SARIKAMIŞ HAREKATI


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

23 Aralık 2020, 10:56

Sarıkamış Harekâtı’nın 106. yıldönümünde Allah-u Ekber Dağları’nın çetin kış şartlarında verdikleri mücadelede esnasında donarak şehit olan on binlerce askerimizi saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyoruz.
 
Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914 - 6 Ocak 1915),I.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devletiile Rusya arasında Sarıkamış ve çevresinde gerçekleşen muharebelerdir.
 
29 Ekim 1914’te Osmanlı’ya ait iki savaş gemisinin Karadeniz kıyısındaki Rus şehirleri Odessa, Sevastopol, Feodosiya ve Novorossiysk’i bombalaması üzerine Rusya hükumeti, Osmanlı ile diplomatik ilişkilerin kesildiğini ilan ederek İstanbul’daki Rus elçilik heyetini derhal ülkesine geri çağırdı. 2 Kasım’da Çar Nikola bir manifesto yayınlayarak Osmanlı Devletine savaş ilan etti ve Rus Kafkas Ordusu’na sınırı geçerek Osmanlı ordusuna saldırma emri verdi. Böylece Osmanlı Devleti fiilen I. Dünya Savaşı’na girmiş oldu. Rusya’nın savaş ilan etmesinden sonra Doğu Anadolu bölgesinde iki taraf arasında çatışmalar başladı.
 
Rusya’nın amacı Osmanlı III. Ordusunun üssü olan Erzurum’u ele geçirmekti. Bunun bilincinde olan Osmanlı Devleti bir plan hazırladı. Plana göre öncelikle Rusya bölgeden atılacak ve Kars ile Ardahan kurtarılacaktı. Ardından Güney Kafkasya’ya ilerlenerek Bakü ele geçirilecek ve Rusya egemenliği altında yaşayan bütün Türk-İslam halkları Çarlık aleyhine isyana teşvik edilecekti. Planı uygulamak için harekete geçen Osmanlı Devleti, 1914 yılının Aralık ayında oldukça riskli bir askeri operasyona karar verdi.
 
Harekat için 3 kolordu görevlendirilmişti, 11. Kolordu, Karakurt tarafında gösteri taarruzu yaparken esas 9 ve 10'uncu Kolordu ise Allahuekber Dağları'nın güney eteklerinde başlattıkları taarruz harekatıyla düşmanı Sarıkamış önlerinde kuşatmayı ve yok etmeyi planlanmıştı.
 
Coğrafi bilgi eksiği ve harita yetersizliği ile ölçümlerdeki yanlışlıklar nedeniyle harekatiki gün gecikmeyle 25 Aralık gecesi başlatılmıştır. İlk iki günü başarıyla geçen taarruz sonrasında olumsuz hava koşulları nedeniyle seyrini değiştirmiştir. Kış, 3-4 Ocak 1915 gecesi daha da şiddetlenmiştir. Fırtına ile yağan kar, yolları tıkayıp, çadırları yıkmıştır.Sonrasındadondurucu soğuklar bastırınca, Osmanlı askeri donma, dizanteri ve tifo gibi hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir. Bu harekatta Ruslar 32 bin askerini kaybetmiştir.
 
Harekât yaklaşık 15 gün sürmüş ve Osmanlı Devleti için büyük mağlubiyetle sona ermiştir.Şüphesiz ordumuzun bu yenilgisindeErmeni gönüllü tümenlerinin Rus kuvvetlerineyardım etmesinin payı vardır.Ermeniler savaşın en kritik zamanlarında Osmanlı kuvvetlerine meydan okumuştur. Osmanlı ordusunun gecikmesi Sarıkamış etrafında yeterli kuvvet bulundurması için Rus Ordusu'na zaman kazandırmıştır.
 
9. Kolordu’ya bağlı komutanlardan Şerif Bey de anılarındaSarıkamış’ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey “Sarıkamış” adlı kitabında şöyle anlatıyor:“Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. Zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik”.
 
Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük AleksandroviçPietroviç Sarıkamış’ta gördüklerini anılarında şöyle anlatıyor:“İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar… İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler… Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda…Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah’larına teslim olmuşlardı.”
 
İlk genelkurmay başkanımız Fevzi Çakmak ise taarruz sırasında (26 Aralık 1914) 9. Kolordu’nun Rusları geri püskürttüğünü ancak taarruza devam etmeyip diğer birliklerin gelmesini beklemenin hata olduğunu belirterek “Eğer harekât sırasında uzun yürüyüşler yapılmayıp da ordumuz kısa yaylar çizerek üç gün önce düşman üzerine atılsaydı sonuç daha başarılı olurdu.” demektedir.
 
Fevzi Çakmak“ Enver Paşa’nın askeri merhametsizce ileri sürdüğünü” söylüyorlar. Hâlbuki Ruslar da tersine “ Eğer Türkler durmayıp saldırsaydılar, takviye kuvvetleri gelmeden çekilmemize sebep olurlardı.” demektedir.
 
Harekatın başarısızlık nedenleri şöyle özetlenebilir: Mevsim şartlarının göz önünde bulundurularak teçhizat ikmalinin yeterli olarak yapılmaması, planlanan taarruz harekâtının tam olarak yerine getirilmemesi, ordu komutanlarının ve subaylarının gerekli öz veriye ve morale sahip olmayışı, mevsim şartlarından, açlıktan, bölgenin coğrafi özelliğinden kaynaklı ulaşımın zorluğu ve salgın hastalıklar
 
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına göre Sarıkamış’ta Osmanlı zayiatları 60.000 ve Rus zayiatları 30.000’dir. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının birçoğunun Ruslar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları(-25-30 derece soğuk) yüzünden olmasıdır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. 5000 kişi civarında esir alınmıştır.
 
"Ağır kış şartlarında şehit olan on binlerce askerimizin yanı sıra onlara kışlık giysi, erzak ve mühimmat yetiştirmek için yola çıkan ve Karadeniz'de batırılan Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa gemilerimizin fedakar personelini de unutmamalıyız.
 
  “Ölüm bize ne yakın, bize ne uzak ölüm / Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm” diyerek şehadete yürüyen tüm şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz:
 
 Ruhlarınız şad olsun.
 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Sercan karakuzu - 3 yıl önce
Elinize sağlık keyifle okudum yazınızı