Çanakkale’den günümüze

18 Mart, Çanakkale zaferinin yıldönümü.

Çanakkale savaşları yaşanmış destanlarla doludur.
İşte bir tanesi…
"25 Nisan 1915 günü Conk Bayırı'nda Türkler ve birleşik kuvvetler arasında korkunç siper savaşları olmaktadır. Siperler arasında 8-10 m. mesafe ya vardır, ya yoktur. Bir an süngü hücumundan sonra savaşa ara verilir ve askerler siperlerine çekilir. İki siper arasında ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan bir yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırarak  ağlamaktadır ‘kurtarın beni’ diye.
Ancak hiçbir siperden, kimse çıkıp yardım edememektedir. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun ölüm olarak yağmaktadır.
Bu sırada akıl almaz bir olay olur. Türk siperlerinden beyaz bir çamaşır sallanır. Arkasından ölümü hiçe sayan aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıkar. Herkes donup kalmıştır, nefes alamadan bu Mehmetçiğe bakmaktadır.
Yiğit Mehmetçik yavaş adımlarla yürüyerek yaralı anzak askerini kucaklar ve ingilizlerin siperlerine doğru yürür. Tüm askerler ona nişan almış beklemektedir. İyice yaklaşınca yaralıyı yavaşça yere bırakır ve geldiği gibi kendi siperine döner.
Bu olayın geçtiği anda sonradan Avustralya Genel Valisi olan Ütgm. Lord Casey de o siperlerde bulunmaktadır. Lord Casey bu kahraman Mehmetçik’e teşekkürü adına yapılan anıtla yıllar sonra iletir.
** **
Acılar içinde kıvranan düşmanını, canını hiçe sayarak kurtaran merhamet duygusunu savaş meydanında bile kaybetmeyen bu insanlar işte bizim gerçek ecdadımız.

** ***
Şimdi,
Berkin Elvan öldü.
Polisine destan yazdıranlar kına yakınız.
Meydanlarda sizin zülmünüze direnirken ölenlerden de,
Tunceli’de çıkan olaylarda şehit olan polisten de siz sorumlusunuz.
Küçücük çocukların, sırım gibi gençlerin ölümüne-şehit olmasına neden oldunuz, insanları sevdiklerinden, umutlarından yarınlarından ayırdınız, toplumu gerdikçe gerdiniz, kutuplara ayırdınız.
Sonuç?
** **
Yine Çanakkale’deyiz…
Gelibolu Conkbayırı’nın en tepe noktasında, Yeni Zelandalılar anıtının karşısında Atatürk Anıtı bulunmaktadır. Atatürk’ün heykeli iki katlı bir platformdan sonra yukarıya doğru hafif daralan oldukça yüksek bir kaide üzerindedir. Kaidede Atatürk’ün 1934’de söylediği şu sözler yazılıdır:

“ Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler,Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen Analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Düşman askerini artık kendi evladı sayan Mustafa Kemal’in insanlık tarihine örnek olacak sözleri ne kadar anlamlı değil mi?
** **

Şimdi sizlere soruyorum…
“Siz hangi toprakların insanısınız? “
Kendi askerini olmadık nedenlerle içeri tıkıp kendi evladının ölüm emrini verenler,
Bu bitmek, tükenmek bilmeyen öfkenizin, kininizin nedeni ne, ne yaptılar size?
Kimsiniz, Kimlerdensiniz?
Saygılarımla