ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

18 Mart 2023, 10:59

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108.yıldönümünü kutladığımız bugünlerde; vatanımızı vatan yapıp bize emanet eden başta büyük önderimiz M.Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve kahraman şehit ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Çanakkale evladı olmaktan, şehit ve gazi torunu olmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum.


Çanakkale Savaşları tarihin kaderini değiştiren, yaşamak hakkına şerefi ile ulaşan bir ulusun Dünya’nın yenilmez armadasına karşı mücadelesidir. 18 Mart yersiz bir gururun Karanlık Liman’da boğuluşunun dünyaya ilan edildiği, gün olmuştur. Modern donanımlı İtilaf donanması, Türk denizcilerinin çelik yumruğu ile Türk askerinin sınırsız vatan sevgisi, direnme gücü, fedakarlık ruhu ve iman gücüne yenik düşmüştür.

Çanakkale, en son teknolojik silahlara ve devasa donanmalara sahip devletlerin de yenilebileceğinin görüldüğü yerdir. Yıllar yılı esaret altında yaşamış milletler için bağımsızlık meşalelerinin tutuşturulduğu yerdir.

Çanakkale, sadece cephedekilerin değil, geride kalanların da savaştığı bir kahramanlık destanıdır. Nerede ise hemen her haneden bir kişi cepheye gitmiş, millet cephedeki evladı için seferber olmuştur. Köyler boşalmış, tarlaları sürecek, tohum atacak genç kimse kalmamıştır. Birçok evde ise analar öksüz evlatları ile yalnız kalmıştır. Okulların büyük kısmında öğretmen ve öğrenci yokluğundan eğitime ara verilmiş; boşalan çoğu okul binası ise cepheden gelen yaralılar için hastaneye dönüştürülmüştür.

Gerçekte on binlerce kişinin kaybına, ölümüne neden olan savaş, sadece Türkler için değil binlerce kilometre öteden, deniz aşırı ülkelerden Çanakkale’ye gelip nereye geldiğini, kimlerle ve niçin savaştığını bilmeden kaybolup giden gencecik insanların da dramı olmuştur.

Bu zafer, Avrupa’nın “hasta adam” diye tanımladığı Osmanlı Devleti’nin uzun bir aradan sonra kazandığı ilk büyük zaferdir. Türk askerî yıllardır özlenen gücünü kaybetmediğini göstermiş, “yenilmez armada” diye bilinen İngiliz donanmasını geri püskürtmüştür. Böylece İstanbul muhtemel bir işgalden kurtarılmıştır. Yüzlerce yıl şanlı zaferlere susamış moralsiz Türk milletinin haritadan silinmesini engelleyerek başını dik tutmasını başarmıştır.

18 Mart taarruzu, Müttefik Donanmasının büyük ümitlerle ve kendilerinde emin bir şekilde başlattıkları saldırıdır. İtilafların yalnız donanma gücü ile Çanakkale’yi geçerek İstanbul’a ulaşma girişimi, olağanüstü Türk savaş stratejisi ile bir felakete dönüşmüştür.

18 Mart Zaferi Balkan devletlerinin savaş konusundaki görüşlerini etkileyerek Bulgaristan’ın Almanya’nın yanında savaşa girmesine, Yunanistan’ın ise savaşın son yılına kadar savaş dışı kalmasına neden olmuştur. Bu bakımdan 18 Mart Deniz Zaferi dünya dengelerinin bozulması açısından da önem taşımaktadır.

İtilaf güçleri, özellikle İngilizler, Çanakkale’deki Türk savunmasını ve askerî gücünü sadece “matematiksel ölçülere vurup” Türk askerinin üstün moral gücü ve olağanüstü askerî yeteneklerini göz ardı ederek büyük bir “hesap hatasına” düşmüşlerdir. Osmanlı askerî makamları, vatan savunmasını bütün moral faktörleriyle desteklemeyi bilmişlerdir. İtilaf güçleri ise “toplama” güçlerle hiç tanımadıkları ve bilmedikleri topraklarda, hangi gaye uğruna savaştığına inandırılmadan uzayan muharebeler sonrası bıkkınlıklarla önce denizde, daha sonra kara harekâtında beklemedikleri bir sonuçla karşılaşmışlardır.

Çanakkale Cephesi’nde okullarda okuyan öğrencilerin silahaltına alınması sonrası okumuş ve aydın işgücü kaybına sebebiyet vermiştir. Mülkiyeli, Tıbbiyeli, Sultani ve İdadiler ile Türk Ocaklarından yetişmiş binlerce okur-yazar yitirilmiştir. O günün şartlarında ülkenin beyin takımını oluşturan bu kayıplar, Birinci Dünya Savaşı’nın ilerleyen safhalarını etkilediği kadar, Türk Milli Mücadele’sini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilerleyen yıllarını olumsuz olarak etkilemiştir.

Çanakkale Deniz ve Kara Zaferi Türk tarihinin 1800’lü yıllarından itibaren çoğunlukla görülen yenilgilerden sonra askeri ve siyasal varlığını bütün dünyaya bir kez daha kanıtladığı bir zaferdir. 1353 Çimpe Kalesi’nin alınması ile Avrupa’da ilerleyişimiz 19. Yüzyıl la birlikte geri çekilmeye dönüşmüş ve bu süreç Çanakkale Zaferi ile son bulmuştur. Çanakkale öz yurdunu savunmak için şahlanan yaralı bir ulusun, sayı ve maddî açılardan üstünlüğü tartışılmaz olan düşmanlarını yenerek, onları felce uğrattığı bir savaştır. Bu yönüyle Türk tarihine adını altın harflerle yazdırmış ve Türk’ün şeref ve kahramanlık abidesi olmuştur.

Kimilerine göre 160, kimilerine göre ise 600 milyonda bir olma ihtimali olan kurşunların havada çarpıştığı bir ölüm kalım savaşı, metrekareye 6 bin merminin düştüğü eşi görülmemiş bir kan ve can pazarı olan şüheda toprağı Çanakkale’yi her Türk gencinin ziyaret etmesi, hala kan kokan, kulaklarda savaşın seslerinin duyulduğu o güzel toprakların kıymetini bilmesi gerekmektedir.

Çanakkale Boğazı’ndaki deniz yenilgisi altında kalmak istemeyen ve bu yenilginin olumsuz etkisini her ne pahasına olursa olsun silmek isteyen İtilaf Devletleri talihlerini bu kez de İstanbul’u almak için kara yolundan giderek denemeye karar verdiler. Bu yolun Gelibolu yarımadasından geçtiğini düşündüler ve kara ordularını Gelibolu’ya çıkarttılar. Çanakkale kara savaşlarında da İtilaf Devletleri’nin karşısına mavi gözlü dev Mustafa Kemal, kahraman Türk ordusu ve diğer kahraman komutanlar çıkacaklar Çanakkale’yi İtilaf Devletleri’ne kapatacaklar ve bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez!” dedirteceklerdir.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mehmet - 1 yıl önce
Kaleminize yüreğinize sağlık Nurhan hcm