I.İNÖNÜ MUHAREBESİ(6-10 OCAK 1921)


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

09 Ocak 2023, 10:46

Ulusumuza bağımsızlık yolunda güç veren, Kurtuluş Savaşı’mızın ilk durağı I.İnönü Muharebesi’nin102. yıldönümünü kutlamanın engin coşkusu ve onuruyla başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, silah arkadaşları ile I. ve II. İnönü Savaşları ile bu milletin “makus talihini” değiştirmiş İsmet İnönü’yü ve kahraman Mehmetçiğimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.

30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması ile Türk ordusu terhis edilerek ortadan kaldırılmak istenmiştir. Amaç daha sonra başlayacak olan ve Anadolu’nun işgalini tamamlayacak hamlelere zemin hazırlamaktır. Ancak işgal güçleri bu hesabı tam yapamamış ve Anadolu’da yeniden bir oluşumla ve dirençle karşılaşmıştır. Bu oluşum Mustafa Kemal’in liderliğinde başlayan ve yeni bir devletin kuruluşunu ortaya koyan mücadeledir. İşte bu mücadeleler içerisinde 1. İnönü Muharebesi önemli bir yere sahiptir. Çünkü bu muharebe yeni kurulacak devletin oluşturduğu düzenli ordunun kazandığı ilk muharebedir.

Yunanlılar, yeni kurulmakta olan Düzenli Ordu'nun etkinliğine fırsat vermemek, o dönemde demiryolu ulaşımı açısından son derece önemli konumda bulunan Eskişehir'i almak, Sevr Antlaşması'nı TBMM’ye kabul ettirmek,Ankara’yı ele geçirerek TBMM’yi dağıtmak, Çerkez Ethem'i desteklemek suretiyle kargaşa ortamından faydalanarak Anadolu içlerine doğru ilerlemek, Şark Meselesi kapsamında Türkler’i Anadolu’dan atmak amacıyla İnönü mevziilerine gelmişti.

O günlerde Türk ordusuna subay olarak katılması yönünde yapılan teklifi reddeden, Batı Cephesi Komutanlığı’na atanmayı arzulayan Çerkez Ethem de TBMM’ye karşı isyan etmiştir. Bu gerginlikten yararlanmak isteyen Yunan güçleri mevzilerinden çıkarak, 6 Ocak 1921’de Anadolu’nun içlerine doğru saldırıya geçerek muharebeyi başlatmıştır. Yunanlıların harekete geçmesiyle Çerkez Ethem de taarruza başlamıştır.8 Ocak günü Çerkez Ethem, Yunanlılara sığınmıştır. Çerkez Ethem’in yanında bulunanlardan 25 subay ve askerlerinin yarısı Türk ordusuna sığınmıştır.

9-10 Ocak tarihlerinde İnönü mevzilerinde taraflar arasında 36 saat süren bir çarpışma yaşanmıştır. Bu çarpışmalarda Türk kuvvetleri yer yer taarruzu püskürtme noktasında başarı sağlamışlarsa da genel olarak taarruz Yunan kuvvetlerinin üstünlüğü ile gelişmiştir. Muharebenin genelinde Yunan kuvvetleri üstünlük sağlamış olmalarına rağmen bu üstünlüklerini sürdürememişler ve ani bir karar ile geri çekilmeye başlamışlardır. Yunan ordusu geri çekildikleri yerlerdeki birçok insanı katletmiş, kadınların ırzına tasallut etmiş, köyleri yağmalamış, zahire, yiyecek ve canlı hayvanları da beraberinde alıp götürmüştür.

“Çukurhisar-Poyra-Gündüzbey-Kızılsaray-Bozoyük-Bozalana-Karaağaçİnönü-Eskisaray istikametinde meydana gelen muharebede Türk Genelkurmayı’na Göre subay ve nefer olmak üzere toplam 121 şehit verilmiştir. Yaralı sayısı ise 12’si subay olmak üzere toplam 97’dir. 34 asker ise esir düşmüştür. Yunan Genelkurmayı’na Göre I. İnönü Muharebesi’nde Yunan Ordusu’nun Kayıpları ölü sayısı subay ve nefer olmak üzere toplam 57, Yaralı sayısı ise 8’i subayı 100’ü nefer olmak üzere 145’tir. Yunan Ordusu’ndan esir olanlara dair bir rakam paylaşılmamıştır.

Meclisin 13 Ocak günkü oturumunda özellikle İnönü başarısı büyük coşku içinde kutlanmıştır. Birçok milletvekili tarafından zaferi değerlendiren konuşmalar yapılmıştır. Fevzi Paşa ve M. Kemal Paşa’nın değerlendirmesi şöyledir:

Fevzi Paşa: “…İnönü Muharebesi düşmanın felaketiyle neticelenmiş ve BMM’nin genç ordusu, daha henüz ikmal olunmamış ordusu ilk rüştünü bu suretle ispat etmiştir… Millet bu azim ve iradeyi, bu vahdet (birlik) ve tesanüdü (dayanışma) gösterdikçe inşallah, gelecek genç ordumuz, daha kuvvetli olacak ve kemale erecek,düşmanlarımıza her arzumuzu kabul ettirecektir…”

Mustafa Kemal: “Yaşamak ve bağımsızlık amacımız, ülkemizi zorla ele geçirme ve taarruz isteği ile çarpışıyordu. Sonunda ayın on birinci günü sabahı savaş alanı kanunî amacın, zaferinin doğduğu bir yer oldu. Yeni Türkiye Devleti’nin küçük ancak millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat düşmanı İnönü Meydan Savaşı’nda yendi. Savaş stratejisi sanatının en ince gereklerini yerinde uyguladı. İç sınırların kullanılmasında savaş tarihine parlak bir örnek yazdı. Yeni Türkiye Devleti’nin bağımsızlık düşkünlüğü gösterişsiz bir varlık içinde sürdürülemez bir ateşin yok edici alevleriyle kendisini ve yeni devletin içindeki yüce hasreti Birinci İnönü Meydan Savaşı’nda dünyaya kanıtladı”

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’de başlayan ve Anadolu’nun işgaline yönelik devam eden süreç İnönü’de kısa sürelide olsa durdurulmuş, bu durum bütün yurtta sevinçle karşılanmış, zafere susamış olan halkın morali yükselmiş, yurdun her köşesinde gösteriler yapılmaya başlanmıştır.

TBMM Hükûmetinin kurduğu düzenli ordunun kazandığı bu ilk zafer Anadolu’da başlayan uyanış ve direnişin yurt içinde ve yurt dışında yankılanmasına neden olmuş ve TBMM’nin saygınlığını artırmıştır. Türk Milleti’nin kendine ve ordusuna güveni tekrar pekişmeye başlamış ve moral değerleri artmıştır. Özellikle işgal güçlerinin dikkatini çeken bu zafer sonucunda 21 Şubat 1921 tarihinde Londra’da toplanan konferansa Osmanlı Devleti temsilcisinin yanında Ankara Hükûmetinden de katılımcı bulundurması teklif edilmiş ve bu durum TBMM’nin uluslararası alanda aldığı önemli başarı olarak tarihe geçmiştir. Bu süreç müttefikler arasında ilk ayrılıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlamış, Fransa ve İtalya Anadolu’daki durumlarını bir kez daha değerlendirmek zorunda kalmışlardır. Aynı şekilde Sovyetlerle olan ilişkilerde de olumlu gelişmelerin ilk adımları bu zaferden sonra başlamıştır.

Birinci İnönü Zaferi’nin yaşandığı o sıkıntılı günlerde Ankara’da önemli siyasi gelişmeler yaşanmış ve kurulacak olan devletin ilk siyasi adımları atılmıştır. 20 Ocak 1921 tarihinde TBMM’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilmiş ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu belgelenmiştir. Bu belge Cumhuriyet yolunda atılan en önemli adımlardan biridir.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.