Sigara içenlerde bel ağrısı sıklığı artmaktadır

Sıkça rastlanılan bel ağrısı hakkında bilgi veren Özel İrmet Hospital Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm.Dr.Serpil Yılmaz Erdoğan, “Bel ağrısı, 35-50 yaş arasında ve erkeklerde 2 kat daha fazla ortaya çıkar. Erkeklerde 190, kadınlarda170 cm üstü boy, bel ağrısı için risk oluşturmaktadır. Ayrıca şişmanlık ve omurilik kanalının dar yapıda olması diğer risk nedenleridir. Sigara içenlerde bel ağrısı sıklığı artmaktadır. Sigara kronik öksürüğe yol açarak omurlar arasında bulunan diskin içindeki basıncı yükseltir. Ayrıca, omurgadan geçen kan akımını azaltarak diskin yetersiz beslenmesine neden olur. Ailesinde bel fıtığı olanların bel ağrısına yakalanması olasılığı daha yüksektir” dedi

Sigara içenlerde bel ağrısı sıklığı artmaktadır
21 Mayıs 2015 Perşembe 17:19

 DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 75’İ BEL AĞRISINDAN YAKINMIŞTIR

Özel İrmet Hospital Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm.Dr.Serpil Yılmaz Erdoğan, bel ağrısı hakkında açıklamalarda bulundu. Erdoğan yaptığı açıklamada, “Tüm dünyada nüfusun yaklaşık yüzde 75' i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ağrısından yakınmıştır. 20 yaş üzerindeki nüfusun %14' ü yaşamalarında en az bir kez, 2 hafta kadar yatmayı gerektirecek şiddette bel ağrısı geçirmektedir. İnsan ömrü giderek uzadığına göre bel ağrısı sıklığının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı muhakkaktır ilk defa akut bel ağrısı geçirenlerin % 38' inde aynı yıl içinde yeni bel ağrısı atağı ortaya çıkar. Bu durun, tekrarlayan bel ağrılarının zaman içerisinde kronik bel ağrısına dönüşeceğinin işaretidir” diye konuştu.

SİNİR KÖKLERİNE BASKI YAPMASIDIR

Bel ağrısı çeken kişilerin büyük kısmında ağrının nedeni bizzat omurganın kendisidir diyerek konuşmasını sürdüren Serpil Yılmaz Erdoğan, “Bunlar; omurları tutan romatizmalar, brusella, tüberküloz veya tümörler olabilir. Bel fıtığı, bel kayması, omurga kanalı darlığı gibi nedenler omurga kaynaklı bel ağrılarında en çok bilinen örneklerdendir. Bunlarda ağrı nedeni; emurlar arasındaki disklerin sinir köklerine baskı yapmasıdır. Bir başka ağrı nedeni, bel omurgası çevresindeki adalelerden kaynaklanan ağrılardır. Omurgada doğumsal anormallikler ve bacak kısalıkları daha nadir görülen bel ağrısı nedenleridir. Bel bölgesini içine alan düşme, çarpma tarzındaki her türlü travma ve duruş bozuklukları bel ağrılarına yol açabilir. Osteoporoz ( kemik erimesi) ve omurgadaki faset eklemlerindeki yıpranmalar belde ağrı yapabilecek diğer hastalıklar olarak not edilmelidir” dedi.

YANSIYAN AĞRILAR DENİR

Bel ağrılarında omurga haricindeki nedenler ayırıcı tanı yapılırken mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Omurga dışı nedenler içinde en sık rastlanılanlar kadın hastalıkları ve mide ülseridir. Bunu aort anevrizması, böbrek taşı, prostat iltihabı, safra kesesi taşı ve pankreatit gibi hastalıklar izler. Burada iç organlardan kaynaklanan bazı hastalıklarda ağrı bel bölgesinde kendisini gösterir. Bu ağrılara tıp dilinde yansıyan ağrılar denilir” ifadelerini kullandı.

DAHA FAZLA BEL HASTALIKLARINA YAKALANIRLAR

Uzm.Dr. Serpil Yılmaz Erdoğan, Bel Ağrısı Riskinin kimlerde fazla olduğu hakkında da bilgi vererek, “Bel ağrısı, 35-50 yaş arasında ve erkeklerde 2 kat daha fazla ortaya çıkar. Erkeklerde 190, kadınlarda170 cm üstü boy, bel ağrısı için risk oluşturmaktadır. Ayrıca şişmanlık ve omurilik kanalının dar yapıda olması diğer risk nedenleridir. Sigara içenlerde bel ağrısı sıklığı artmaktadır. Sigara kronik öksürüğe yol açarak omurlar arasında bulunan diskin içindeki basıncı yükseltir. Ayrıca, omurgadan geçen kan akımını azaltarak diskin yetersiz beslenmesine neden olur. Ailesinde bel fıtığı olanların bel ağrısına yakalanması olasılığı daha yüksektir. Bazı meslek grupları bel sorunlarına daha yatkındır. Masa başı işlerde çalışanlar, omurgası üzerine vibrasyonlu yükler bindiren mesleklerde bel ağrısı daha sıktır. Devamlı uzun yol giden otobüs ve kamyon şoförleri ve yanlış biçimde ağır kaldıran ağır sanayi ve inşaat işçileri diğer mesleklerden daha fazla bel hastalıklarına yakalanırlar” dedi.

TEKRARLAYAN HAMİLELİKLER BEL AĞRISI OLASILIĞINI ARTIRIR

Erdoğan konuşmasın devamında ise şunları söyledi; “Araştırmalar bir ağırlığı 25 kereden fazla kaldırınca bel ağrısı meydana gelme olasılığının arttığını göstermektedir. Ayrıca hastalarını doğru olmayan bir şekilde kaldıran ve çeken hastabakıcı ve hemşirelerde bel ağrısı oranı oldukça fazladır. Ev içinde dikkatsiz ağırlık kaldırma ve hareketler yapılması, sıcak odadan soğuk dış ortama ani geçişler ev kadınlarında bel sorunlarını tırmandırır. Sportif zorlanmalar bel ağrısı oluşturabilir. Basketbol, beyzbol, golf, futbol gibi rakiple karşı karşıya kalma sporlarında bu çok belirgindir Yine kayak, kürek çekme gibi sporlar da sıklıkla bel sorunlarına yol açabilir. Tekrarlayan hamilelikler bel ağrısı olasılığını arttırırlar. Bu nedenle hamilelikte fazla kilo almaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca bel ağrılarını engelleyici ve rahat bir gebelik geçirilmesine katkıda bulunan özel egzersizlerin ihmal edilmemesi gerekir. Bel ağrılarının tanısında ilk basamak, hastaya vakit ayırmak ve ağrısının geçmişini ve bugününü sorgulamaktır. iyi bir sorgulama tanının neredeyse yarısıdır. Daha sonra ayrıntılı olarak muayenesi yapılan hastanın konumuna göre çeşitli incelemelere başvurulabilir”

EMAR GRAFİLERİNDE YÜZDE 57 ORANINDA BOZULMA TESPİT EDİLMİŞTİR

Erdoğan Bel Ağrısında Tanı Yöntemleri hakkında da konuşarak, “Basit röntgen grafileriyle bel omurlarındaki her türlü yıpranmalar, şekil değişiklikleri, omurlar arasındaki faset eklemlerindeki bozukluklar, bel kemiğindeki eğrilikler, doğumsal omurga değişiklikleri rahatça izlenebilir. Ancak tüm bel ağrılarında bu röntgen filmleriyle tanı koymak mümkün değildir. Özellikle omurgalar arası disklere ait sorunların görüntülemesinde normal grafiler yeterli olmaz. Buna ait bir şüphe varsa tanı için tomografi veya MR  gibi gelişmiş görüntüleme yöntemlerine başvurmak gerekir. Fakat her zaman bu yöntemler tanıyı desteklemeyebilir. Örneğin hiçbir şikayeti olmayan genç kadınların MR ın da %10 oranında bel fıtığı %45' inde ise yanlışlıkla fıtık başlangıcı olarak isimlendirilen disklerin dışarı doğru taşması (bulging) görüldüğü bilinmelidir. Hiçbir yakınması olmayan 60 yaşın üstündeki kişilerde yapılan bir başka çalışmada emar grafilerinde %57 oranında bozulma olduğu ispatlanmıştır. O halde sadece MR bulgularına dayanılarak konulan tanılar yanlış veya abartılmış olabilir Bazen bel ağrılarında laboratuar analizleri veya EMG gibi tanı yöntemlerine de baş vurulabilir. Muayene bulguları ve sorgulamasından elde edilen bilgilerin MR veya diğer bulgularla paralel olması doğru tanı için şarttır” dedi.

GECİKTİRİLMEDEN AMELİYAT EDİLMELİDİR

Tedavide öncelikle istirahat ve ilaç tedavisi önerildiğini ifade eden Erdoğan, “sıcak uygulamada yapılabilir. Bel ağrısı çeken hastaların bir kısmı ilaç ve istirahat uygulaması ile düzelmezler. Bu durumda fizik tedavi tercih edilebilir. Fizik tedavi uygulamalarında ilk tercih ağrı kesici nitelikte elektrik akımlarıdır. Bunun dışındaki tedavi seçenekleri yüzeysel veya derin ısıtıcı yöntemler olabilir. Akut bel ağrılarında belin çeşitli cihazlar yardımıyla çekilmesi (traksiyon) önemli yararlar sağlar. Traksiyon disk içi basıncı düşürür ve omurgalar arası mesafeyi, sini: aralıklarını, faset eklemlerini ve omurilik kanalını genişletir. Omurganın hareketsiz kalmasını ve böylece iyileşmesini sağlar. Bazı nadir durumlarda hiç beklemeden ameliyata başvurmak gerekebilir ‘Kauda Equina’ sendromu buna örnek olup ani gelişen bir hastalıktır. Burada adalelerde güç kaybı, apış arası bölgesinde his kusuru, idrar yapma fonksiyonlarında bozulma şeklinde sorunlar vardır. Bu vakalar 12 saat içinde geciktirilmeden ameliyat edilmelidir. Bir diğer ameliyat kararı nedeni de: adale erimesi, adale gücünde ve refleks kaybı olan hastalardır. Bu durum 3 hafta içinde giderek ilerliyor ve tüm tedavilere rağmen düzelmiyorsa ameliyatı düşünmek gerekir. Günlük yaşam aktiviteleri ileri derecede bozulmuş ve mesleğine geri dönüşü kısıtlanmış genç hastalarda operasyon kararı daha erken alınabilir” diye konuştu.

Haber: Feyza İşcan Avcılar

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.