Ve nihayet necip Türk milleti sandığa gitti ve demokrasinin gereğini yerine getirdi. Görüldü ki, Türk Milletine demokrasi pek yakışıyor.”
Yukarıda okuduğunuz satırlar yıllar yılı halkımıza seçim sonrası, siyaset yapanlar tarafından söylenen kalıp sözlerden sadece bir tanesidir. Basit şartlanmalarla ve yönlendirmelerle herhangi bir partiye oy veren insanlara demokrasi size pek yakışıyor diyen siyasetçi tiplemesi de, bahsettiği demokrasi sayesinde tarihin karanlık sayfalarında yerini çoktan aldı.
Bazılarının tahminlerinin çok ötesinde bir seçim yaşadık. Bazılarımız ise sonuçu biraz abartılı bulsak bile normal dedik.
Türkiyede seçmen tipini iyi analiz edemeyen parti veya partilerde büyük düş kırıklığı yaşandı. Tek teselli iyi çalıştık ama demek ki, kendimizi iyi anlatamadık, mazeretinin arkasına sığınmak oldu.
Garip olan bu mantıkta olan partiler hala kendilerini anlatamamaktan şikayetçi, vatandaşı anlayamamaktan değil.
Tartışmasız bir şekilde en başarılı partiler hiç şüphe yok ki, Ak Parti ve BDP dir.
Gerçek budur.
Bahsi geçen bu iki parti hitap ettiği seçmeni en iyi anlayan partilerdir.
Bu iki parti söylem ve eylemde farklı gibi görünselerde hitap ettikleri seçmenlere nabza göre şerbet politikasını en iyi yürütme başarısını göstermişlerdi.
Etnik milliyetçilik temelli siyaset yapan BDP hitap ettiği seçmenin dinsel özelliğine göre stratejiler geliştirirken,
Din özellikli siyasetin önemli aktörü Ak Parti de hitap ettiği seçmenin etnik milliyetçiliğini günbe gün çok iyi analiz etme becerisi göstermiştir.
Bu seçimin galibide kuşkusuz din ve etnik milliyetçilik olmuştur.
Haklar, özgürlükler, demokrasi, ekonomi gibi halkın pekte itibar etmediği argumanları kimse takmamıştır bile.
Ekonomik istikrarın devamı için iktidar partisine oy verildiği de doğru ama çok eksiktir. Bu oran iktidar partisine oy verenlerin %5ini dahi oluşturmaz.
Eğer yukarıda anlamaya çalıştığım yanlışsa, BDP’ye oy verenlerin hangi istikrar ve ekonomik gerekçelerle oy verdiğinin açıklanması gerekir.
Evet seçimin galipleri Din temelli siyaset ve etnik milliyetçiliktir.
Ak Parti din temelli siyasetinin içine, bir yıl önceki söylemlerinin tam aksi olarak öylesine etnik milliyetçilik kokan siyasetler yerleştirmiştir ki, MHP’nin savuna geldiği dini söylemler kaset skandalıyla parçalanınca bu sonuç kaçınılmaz hale gelmiştir. Kaset skandalının ters tepip MHP’ye oy kazandırdığı ise koca bir aldatmadır.
MHP nin yıllar yılı peşinden gittiği Türk-İslam sentezi, Ak Parti’nin seçim üstü BDP’nin üstün olduğu bölgelerde çöküşüne neden olan yeni Türk–İslam sentezi – Yeni Osmanlıcılık söylemi karşısında erimiş ve MHP’yi bitirmiştir. MHP için alınan oy kesinlikle yeterli değildir. MHPli yöneticiler politikalarında önemli düzeltmelere gitmek zorundadırlar.
Ve CHP, Ak Partinin ve BDP’nin din ve etnik milliyetcilik siyasetinden en fazla nasibi alan ve seçimlerde en fazla hayal kırıklığı yaşayan parti olmuştur.
Kırk yıllık CHP’li olduğunu söyleyenler dahi maalesef CHP genel başkanının alevi olmasından dolayı CHP’ye oy vermemişlerdir. Alevifobi CHP’nin bu seçimdeki en büyük handikapı olmuştur. Yani, Yeni CHP’nin başarısızlığının en büyük nedeni, nekadar çalışkan ve dürüst de olsa genel başkanından kaynaklanmıştır. Eski CHP’nin aksine yenisi, ulusalcı ve laik söylemlerden de vazgeçince sonuç yine Ak Parti’nin lehine olmuştur.
CHP bu seçimde Ak Parti’nin paket dağıtma politikasını da (sosyal yardım vs.) uygulamaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır. İktidarda uygulayanı varken MHP örneğinde olduğu gibi vatandaş kopyasına yada vaade oy vermemiştir.
Bilmeden (öyle olduğunu umuyorum) hem CHP hemde MHP, Ak Parti ve BDP’nin ekmeğine yağ sürmüşlerdir.
Geçtiğimiz yıl Anayasa referandumundan önce bu referandum değil seçim anketidir diye yazmıştım. Bütün halkın katıldığı anket tutmuştur. İnanmıyorsanız bu seçimin galipleri olan AK Parti ile BDP’nin oylarını bir toplayın üstünede Saadet Partisini ekleyin bakalım, ne çıkacak.
Saygılarımla.
