MAVİ KELEBEKLERİN İZİNDE


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

15 Temmuz 2014, 10:06

Avrupa'nın tam ortasında ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen bir insanlık ayıbının hikayesi olan, sadece sahip oldukları kimliklerinden dolayı öldürülen, işkenceye ve tecavüze uğrayan, yurtlarından sürülen binlerce masum insanın acımasızca dünyanın gözleri önünde katledildiği Srebrenitsa Soykırımının 19.yıldönümünde hayatını yitiren kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Bu vesile ile Musul'da, Kerkük'te, Doğu Türkistan'da zulüm altındaki Türk soydaşlarımızın, Gazze'de, Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta ve dünyanın başka yerlerinde zulüm altındaki tüm Müslüman kardeşlerimizin acılarını paylaşıyorum.
Srebrenica Katliamı ya da Srebrenica Soykırımı, 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı (Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşı)’ndaSrpska Cumhuriyeti Ordusu’nun Srebrenica’ya karşı giriştiği “Krivaya 95 Harekâtı” sırasında  Temmuz 1995′te yaşanan ve en az 8300 Boşnak’ın,Bosna-Hersek’in Srebrenitza kentinde General RatkoMladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmesine verilen addır.
Yugoslavya Devletinin yıkılmasının ardından bölgede kaos ortamı oluştu ve dışmüdahalelerin de etkisiyle etnik guruplar bir arada yaşayamaz hale geldi. Sovyet bloğunun daparçalanmasıyla etnik guruplar zaman içerisinde bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar.
25 Haziran 1991 tarihinde İtalyan desteğiyle Hırvatistan ve Slovenya bağımsızlıklarını ilanederken 1 Mart 1992 tarihinde Hırvat ve Boşnak Müslümanlar, Bosna- Hersek’in bağımsızlığıkonusunda referandum oylaması talep etti. Referandum yüzde 99,7 gibi bir rakamlaneticelendi ancak Bosnalı Sırpların çoğu referandumu boykot ettiler. Bu boykota rağmenNisan 1992’de Aliya İzzet Begoviç yönetimindeki Bosna- Hersek bağımsızlığını ilan etti.
Ancak kazanılan bağımsızlık, Büyük Sırbistan hayalleri olan Bosnalı Sırpları memnun etmedive bu memnuniyetsizlikleri, insanlık dışı uygulamalarının en önemli sebebi oldu.
Yugoslavya’nın çöküşü ve Bosna Hersek’in bağımsızlık ilanının ardından BüyükSırbistan hayalleri olan Bosnalı Sırplar, Sırbistan’dan askeri yardım alarak, bir SırpCumhuriyeti kurduklarını ilan edip, bölgede yaşayan Müslüman Boşnaklar ile KatolikHırvatların ülkeyi terk etmelerini istediler. Bölge halkı topraklarını terk etmekten yanaolmayınca korkunç bir soykırımla karşı karşıya bırakıldı.
Soykırımın en yoğun biçimde yaşandığı şehirse hiç kuşkusuz Srebrenica şehri oldu. Oysasoykırımın başlamasıyla ülkeye zoraki yolla müdahil olmayı başaran BM’nin güvenli bölgeolarak tayin ettiği altı bölgelerden biri de Srebrenica’ydı.
Savaştan önce nüfusu 24 bin civarı olan kentin nüfusu diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına gelmişti. Artık Srebrenica ‘açlık’ ve ‘hastalıklar’ ile mücadele eden bir ‘toplama Kampı’na dönüşmüştü. Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü tarafından koruma gerekçesiyle toplanmıştı.
RatkoMladiç komutasındaki Sırplar Srebrenica’ya olan saldırılarını sıklaştırdıklarında Müslümanların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru sorumlu Hollanda komutanı ThomKarremans tarafından reddedildi. BM yalnızca iki F16′yı kent üzerinde bir uçuş yaptırmakla yetindi. Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna’daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar. Savaş sırasında şehrin güvenliğinden sorumlu olan Hollandalı Komutan ThomKarremans kendisine sığınan 25 bin mülteciyi ve şehri Sırplara teslim etti. Daha sonra ortaya çıkan bir video kasetinde Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri çekilmiştir.Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamı, bir ‘soykırım’ olarak kabul etti; ancak Sırbistan’ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.
11 Temmuz 1995 günü RatkoMladiç, silahlarından arındırılmış kente girerken hiç zorlukçekmedi. Savunmasız kalan Müslüman Boşnaklar ve mülteciler Sırplar tarafından yollarda,dağlarda hunharca katledildiler. Sırp katiller cesetlerde kimlik tespiti yapılamaması için,cesetleri parçalayarak toplu mezarlara gömdüler.Avrupa’nın desteğiyle gerçekleştirilen vahşi saldırılar sırasında Bosna Hersek’in temelekonomik kaynağı olan maden ocakları da Sırpların maddi çıkarlarına hizmet etmek üzerekullanıldı. Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı Srebrenica’nınTanjarz kırsalında 10 binkişiyi esir alan askerler Mladiç'in emriyle 8372 esiri vahşice katletti. Katledilenmasum insanların cesetleri parçalandı, iskeletleri çıkartıldı ve yakıldıktan sonra Lahey mezarlığına gömüldü.
Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenica’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda Barış Gücü askerinin varlığı katliamı önlememiştir. Üstelik Hollandalı askerlere, katliamdan sonra, “başarılarından ötürü” Hollanda hükümetince madalyalar verilmiştir. Birleşmiş Milletlerin, Hollanda’nın gözetiminde yapılan bu katliamdan bu iki kuruluş kurbanlara karşı sorumludur.
Bosna-Hersek savaşı sırasında 16.698 çocuk öldürüldü. Başkent Saraybosna’da ölen çocuk sayısı ise 1566’dır. Ülke genelinde yaralanan çocuk sayısı 3. 331. Yaralanan Saraybosnalı çocukların sayısı ise 14.825’tir. Ülke genelinde sakat kalan çocukların sayısı ise 14.825’dir. Yıllar sonra akıllarda küçük bir Boşnak çocuğun “Küçük çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?” sorusu kalacaktı.Katledilen siviller yüzleri tanınmayacak hale getirilip vücutları parçalara ayrıldıktan sonra buldozerlerle farklı yerlerde toplu mezarlarda defnedilmiştir. Şimdiye dek açılan toplu mezarların sayısı 64’ü bulmaktadır. Toplu mezarlara gömülen cesetler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliğini artırmış, (mineral vb yönünden), ve bu da bölgede bulunan misk otu ya da yavşan otu olarak bildiğimiz bitkinin(artemisiavulgaris) coşup fışkırmasına, ve bu da yalnızca bu bitki ile beslenen mavi kelebek nüfusunun artan besin miktarına paralel olarak artmasına sebep olmuştur. Araştırmacılar bu mavi kelebekleri izlemek suretiyle toplu mezarlara ulaşmışlardır. Mavi Kelebeklerin hikayesi budur.Bugün dahi ulaşılamayan cenazeler ve tespit edilemeyen toplu mezarlar olduğu gibi, aynı kişiye ait vücudun bir parçası bir toplu mezardan diğer parçası ise farklı bir toplu mezardan çıkmaktadır. Bu trajedinin izlerini dönemin basınında görmek mümkündür.
Srebrenica Soykırımı’nın anma törenlerinin yaklaştığı günlerde 2001 yılındasoykırım zanlısı RatkoMladiç’in yakalanması, bölgede büyük yankı uyandırdı. Yakalanmasının ardından 5 gün sonra sevk edildiği Lahey’de, katliamı organize etmekten, katliama taraf olmaktan veya olaylara sessiz kalmaktan dolayı suçlu bulundu  ve 2001 de 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sırbistan’ın en önemli gazetelerinden biri olan “Blic”te yer alan bir ifadesine göre Mladiç, “Evet, kendimi öldürmemekle hata ettim. Fakat mademki buradayım,benim isteklerimi yerine getirmek durumundasınız. Bana bir avukat tahsisedecek, sağlık problemlerimi tedavi edecek ve ailemin beni ziyaret etmesineizin vereceksiniz” diyordu. Takip eden süreçte mahkemede yöneltilen bazı sorulardan Mladiç’in rahatsız olduğu basına yansıdı. Kimileri “ulusal kahraman” olarak nitelendirdikleriMladiç’in yakalanmasına protestolarla karşılık verirken, Bosna savaşında yakınlarınıkaybeden sessiz çoğunluk ise bir anlamda teselli buldu. Sırp yetkililerin ve siyaset bilimcilerin en fazla üzerinde durduğu nokta ise bu gelişmenin, Sırbistan’ın AB üyeliğiyolunda önemli bir engeli kaldırmış olmasıydı.
Bosna`nın 500 yılı aşkın kültürel mirası ve tarihinin de yok edilmeye çalışıldığı savaşta, 1,5 milyon kitap kütüphanelere yapılan bombardıman sonucu yok oldu. Ülkenin en zengin koleksiyonunu barındıran milli kütüphanesinde Osmanlıca, Farsça ve Boşnak dilinde yazılmış, eşi benzeri olmayan el yazması kitaplar imha edildi.
1000 tane cami ve Mimar Sinan`ın talebesi Mimar Hayrettin`in 16 yy.`da, yaptığı Mostar Köprüsü yıkıldı. Bugün birçok cami otantik veya yeni şekliyle tamir edilmeye çalışılıyor, Mostar Köprüsü de yeniden inşa edildi.
Srebrenicakatliami II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır. Bir gecede Vatikan’ın yönetiminde Sırp, Yunan, Alman ve Hollanda gibi Hıristiyan ülke ordularının işbirliği içinde Müslüman Boşnakların yaşadığı kentlerden birisi olan Srebrenica’nın basılarak on bin civarında Müslüman’ın öldürülmesi, dünya tarihine geçen en büyük kara sayfalardan birisidir. Sadece farklı bir dinden oldukları için öldürülen bu insanlar tam bir Hıristiyan milliyetçiliğinin kurbanı olmuşlardır. Savaşın başından beri çekingen kalan uluslararası toplum, önleyemediği bu yıkımın bedelini ödetmekte de sınıfta kalmıştır.Srebrenica Soykırımı ile ilgili asıl üzücü olan ise, bunun amacı barış ve güvenliği sağlamak olan Birleşmiş Milletler eli ile gerçekleştirilmesidir.
Srebrenica katliamı yakın geçmişte meydana gelmiş insanlığın en büyük utançlarından biridir. Katliamın Bosnalı Müslümanlara yönelik olması, Sırpların başında bulunan RatkoMladic’in katliam sabahı “Bugün Türklerden intikamımızı alacağız” içerikli konuşması ve etnik bir temizlik hedeflenerek katliamın gerçekleştirilmesi bu olayın her hangi bir katliam veya trajedi adı altında değil doğrudan soykırım olarak özetlenebileceğini göstermektedir. Amaç balkanlardaki Osmanlı’dan kalan son Türk ve Müslüman kimliğini silmektir.
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.