SAMSUN’DAN YAKILAN İSTİKLAL MEŞALESİ


Nurhan Acar Azkın

Nurhan Acar Azkın

18 Mayıs 2021, 11:35

Bugün yüce önderimiz Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadele ateşini yakışının 102. yıldönümü. Kutlu olsun. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Başta gençlerimiz olmak üzere, ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.”

19 Mayıs 1919 tarihi, Türk milletinin tarihinde bir büyük geleceğin ve inkılâbın ilk adımı ve başlangıcı olması münasebetiyle bayramlaşarak ölümsüzleşmiştir.
 
19 Mayıs 1919, Şark Meselesi adı altında yok edilmek istenen Türk ulusunun âdeta yeniden var oluş destanının yazılmaya başlandığı tarihtir.
 
Bu tarih, Millî Mücadeleyi, millî bağımsızlığa dönüştüren, geri kalmışlığı, sömürüyü, bağımlılığıkıran, Türk milletini tam anlamıyla bağımsızlaştırma, çağdaşlaştırma ve demokratikleştirmeye sevk edecek olan sürecin başlangıcıdır.
 
19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal’in milletine güvenerek, inanarak yapacağı işleri “millî bir sır” gibi saklayarak; inanç ve düşüncelerini aşama aşama gerçekleştirmek kararıyla göreve atıldığı gündür.
19 Mayıs 1919, yıkılan, çok unsurlu bir imparatorluktan yeni, millî bir Türk devletinin hayat bulacağı eşsiz bir tarihtir.
 
Mondros Mütarekesi uyarınca işgal edilen İstanbul’dan 16 Mayıs 1919’da ayrılanMustafa Kemal, yüz bir yıl önce, 19 Mayıs 1919 günüSamsun’da Anadolu’ya ayak basmış, ülkenin ve milletin içinde bulunduğu bütün olumsuzluklara rağmen,“Ya İstiklâl, Ya Ölüm!” diyebilmiştir. Bu bir milli mücadele ve bağımsızlık iradesidir.
 
Atatürk, Nutuk’ta “1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu topluluk, genel savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış, Büyük harbin uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir halde. Milleti ve ülkeyi genel savaşa sürükleyenler kendi yaşamlarının kaygısına düşerek yurttan kaçmışlar. Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet güçsüz, onursuz, korkak; yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. Orduların elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilaf devletleri, ateşkes antlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar.” Kısa bir süre sonra her taraftan sevgi ve bağlılık mesajları gelir. Kâzım Karabekir, bizzat gelerek, “üniformanızı çıkarsanız da mukaddesatım üzerine söz veriyorum ki, size üstüm olduğunuz zamandan daha bağlı kalacağım paşam” demiştir.
 
Atatürk Nutuk'ta, kurtuluş çarelerini şöyle açıklıyor:
a. İngiltere korumasını istemek,
b. Amerikan mandasını istemek,
c. Bölgesel kurutuluş çarelerine başvurmak…

M.Kemal, üç kurtuluş çaresinin de ülkeyi gerçek kurtuluşa eriştiremeyeceğini biliyordu.Gerçek kurtuluş millet egemenliğine)dayanan tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmakla mümkün olabilirdi. İşte Samsun’a ayak bastığı andan itibaren uygulamak istediği plan bu olacaktı.
 
Mustafa Kemal, Samsun’dan “milletin kendi azim ve kararlılığı ile kurtulabileceği” mesajını vermiştir. Bu mesaj,Türk milletinin yaşama iradesinin sembolü olmuştur.
 
İngilizler daha İstanbul’dan ayrılmadan Kızkulesiaçıklarında BandırmaVapuru’nu aradıkları sırada yanındakilere; “bunlar bizi Anadolu’ya silah ve cephanegötürüyor sanıyorlar. Bilmiyorlar ki, biz Anadolu’yayüreğimizi, beynimizi ve ülkülerimizi götürüyoruz.” diyerek nasıl bir inanç adamı olduğunu gösteren Mustafa Kemal, Samsun’dan sonraki bütün süreçte debu inancını hep canlı tutacaktır.
 
Atatürk önderliğinde yürütülen ve başarıya ulaştırılan Milli Mücadele ve Türk İnkılabı, çağdaşlaşma yolunda atılan adımlarla modern dünyada saygın bir yeralacak, pek çok millete örnek teşkil edecektir.
 
Türk gençliğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin tek mirasçısı olarak gören Atatürk’ün “Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız." sözleri ışığında bizlere düşen görev, kurucu kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk’ü doğru anlamak ve O’nun “en büyükeserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmaktır. Cumhuriyeti yaşatmak, onun temel esaslarınasahip çıkmakla olacaktır. Tam bağımsız, üniter-ulus devlet, laik demokratik cumhuriyet olarak esaslarıbelirlenmiş olan Cumhuriyetimize sahip çıkmak; Atatürk’ün hatıralarını yaşatmak en büyük görevimizdir.
 
Yarınlarımızın güvencesi sevgili gençlerimiz 19 Mayıs 1919’da yakılan istiklal meşalesini nesilden nesile söndürmeden taşıyacak, ağır bedeller ödenerek kurulan Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatacaktır. 
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ömer faruk koç - 3 yıl önce
Hocam ellerinize sağık çok güzel yazmışsınız.