SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

25 Ağustos 2021, 11:53

Ulusumuza bağımsızlık yolunda güç veren Sakarya Meydan Muharebesi’nin100. yıldönümünü kutlamanın engin coşkusu ve onuruyla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşları ve tüm kahraman Mehmetçiğimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

Kütahya-Eskişehir Muharebesi’nin kaybedilmesi ve Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilinmesi sonucunda ciddi ve kritik bir döneme girilmiştir. Burada yapılacak meydan muharebesi Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olacaktır. Bunun için memleketin bütün kaynaklarını harekete geçirmek amacıyla önemli kararlar uygulamaya konulmuştur. Mustafa Kemal, 5 Ağustos 1921’de Başkomutanlık görevine başladıktan hemen sonra 8 Ağustos’tahem cephede hem de cephe gerisinde ordu-millet bütünleşmesini sağlamak, personel, mali ve lojistik seferberliği içeren “Tekâlif-i Milliye Emirleri” ni uygulamaya koymuştur.
 
Sakarya Meydan Muharebesi üç aşamada cereyan etmiştir. 23-31 Ağustos tarihleriarasında Yunanlıların sürekli taarruzları ve Türk askerinin savunma durumunda bulunması birinciaşamayı oluşturmaktadır. 26 Ağustos’ta Yunan askerinin 100 km’yi bulan savunma hattına sol kanattan yaptığı saldırı Türk ordusunun çok sıkışık bir hal almasına neden olmuştur. Türk Ordusu’nun buçevirme hareketiyle batıya bakan yönü güneye doğru çevrilmiş ve cephe güneyden Ankara’nın 50km güneyine kadar kaymıştır. İşte bu sırada Mustafa Kemal savunma hattının geriye çekilmesidüşüncesini ortadan kaldırmak için şu tarihi sözü ile Türk askerine moral vermiştir. “Hattı müdafaayoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıylaıslanmadıkça terk olunamaz. Onun için küçük büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir. Fakatküçük büyük her birlik ilk durabildiği noktada yeniden düşmana cephe kurup savaşa devam eder.Yanındaki birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzidesonuna kadar dayanmaya ve karşı koymaya mecburdur.”
 
Savaşın bu ilk aşamasında top seslerininAnkara’dan duyulması Ankara halkını çok korkutmuştu. TBMM’de bulunan üyeler de son kişi şehitolana kadar meclisi savunmaya karar vermiştir.
 
Savaşın ikinci bölümünü oluşturan 1-5 Eylül arası dönemde Yunan askerinin yavaş yavaş gücününtükenmeye başladığı, buna karşılık Türk Milleti’nin verdiği bu topyekûn savaşta Türk askerininmoralinin düzelerek karşı taarruza hazırlandığı görülmektedir.
 
7 Eylül’de Türk askerinin keşif taarruzunda başarılı sonuçlar alınması, Türk askerinin moralini dahada yükseltmiş ve savaşın kazanılacağına olan ümitleri daha da arttırmıştı. Anadolu’nun içlerinden
kahraman Türk kadınının savaş meydanına taşıdığı cephane ile bu ümit daha da artmıştı. Yunan ordusunda baş gösteren moral kaybı, yorgunluk ve açlık Türk Genelkurmayıtarafından çok iyi değerlendirilerek en uygun anda saldırmak için beklenmeye başlanmıştı.
 
Tarihler10 Eylül’ü gösterirken beklenen en uygun anın geldiğine inanılarak Türk askerine genel bir saldırıemri verilmişti. Çok çetin geçen Beyliktepe, Duatepe ve Kartaltepe muharebeleri sonunda Yunanordusunun direnme gücü tamamen kırılmıştı. 13 Eylül sabahı düşmanın bir kısmı Sakarya Nehri’ninbatısına geçmeyi başarmış, geçemeyenler de nehirde boğulmuştur. Yunan ordusunda bozgun okadar büyük bir hal almıştı ki, mühimmatı ve yaralılarını dahi savaş meydanında bırakıp kaçmışlardı. Türk askeri yaralı Yunan askerlerini sedyelerle tedavi merkezlerine götürmüşlerdi. Oysa kaçanYunan askeri geçtiği köyleri yağmalayarak, yakarak ve masum sivilleri öldürerek Afyon’a doğru kaçmaya başlamıştı. Kaçan Yunan askerleri bir müddet Türk askeri tarafından kovalanmış ancak kaçandüşman askerini yakalama imlanı olmadığı için takip bırakılmıştır.
 
TBMM hükümeti, Sakarya Savaşı’nın kazanılması üzerine Mustafa Kemal ve tüm kumandan ve askerlerimizi tebrik eden bir beyanname yayımlamıştır. TBMM, ayrıca Mustafa Kemal ve tüm ordu mensuplarına Sakarya Savaşı’nın kazanılmasından dolayı minnet şükranlarını bildiren bir telgraf göndermiştir. Türk ordusunun Yunanlılar karşısındaki zaferi tüm yurtta olduğu gibi Ankara ve Kastamonu’da da fener alayı ve şenliklerle kutlanmıştı.
 
Türk Milli Mücadelesi’nde bir dönüm noktası olan Sakarya Savaşı, askeri, siyasi ve moral üstünlüğünün Türk tarafına geçmesini sağlamıştır. Yunan ordusunun geri çekilmesi Yunanistan’da büyük bir hayal kırıklığına neden olmuş ve Yunan ve Batı kamuoyunda barış yapılması fikri güçlenmeye başlamıştır. Göğüs göğse çarpışmaların yaşandığı bu savaşta iki tarafın da kayıpları fazla olmuştur. Türk ordusu 5.713 şehit verirken Yunanlıların kaybı ise 3.958 askerdir.
 
Sakarya Meydan Muharebesinde çok fazla subay kaybı olduğu için bu Muharebeye “Subay Muharebesi” adı da verilmiştir. Mustafa Kemal,  bu muharebe için “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani kan gölü, kan deryası deyimini kullanmıştır. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" ünvanı ve "Mareşal" rütbesi verilmiştir.
 
Yunan ordusunun, Türk ordusunu Sakarya’nın doğusunda yok edip, Ankara’yı ele geçirerek Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Hükûmetini dağıtma planları Türk ordusunun Sakarya’nın gerisinde yaptığı savunma ile önlenmiş ve bu muharebede kazanılan zafer hem Türk tarihi hem de Türk İstiklal Harbi’nin dönüm noktası olmuştur.
 
 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.