OĞLUM MERNUŞ


Ramazan Azkın

Ramazan Azkın

14 Mayıs 2012, 12:37

Tam, Münevver Karabulut cinayetini çözüp muasır medeniyetler seviyesine sıçrama yapmak üzereydik ki, şu demokrasi havarilerinin istilasına uğradık. Balyoz, çekiç, kürek, kazma, balta… Arkadaşlar daha çok operasyon yapacaktı da imdadımıza Türk Dil Kurumu yetişti. Operasyonlara verecek isim bulma sorunuyla karşılaştılar, biraz nefes aldık. Toplumsal bir fobi üzerimizde kalın bir balçık tabakası gibi öylece duruyor. "Kuşe kağıda pırıl pırıl kuponsuz çekilişsiz ´darbe planları´ gazeteniz FOS‘un sizlere hediyesidir." Göktürk Yazıtları yoksa gizli bir darbe planı mı? İyi de bu işin sonu yok ki biraz daha kurcalarsak çok fırtına kopar, olay Sümerlere kadar dayanır. Eeee yazıyı bulmanın da bir bedeli var kardeşim… Geçmişte yapılan ve zararları bariz ortada duran darbelerden hesap sormadan olmamış olma ihtimali olanlarla uğraşmanın, Aziz Nesin mizahına konu olacak cinsten bir durum olmasını neyse ki memleketim insanı geç de olsa kavradı. Yine de zararı yok ucundan, kenarından darbecileri eleştirme lüksümüz oldu buna da şükür. Gün geçtikçe azgınlaşan işsizlik ve yoksulluk insanların kafasına "zararlı" fikirler getirmesin diye toplumu oyalayacak yeni bir şeyler bulmak gerekiyordu. Laikliğe vurgu yapmanın modası çoktan geçmişti. Bir şey yapmalı, bir şey yapmalı… Vitrine yeni bir yüz lazımdı, toplumsal enerjiyi hiç oraya buraya zarar vermeden eritmek gerekirdi. Umut vermek gerekirdi, umut fakirin ekmeğiydi vermesen olmazdı. Verdiler umudu. Öyle bir şey olmalıydı ki içinde mucize kelimesi geçmeliydi..Mucizeyi de buldular.Nal mıhıyla (büyük çivi) koltuğuna çakılmış Baykal’a ilk ve son sez bütün piyasaları sarsacak bir kaset çıkartıldı. " Giderim Buralardan" U.S.A Plakçılık… Adına komplo dendi. Deniz Baykal yaptım da demedi yapmadım da. Zaten babasından miras kalmış gibi oturduğu o koltuğu bırakması "bu da oldu sonunda bir şeyler değişiyor" havasına toplumu hemen soktu. Başında kasketiyle topraksız ve yoksul köylüyü, aceleden giyilmiş kravatsız gömlek üzerine sade bir mont ile orta sınıfı, kafasında baret, ayağında çizmeyle işçileri temsil eden Kemal Kılıçdaroğlu göründü ufuktan. CHP’de yaşanan "İkinci Kemal" dönemiydi bu. Elinde sihirli değneğiyle dokundu dokunacak… Yargı bağımsızlığı mı? Bağımsız olamayanların yargısı mı? Anayasa darbeden mi çıkar, yoksa darbe anayasadan mı? Açıklasın cumhurun reisi memlekette kaç tane Amerikan askeri var. Vatan millet Sakarya, bu silah ticareti kimlere yarar ya? Sokakta işsiz, fabrikada köle, savaşlarda korkusuzdular. Elleri kınalı, dilleri dualıydı, mayın denen o kahpe, o kalleşçe tuzaklarda, o dört bir yanı satılmış eli kolu bağlanmış, kaderi okyanus ötesinden gelen emirlerle çizilmiş o "vatan" denilen topraklarda karşılıksız ve yalansız bir sevdayla kanlarını akıttılar. Ne büyük çiftlikleri vardı onların ne fabrikaları. Çifte pasaportları hiç olmadı onların, çek defterleri de. Zengininiz dolar ödedi, şehitlerimiz fakirden ya… Yurdumuzda uzun yıllardır konuşlanmış ABD askerleri var. Misafirlik için uzun bir süre. Bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içiyorlar. Hem zaten bu kadar benimsediğimize göre onlar da "bizim" evlatlarımız. Artık bu arkadaşlar için de ikinci vatanları Türkiye’ye hizmet etmenin zamanı gelmedi mi? Doğuda mayınlı bölgelere ve sıcak çatışmanın içine bu ABD askerleri gönderilsin. Yıllar önce bizim dedelerimiz onları Korelilerden korumak için göğsünü siper etmedi mi? Mehmet’in kanı canı bu adamlardan daha mı az değerli. Kardeşim Coni; "bu vatanda yaşıyorsan bu vatanın birazı da seninse bedelini de ödeyeceksin." Elin Japonu insandan ayırt edilemeyecek robot yapmış, bizimse daha yapacak çok şeyimiz var. "Oğlum Mernuş, sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun" demiş ya Bedri Rahmi bir şiirinde iyimsermiş biraz kendileri. Ne kaçırması, hayat denen şu kısacık yolculuğumuzda ya biletimiz yanlış ya da bekletiliyoruz yanlış durakta.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.