Taşıma suyla değirmen dönmez

Türkiye’de hububat ithalatı, 2011’in ilk beş ayında 2010 yılı toplamını geride bırakmasını değerlendiren Çerkezköy Ziraat Odası Başkanı Hasan Toprak, "Taşıma suyla değirmen dönmez" dedi

Taşıma suyla değirmen dönmez
25 Temmuz 2011 Pazartesi 00:00

2010 yılında 1 milyar 56 milyon dolarlık hububat ithalatı yapan Türkiye, bu yılın ilk 5 aylık döneminde 1 milyar 122 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Bu veri ışığında değerlendirmelerde bulunan Ziraat Odası Başkanı Hasan Toprak, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri tarımda dışa bağımlılığın arttığını gösteriyor. Tarımsal ürünlerin özellikle de hububatın para etmemesi çiftçilerimizi üretim yapamaz hale getirmiştir. Devlet görevlileri de üretim olmayınca ortaya çıkan açığı ithalat yaparak kapatmaya çalışıyorlar. Ama şu iyi bilinmelidir ki taşıma suyla değirmen dönmez" dedi.
Hükümet ağzından "kriz" sözcüğünün sıkça telaffuz edilir hale geldiği bir dönemde yaşanan tablo, olası bir kriz durumunda temel gıdanın bile sıkıntıya gireceğine işaret ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, geçen yıl 185 milyar 544 milyon lira ithalat yapan Türkiye, bu yılın 5 aylık döneminde 98 milyar 16 milyon liralık ithalat gerçekleştirdi. İthalat fasılları içinde geçen yıl yüzde 0,57 pay ile 27. sırada bulunan hububat ürünleri ithalatı, yılın ilk beş aylık döneminde yüzde 152 artış göstererek 17. sıraya yükseldi ve toplam ithalat içindeki payı da yüzde 1,25 oldu.
ÇİFTÇİLER ÜRETEMEZ HALE GELİYOR
TÜİK’in bu verileri ışığında görüşlerini aldığımız Hasan Toprak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Emeğinin karşılığını alamadığı için bazı çiftçiler topraklarını sürmüyor. Toprağını süren çiftçilerimiz de bu işi tam anlamıyla meslek edinmişler. Kar elde etmeseler bile önümüzdeki sene belki olur diye her sene yeni umutla ekim yapıyorlar. Buğdayın fiyatı 60.5, primi ise 11.5 kuruş olarak açıklandı. Bölgemizde bazı alanların tarım alanı olarak geçmediği göz önüne alınırsa birçok çiftçimizin bu primlerden yararlanamadığını görürüz. Buna benzer nedenlere çiftçilerimizin ürettiği üründen kar elde edememesi çiftçilerimizi üretim yapamaz hale getirmiştir. Devlet görevlileri de üretim olmayınca ortaya çıkan açığı ithalat yaparak kapatmaya çalışıyorlar. Ama şu iyi bilinmelidir ki taşıma suyla değirmen dönmez."
AMERİKAN BUĞDAYINA BAĞIMLI OLDUK
Geçen yılın tamamında Türkiye’nin en fazla hububat ithal ettiği ülkelerin başında 387 milyon 745 bin dolar ile Rusya gelirken, Rusya bu yılın ilk beş aylık döneminde büyük bir gerileme kaydetti. Türkiye’nin Rusya’dan hububat ithalatı ilk beş aylık dönemde 30 milyon 93 bin dolar olarak gerçekleşti.
Hububat ithalatında 2010 yılı toplamında 195 milyon 874 bin dolar ile ikinci sırada yer alan ABD, bu yılın ilk beş aylık döneminde geçen yılki ihracatının oldukça üzerine çıkarak 362 milyon 730 bin doları buldu.
Geçen yılın tamamında Türkiye’ye 46 milyon 514 bin dolar değerinde hububat ürünü ihraç eden Ukrayna da, ilk beş ayda büyük artış kaydederek Türkiye’ye 201 milyon dolarlık hububat ihracatı gerçekleştirdi.
CANLI HAYVAN İTHALATI DA REKOR KIRDI
Türkiye ithalatında Ocak-Mayıs döneminde yüksek artışın görüldüğü bir başka fasıl da "canlı hayvanlar" oldu. 2010’un tamamında 333 milyon 80 bin dolarlık canlı hayvan ithal eden Türkiye, yılın sadece ilk beş ayında bu rakamı geride bırakarak 338 milyon 412 bin dolarlık ithalat gerçekleştirdi.
SÜT PARA ETMEDEN HAYVANCILIKTAKİ SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ
Canlı hayvan ithalatı hakkındaki görüşlerini de paylaşan Hasan Toprak, "Bilindiği gibi ülkemizde şu an süt para etmiyor. Nerdeyse su ile süt aynı fiyatta. Bunun tam tersi olarak ise et para ediyor. Bunlarla bağlantılı olarak vatandaş süt ineklerini kesime yolluyor ve ülkemizde süt ineği sayısı hızla azalıyor. Süt ineği olmayınca da üreme olmuyor ve ülkemizdeki hayvan sayısı yeterli gelmiyor. Bu açığı kapatmak içinse ithalat yapılıyor. Gittikçe artan bu ithalatın önüne geçebilmenin tek yolu sütün para etmesi ve süt üreticilerinin desteklenmesidir. Süt para etmeden canlı hayvan ithalatının önüne geçilemez" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin canlı hayvan ithal ettiği ülkelerin başında Uruguay, Macaristan, ABD, Avustralya, Bulgaristan ve Avusturya geldi.
BU DESTEKLE BAĞIMLILIK KIRILMAZ
Hububat ithalatı konusunda açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık ise, tarımda AB birincisi olan Türkiye’nin adım adım açlığa sürüklendiği belirtti.
Hükümetin buğdayda destek alım fiyatlarını 60 kuruşlar seviyesinde açıkladığını belirten Atalık şöyle konuştu:
"Hububat çiftçisinin örgütü Hububat-Sen ise yüzde 25 üretici kazancı ve yüzde 15’lik insanca yaşam payı ile birlikte buğdayın kg fiyatının 1,08 krş olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu tespitlerden hareketle açıklanan 60,50 krş’luk fiyatın buğday üreticisini memnun etmeyeceği açıktır.
Buğday müdahale alım fiyatlarının sürekli olarak beklentilerin altında açıklanması çiftçimizi buğday üretiminden vazgeçirmektedir. Buğday ekim alanları 2002 yılından günümüze 12,1 milyon dekar azalmıştır. Türkiye’nin buğday üretimi 1990’lı yılların başında 20 milyon tonun üzerindeyken son beş yılın üretim ortalaması 19 milyon tonla 20 yıl öncesinin altındadır. Oysa bu süreçte ülkemizin nüfusu 56,5 milyondan 73,7 milyona yükselmiştir."
Tüm olumsuzluklara rağmen üretimini inatla sürdürmeye çalışan çiftçiye 2011 yılında bütçeden sadece 6 milyar TL destek ayrıldığını vurgulayan Atalık, "Oysaki tek bir ürün için 5 aylık süreçte yurtdışına ödenen 1,6 milyar TL dikkate alındığında tarıma verilen desteğin son derece yetersiz olduğu son derece açıktır" diye konuştu.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.