Bedelsiz imar terkine zorlamak İRTİKAP suçunu oluşturur

Çerkezköy’ün deneyimli avukatlarından Zeki Baydar, son zamanlarda bazı Belediyelerin vatandaşlara baskı yapmak suretiyle bedelsiz imar terkine zorladığını belirterek, “Baskı yapmak suretiyle bedelsiz imar terkine zorlamak, irtikap suçunu oluşturur” açıklamasını yaptı

Bedelsiz imar terkine zorlamak İRTİKAP suçunu oluşturur
26 Aralık 2013 Perşembe 07:46

Revizyon imar planlarıyla oluşturulan 1/1000 ölçekli uygulama İmar planlarında, mevcut köşe kırıkları ve/veya köşe kırığıyla birlikte uygulama imar planında ön görülen yola terkler, kamulaştırma yapılmaksızın ve bir bedel ödenmeksizin mülkiyet sahiplerinin Belediye organları tarafından bedelsiz terke zorlanması ve bu uygulamanın binlerce mülkiyet sahibinin muhatap olması hukuken kabul edilemez” diyen Avukat Zeki Baydar, “Böyle bir zorlama ve uygulama 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 250. maddesinde öngörülen İRTİKAP suçunu oluşturur” açıklamasını yaptıktan sonra şunları söyledi:
GÖZ YUMAN DA CEZA ALIR!
“Yine, yukarıdaki gibi irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi de işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu olur. Yani astının irtikap suçunun işlediğini bilen ve buna göz yuman kişinin eylemi de bu kapsamdadır. Başka bir deyişle maddede öngörülen suç tipine, denetimle görevli ve yükümlü kamu görevlisi göz yummuş ise, göz yuman kişinin eylemi de bu kapsamdadır. TCK’nun 251. maddesindeki denetim görevini ihmal suçunun faili, asıl failin bu hareketi ile suçun işlenmesine sebep olmuş ise, ‘Müşterek fail olarak’ sorumlu olur.”
İRTİKAP NEDİR?
İrtikap suçunun tanımını da yapan Avukat Zeki Baydar, “İrtikap suçu memurun, memurluk sıfatını veya görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi mecbur eden, suç olarak tarif edilebilir” açıklamasını yaptıktan sonra şöyle devam etti:
“Memurluk sıfatının kötüye kullanılmasından maksat, Memurun görevi ve görevine giren işlemler dışında, yalnızca  memurluk nüfuzunun kötüye kullanması irtikap, geniş anlamıyla nüfuzu kötüye kullanmanın özel bir halidir. Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenen bu suç tipinde sağlanan yararın gerçek veya tüzel kişiye ait olması bir özellik arz etmez. Başka bir deyişle, sağlanan yararın memura veya tüzel kişiye ait olması, suçun işlenmesi bakımından haksız menfaat teminidir.
ZORLAMANIN VARLIĞI NASIL KABUL EDİLİR?
Tüzel kişiye haksız menfaat teminine icbar, (Zorlama) halinde de irtikap suçu işlenmiş sayılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye (Gerçek veya tüzel kişiye) menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın  (Zorlamanın) varlığı kabul edilir.”
İRTİKAPIN CEZASI NE?
İrtikap suçunu işleyen kamu görevlisinin üç yıldan, beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığını kaydeden Avukat Zeki Baydar, “Astının, irtikap suçunu işlediğini bilen ve buna göz yuman kişinin eylemi de bu kapsamdadır. Kanun gereğince fail, bu hareketiyle suçun işlenmesine sebebiyet vermiş ise müşterek fail olarak sorumlu olur ve aynı cezaya mahkûm olur. Şayet, memurun amiri, denetim görevini yeterince yerine getirmemiş ise (Görevini ihmal etmiş ise) bu takdirde denetim göreviyle yükümlü kamu görevlisi TCK’nun 251. maddesine göre, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” bilgisini verdi.
MÜLKİYET SAHİPLERİ
HANGİ HALDE
BEDELSİZ TERKE
ZORLANMAKTADIR?

Mülkiyet sahiplerinin hangi hallerde bedelsiz terke zorlanması ile ilgili de açıklamalarda bulunan Avukat Zeki Baydar Şunları söyledi:
“1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında mülkiyet sahiplerinin arsalarında köşe kırığı ve/veya yola terk gibi bir durum varsa, arsa sahiplerine inşaat izni verilmeden önce, yapı ruhsatı alabilmek için Belediye organlarınca bedelsiz terke zorlanmaktadır. Arsa sahiplerinin, arsalarına uygun mimari projeleri, bedelsiz terk yapılmadan işleme konulmamaktadır. Çaresiz kalan arsa sahipleri, bu zorlama karşısında terki gerçekleştirecek Harita ve/veya Kadastro ile ilgili bürolara kendi mamelekinden (Cebinden) az 3 bin TL gibi bir ödeme yapmakta, ayrıca kendi parselinden planda ön görülen alan kadar bedelsiz bir terke zorlanmaktadır. Başka bir deyişle, bu zorlama karşısında çaresiz kalan vatandaş, bir bedel almadan bu terki yapmak zorunda bırakılmaktadır. Kısaca, manevi baskı ile karşılaşan kişi, kanunda haksız menfaat olarak nitelenen bir bedel ödemek zorunda bırakılmaktadır.”
PEKİ, YAPILACAK DOĞRU İŞLEM NEDİR?
Bu tür işlemlerde yapılması gerekenin arsasında köşe kırığı ve/veya yola terk gibi bir durumla karşılaşan kişiye kamulaştırma yapmak suretiyle bedelinin ödenmesi olduğunu kaydeden Avukat Zeki Baydar, açıklamalarını şöyle tamamladı:
“Anayasamızın 35. maddesine göre herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak, kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Yine Anayasamızın 40. maddesine göre, Anayasa ile tanınmış olan hakların özüne dokunulamaz.        Kişinin haksız işlemler sonucu uğrayacağı zararlar, Devlet organlarınca tazmin edilir. Kaldı ki, Anayasamızın 46. maddesine göre,  devlet ve kamu tüzel kişileri kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, Kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya yetkilidir. Açıkladığımız yasal duruma göre, Belediye organları köşe kırıkları ve yola terklerin bedelini ödemek zorundadır. Manevi baskı yapmak suretiyle, vatandaşı bedelsiz terke zorlamak ve tüzel kişinin bir bedel ödemeden menfaat temin etmesi irtikap suçunu oluşturur.
KAMULAŞTIRMA
YAPILMADAN EL ATMA NE ANLAMA GELİR?

Gerek kamulaştırma yapılmadan ve gerekse, Kamulaştırma Kanunu’nda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek kişilerin taşınır ve taşınmaz malları üzerinde karşılık ödemek suretiyle olsa dahi tasarrufta bulunmak TCK’nun 261. maddesine göre, kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf sayılmış ve cezalandırılmıştır.
6 AYDAN 2 YILA KADAR CEZASI VAR
TCK’nun, 261. maddesi ‘İlgili Kanunlarda (Kamulaştırma Kanunu) belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde KARŞILIK ÖDENMEK SURETİYLE OLSA DA zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır’ hükmünü amirdir. İlgili yasanın madde gerekçesinde, kamulaştırma hususundaki kurallara uymadan kişilerin mallarına el atılmasının cezalandırılacağı ön görülmüştür.
HER TAŞINMAZ İÇİN AYRI AYRI SORUMLU
Kaldı ki, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13.03.2007 T. ve E.2007/319, 2007/2398 K. sayılı içtihadı ve benzer yöndeki istikrarlı şekilde uygulanan Yargıtay İçtihatlarına göre ‘Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarrufta bulunan ve kamulaştırma işlemi yapılmadan bu eylemi gerçekleştiren Belediye Başkanlarının TCK’nun 261. maddesine göre her bir taşınmaz için ayrı ayrı olmak üzere sorumlu tutmuş ve cezalandırmıştır.’ 
FİİL SAYISI KADAR CEZA!
5237 sayılı TCK ceza tertibinde gerçek içtimayi kabul etmiştir. Yani, işlenen fiil sayısı kadar ceza öngörmüştür. Örnek olarak, manevi baskı yapılmak suretiyle yüz adet bedelsiz imar terki yapılmış ise, yüz kez TCK’nun ilgili normu ihlal edilmiş demektir. Bu da asgari, 100 fiil X 3 yıl = 300 yıl ceza tertibi anlamına gelmektedir.  Bir işten maksat ne ise, Hüküm o’na göredir. İşlenmesi memnu olan şeyin, istenmesi dahi memnudur. Kelamda asıl olan, ma’nay-ı hakikidir. Özetle, Kamu görevinin ifası sırasında asıl olan şey, norm neyi emrediyorsa, o’na uygun işlem yapmaktır. Olgu ve olayları, meseleleri normatif düzenlemeleri eğip bükerek sağlıklı bir sonuca varılamaz. Hukuki metinler, eğip bükmek için değil, uygulanmak için vardır. Normun koruma amacına göre işlem tesisi halinde, yukarıda açıklamaya çalıştığımız fiiller oluşmayacaktır. Hatada ısrar etmek, hata-i kebirdir,Eğri cetvelle doğru çizgi çizilemez.”

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
yurttaş - 10 yıl önce
peki bu aygulamaya tabi olan ve cebinden 4000 tl plan tadilat parası veren benim gibiler ne yapacak?
Avatar
av.Zeki baydar - 10 yıl önce
şikayetçi olmak istenir ise, cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilir.
Avatar
yaşar birinci - 9 yıl önce
kara yollari acele kamulaştirmada bana para verdi şimdi banamahkeme açarak benden parayi mahkeme karari ile kazandi ne yapmam lazim
Avatar
canan - 7 yıl önce
vatandaşın malını sistemli bir şekilde ahmetin malı mehmetin malı haline getireceksin alan vatandaş mal sahibi olacak yok öyle yağma kanunu sizler bozkır yasasını öne çıkarıyorsunuz