Göz tansiyonu görme kaybına neden olabilir

Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi’nde hasta kabule başlayan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nihat Boztaş, 6-12 Mart Glokom Haftası sebebiyle Glokom -halk arasında bilinen adıyla Göz Tansiyonu- hakkında bilgiler verdi. Dr. Boztaş “Glokom diğer adıyla Göz Tansiyonu, genellikle göz içi basıncının yüksekliğiyle seyreden bir göz hastalığıdır. Göz içinde yapılan ön kamara sıvısının gözü terk ederken dirençle karşılaşması nedeniyle oluşur. Tedavi edilmezse, gözün sinir hücrelerinde harabiyet sonucu görme kaybı meydana gelir.” dedi.

Göz tansiyonu görme kaybına neden olabilir
15 Mart 2018 Perşembe 09:34

GLOKOM (GÖZ TANSiYONU) NEDiR?
“Göz tansiyonu, göz küresi içinde göziçi sıvısı tarafından sağlanan basıncın ifadesidir. Genellikle 9-21 mmHg arası normal tansiyon kabul edilmekle beraber aslında göz tansiyonu kişiye özgü (bireysel) bir değerdir. ‘Normal’ göz tansiyonu o kişinin görme siniri üzerinde hasar oluşturmayan basınç değeridir. Bu değer bazen normal kabul edilen sınırların içinde, bazen dışında olabilir. Göz tansiyon ölçümünde yüksek bir değerin tespit edilmesi o kişinin glokom hastası olduğu anlamına gelmez. Glokom denilebilmesi için göz tansiyon yüksekliğinin görme sinirini zedelenmesi gerekir. Bunu değerlendirecek olan glokom uzmanınızdır.
 
GLOKOMUN NEDENLERİ NELERDİR VE EN ÇOK HANGİ YAŞ GRUBUNDA GÖRÜLÜR?
Hastalığın ortaya çıkış sebebi genellikle yapısaldır. Az sayıda vakada kortizon kullanımı, diyabet, travma vb. sebeplerle de glokom ortaya çıkabilir. Genelde 60 yaş üzeri hastalığıdır ama her yaşta ortaya çıkabilir. Yeni doğan bebekte ortaya çıktığında göz basıncı artmaz çünkü gözün elastikiyeti yüksektir bu yüzden göz genişler ve büyüyüp incelir. 40 yaş üzerinde görülme sıklığı ortalama %2, 60 yaş üzeri %10’dur. Ailede glokom olması hastalığın ortaya çıkma riskini 8 kat artırır.
 
GLOKOM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Glokomu diğer hastalıklardan ayıran en önemli konu budur. Glokom çoğunlukla hiç bir belirti vermeyebilir. Sıklıkla 40 yaşın üzerinde oluşan glokom genellikle yıllar içinde çok sinsi ilerler. Bu; en sık görülen glokom tipi olup ‘Primer Açık Açılı Glokom’ olarak adlandırılır. Bu süre içinde glokomlu kişilerin bir bölümünde de hastalığa ait herhangi bir belirti görülmez. Glokom, birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebilir. Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığından erken tanı önemlidir. Normal göz muayenesi sırasında tespit edilen anormal göz içi basıncı artışı hastalığın ilk belirtisi olabilir. Göz doktorunca düzenli aralıklarla yapılan muayeneler glokomun erken tanı ve tedavisi için en iyi yoldur.
 
Glokom, klinik olarak değişik şekillerde ortaya çıkabilir. Hastaların çoğunda göz tansiyonu ile ilgili hiçbir şikâyeti yoktur, ağrı ya da görme azalmasından yakınmaz. Başlangıç dönemlerinde görme alanında kayıp oluşmaz ya da fark edilemez. Mevcut görme bulanıklığı, uyum zorluğu, karanlığa alışmada gecikme olması gibi belirtilerin pek çok göz hastalığında da olabileceği bilinmelidir.
Çok az bir hasta grubunda hastalık glokom krizi ile ortaya çıkar. Hastada aniden başlayan çok şiddetli ağrı, gözde aşırı kanlanma, kapaklarda şişme, görmede ileri azalma, ışıklar çevresinde halkalar görme gibi göz belirtilerinin yanı sıra çok şiddetli baş ağrısı ve bulantı, kusma gibi şikâyetleri de olabilir. Bebeklerde de glokom görülebilir. Bu yaş grubunda gözde büyüklük, ışıktan aşırı rahatsızlık, kapakların sıkıca kapatılması ve aşırı sulanma gibi belirtiler olabilir.
 
GLOKOM TEDAVİSİ
Tedavinin seçiminde hastanın yaşı,hastalığın durumu,hastanın tedaviye cevabı önemli rol oynar. Yapılacak tedaviler; azalan görmeyi geri getiremez,sadece daha fazla görme kaybı olmasını engeller. Bu nedenle; Glokomda erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Erken teşhisle uygun tedavi yapılırsa; görme hasarı ve kaybı önlenebilir. Çoğunlukla bir veya birkaç damla ile hastalık tedavi edilebilir. Komplike ve ağır tablolarda lazer tedavisi ve cerrahi yöntemler kullanılır.
 
Tedavi mevcut hasarları düzeltemeyip ancak var olan durumu koruduğundan hastaların rutin göz kontrollerini yaptırmaları, özellikle risk grubundaki hastaların (ailevi yatkınlık, ateroskleroz, kortizon kullanımı yüksek, hipermetropi vb.) bu konuda hassas olmaları çok önemlidir.”
 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.