcu’nun doğru bildiği yolda, her türlü tehdide rağmen yürüğünü, haksızlıkları, sömürüleri, adaletsizlikleri kimseden korkmadan, çekinmeden korkmadan sergilemeye başladığını dile getirirken, göreve tüm gücüyle devam ettiğini belirtti ve ülke sorunlarının hiçbir düşünce yasağı olmadan tartışılmasını istediğini söyledi.
YİĞİDİMİZ ASLANIMIZ ÖLMEDİ!
Konuşmasının sonunda Mumcu’nun cesur bir vatansever olduğuna dikkat çeken Gürcün, Mumcu’nun Türk ulusu için canını bile bile feda ettiğine dikkat çekerek, "Yurt için hakim güçleri karşısına aldı, kalemi ile silahlara ve kirli işlere savaş açtı. Demokratik ve bağımsız bir Türkiye için mücadele etti. O da 18 yıl önce kalleşçe planlanan bir suikastla aramızdan kopartılmak istendi ancak hiç unutulmadı ve unutulmayacak. Bizlere ve arkamızdan gelen gençlere rehber olacak. Bizleri eserleri ile aydınlatacak ve yol gösterecek. Yiğidimiz aslanımız ölmedi kalplerimizde yaşıyor" ifadelerini kullandı. Gürcün sözlerini Nazım Hikmet’in 1962 yılında kaleme aldığı ‘Hürriyet Kavgası’ ile sonlandırdı.
NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA?
Konuşmasının başında Uğur Mumcu’nun her zaman Atatürk ilkelerinin savunucusu olduğunu, kendi menfaatleri için değil ülkesinin menfaatleri doğrultusunda düşünerek yazdığını ifade eden CHP Çerkezköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Özmen Oral, "Halkın gözü kulağı olmuş, Türk solunun en önemli gazeteci yazarı Uğur Mumcu’yu rahmetle anıyoruz" diye konuştu. Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993 tarihinde hain bir suikasta kurban gittiğini hatırlatan CHP Çerkezköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Özmen Oral, Mumcu’nun karanlık güçler tarafından susturulduğunu öne sürerek, "Türk solunun aydın gazetecisi Uğur Mumcu gerçekleri su yüzüne çıkarmak için araştırmıştır. Keskin kalemiyle korkusuzca yazdığı yazılarla halkı aydınlatmıştır. Eserleriyle, köşe yazılarıyla bu ülkenin karanlık yüzüne ışık tutan değerli yazarımız ne yazık ki karanlık güçler tarafından hain bir pusuyla susturulmuştur" ifadelerini kullandı. Özmen, gençlere düşen görevin meydanı karanlık güçlere bırakmayıp, olanları Mumcu’nun bıraktığı yerden devam ettirerek yaşatmak olduğunu dile getirdikten sonra konuşmasını Nazım Hikmet’in "Sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dizeleriyle son verdi.
MÜZİK DİNLETİSİ VE SLAYT GÖSTERİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Oral’ın ardından CHP İlçe Gençlik Kolları Üyesi Efes Aslan bir konuşma yaparken, Aslan’dan sonra bir diğer Gençlik Kolları Üyesi Avşar Bala Ataol Behramoğlu’nun Uğur Mumcu için yazdığı şiiri okudu. Program, konuşmaların ardından Mumcu’nun hayatına dair kesitlerin yer aldığı slayt gösterisi ve Grup Serzeniş’in müzik dinletisi ile devam etti. Programın devamında İlçe Gençlik Kolları Üyeleri Çığıl Gölbaşı ve Eda Demir Uğur Mumcu’nun ‘Sesleniş’ şiirini okumak üzere kürsüye gelirken şiir katılanlar tarafından sık sık alkışlandı. Uğur Mumcu’nun ‘Sesleniş’ şiirinden sonra 1975 yılında yayınlanan Emperyalizm adlı makalesi Gençlik Kolları Üyesi Selda Karacalar tarafından okunurken, Gençlik Kolları üyesi Vedat Bucak, Cemal Süreyya’nın Mumcu için yazdığı bir yazıyı okudu.
MUMCU’YU ANLATTI
Uğur Mumcu’yu anma programı CHP Gençlik Kolları Üyesi Salih Uğur Alver’in tüyleri diken diken eden konuşmasıyla devam etti. Konuşmasına "Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te katledildi. Yaşam tarzıyla, işlediği konularla halkını aydınlatan, karmaşık ilişkilerin arka planını okurlarına yansıtan gerçek bir gazeteciydi" diyerek başlayan Alver, Mumcu’nun bir gazetecide, bir yazarda, halkından ayrı düşmemiş bir aydında bulunması gereken tüm özellikleri taşıdığını vurgulayarak, "Uğur Mumcu ezber bozan araştırmacı gazeteciliğin akla ilk gelen ismiydi. Önyargılara kapılmadan, görünenin, sunulanın, yönlendirmenin arkasındaki gerçeği araştıran, bulan, kanıtlarıyla ortaya çıkaran bir kişiliğe sahipti. Kalemini halkının, ulusunun, insanlığın ortak değerlerinin yararına kullandı. Güç odaklarının, toplumun egemenlerinin, sömürünün karşısındaydı. Toplumda değişen güç dengelerine göre değişenlerin, dönenlerin, döneklerin, aynaya baktıklarında kendisinden utananların korkulu rüyasıydı" diye konuştu.
SUİKAST SADECE MUMCU’YA YAPILMADI
Alver, Uğur Mumcu'ya yönelik suikastın, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına, ulusal bağımsızlığa, çağdaşlığa, Atatürk'ün manevi mirasına yönelik olduğuna vurgu yaparken, insanlık değerlerinden, emekten, ulustan, halktan, çağdaşlıktan, çağdaş hukuk düzeninden yana bu yürekli kalemi susturmak isteyenlerin amaçlarına ulaşmış görünebileceğini, ancak Uğur Mumcu’nun, düşünceleri, ortaya koyduğu onurlu çizgi, satın alınamayan kişiliğiyle, toplumda bıraktığı etkiyle katillerinden daha çok yaşayacağını dile getirdi.
Uğur Mumcu, çalışmalarında karanlık güçleri açığa çıkarttığına da dikkat çeken Alver, Gazetecilik mesleğine gerçek anlamda araştırmacılık misyonunu Uğur Mumcu’nun kazandırdığını da belirterek, "Gerçeğin perdesini aralarken karşısına kimin çıkacağına bakmadı. Susturulan gazeteciler bu toprağın sesi ve rengiydi. Bu toprağın aydınlarına sahip çıkmadıkça, cinayetin ardındaki karanlık aydınlanmadıkça öldürülen gazeteciler yattığı yerde rahat edemeyecek. Sömürünün durması, emeğin kurtuluşu ve insanlık onuru için bütün ulusların bağımsızlığını kazanması tek çıkış yoludur" ifadelerini kullandı.
HEPSİ ORADAYDI
Salih Uğur Alver konuşmasının sonunda, Cumhuriyet düşmanlarınca katledilen Uğur Mumcu başta olmak üzere Abdi İpekçi, Cevat Yurdakul, Ümit Kaftancıoğlu, Kemal Türkler, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Behçet Sefa Aysan, Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu’nun isimlerini okurken üyelerin hep bir ağızdan ‘burada’ demeleri programın öne çıkan anlarından biri olurken, Alver son olarak "Devrim şehitlerimizi ve de 24 Ocak 2011 tarihinde hain bir suikasta kurban giden Gaffar Okkan’ı da Adalet ve Demokrasi Haftası’nda saygıyla anıyoruz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
UNUTMDIKLARINI GÖSTERDİLER
Salih Uğur Alver’in konuşmasının ardından gerçekleşen slayt gösterisinde Uğur Mumcu’nun söylemlerine, katıldığı toplantılardaki konuşmalarına yer verilirken konuklar çalan şarkılar eşliğinde Mumcu’yu unutmadıklarını bir kez daha gösterdi. Özellikle ‘Uğurlar olsun’ adlı parça konuklara duygulu anlar yaşattı.
MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRMEMİZ GEREKİYOR
Programda son konuşmayı ise Tahsin Çipli yaptı. Düzenlenen programdan ötürü Gençlik Kolları’na teşekkür eden ve "Gurur duydum" diyen Çipli, Uğur Mumcu’yu kaybettiklerini ancak kendilere miras olarak mücadelenin kaldığını belirterek "Bunu devam ettirmemiz gerekiyor" dedi. Ülkedeki karanlık gidişe dur demek gerektiğini de söyleyen Çipli, bu şekilde tüm devrim şehitlerinin ruhları şad edebileceklerini ifade ettikten sonra konuşmasını tamamladı.
KATILIM YOĞUN OLDU
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Gençlik Kolları tarafından Belediye Nikah Salonu’nda düzenlenen anma programına İl Genel Meclisi Başkan Vekili M. Zeki Gürcün, İl Genel Meclis Üyesi, CHP Tekirdağ Milletvekili Aday Adayları Erdinç Turan, Hasan Demir, Dr. İsmail Doğaroğlu, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayfer Dönmez, Belediye Meclis Üyesi Bülent Uğraş, CHP İlçe Yönetimi Üyesi Seçim Hukuk İşleri ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Egemen Gürcün, CHP İlçe Teşkilatı Eğitim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tahsin Çipli, Pir Sultan Abdal Dernek Başkanı Mehmet Ali Bingöltekin, CHP Gençlik Kolları, Kadın Kolları üyeleri ve daha birçok konuk katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program Avukat Egemen Gürcün’ün konuşmasıyla devam etti.
BEDENLER YOK OLABİLİR AMA FİKİRLER ASLA
Gürcün konuşmasının başında, ülkenin aydınlanma yolunda şehit verdiği ve çok önemli bir isim olan Uğur Mumcu’yu anmak için toplandıklarını söylerken, aydınlık bedenlerin yok olabileceğine ancak fikirleri yok etmenin imkansız olduğuna dikkat çekti.
Mumcu’nun yazılarını ulusun tam bağımsızlığı, demokrasinin halk sınıfının tamamına eşit olarak uygulandığı, laik sosyal hukuk devletinin ciddiye alındığı bir ülke için yazdığını dile getiren Gürcün, Mumcu’nun bugün ortaya çıkan manzaraları çok önceden ifade ettiğini, milleti uyardığını hatta bu uğurda canını feda ettiğini belirtti.
İÇİMİZ KAN AĞLAYARAK İZLEDİK
Konuşmasının devamında Mumcu’nun okul ve çalışma yılları, araştırmaları, yazıları hakkında konuklara kısa notlar ileten Gürcün ardından 5271 sayılı ceza mahkemesi kanununun 102. maddesine değinerek, "Bu maddeyle tutuklu olanların serbest bırakılışını ve özellikle aydınları hunharca öldüren canilerin halaylarla serbest bırakılışlarını hepimiz evlerimizde içimiz kan ağlayarak izledik. İktidar olup da muktedir olamayanların, adaleti yerinde ve zamanında getirilmemesi için sistematik şekilde davranan, kendi kusurlarını gizlemek amacıyla devleti devlet yapan tüm kurumlara savaş açan, onları itibarsızlaştırmak isteyen, Genel Başkanımızın da dediği gibi seçim meydanlarında hizbullah ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen hükümetin, gelinen bu noktada serbest bırakmalardan Yargıtay’ı suçlu göstermesi kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.
KATİLLER ARAMIZDA GEZİYOR
Bu durumun toplum vicdanı ile açıklanacak bir tarafı olmadığını da savunan Gürcün konuşmasına, "Uğur Mumcu’dan bayrağı devralanlar, Balbaylar, Özkanlar ve niceleri bugün Silivri zindanlarında, F tipi koğuşlarda, yalnızlaştırılmaya itilirken, Mumcu’nun katilleri ve onun devamları aramızda dolaşmakta, kollanmakta, belki de yine haince planlar hazırlamaktadır. Bunun koşullarını hazırlayanın 8 yıldır ülkeyi yöneten iktidar olduğunu hiçbirimizin unutmaması gerekmektedir" şeklinde devam etti. Gürcün, Uğur Mumcu’nun doğru bildiği yolda, her türlü tehdide rağmen yürüğünü, haksızlıkları, sömürüleri, adaletsizlikleri kimseden korkmadan, çekinmeden korkmadan sergilemeye başladığını dile getirirken, göreve tüm gücüyle devam ettiğini belirtti ve ülke sorunlarının hiçbir düşünce yasağı olmadan tartışılmasını istediğini söyledi.
YİĞİDİMİZ ASLANIMIZ ÖLMEDİ!
Konuşmasının sonunda Mumcu’nun cesur bir vatansever olduğuna dikkat çeken Gürcün, Mumcu’nun Türk ulusu için canını bile bile feda ettiğine dikkat çekerek, "Yurt için hakim güçleri karşısına aldı, kalemi ile silahlara ve kirli işlere savaş açtı. Demokratik ve bağımsız bir Türkiye için mücadele etti. O da 18 yıl önce kalleşçe planlanan bir suikastla aramızdan kopartılmak istendi ancak hiç unutulmadı ve unutulmayacak. Bizlere ve arkamızdan gelen gençlere rehber olacak. Bizleri eserleri ile aydınlatacak ve yol gösterecek. Yiğidimiz aslanımız ölmedi kalplerimizde yaşıyor" ifadelerini kullandı. Gürcün sözlerini Nazım Hikmet’in 1962 yılında kaleme aldığı ‘Hürriyet Kavgası’ ile sonlandırdı.
NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA?
Konuşmasının başında Uğur Mumcu’nun her zaman Atatürk ilkelerinin savunucusu olduğunu, kendi menfaatleri için değil ülkesinin menfaatleri doğrultusunda düşünerek yazdığını ifade eden CHP Çerkezköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Özmen Oral, "Halkın gözü kulağı olmuş, Türk solunun en önemli gazeteci yazarı Uğur Mumcu’yu rahmetle anıyoruz" diye konuştu. Uğur Mumcu’nun 24 Ocak 1993 tarihinde hain bir suikasta kurban gittiğini hatırlatan CHP Çerkezköy İlçe Gençlik Kolları Başkanı Özmen Oral, Mumcu’nun karanlık güçler tarafından susturulduğunu öne sürerek, "Türk solunun aydın gazetecisi Uğur Mumcu gerçekleri su yüzüne çıkarmak için araştırmıştır. Keskin kalemiyle korkusuzca yazdığı yazılarla halkı aydınlatmıştır. Eserleriyle, köşe yazılarıyla bu ülkenin karanlık yüzüne ışık tutan değerli yazarımız ne yazık ki karanlık güçler tarafından hain bir pusuyla susturulmuştur" ifadelerini kullandı. Özmen, gençlere düşen görevin meydanı karanlık güçlere bırakmayıp, olanları Mumcu’nun bıraktığı yerden devam ettirerek yaşatmak olduğunu dile getirdikten sonra konuşmasını Nazım Hikmet’in "Sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dizeleriyle son verdi.
MÜZİK DİNLETİSİ VE SLAYT GÖSTERİSİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Oral’ın ardından CHP İlçe Gençlik Kolları Üyesi Efes Aslan bir konuşma yaparken, Aslan’dan sonra bir diğer Gençlik Kolları Üyesi Avşar Bala Ataol Behramoğlu’nun Uğur Mumcu için yazdığı şiiri okudu. Program, konuşmaların ardından Mumcu’nun hayatına dair kesitlerin yer aldığı slayt gösterisi ve Grup Serzeniş’in müzik dinletisi ile devam etti. Programın devamında İlçe Gençlik Kolları Üyeleri Çığıl Gölbaşı ve Eda Demir Uğur Mumcu’nun ‘Sesleniş’ şiirini okumak üzere kürsüye gelirken şiir katılanlar tarafından sık sık alkışlandı. Uğur Mumcu’nun ‘Sesleniş’ şiirinden sonra 1975 yılında yayınlanan Emperyalizm adlı makalesi Gençlik Kolları Üyesi Selda Karacalar tarafından okunurken, Gençlik Kolları üyesi Vedat Bucak, Cemal Süreyya’nın Mumcu için yazdığı bir yazıyı okudu.
MUMCU’YU ANLATTI
Uğur Mumcu’yu anma programı CHP Gençlik Kolları Üyesi Salih Uğur Alver’in tüyleri diken diken eden konuşmasıyla devam etti. Konuşmasına "Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te katledildi. Yaşam tarzıyla, işlediği konularla halkını aydınlatan, karmaşık ilişkilerin arka planını okurlarına yansıtan gerçek bir gazeteciydi" diyerek başlayan Alver, Mumcu’nun bir gazetecide, bir yazarda, halkından ayrı düşmemiş bir aydında bulunması gereken tüm özellikleri taşıdığını vurgulayarak, "Uğur Mumcu ezber bozan araştırmacı gazeteciliğin akla ilk gelen ismiydi. Önyargılara kapılmadan, görünenin, sunulanın, yönlendirmenin arkasındaki gerçeği araştıran, bulan, kanıtlarıyla ortaya çıkaran bir kişiliğe sahipti. Kalemini halkının, ulusunun, insanlığın ortak değerlerinin yararına kullandı. Güç odaklarının, toplumun egemenlerinin, sömürünün karşısındaydı. Toplumda değişen güç dengelerine göre değişenlerin, dönenlerin, döneklerin, aynaya baktıklarında kendisinden utananların korkulu rüyasıydı" diye konuştu.
SUİKAST SADECE MUMCU’YA YAPILMADI
Alver, Uğur Mumcu'ya yönelik suikastın, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına, ulusal bağımsızlığa, çağdaşlığa, Atatürk'ün manevi mirasına yönelik olduğuna vurgu yaparken, insanlık değerlerinden, emekten, ulustan, halktan, çağdaşlıktan, çağdaş hukuk düzeninden yana bu yürekli kalemi susturmak isteyenlerin amaçlarına ulaşmış görünebileceğini, ancak Uğur Mumcu’nun, düşünceleri, ortaya koyduğu onurlu çizgi, satın alınamayan kişiliğiyle, toplumda bıraktığı etkiyle katillerinden daha çok yaşayacağını dile getirdi.
Uğur Mumcu, çalışmalarında karanlık güçleri açığa çıkarttığına da dikkat çeken Alver, Gazetecilik mesleğine gerçek anlamda araştırmacılık misyonunu Uğur Mumcu’nun kazandırdığını da belirterek, "Gerçeğin perdesini aralarken karşısına kimin çıkacağına bakmadı. Susturulan gazeteciler bu toprağın sesi ve rengiydi. Bu toprağın aydınlarına sahip çıkmadıkça, cinayetin ardındaki karanlık aydınlanmadıkça öldürülen gazeteciler yattığı yerde rahat edemeyecek. Sömürünün durması, emeğin kurtuluşu ve insanlık onuru için bütün ulusların bağımsızlığını kazanması tek çıkış yoludur" ifadelerini kullandı.
HEPSİ ORADAYDI
Salih Uğur Alver konuşmasının sonunda, Cumhuriyet düşmanlarınca katledilen Uğur Mumcu başta olmak üzere Abdi İpekçi, Cevat Yurdakul, Ümit Kaftancıoğlu, Kemal Türkler, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Behçet Sefa Aysan, Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu’nun isimlerini okurken üyelerin hep bir ağızdan ‘burada’ demeleri programın öne çıkan anlarından biri olurken, Alver son olarak "Devrim şehitlerimizi ve de 24 Ocak 2011 tarihinde hain bir suikasta kurban giden Gaffar Okkan’ı da Adalet ve Demokrasi Haftası’nda saygıyla anıyoruz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
UNUTMDIKLARINI GÖSTERDİLER
Salih Uğur Alver’in konuşmasının ardından gerçekleşen slayt gösterisinde Uğur Mumcu’nun söylemlerine, katıldığı toplantılardaki konuşmalarına yer verilirken konuklar çalan şarkılar eşliğinde Mumcu’yu unutmadıklarını bir kez daha gösterdi. Özellikle ‘Uğurlar olsun’ adlı parça konuklara duygulu anlar yaşattı.
MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRMEMİZ GEREKİYOR
Programda son konuşmayı ise Tahsin Çipli yaptı. Düzenlenen programdan ötürü Gençlik Kolları’na teşekkür eden ve "Gurur duydum" diyen Çipli, Uğur Mumcu’yu kaybettiklerini ancak kendilere miras olarak mücadelenin kaldığını belirterek "Bunu devam ettirmemiz gerekiyor" dedi. Ülkedeki karanlık gidişe dur demek gerektiğini de söyleyen Çipli, bu şekilde tüm devrim şehitlerinin ruhları şad edebileceklerini ifade ettikten sonra konuşmasını tamamladı.