Çerkezköy'ün 1/3'ü yıkılır

İnşaat Mühendisleri Odası Çerkezköy Şube Temsilcisi Cengiz Yıldırım "1999 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinden önce Çerkezköy’de çok sayıda sağlıksız bina yapıldığını göz önüne alırsak, Silivri açıklarında olabilecek bir depremin zemini sıvılaşmaya uygun olan Çerkezköy’de %30'a yakın bir yıkıma neden olabileceğini söyleyebilirim." dedi

Çerkezköy'ün 1/3'ü yıkılır
02 Kasım 2011 Çarşamba 00:00

Van depreminin acısını hissettiğimiz bugünlerde İnşaat Mühendisleri Odası Çerkezköy Şube Temsilcisi Cengiz Yıldırım olası bir Marmara Depremi'nin Çerkezköy’de yaratacağı yıkım hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamasında yapı denetim firmalarının müteahhitlere bağımlı hale getirildiğini ifade eden Yıldırım, "Bu durum denetimlerin sağlıklı bir şekilde yapılamamasına neden oluyor. Yapı denetim firmalarının müteahhitlerle muhatap olmadığı bir sistem geliştirilmeden yeni yapılan binalarında çok sağlıklı olduğunu söylemek doğru olmaz" dedi.
DEPREM NASIL MEYDANA GELİR?
Açıklamalarına depremin nasıl oluştuğunu anlatarak başlayan Yıldırım Dünyamızın sürekli bir değişim halinde olduğunu belirtti ve "Bu değişime bağlı olarak kara parçaları da hareket etmekte ve birbirlerine karşı basınç uygulayarak enerji biriktirmektedir. Yer kabuğunda belli bir fay boyunca biriken enerjinin bir noktada dışa vurması ile deprem meydana gelir. Deprem bir tabiat olayıdır ve dünyanın oluşumu ile ilgilidir. Bu noktada depremde bilim dışı noktalar aramak, dogmatik düşüncelerle depremi açıklamaya kalkışmak doğru olmaz" ifadelerini kullandı.
DEPREMLE YAŞAMASINI ÖĞRENMELİYİZ
Ülkemizde çok sayıda aktif fay hattı olduğuna dikkat çeken Yıldırım, "Fay hatlarının bulunduğu bir ülkede depremlerle yaşamasını öğrenmemiz gerekiyor. Ama ülkemizin gündemine deprem asıl olarak 17 Ağustos Depremi’nden sonra yerleşmeye başladı. 17 Ağustos’tan önce hükümetler, devlet görevlileri deprem gerçeğini hafife almışlardır. Bu ülke 17 Ağustos Depremi ve son olarak Van Depremi ile gerçeği görmeye başladı" dedi.
1999’DAN ÖNCE YAPILAN BİNALAR TEHLİKELİ
1999 depreminden önce statik yapıyı oluşturmada kullanılan hesapların ve deprem yönetmeliğinin yetersiz kaldığını söyleyen Yıldırım, "17 Ağustos Depremi’nden sonra deprem yönetmeliğinin yeterli olmadığı görüldü ve yönetmelik değiştirildi. Değiştirilen bu yönetmelikte ilk olarak 19 bölgede uygulanmaya başlandı. Bu yönetmeliğin bugüne kadar Van ve Erzurum gibi deprem riskini yüksek olduğu yerlerde uygulanmaması ise son derece düşündürücüdür. 2011 yılı itibariyle ise bu yönetmelik ülkemizin bütün illerinde uygulanmaya başlanmıştır. Buradan yola çıkarak 1999 yılından önce yapılan binaların depreme dayanıklı olamadığını söylemek gerekiyor. Bu binaların kısa sürede denetlenip yıkılması ve insanların can güvenliğini sağlayan yeni binaların yapılması gerekiyor. Bu durumun Çerkezköy içinde geçerli olduğunu belirtmek durumundayım. Olası bir Marmara Depremi'ne 40-50 kilometrelik bir mesafedeyiz. Deprem gerçekleştiği anda sadece fay hattı üzerindeki yerlerde yıkım yapmaz. Bunu Van depreminde de yaşayarak gördük. Deprem üsttü Gevaş’a yakın olmasına rağmen 50-60 kilometre uzaktaki Van merkezde de yıkımlar meydana geldi. Aynı örnek Gölcük Depremi içinde geçerlidir. Gölçük’te gerçekleşen depremde bölgeye yakın olan Tuzla’da değil de, deprem sırasında zemini sıvılaşmaya daha uygun olan Avcılar'da yıkımlar meydana geldi.
ÇERKEZKÖY’ÜN ZEMİNİ SIVILAŞMAYA UYGUN
Çerkezköy’ün zemini de sıvılaşmaya uygun oldu için Marmara Denizi'nde olacak bir depremin Çerkezköy’de yıkıcı etki bırakması kaçınılmazdır. Silivri açıklarında gerçekleşecek depremin Çerkezköy’de yıkıma yol açacağını ortadadır. Çerkezköy’deki 1999 öncesi yapılan binalar göz önüne aldığımda, bu yıkım oranın %30’larda olacağını düşünüyorum. Bu yıkımdan kurtulmak için eski binaların hızlı şekilde yenilenmesi ve rantabl hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için Belediye eski binaları yenileyecekler için kat artırıma gidebilir, devlet topladığı deprem vergilerinden kaynak yaratarak eski bina sahipleri yardım edebilir ve uygun kredi imkanları sağlayabilir" dedi.
YAPI DENETİM FİRMALARI’NIN MÜTEAHHİTLERLE MUHATTAP OLMAYI SİSTEM GELİŞTİRLMELİ
Yapı denetimi sistemindeki çarpıklığın binaların doğru kontrol edilememesine ve deprem sırasında binaların yıkılmasına neden olduğunu söyleyen Yıldırım, "Van'da bir kez daha göstermiştir ki deprem öldürmez, denetimsiz yapı öldürür. Devlet yapı denetimini özel sektöre bıraktığı için denetimlerde sağlıklı bir şekilde yapılamıyor. Bu sorunu çözmek için yapı denetim firmalarının müteahhitlerle muhatap olmadığı bir sistem geliştirilmelidir. Bu konuda vatandaşların da duyarlı olması gerekiyor. Vatandaş binasını yaptırırken kimse denetlemeye gelmiyorsa bunu yetkili mercilere bildirmelidir" şeklinde konuştu.
DEPREM SONRASI İÇİN PLANIMIZ YOK
Deprem sonrası için İstanbul ve Çerkezköy’ün bir planı olmadığını dile getiren Yıldırım, "İstanbul’da gerçekleşme ihtimali olan şiddetli bir depremde Avcılar, Bağcılar, Esenler gibi yapılaşmanın daha sağlıksız olduğu bölgelere devlet bir ayda giremez. Şiddeti 7’den daha büyük olacak bir depremde 20 milyona yakın insanın yaşadığı İstanbul’da can ve mal kaybı çok büyük olacaktır. Böyle bir durumla karşılaşmamak için planlı ve programları bir şekilde hareket edilmeli, vatandaşlardan alınan deprem vergileri sağlıksız binaların yıkılıp yeniden yapılması için kullanılmalıdır. Devlet her şeyin para ve rant elde etmek olmadığı hatırlamalı, meydana gelebilecek bir depremde kayıpların en aza indirilmesi için gerekli adımları atmalıdır. Devlet doğru bir planlama ile eski yapı stokunu eritmelidir. Ayrıca insanların sağlıklı konutlarda yaşaması anayasal olarak bir haktır. Ve bu hakkın insanlara verilmesi gerekiyor" dedi.
SAĞLIKSIZ BİNALARI YIKACAĞIZ DİYE VATANDAŞIN YERİNE GÖZ DİKİLMEMELİ
Kentsel dönüşüm projeleri ile eski binaların yıkılması ve o bölgede yaşayan insanların başka alanlara gönderilmesini de değerlendiren Yıldırım, "Sağlıksız binaların yıkımı yapılırken vatandaşın yerine göz dikmemek ve kentsel dönüşümün yapıldığı yerleri rant alanı olarak görmemek gerekiyor. Kentsel dönüşüm adı altında Bakırköy’de yaşayan insanın evinin yıkılıp Halkalıya, Beylikdüzü’ne gönderilmesi doğru olmaz. Bu dönüşüm vatandaş mağdur edilmeden, hak gaspına uğratılmadan yapılmalıdır. Dönüşüm gerçekleştirileceği alanda adalar birleştirilmeli, o bölgede yaşayan insanların talepleri de dikkate alınarak yeni bir yapılaşmaya gidilmelidir" dedi.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.