MUSTAFA KEMAL’İN HATIRATINDAN ANAFARTALAR ZAFERİ


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

10 Ağustos 2022, 11:53

Anafartalar Zaferi’nin 107.yıldönümünü kutladığımız bugünlerde; vatanımızı vatan yapıp bize emanet eden başta büyük önderimiz, Anafartalar kahramanı M.Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve kahraman şehit ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Çanakkale evladı olmaktan, şehit ve gazi torunu olmaktan büyük onur ve gurur duyuyorum.

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı’nda umduğunu bulamayan, Boğaz’ı denizden aşamayan İtilâf Devletleri, Gelibolu Yarımadası’nı alarak İstanbul yolunu açmak, Türkleri savaş dışı bırakarak Rusya ile doğrudan bağlantı sağlamak amacıyla bu kez 25 Nisan 1915’te farklı bölgelerden yaptıkları çıkarma harekâtıyla yaklaşık 8,5 ay devam eden kara muharebelerini başlatmışlardır.  Ancak Seddülbahir, Arıburnu, Kirte, Kerevizdere, Zığındere, Kanlısırt ve Conkbayırı’nda da başarılı olamayınca Ağustos 1915’te Suvla koyundan Anafartalar bölgesine çıkarma harekâtına girişmişlerdir.

Çanakkale Savaşının en büyük ve en kanlı saldırısı olan Anafartalar Muharebesi’nde Mustafa Kemal düşmanı ani ve şiddetli bir baskınla yenmek istemiştir. Burada kuvvetten çok karar vardır. Her türlü olumsuzluğa rağmen verdiği karar şudur:Düşman yenilecek ve mahvedilecektir.İngiliz Generali Hamilton’un planına karşılık M.Kemal’in planı ise; İngilizlere Kocaçimentepe ve Conkbayırı’nı kaptırmamak, onları olanaklar ölçüsünde bu kilit noktalardan uzak tutmaktı.

Sevgili okurlarım gelin hep birlikte bu kanlı mücadeleyi M.Kemal’in anılarından dinleyelim.

“... Gecenin karanlık perdesi tamamen kalkmıştı. Artık hücum anıydı. Saatime baktım. Dört buçuğa geliyordu. Birkaç dakika sonra ortalık tamamen ağaracak ve düşman askerlerimizi görebilecekti. Düşmanın piyade ve mitralyöz ateşi başlar, kara ve deniz toplarının mermileri bu sıkı düzende duran askerîmiz üzerinde duran askerîmiz üzerinde bir defa patlarsa, hücumun imkânsızlığına şüphe etmiyordum. Hemen ileri koştum. Tümen komutanına rastladım. O ve her ikimizin refakatinde bulunanlarla hücum safının önüne geçtik. Çok seri ve kısa bir teftiş yaptım. Önünden geçerek yüksek sesle askerlere selam verdim. Dedim ki: Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız. Komutan ve subaylara da askerlerin dikkatini işaretime çekmelerini emrettim. Ondan sonra hücum safının önünde bir yere kadar ileri gidildi ve oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretimi verdim. Bütün askerler, subaylar, artık her şeyi unutmuşlar, bakışlarını, kalplerini verilecek işarete yöneltmiş bulunduruyorlardı. Süngüleri ve bir ayakları ileri uzatılmış olan askerlerimiz ve onların önünde tabancaları, kılıçları ellerinde subaylarımız kırbacımın aşağı inmesiyle demirden bir kitle halinde aslanca bir hücumla ileri atıldılar. Bir saniye sonra düşman siperleri içinde göğe yükselen Allah, Allah seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Düşman silah kullanmaya zaman bulamadı. Boğaz boğaza kahramanca mücadele sonucunda ilk hatta bulunan düşman tamamen imha edildi.”

“Conkbayırı Tepesi askerlerimizin eline geçtikten sonra düşman karadan ve denizden yönelttiği seri ve yoğun topçu ateşiyle Conkbayırını cehenneme çevirmişti. Semadan şarapnel, demir parçaları yağmur yağıyordu. Büyük çaplı deniz toplarının tam isabetli daneleri yerin içirdikten sonra patlıyor, kenarımızda büyük lağımlar açıyordu. Herkes kaderine razı olmuş, akıbetini bekliyordu. Etrafımız şehit ve yaralılarla doldu. Muharebe meydanındaki durumu izlerken bir şarapnel parçası göğsümün sağ tarafına çarptı. Cebimde bulunan saati parça parça etti. Vücuduma giremedi. Yalnız derince bir kan lekesi bıraktı. Saat öğlene yaklaşıyordu. Askerlerimz sekiz saatten beri ölümle pençeleşmekten yorulmuşlardı. Arazinin durumu, düşmanın göz açtırmayan yoğun ateşiyle boğuşan askerlerimize geriden her türlü yardımı imkânsız kılıyordu. Zayiatımızda mühimdi. Düşmanı mağlup eden üstünlüğümüz olmayıp müthiş seri bir darbe halinde gerçekleşen hücumumuz olduğunu takdir ediyordum. Dolayısıyla 12:15’te 8’inci Tümen Komutanına şu emri verdim: Taarruzu durdurunuz. Conkbayırı ve Şahinsırt’ın batıya en hakim noktası daima elde bulundurulacak şekilde birliklerinizle işgal ettiğiniz hattı tahkim ediniz./Anafaratalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal”

Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey’in söylemiyle, “Tarihteki hiçbir olay, Çanakkale Muharebeleri’nde olduğu kadar yapılan plan ve öngörüleri boşa çıkartmamış, alınan kararları karıştırmamış ve belirlenen stratejik kuralları bozamamıştır.”

Mustafa Kemal’in Çanakkale savunmasında ortaya koyduğu sevk ve idare yeteneği konusunda Yeni Zelandalı tarihçi Alan Moorehead, “Mustafa Kemal’in savaş güdümünde gösterdiği şaşırtıcı başarılar takımı bu tarihten sonra başlar. Ne Liman vonSanders’in ne de başkasının göremediğini o görmüş, Gelibolu Yarımadasına ancak Conkbayırı ile Kocaçimen’den egemen olunabileceğini o anlamıştı. Müttefik devletler burayı ele geçirselerdi, bütün Boğaz’a egemen olurlar ve 20 km.lik bir çevreyi istedikleri gibi top ateşine alabilirlerdi. Küçük rütbeli ama dâhi bir Türk subayının orada bulunması, İtilâf Devletleri için harbin en büyük talihsizliklerinden biri oldu.” sözleri ile belirtir.

İngiliz Savaş Kabinesi 7 Kasım 1915'te Çanakkale'yi boşaltma kararı verdi. İtilaf kuvvetleri 20 Aralık 1915'te Anafartalar-Arıburnu, 8 Ocak 1916'da Seddülbahir bölgelerinden çekilmeye başladılar. Savaş sonunda tarafların tahmini kayıpları ise şöyledir: Türkler : 251.309 İngilizler : 205.000 Fransızlar : 47.000 8.5 ay süren Çanakkale kara savaşı, daracık toprak parçası üzerinde, zor koşullarda devam etmiş ve bundan dolayı çok can almıştır. Türk tarafının çok can kaybetmesinin sebebi de İtilaf donanmasının bombardımanıdır.
 

Sevgili Atamızın Çanakkale Muharebelerinde çarpışarak ölen Anzaklar için dile getirdiği şu sözleri ile yazımı noktalamak istiyorum. “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen Analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır.”

Aziz şehitlerimiz ruhunuz şad olsun!

Kaynakça:M.Kemal, Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,2011

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.