Her Zaman, Her Yerde Koşmak…


Hamdi Baygın

Hamdi Baygın

14 Mayıs 2012, 12:42

Antalya’da sabah… yine Antalya’da yaşayan bir guguhcuk ötüşü ile uyandım… Eyvah! Dedim içimden, geç mi kaldık ne?

Kalkar kalkmaz cep telefonuma göz attım. Yedi Mart..Saat 06:44. Pencereden dışarı baktığım da, güneş epey yükselmişti. Eee..Buralara göre yani Trakya’ya göre daha erken aydınlanıyor Akdeniz.

Sonra, aynı otel odasını paylaştığım Cemil Şenel’i uyandırdım…Otelin yemek salonunda hafif bir şeyler yiyerek kahvaltı ettik...

Yalnız değildik kahvaltıda..İstanbul ve Bursa’dan da konukları var bulunduğumuz otelin…Ve biz dün tanışmıştık.

Onlar da bizim gibi birazdan koşulacak olan RUNTALYA-2010 MARATONU için gelmişlerdi Antalya’ya.

Saat 09:30 gibi birlikte çıktık otelden…Üzerimizde koşacağımız renk renk spor giysiler…Her birimizin formasında farklı bir göğüs numarası…Benim ki: 1145.

Dışarıda hidrellez sabahlarını aratmayacak güzellikteki hava..Pırıl pırıl masmavi bir gökyüzü ile aynı mavilikteki Akdeniz…Karşımızda da toros dağları.

Bizler yarı maraton (21.1 km.) koşacağız… Antalya Müzesi önünden başlayacak olan start yerine yürüyerek geldik.

"5. ÖGER ANTALYA MARATONU" ve "START" talkının bulunduğu cadde de Antalya Büyük Şehir Belediyesi bandosu şarkılar çalıyor…Kaldırımlar insanlarla dolu.

Avrupa ve Asya ülkelerinden gelen atletlerinde bulunduğu yüzlerce sporcunun arasına karışıyoruz.

Bir iki ısınma turu, birazda açma-germenin ardından -START- için yerimizi aldık.

Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi verecek başlama işaretini... Ancak öncelikle İSTİKLAL MARŞI.. Bando eşliğinde hep birlikte büyük bir coşku, onur ve gurur ile okuduk Milli Marşımızı.

Ve başlama işareti ile başlayan yarıştayım…Saat 10.30.

Önce çarşıdan geçiyoruz… Sonra, Akdeniz sahilinde var gücümle koşuyorum..Alanya tarafına doğru koşarken, Lara’dan geçerken bazen turistik otellere, bazen de bahçelerindeki papatyalara ve rengarenk çiçeklere takılıyor gözüm. Çiçek ve deniz kokusunu içime çekiyorum…

Geçtiğimiz yollardaki kaldırımlarda bulunanlar bizi, heyecanla ve sevgiyle selamlıyordu..

Bir müddet sonra dönüyoruz…Aynı şekilde dönüşümüzde sahilden oluyor.. Her iki km.’de bir su, meyve, enerji içeceği ve ıslak sünger veriliyor ama gerek duymadım.

Antalya,Akdeniz, falezler, toroslar ve çiçek kokusu bir araya gelince; yarışmanın da, koşmanın da tadına doyum olmuyor.

Antalya Atatürk Stadı’na: -VARIŞ- yerine de bu duygularla ulaştım. Tribünlerdeki kalabalıktan gelen alkış sesi ve boynuma takılan bir madalya da heyecan verici… Ama hiç önemli değil.

Önemli olan: Her zaman, her yerde koşmak

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.